Kayıt ol Yardım Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Uyarılar

Camp David Antlaşmaları

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Camp David Antlaşmaları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Fakat, Lübnan iç savaşının sona ermesinden hemen bir yıl sonra Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın İsrail'e gitmesi ve bundan on ay sonra da İsrail ile Camp David Anlaşmaları'nı imzalaması, Arap dünyasını çok daha fazla karıştıracak ve günümüze kadar gelen bir dizi ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi

Camp David Antlaşmaları

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 12:27 PM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart Camp David Antlaşmaları

Fakat, Lübnan

iç savaşının sona ermesinden hemen bir yıl sonra Mısır Cumhurbaşkanı Enver

Sedat'ın İsrail'e gitmesi ve bundan on ay sonra da İsrail ile Camp David

Anlaşmaları'nı imzalaması, Arap dünyasını çok daha fazla karıştıracak ve

günümüze kadar gelen bir dizi yeni gelişmelerin kapısını açacaktır.18

Ocak 1974'de, Amerika'nın aracılık çabaları ile, İsrail ve Mısır arasında

imzalanan Sina anlaşması, Amerikan diplomasisi için bir başarı olduğu kadar,

Mısır-Amerikan münasebetlerinin de büyük ölçüde değişmesini ve gelişmesini

sağlamıştır. Hele, Dışişleri Bakanı Dr. Kissinger'in 31 Mayıs 1974'de de İsrail

ile Suriye arasında bir anlaşma sağlaması, Amerika'nın Arap dünyasındaki

nüfuzunu ve Orta Doğu politikasındaki tesirini daha da arttırmıştır.Bu

atmosferden yararlanan ve Orta Doğu'da bir barış zeminini kuvvetlendirmek

isteyen Başkan Nixon, 12-19 Haziran 1974 günlerinde Mısır, Suudi Arabistan,

Suriye, İsrail ve Ürdün'ü ziyaret etti. Nixon'ın Suriye ziyaretinde, iki ülke,

1967 savaşında kesilmiş olan diplomatik münasebetlerini tekrar tesis etmeye

karar verdiler. Fakat Orta Doğu gezisinin en başarılı kısmı Mısır ziyareti oldu

ve Nixon Mısırda hararetle ve büyük gösterilerle karşılandı.14

Haziranda, Mısır ile Birleşik Amerika Arasındaki Münasebetlerin ve İşbirliğinin

Prensipleri konusunda bir de anlaşma imzalandı. Amerika ile Mısır arasındaki

münasebetlerin almış olduğu bu yeni şekil ve gelişme iledir ki, Mısır, İsrail

ile 1 Eylül 1975 anlaşmasını imzalayarak, Sina'dan biraz daha toprak kazanmaya

muvaffak oldu. Bu da Mısır'ı, kaybedilen Arap topraklarının tekrar

kazanılmasında ve İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesini sağlamada,

Amerika'ya dayanma yoluna sevk etmiştir.Mısır'ın bu sırada Amerika'ya ve

genel olarak da Batı'ya eğilim göstermeye sevmeden sebeplerin başında,

karşılaştığı ekonomik meselelerin büyük tesiri olduğunda şüphe yoktur. İsrail

ile yapılan savaşların yükünü kaldırmak kolay değildi. İçerdeki ekonomik

sıkıntıların dışında, Mısır dış borçlarını da ödemekte güçlüklerle karşılaşmaya

başladı. Bundan dolayı, Enver Sedat, 20-29 Şubat 1975 günlerinde Suudi

Arabistan, Umman (Oman), Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar ve Kuveyt'i

ziyaret etti. Bu ziyaretler sırasında, yapılan anlaşmalarla, Suudi Arabistan

Mısır'a hemen 300 milyon dolarlık, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri de

