Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Bağdat Paktı Kore Savaşı, Amerika
Dışişleri Bakanı'nı, komünist emperyalizmi tehlikesine karşı daha güçlü
tedbirler almaya sevketmişti. Dulles, Orta Doğu memleketlerini de bir ittifak
sistemi içinde toplamak istiyordu ve bu amaçla 1953 Mayısı'nda bütün Orta Doğu
memleketlerini teker teker ziyaret etti. Bu arada 25-27 Mayıs 1953 günlerinde
Ankara'ya da geldi ve bu ülkelerle görüşmeler yaptı.Bu sırada İngiltere
ile Mısır arasındaki Süveyş anlaşmazlığı henüz çözümlenmemiş ve Arap
memleketleriyle İsrail arasındaki münasebetler de gerginliğini muhafaza
ediyordu. Bu sebeple, Dulles, bütün Orta Doğuyu kapsayacak bir savunma
sisteminin kurulması için gerekii müsait atmosferi bulamadı ve Washington'a
dönüşünde radyo ve televizyonlarda yaptığı bir konuşmada, Arap ülkelerinin
İsrail, İngiltere ve Fransa ile olan çatışmalara bütün dikkatlerini çevirmiş
olduklarını ve bundan ötürü de Sovyet komünizmi tehlikesine hemen hiç
aldırmadıklarını söylemiş ve Bir Orta Doğu Savunma Teşkilatı meselesi, yakın
bir ihtimal olmaktan ziyade, ancak geleceğe ait bir iştir diyerek, kurmak
istediği Kuzey Seddi (Northern Tier) tasarısını ileriye attı.Fakat
Türkiye, Amerika tarafından terkedilen bu fikrin peşini bırakmadı. 27 Temmuz
1954'te, İngiltere ile Mısır arasındaki Süveyş anlaşmazlığını sona erdiren
antlaşma parafe edildi ve bu antlaşma 19 Ekim 1954'de de imzalandı.Bu
antlaşmanın ilgi çeken tarafı, 17 Haziran 1950 tarihli Arap Ligi Devletleri
Ortak Savunma Antlaşması'nı imzalayan devletlerden birine veya Türkiye'ye,
silahlı bir saldırı olması halinde, İngiltere'nin Süveyş Kanalı'na asker sokmak
hakkını kazanmasıydı.Antlaşmanın bu hükmünün ve Mısır'ın da bu hükme
rıza göstermesinin, Türkiye'yi, Orta Doğu Savunma sisteminin kurulması hususunda
büyük ümitlere sevkettiği anlaşılmaktadır. Çünkü, Irak Başbakanı Nuri Said
Paşa'nın Ankara'ya yaptığı on günlük bir ziyaret sonunda 18 Ekim 1954'te
yayınlanan bir bildiride Türkiye ile Irak'ın Orta Doğu'da bir güvenlik teşkilatı
kurmaya karar verdikleri ve Türkiye'nin Arap devletlerinin meşru menfaatlerine
aykırı bir politika izlemiyeceği bildirildi. Bu son cümle ile anlatılmak
istenilen, Türkiye'nin İsrail meselesinde Arapların meşru menfaatlerine aykırı
hareket etmiyeceği ve İsrail'i körü körüne desteklemiyeceği idi.Arap
devletlerine bir taviz verilmek isteniyordu. Irak ile Türkiye'nin bir Orta Doğu
savunma teşkilatı kurma teşebbüsleri, başta Mısır olmak üzere Arap devletleri
tarafından tepki ile karşılandı. Çünkü, İngiliz-Mısır Süveyş antlaşmasının
parafe edilmesinden sonra, Mısır, kendi liderliği altında bir Arap devletleri
bloku kurmak üzere diplomatik faaliyetini birdenbire arttırmıştı.Mısır
Milli İstikamet Bakanı Salah Salim, Ağustos ve Eylül aylarında, Bağdat da dahil
olmak üzere bütün Arap başkentlerini ziyaret ederek görüşmelerde bulunmuştu.