400 milyon dolarlık bir yardım yapmayı kabul ettiler.Bunun arkasından

Enver Sedat, 29 Mart-10 Nisan 1975'de de Batı Almanya, Fransa, İtalya,

Yugoslavya ve Avusturya'yı ziyaret etti ve Yugoslavya hariç, diğer ülkelerle

çeşitli ekonomik yardım anlaşmaları imza etti. Enver Sedat, bu Orta Doğu ve Batı

Avrupa ziyaretlerinin arkasından 26 Ekim-5 Kasım tarihleri arasında da Birleşik

Amerika'yı ziyaret etti. Sedat bu ziyaretinde Amerika'dan silah almak istedi ise

de, Amerika herhangi bir taahhütte bulunmadı. Buna karşılık, Başkan Nixon, 1974

Mısır ziyaretinde vaad ettiği vechile, Kongreden Mısır'a 750 milyon dolarlık

ekonomik ve 250 milyon dolarlık da gıda yardımının çıkmasını

sağladı.Başkan Sedat'ın 1975 yılında yaptığı bu ziyaretler açık bir

şekilde göstermekteydi ki, Mısır politikası Batı'ya kaymaktaydı. O kadar ki,

ekonomik sebepler ağırlıklı bir rol oynasa bile, Enver Sedat'ın Orta Doğuda

ziyaret ettiği ülkeler esas itibariyle muhafazakar ve Batı'ya daha yatkın

ülkelerdi.Mısır politikasındaki bu değişmenin Sovyetleri hoşnut

bırakmayacağını tahmin etmek zor değildi. Mısır'ın Batı'ya doğru kayması ile

Mısır-Libya münasebetlerinin de bozulmaya başladığı görülmüştür. Hatta iki ülke

arasında çatışmalar çıkmıştır. Bu krizde, Libya ile yakın münasebetlere sahip

olan Sovyet Rusya'nın ne derece parmağı olduğunu tayin etmek elbette ki

güçtür.Mısır-Libya gerginliği ve iki ülke münasebetlerindeki kriz, 1975

Temmuzunda başlamış ve aralıklarla 1977 Ekimine kadar sürmüştür. 1975 Temmuzunda

Mısır sınır makamları, Mısır'da karışıklık çıkarmak isteyen bir takım

Libyalıları yakaladı. Bu hadise iki ülke münasebetlerini o kadar gerginleştirdi

ki, Libya Mısır sınırlarına 400 tank sevk etti ve Mısır da buna karşılık vererek

Libya sınırlarına kuvvet yığdı.Bu gerginlik Ekim 1975 ayına kadar sürdü

ise de, iki taraf da daha fazla ileriye gitmedi ve münasebetlerini normale

döndürdüler. Fakat 8-9 Mart 1976 günlerinde, Mısır'da yüksek seviyedeki kişileri

öldürmekle görevlendirilen 30 kadar Libyalı komandonun yakalanması, Mısır-Libya

münasebetlerini yeniden gerginleştirdi. Bunun üzerine Libya, ülkesinde

çalışmakta olan 22.000 kadar Mısırlıyı sınır dışı etti. Bu hadise de burada

kaldı.1977 yılında Mısır ve Libya savaş durumuna girdiler. 12 Temmuz

1977 günü, dört kişilik bir sabotaj grubunun Libya'dan Mısır'a girmek isterken

Mısırlılar tarafından yakalanması üzerine, 14 Temmuz 1977'den itibaren

Libya-Mısır sınır çatışmaları başladı. Bu çatışmalar, 17 Temmuzdan itibaren iki

taraf tanklarının ve uçaklarının çarpışmasına dönüştü. Gerçekte Libya ile Mısır

arasında bir savaş söz konusu idi. Dolayısıyla, Arap Ligi'nin ve diğer Arap

ülkelerinin araya girmesi üzerine, Libya topraklarına girmiş olan Mısır,

kuvvetlerini geri çekerek 24 Temmuzda savaşı durdurdu. Fakat iki devlet arasında

münasebetlerin normale döndürülmesi ancak 1977 Ekiminde mümkün

olabildi.Mısır'da, yüksek seviyedeki kişileri öldürmekle

görevlendirildiği belirtilen 30 kadar Libyalı komandonun 8-9 Mart 1976'da

yakalanmalarından bir kaç gün sonra, Enver Sedat, bir bomba patlattı.