Yine Mısır'ın Suudi Arapistan ve Pakistanla yaptığı temaslardan sonra, Eylül
ayında, Doğu ve Batı blokları arasında bir denge unsuru olmak üzere, bir İslam
Kongresi'nin kurulması dahi söz konusu olmuştur.Şimdi Türkiye ile
Irak'ın Mısır'dan önce davranarak, bir Orta Doğu güvenlik teşkilatı kurmak için
harekete geçmeleri Başkan Nasır'ın kendi liderliği altında gerçekleştirmek
istediği Arap blokunu engelleyici nitelikte ve daha da önemlisi, Mısır'ın
liderliğini köstekleyici nitelikte idi. Bunun için Mısır'ın tepkisi sert oldu.
Kurulacak olan güvenlik teşkilatına katılmıyacağını hemen
açıkladı.Mısır'ın bu tutumu diğer Arap ülkelerini de etkiledi ve bunlar
Türk-Irak teşebbüsüne karşı çekingen bir durum aldılar. Bu durum da Türkiye ile
Irak'ın teşebbüsünü köstekleyici nitelikte idi. Bu sebeple Türkiye Başbakanı
Menderes, 1955 Ocak ayında Şam ve Beyrut'u ziyaret etti. Suriye kurulacak pakta
katılmayı reddetti. Lübnan ise, Mısır ile Suriye'nin bu redleri karşısında, bu
pakta katılmaya birdenbire karar veremedi.Orta Doğu Güvenlik Paktı
meselesi, Arap Ligi Konseyi'nin 22 Ocak-6 Şubat 1955 arasında yaptığı toplantıda
tartışma konusu oldu. Mısır, Suriye ve Suudi Arapistan Pakt'a karşı şiddetli
cephe aldılar. Irak ise Pakt fikrini savundu. Lübnan ile Ürdün uzlaştırıcı bir
rol oynamak istedilerse de, Konsey toplantısı sonuç vermeden dağıldı. Bu durum
karşısında Türkiye ve Irak 24 Şubat 1955 de Bağdat Paktı'nı
imzaladılar.Taraflar arasında güvenlik ve savunma konusunda işbirliği
yapılmasını öngören bu Pakt'ın 5'inci maddesine göre, bu Pakt'a her devlet
katılabilirdi. Yalnız şu şartla ki, bu devletin ya bir Arap Ligi üyesi olması
veya taraflarca tanınmış olması gerekmektedir. Bunun anlamı şuydu ki, İsrail
için bu Pakt'a katılma imkanı yoktu. Çünkü bir Arap devleti olan Irak İsrail'i
tanımamıştı. Şüphesiz bu hüküm, diğer Arap devletlerinin İsrail düşmanlığına
verilmiş bir tavizdi. Bağdat Paktı imza edilirken, diğer Arap devletleri ve
özellikle Lübnan ve Ürdün'ün buna katılması halinde, Mısır-Suriye blokunun izole
edilmiş olacağı va sonunda da yalnız kalan bu devletlerin, ister istemez Pakt'a
katılacakları düşünülmüştü.Fakat düşünülen gerçekleşmedi. Lübnan ve
Ürdün nezdinde yapılan teşebbüsler bir sonuç vermedi. Bununla beraber, bu iki
devlet Mısır-Suriye blokuna da katılmadılar. Pakt'ın imzasından sonra Mısır ve
Suriye, Türkiye ve Irak'a karşı geniş bir kampanya açtılar.Bağdat Paktı,
Batı emperyalizminin bir vasıtası, İsrail'e hizmet eden bir alet olarak
gösterildi. Mısır ve Suriye'nin bu kampanyasını etkisiz bırakmak için Paktın
genişletilmesine çalışıldı. 4 Nisan 1955 de İngiltere, 23 Eylül 1955 de Pakistan
ve 3 Kasım 1955'de de İran Bağdat Paktı'na katıldılar. İngiltere'nin katılması
Mısır ve Suriye'nin eline yeni bir silah verdi. Bu da Bağdat Paktı'nın
İngiltere'nin Orta Doğu'daki sömürgeciliğinin yeni bir eseri olduğu idi. İran'ın