Sovyetlerle olan bağlarını birdenbire koparıverdi. Mısır'ın Amerika ile

münasebetleri geliştikçe, Mısır-Sovyet münasebetleri bu gelişmenin üzerinde bir

ipotek teşkil etmeye başladı. Libya ile münasebetlerin gayet gergin olduğu ve

Lübnan iç savaşının da gayet yoğun bulunduğu bir sırada, Enver Sedat Sovyet

yükünü sırtından atıverdi.14 Mart 1977 günü, Mısır'ın parlamentosu olan

Halk Meclisi'nde yaptığı konuşmada, 27 Mayıs 1971 tarihli ve Mısır ile Sovyet

Rusya arasında sarsılmaz dostluk (unbreakable friendship) tesis eden Dostluk

ve İşbirliği Antlaşmasının feshini Halk Meclisi'nden istedi. Enver Sedat bu

konuşmasında, 1973 savaşından sonra Sovyetlerin Mısır'a karşı alakalarını

azalttığından, Arap dünyasında mihverler yaratmak, yani Arap dünyasını bölmek

için çaba harcadığından, Mısır'a silah ve yedek parça vermediğinden, 1975 Ocak

ayında Brejnev'in Mısır'a yapacağı ziyareti iptal ettiklerinden, 1971

anlaşmasını canları nasıl isterse öyle tatbik ettiklerinden şikayetle, bu

antlaşmanın artık bir yararı kalmadığını ve dolayısıyla feshedilmesi gerektiğini

söyledi.Halk Meclisi 15 Martta, yani ertesi günü, aldığı bir kararla,

Mısır-Sovyet dostluk antlaşmasını feshetti. İş bu kadarla da kalmadı. Halk

Meclisi, 4 Nisanda aldığı bir kararla da, Sovyet donanmasının Mısır

limanlarından yararlanmasını sağlayan anlaşmayı da feshetti. Enver Sedat'ın bu

tutumu Amerika'yı çok sevindirdi. Aynı ölçüde, Sovyetlerin de canını sıktı.

Mısır gibi, Orta Doğu'nun gayet stratejik bir ülkesi ve aynı zamanda da Arap

dünyasının nüfuzlu bir devleti ile münasebetleri kopmuş oluyordu. Sovyetler bu

kopmanın şokunu azaltmak için, 28 Nisanda Mısır'la gayet geniş çerçeveli bir

ticaret anlaşması imzaladılar.Enver Sedat, şimdilik daha ileriye gitmeyi

uygun bulmadı. Mayıs ayında yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu: Sovyetler

Birliği ile kavga etmek niyetinde değiliz. Bağımsız tutumumuzun anlaşılacağı ve

kabul edileceği günün geleceğini ümit ediyorum ve o zaman Sovyetlerle

münasebetlerimiz sağlam bir zemine oturmuş olacaktır.Şunu da belirtelim ki,

Sovyetlerin Mısır'dan belirli bir ölçüde uzaklaşmalarında veya Enver Sedat'ın

şikayet ettiği gibi, alakalarını azaltmalarında, 1974'ten itibaren Sedat'ın

takibe başladığı, Amerika ile münasebetleri yumuşatma politikasının da büyük

rolü vardır. Enver Sedat'ın bu yeni tutumu, Amerika'yı bir Orta Doğu barışı

konusunda daha da cesaretlendirdi ve harekete geçirdi.1977 yılında

Amerika'nın gösterdiği faaliyetler Dolayısıyla, Mısır da dahil, Amerika ile

Ürdün, Suriye, Suudi Arabistan ve İsrail arasında bir çok temaslar oldu. Hatta

Amerika Dışişleri Bakanı Cyrus Vance ile Sovyet Dışişleri Bakanı Gromyko

arasında New York'ta 30 Eylülde yapılan görüşmeler sonunda, 1 Ekim 1977'de

yayınlanan bir bildiride, bu taraflar, birbirlerinin meşru hak ve menfaatlerini

karşılıklı olarak tanımaya davet edilmiş ve Aralık ayında Cenevre'de bir

konferansın toplanacağı da açıklanmıştı. Lakin bunlardan hiç bir netice

çıkmadı.1977 Mayısında İsrail'de seçimler yapılmış ve Menachem Begin

liderliğindeki Likud Partisi seçimleri kazanarak yeni hükümeti kurmuştu. Bu

seçimlerden sonra, bilhassa Temmuz ve Ağustos aylarında Amerika'nın Time

dergisi, İsrail'in çeşitli vasıtalarla Arap ülkeleriyle temasa geçmeye çalıştığı

ve bilhassa mutedil Arap ülkeleri olan Ürdün, Suudi Arabistan, Mısır ve Sudan

ile barış müzakereleri için temas aradığını bildirdi. Dergi, İsrail ile gizli

olarak devamlı münasebet halinde bulunan Fas'ın aracı rolünü oynadığını

bildiriyordu.Başbakan Begin Ağustos ayında Romanya'yı ziyaret ettiğinde

Romenler kendisine, Enver Sedat'ın bir çözüm için arzulu olduğunu söyleyince,

Begin de Romenlere, bütün meselelerin müzakeresinde esnek bir tutum alacağını

bildirince, bu haber hemen Kahire'ye uçurulmuştu. Böyle bir atmosferdedir ki,

Enver Sedat 9 Kasım 1977 günü Halk Meclisi'nde yaptığı konuşmada, barış

konusundaki kararlılığını açıklayarak, barış için en büyük engelin psikolojik

engel olduğunu, bunu kırmak gerektiğini ve gerekirse kendisinin İsrail'e gitmeye

hazır olduğunu, gerekirse dünyanın dibine kadar gidebileceğini bildirdi. Begin

Sedat'ın bu konuşmasını ve teklifini cevapsız bırakmadı ve Enver Sedat'ı

İsrail'e resmen davet etti. Enver Sedat ikinci bombasını

patlatmıştı.Enver Sedat 19-21 Kasım günlerinde İsrail'i ziyaret etti ve

20 Kasım günü Kudüs'te İsrail parlamentosunda bir konuşma yaptı. Enver Sedat

konuşmasında şu noktaları vurguladı: Mısır barış yapmaya kararlıdır,

fakat bu barış adalete dayanan bir barış olmalıdır. Geçici bir anlaşma

değil, devamlı çözüm ve barış getirecek bir anlaşma gereklidir. Bu

barış, yabancı toprakların işgaline dayanamaz. Dolayısıyla, İsrail'in işgal

ettiği topraklardan çekilmesi zaruridir. Filistinlileri içine almayan

bir barış mümkün değildir. Filistin meselesi Arap-israil meselesinin temel

unsurudur. Bu sebeple, Filistinliler kendi vatanlarına ve kendi devletine sahip

olmalıdır. Bölgedeki her devletin güvenlikli sınırlar ve barış içinde

yaşaması hakkı kabul edilmelidir. Buna karşılık Begin de yaptığı cevabi

konuşmada, Sedat kadar açık, samimi ve heyecanlı olmamakla beraber, 14 Mayıs

1948'deki Bağımsızlık Deklarasyonunda, bütün komşu ülkelere barış ve iyi

komşuluk elini uzattıklarını, karşılıklı yardım ve işbirliği teklif ettiklerini

hatırlatarak, bugün de aynı şeyi istediklerini, bunun için de barışın ilk adımı

olarak savaş durumuna son verilmesi gerektiğini, İsrail'in o günkü topraklarda

bir vatana sahip olma hakkının bulunduğunu belirtti ve sonunda da her şeyi

herkesle müzakereye hazır olduklarını ifade etti. Bu suretle İsrail ile Mısır

arasında bir diyalog başlamış oluyordu. Fakat bu diyalog Arap ülkelerinde tepki

ile karşılandı.Bilhassa Suriye, Libya, Irak ve FKÖ, Sedat'ın Kudüs

ziyaretine büyük tepki gösterdiler. Buna karşılık, Ürdün, Suudi Arabistan ve

Sudan daha mutedil bir tutum aldılar. İsrail-Mısır diyalogu başlamakla beraber,

kolay gelişemedi. 25-26 Aralık 1977'de Begin Mısır'ı ziyaret ederek İsmailiye'de

Enver Sedat ile görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerde, taraflar, barış

görüşmelerini yürütmek ve bilhassa toprak meselelerini müzakere etmek üzere

yüksek seviyede askeri komiteler kurdular. Bu komiteler kah Kahire'de, kah

Kudüs'te toplantılar yaptılar. Bunlardan bir netice çıkmadı.Onun üzerine

Amerika araya girdi ve tarafları uzlaştırmaya çalıştı. Bu da mümkün olmadığı

gibi, İsrail'in Batı Şeria'da yeni yahudi yerleşim merkezleri kurmaya başlaması,

hem Mısır ve hem de Amerika ile münasebetlerini bozdu. Amerika, yeni yahudi

yerleşim merkezlerinin kurulmasını barış için bir engel saydı.Bu arada

Amerika'nın Mısır ve Suudi Arabistan'a F-5 savaş uçaklarını satmaya karar

vermesi, İsrail-Amerikan münasebetlerini daha bozdu. 1978 Ağustosunda İsrail'in

bir yandan Amerika, bir yandan da Mısır ile münasebetleri iyice tatsız bir hale

gelmiş ve barışa giden yol tıkanmış gibi görünüyordu. Bu sebeple Amerika tekrar

inisyatifi ele aldı ve Enver Sedat ile Begin'i Washington yakınlarındaki Camp

David'de müzakere masasına oturtmaya muvaffak oldu.Bu müzakerelere

Başkan Jimmy Carter da aktif olarak katıldı. Camp David görüşmeleri 5-17 Eylül

1978'de yapıldı ve 17 Eylülde, Mısır, İsrail ve Amerika arasında Camp David

Anlaşmaları imzalandı. Amerika bu anlaşmaları tanık olarak imzalamaktaydı.

Camp David Anlaşmaları iki tane çerçeve anlaşmadan meydana gelmektedir. Bu iki

çerçeve anlaşmadan biri, Orta Doğu barışının esaslarını çizmekte olup, Batı

Şeria ile Gazze ve Filistin meselesini ele almaktadır. Diğeri ise, İsrail ile

Mısır arasındaki barışın esaslarını çizmekte, yani Sina Yarımadası'na ait

bulunmaktadır.Önce şunu belirtelim ki, Camp David anlaşmalarının iki

hususiyeti vardır. Birincisi, bu anlaşmaların hükümlerinin tatbikinde ve bu

anlaşmaların gerektirdiği bütün müzakerelerde Ürdün de bir taraf olarak kabul

edilmekteydi. İkincisi, bu anlaşmalar, B.M. Güvenlik Konseyi'nin 1967'deki 242

sayılı kararı ile, 1973'deki 338 sayılı kararını da prensip olarak alıyordu.

Batı Şeria ve Gazze, yani Filistin meselesi ile ilgili anlaşmaya göre, bu iki

toprakta Filistinlilere muhtariyet verilecekti. Yani kendi işlerini kendileri

idare edeceklerdi. Bu muhtariyetin şekil ve mahiyeti, İsrail, Mısır ve Ürdün

arasında yapılacak görüşmelerle tespit edilecekti.Beş yıllık bir geçici

devreyi kaplayacak olan bu muhtariyet döneminde İsrail, bu iki toprakta, kendi

güvenliğini de sarsmayacak şekilde, asker miktarını asgariye indirecekti. Beş

yıllık muhtariyet döneminin üçüncü yılından itibaren, İsrail, Mısır, Ürdün ve

Filistin muhtariyet idaresinin temsilcileri arasında, Batı Şeria ve Gazze'nin

nihai statüsünü tespit edecek bir anlaşma için müzakereler

yapılacaktı.Bu anlaşma, Filistin halkının meşru hakları ile adil

isteklerini tanıyacaktı. Ayrıca, yine bu dönemde İsrail ile Ürdün arasında

barış müzakereleri ve İsrail'ini güvenliğini sağlayacak düzenlemeler de

yapılacaktı. İsrail-Mısır barışına ait çerçeve anlaşma ise, üç ay içinde İsrail

ile Mısır arasında bir barış anlaşmasının imzası ile, İsrail'in barış

antlaşmasının imzasından itibaren iki-üç yıl içinde Sina'dan tamamen çekilmesini

öngörmekteydi.Bununla beraber, İsrail-Mısır barışının üç ay içinde

imzalanması mümkün olamadı. Bunda iki sebep rol oynamış görünüyor. Biri,

Begin'in Camp David anlaşmalarını tatbikte yeteri kadar iyi niyetle

davranmamakta olmasıydı. Batı Şeria'da yeni Yahudi yerleşim merkezleri kurulması

bunun başında geliyordu. İkincisi ise, İsrail ile Mısır arasında bir uzlaşma

sağlama endişesi ile, metinlerin açık ve seçik bir şekilde yazılmayıp, bir çok

ifadelerin müphem kalmasıydı. Bu arada Kudüs meselesine hiç değinilmemişti.

Çünkü iki tarafın bu konudaki görüşlerini uzlaştırmak mümkün olmayınca, bu

meseleye hiç temas edilmemesi tercih edilmişti. Kudüs meselesi, daha aşağıda

temas edeceğimiz üzere, daha sonra İsrail ile Mısır arasında ve Filistin

muhtariyeti meselesinde büyük görüş ayrılığına sebep olacaktır.Diğer

taraftan, Kudüs hakkında hiçbir şeyin söylenmemiş olması, Arap ülkelerinin

tepkilerini de şiddetlendiren bir faktör olmuştur. Arap ülkelerinin Camp David

anlaşmalarına tepkileri, Enver Sedat'ın Kudüs'e gitmesinden daha şiddetli oldu.

Sedat'ın Kudüs ziyareti üzerine 1977 Aralık ayında Suriye, Libya, Irak, Cezayir,

Güney Yemen ve Filistin Kurtuluş Teşkilatı arasında teşekkül eden ve İsrail ile

her türlü anlaşmayı reddeden, Kararlılık Cephesi (Steadfastness Front) veya Red

Cephesi (Rejection Front), bu seferki tepkilerin de liderliğini üzerine

aldı.Bunlar önce Şam'da bir toplantı yaparak Enver Sedat'ın politikasına

karşı mücadele etmek üzere ortak bir siyasi ve askeri komutanlık kurdular ve

Amerika'nın Orta Doğu'daki nüfuzuna karşı denge olmak üzere de Sovyet Rusya ile

daha yakın münasebetler geliştirme kararı aldılar. Bunun üzerine, Suriye lideri

Hafız Esad 5-6 Ekim günlerinde Moskova'yı ziyaret ederek Brejnevle görüştü ve

yayınlanan bildiride, Camp David anlaşmaları reddedilerek, Suriye'nin savunma

potansiyelini kuvvetlendirmek için gerekli kararların alındığı

açıklandı.Bu gelişmelerden sonra, yine bu cephenin teşebbüsü ile 2-5

Kasım 1978 günlerinde Bağdat'ta Arap ülkeleri (Arap Ligi) zirve toplantısı

yapıldı. Alınan kararlar, toplantı sonunda, uzun bir bildiri ile açıklandı. Bu

kararlar alınırken, Fas, Sudan ve Umman genellikle muhalif kalmışlardır. Suudi

Arabistan ise, yatıştırıcı bir rol oynayıp bunda da başarılı olduğu için,

kararların ifadesi, bilhassa Mısır bakımından, yine de yumuşak olmuş

sayılabilir.Kararlarda, özetle, Filistin davasının ve bağımsız bir

Filistin devletinin kurulmasının, bütün Arap devletlerinin ortak bir davası

olduğu, Dolayısıyla bu meselede hiç bir Arap devletinin tek başına hareket

edemiyeceği belirtilerek, Mısır, imzalamış olduğu Camp David anlaşmalarını

feshederek, Arapların ortak hareketine katılmaya davet edilmekteydi. Aynı

zamanda Mısır'dan, Camp David anlaşmalarının öngördüğü, İsrail-Mısır barışını da

imzalamaması isteniyordu. Bu son nokta hakkında şunu da belirtelim ki, Mısır'ın

İsrail ile barış imzalaması halinde alınacak tedbirler ve gösterilecek tepkiler

de bu zirve toplantısında esas itibariyle ele alınmıştı.İsrail-Mısır

barışı, Camp David anlaşmalarının öngördüğü gibi, üç ay içinde imzalanamadı. Bu

barışın gecikmesindeki en mühim sebep, İsrail'in Camp David anlaşmalarını mümkün

olduğu kadar dar bir şekilde yorumlamasına karşılık, Mısır'ın da aynı şekilde

mümkün olduğu kadar geniş şekilde yorumlamaya çalışmasıydı. Mesela, bu

anlaşmalarda Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan Filistin halkının meşru

haklarından söz edilmiş, lakin herhangi bir şekilde bağımsızlıktan

bahsedilmemişti. Bu sebepten Begin, şimdi Judea ve Samaria dediği Batı Şeria'yı

tarihi İsrailin ayrılmaz bir parçası sayıyordu.Buna karşılık Enver

Sedat'a göre, beş yıllık muhtariyetten sonraki nihai statüye bağımsızlık da

dahildi ve Batı Şeria'nın muhtariyeti denince de, bu topraklara Kudüs de dahil

olup, Dolayısıyla Kudüs'ün de muhtariyeti söz konusu idi. Bu tartışmalar devam

ederken, 1979 Şubatında İran'da monarşinin devrilmesi ve Humeyni liderliğinde

bir Şii rejimin kurulması, büyük çoğunluğu Sünni olan Arap dünyasını alt-üst

ettiği gibi, Amerika'nın da, İsrail'in de bölgedeki stratejik görüşlerini

değiştirdi. Bu gelişme de, İsrail-Mısır barışının gerçekleşmesini kolaylaştırdı.

İsrail-Mısır barış antlaşması 26 Mart 1979'da Washington'da imzalandı.

Washington'da imzalandı, çünkü yine araya Amerika ve Bakan Carter girmek zorunda

kaldı. Bu barışta da, Amerika'nın uzlaştırma gayretleri büyük rol

oynadı.Bu barış antlaşması ile, 1948'denberi İsrail ile Mısır arasında

süregelen savaş hali artık sona eriyor ve iki devlet arasında normal

münasebetler başlıyordu. Taraflar, birbirlerinin egemenlik, toprak bütünlüğü ve

siyasi bağımsızlıklarına saygı göstereceklerdi. Ve birbirlerinin barış içinde

ve güvenlikli ve tanınmış sınırları içinde yaşama hakkını kabul ediyorlardı.

Birbirlerine karşı kuvvete ve tehdide başvurmamayı taahhüt ediyorlardı.

Aralarındaki sınır, Filistin mandası ile Mısır arasındaki milletlerarası sınır

(yani bugünkü sınır) olacaktı. İsrail Sina'dan çekilecekti.Bu barışın

her iki tarafca tasdik edildiği (ki 27 Nisan 1979'da olmuştur) tarihten itibaren

İsrail Sina'da, kuzeyde El-Ariş'ten güneyde Ras-Muhammed'e uzanan bir çizgiye

çekilecekti ki, bu suretle Sina'nın hemen hemen üçte ikisini Mısır'a terketmiş

olacaktı. Geri kalan bölümden çekilip Sina'yı tamamen terketmesi ise, 27 Nisan

1982'de, yani en geç üç yıl içinde olacaktı. Nitekim 27 Nisan 1982'den itibaren

Mısır Sina'ya tamamen sahip olmuştur.Bununla beraber, İsrail'in

güvenliği açısından Sina, İsrail sınırına doğru gittikçe azalan bir şekilde

gayrı askeri hale getirildiği gibi, İsrail'in Mısır'a bitişik toprakları da bir

şerit halinde askeri sınırlamalara tabi tutuluyordu. Diğer taraftan, yine 26

Mart 1979 günü Amerika ile İsrail arasında yapılan anlaşmaya göre, bu barış

antlaşmasının ihlali veya İsrail'in bir saldırıya uğraması halinde, Amerika

İsrail'e yardım için gerekli diplomatik, ekonomik ve askeri tedbirleri almayı

kabul ediyordu.İkinci bir anlaşmaya göre de, 1 Eylül 1975 anlaşması

gereğince İsrail'in Sina petrollerinden satın almaya hakkı olan petrolü Mısır

kesecek olursa, Amerika İsrail'e, ihtiyacı olan petrolü 15 yıl süre ile satmayı

garanti ediyordu. İsrail-Mısır barışının imzası, Mısır'ın Arap dünyası ile

bağlarının tamamen kopmasına sebep oldu. Arap Ligi'nin 19 üyesinin dışişleri,

maliye ve ekonomi bakanları 27 Martta Bağdat'ta toplandılar. Mısır davet

edilmemişti. Davet edilen Umman ve Sudan, katılmayı reddettiler. Bağdat

toplantısının 31 Martta açıklanan kararları, Mısır'ı yalnız bırakmak için,

diplomatik ve ekonomik olmak üzere iki çeşit tedbiri ihtiva

ediyordu.Diplomatik tedbirler çerçevesinde, Mısırla olan münasebetlerini

keserek, elçilerini Kahire'den geri çektiler. Ayrıca, bütün diğer ülkelere, Arap

ülkelerinin bu barış antlaşmasını kabul etmedikleri bildirilecekti. Ekonomik

alanda ise, Mısır'a ekonomik ve mali yardım yapan Arap ülkeleri (ki bunların

başında Suudi Arabistan geliyordu), bu yardımlarını keseceklerdi. Bağdat

Konferansı'nın bu kararları, Mayıs ayı başından itibaren aynen tatbik edilmeye

başlandı.Suudi Arabistan dahi, Mısır'a karşı sert tedbir almaktan

kaçınmadı. Bu ise, Mısır ile Suudi Arabistan arasındaki münasebetlerin

gerginleşmesine sebep oldu. Mısır tam bir yalnızlık içine girdi. Hatta, Camp

David anlaşmalarının imzası karşısında fazla bir tepki göstermeyen Sudan bile,

İsrail-Mısır barışının imzası üzerine ve diğer Arap ülkelerinin de baskısı ile,

Kahire'deki elçisini geri çekmiştir.Mamafih, Libya'nın Çad'ı kontrol

altına alma ve ayrıca Kaddafi'nin Sudan'daki Nimeyri rejimini devirme çabaları,

Sudan ile Libya arasındaki münasebetleri bozunca, 1981 Martında Sudan tekrar

Mısır'a dayanma yoluna gidecek ve Mısır ile münasebetlerini

normalleştirecektir.12 Ekim 1982 tarihinde de Mısır ile Sudan, bir

birlik kurma kararı alacaklardır. İsrail-Mısır barışı bütün Arap dünyasında bir

Amerikan aleyhtarlığının da şiddetlenmesine sebep olduğu için, Sovyetler bu

durumdan çok memnun kaldılar. Camp David anlaşmalarına ve barışa karşı tepki,

bir bakıma Sovyetlerin Orta Doğu'daki nüfuz imkanlarını arttırıyordu. Arap

devletleri içinde de bilhassa Suriye Sovyetlerle münasebetlerini genişletti ve 8

Ekim 1980'de, Dostluk ve İşbirliği antlaşması imzalandı.15 maddelik

antlaşmanın 5'inci maddesine göre, taraflardan herhangi birinin barış ve

güvenliğinin tehdit edilmesi halinde, bu tehdidin bertaraf edilmesi ve barışın

yeniden tesisi amacı ile işbirliği yapmak için derhal birbirleriyle temasa

geçeceklerdi. Buna karşılık, Amerika ve Batı dünyası da Sedat'ı destekledi.

Sedat, bilhassa Amerika'dan gayet geniş ekonomik ve askeri yardım almaya

başladı.8 Ekim 1981'de bir suikaste kurban giderek hayatını

kaybettiğinde, İsrail'in Sina'dan tamamen çekildiğini görememişti. Fakat,

gerçekten İsrail 27 Nisan 1982'de Sina'dan tamamen çekilerek, Mısır Sina'ya

tekrar kavuştu. Camp David anlaşmaları ve arkasından İsrail-Mısır barışının

imzası, Arap ülkeleri arasında bir dayanışma havası yaratmıştır. O kadar ki,

Camp David anlaşmalarının imzası üzerine, araları 1966'danberi açık olan Suriye

ve Irak 1978 Ekiminden itibaren birbirlerine yaklaşmışlar ve bir birlik kurma

kararı almışlardır. Fakat bu heves de uzun ömürlü olmamış ve 1979 Temmuzunda

Irak lideri Hasan El-Bekr'in istifası ve yerine Saddam Hüseyin'in geçmesi ile,

birleşme teşebbüsü de tarihe intikal etmiştir.Buna paralel olarak Arap

dayanışması da fazla sürmemiştir. 1979 Şubatında İran'da Şah'ın devrilip Humeyni

rejiminin başlaması ve 1980 Eylülünde de Irak ile İran'ın savaşa tutuşmaları,

Arap dünyasını yeniden bölecektir. İsrail-Mısır barışı ile alakalı olarak

belirtilmesi gereken son nokta da şudur: Bu barışın diğer Arap ülkelerini de

İsrail ile uzlaşmaya sevk edeceği ümit edilmiş, lakin bu ümit

gerçekleşmemiştir.Bu barış sadece Mısır'ı Arap dünyasından ayırmış ve

Dolayısıyla İsrail'i de güneyinde güvenlikli bir hale getirmiştir. Fakat diğer

cephelerde, Arap ülkelerinin tutumları yumuşayacağı yerde, daha da

sertleşmiştir. Bilhassa, 1976'danberi Suriye'nin bir çeşit işgalinde bulunan

Lübnan, Filistin gerillalarının İsrail'e karşı gittikçe artan saldırıları için

bir üs haline gelmiştir. Bu ise, Lübnan'ı İsrail saldırılarının hedefi yaptığı

gibi, sık sık giriştikleri hava muharebeleri ile İsrail ile Suriye'nin

çatışmalarına da sebep olmuştur.1981 Mayısından itibaren de Suriye

Lübnan'a, Sovyetlerin sağladığı SAM-6 füzelerini yerleştirmeye başlamış ve bu da

İsrail'in Lübnan'a karşı tepkisini daha da arttırmıştır. Arap-İsrail

gerginliğinin, İsrail-Mısır barışından sonra daha da artmasında, şüphesiz

İsrail'in tutumu da, büyük rol oynamıştır. Bunun başında İsrail'in Camp David

anlaşmalarında muhtariyet vermeyi vaadettiği Batı Şeria'da devamlı olarak Yahudi

yerleşim merkezleri kurmasıdır. İkincisi, Camp David anlaşmalarının hemen

arkasından, 1978 Ekimi sonunda İsrail, Tel-Aviv'deki bakanlıkları Kudüs'e

nakletmeye başlamıştır. Bu, bütün İslam dünyasında tepki yaratmıştır. Çünkü bu

hareketi ile İsrail, Kudüs'ü geçici statüden çıkarıp, İsrail Devletinin başkenti

yapıyordu.İsrail bununla da yetinmedi ve 1980 Temmuzunda, 1967 savaşında

Ürdün'den aldığı Doğu Kudüs'ü de Batı Kudüs'e ilhak etti. Yani artık İsrail

Kudüs üzerindeki egemenliğini tamamen yerleştirmiş olmaktaydı. Bunun da

arkasından İsrail, yine 1967 savaşından beri işgal altında tuttuğu ve Suriye'ye

ait olan ve Golan tepeleri denen toprakları da Aralık 1981'de ilhak etti. Yani

bu toprakları da sınırları içine kattı. Bu hareketlerin ve faaliyetlerin de Arap

ülkelerinin İsrail'e karşı tutumlarını sertleştirmelerinde büyük rolü olduğu bir

gerçektir.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

« Kayın Agacı | Kenevir »

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Camp David Antlaşmaları

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Camp David Antlaşmaları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Fakat, Lübnan iç savaşının sona ermesinden hemen bir yıl sonra Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın İsrail'e gitmesi ve bundan on ay sonra da İsrail ile Camp David Anlaşmaları'nı imzalaması, Arap dünyasını çok daha fazla karıştıracak ve günümüze kadar gelen bir dizi ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:53 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.