katılması ise büyük bir şey ifade etmedi. Zira Pakistan ve İran Orta Doğu'nun
Arap kuşağına dahil değildi. Böylece Bağdat Paktı Arap devletlerinin desteğinden
tamamen mahrum kaldı. Bu da Pakt için önemli bir zaaf oldu.Öte yandan,
Arap ülkelerinde doğan muhalefet karşısında Amerika da Pakt'a katılmaya cesaret
edemedi. Bu da Pakt'ın ikinci büyük zaafı oldu. Böylece Bağdat Paktı,
gerçekleştirmek istediği gayeye oranla, çok zayıf temeller üzerine oturtulmuş
garip bir bina oluyordu.Mart 1955 başlarında bir yandan Mısır ve Suriye,
öte yandan da Mısır ve Suudi Arapistan, aralarında birer askeri pakt imzalamaya
karar verdiler. Yemen de bunlara katılacağını bildirdi. Gerçekten, 20 Ekim 1955
de Mısır-Suriye 27 Ekim 1955 de Mısır-Suudi Arapistan savunma antlaşmaları
imzalandı.21 Nisan 1956'da da Mısır-Suudi Arapistan-Yemen savunma
antlaşması imzalandı. Orta Doğu'da Bağdat Paktına karşı mukabil bir blok ortaya
çıkmış oluyordu. Her iki blokun dışında kalan Lübnan ve Ürdün de gözönünde
tutulunca, Bağdat Paktı, Orta Doğu'da ve özellikle Arap kuşağında birleştirici
bir rol oynamak isterken, bu kuşağı üç parçaya ayırmış olmaktaydı. Bu
parçalanmadan ve parçalar arasındaki rekabetten Sovyet Rusya faydalanmıştır.
Böylece Bağdat Paktı'nın bir sonucu da, Sovyetlerin Orta Doğu'ya girmesi
olmuştur.Halbuki bu Pakt Sovyet tehdidine karşı bir savunma bloku teşkil
etmek için kurulmuştu. Oysa tamamen aksi oldu. Çünkü, Mısır, Bağdat Paktı'na
karşı mukabil bir blok kurmakla da yetinmeyip, sözde İsrail'in muhtemel bir
saldırısına karşı kendisini kuvvetli bulundurmak için, 1955 sonbaharından
itibaren Sovyet Rusya ve peykleriyle silah alışverişine girişti.Suriye
Sovyetlerle yakınlık kurmakta Mısır'dan da ileriye gitti. Bu iki devlet
Sovyetler Birliğini adeta Orta Doğuya çektiler. Bu ise Orta Doğu'daki Doğu-Batı
mücadelesini daha da şiddetlendirdi. Şimdi, 1950 de faaliyet alanlarını
Avrupa'dan Uzakdoğu'ya aktaran Sovyetler Birliği, bu gelişmelerle faaliyetlerini
Uzakdoğu ve Asya'dan Orta Doğu'ya aktarmış oluyordu. Bu ise 1956'dan itibaren
Orta Doğu buhranlarını daha da şiddetlenmeye götürecektir.Orta Doğu
buhranları Bağdat Pakt'ını bambaşka bir nitelik ve gayeye götürecektir. 14
Temmuz 1958'de Irak'da patlak veren ihtilalin sonunda gerek monarşinin ve gerek
Nuri Said rejiminin yıkılması ve General Kasım'ın liderliğinde 1963 yılına kadar
devam edecek rejimin Irak'ın kaderine egemen olması üzerine, Irak Bağdat
Pakt'ından çekilmiş ve bundan sonra Pakt'ın adı değiştirilerek Merkezi Antlaşma
Teşkilatı (Central Treaty Organization - CENTO) olmuştur.CENTO ise,
faaliyetlerinin yönünü, daha ziyade üyeler arasındaki ekonomik, kültürel ve
teknik işbirliğine çevirmiş ve bunda da daha belirli başarılar kazanmıştır. Öte
yandan, Bağdat Paktı'nın geçirdiği bu nitelik değişikliği Birleşik Amerika'yı
Paktın bu yeni şekliyle çok daha yakından ve sıkı bir işbirliğine
yöneltmiştir. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |