Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Öğretici Bilgiler

Uyarılar

Yom Kippur Savaşı

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Yom Kippur Savaşı Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bu savaşın, bundan önceki Arap-İsrail savaşlarına nazaran iki mühim hususiyeti ve farklılığı vardır. Araplar ve bilhassa Mısır tarafından başlatılan bu savaşın amacı, daha öncekilerde olduğu gibi, İsrail'in haritadan silinmesi değil, 1957 savaşında İsrail'in ele geçirdiği toprakların geri alınması ve bu ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi

Yom Kippur Savaşı

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 12:53 PM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart Yom Kippur Savaşı

Bu

savaşın, bundan önceki Arap-İsrail savaşlarına nazaran iki mühim hususiyeti ve

farklılığı vardır. Araplar ve bilhassa Mısır tarafından başlatılan bu savaşın

amacı, daha öncekilerde olduğu gibi, İsrail'in haritadan silinmesi değil, 1957

savaşında İsrail'in ele geçirdiği toprakların geri alınması ve bu suretle

Arapların prestijinin tamiri ve yükseltilmesi idi. Bu savaşın ikinci farklılığı

da, bilhassa Mısır'ın Sina cephesinde yaptığı süpriz saldırı ile İsrail

karşısında mühim başarılar elde etmesi ve İsrail'e, şimdiye kadar olduğundan

daha ağır kayıplar verdirmesidir.1973 savaşı İsrail için, daha öncekiler

gibi olmamıştır. 1973 Yom Kippur Savaşı'na varan gelişmeler, esasında 1967

Savaşı'nı takip eden gelişmelerin devamından başka bir şey değildir. 1967

Savaşı'ndaki ağır yenilgi, Arap ülkelerini İsrail'e karşı mücadelelerinde yeni

yollar ve yeni taktikler aramaya sevketti. Bu taktikler ve yeni politikalar,

1967 Ağustosu'nda Sudan'ın başkenti Hartum'da yapılan, önce Arap Dışişleri

Bakanları toplantısında ve hemen arkasından da Arap Zirvesi'nde tartışılıp kabul

edildi. Buna göre, İsrail hiç bir şekilde tanınmayacak, İsrail ile hiç bir

şekilde müzakerelere girişilmeyecek ve hiç bir şekilde İsrail ile barış

anlaşması yapılmayacak, fakat Filistinlilerin hakları sonuna kadar

savunulacaktı.Bu savunma konusunda kabul edilen metod da, İsraile karşı

bir yıpratma savaşının (war of attrition) yürütülmesi idi. Yıpratma savaşı için

kullanılacak vasıtalar da İsrail sınırlarında devamlı olarak çatışmaları tahrik

etmek ve bir de Filistin komandolarını kullanmaktı. Bu komandoların finansmanını

da petrol üreten ülkeler üzerine almıştır.1967 savaşından sonraki

gelişmelerde iki ayrı istikamet göze çarpmaktadır. Bir yanda Amerika, Araplarla

münasebetlerini düzeltmek için Orta Doğu barışını gerçekleştirmeye çalışmış ve

bu da İsrail ile münasebetlerine görüş ayrılıklarının ve hatta zaman zaman

soğukluğun hakim olmasına sebep olmuştur. Ayrıca, bu barışı gerçekleştirme

çabalarını Sovyetlerle beraber yürütmeye çalışmıştır. Amerika'nın bu

faaliyetleri İsrail'in politikasına ters düşmekteydi. Çünkü, İsrail başkaları

tarafından hazırlanıp sunulan bir barışı değil, 1967 zaferinin kendisine

sağladığı imkanları ve kozları kullanarak, Arapları kendisiyle müzakereye

oturtmak suretiyle yapılacak bir barışı tercih ediyordu.İsrail-Amerikan

münasebetleri bu şekle girerken, Mısır da 1969 Nisanı'ndan itibaren 16 ay

sürecek olan yıpratma savaşına başlıyordu. 1967 yenilgisinin hemen arkasından,

Nasır Mısır silahlı kuvvetlerinde gayet radikal reformlara girişerek orduyu

düzeltmeye çalıştı. Aynı zamanda da, Sovyetler, savaş sırasındaki kayıpları

telafi etmek için Mısır'ı yeniden hızla silahlandırmaya başladılar. Böylece

Nasır hazırlıklarını tamamladıktan sonra, 1969 Nisanı'ndan itibaren, Süveyş

Kanalı'nın sol kıyısındaki mevzilerinden açtığı topçu ateşi ile, Kanal'ın sağ

kıyısındaki İsrail mevzilerini bombardıman etmeye başladı.Bu

bombardımanlar, İsrail mevzilerinde insan kayıplarına da sebep oldu. Bu sebeple

İsrail, her zamanki taktiğini kullanarak, bu topçu ateşine daha ağır bir şekilde

karşılık verdi ve İsrail uçakları Mısır topraklarını bombardıman etmeye başladı.

1970 yılının ilk dört ayında İsrail uçakları Mısır toprakları üzerinde

3.300 uçuş yapmışlar ve 8.000 ton bomba atmışlardır. İsrail'in havadan verdiği

bu karşılık o kadar müessir olmuştur ki, daha 1970 Ocak ayında, Mısır'ın hava

savunmasının beşte dördü tahrip edilmiş bulunmaktaydı. Onun içindir ki, Başkan

Nasır 1970 Ocak ayında Moskova'ya gitti ve Sovyetlerden uçak ve füze istedi.

Sovyetler 150 Mig-21 uçağı ile SAM-3 füzeleri vermeyi kabul

ettiler.Nisan başından itibaren Sovyetlerin kontrolundaki Mısır

havaalanlarından kalkan ve yine Sovyet pilotları tarafından kullanılan uçaklar,

İsrail mevzilerini bombardımana başladılar. Bunun üzerine İsrail, Mısır'a

yaptığı hava akınlarını durdurdu. Fakat Haziran sonlarından itibaren Mısır

İsraile karşı, bir hava savunma silahı olan ve yerden havaya atılan (Surface to

Air Missiles) SAM-2 ve SAM-3 füzelerine kullanınca, işin rengi değişti. Zira bu

durum İsraili bir önleyici (preemptive) savaşa zorlayabilirdi.İsrail,

Mısır'a ağır bir darbe indirerek, daha ileriye gitme cesaretini kırmak

isteyebilirdi. Halbuki bu dönemde Amerika İsrail'e baskı yaparak, İsrail'i yeni

bir savaşa gitmekten alıkoymaya çalışmaktaydı. Amerika'nın bu tutumu, İsrail'in

1973 savaşının ilk gününde bir sürpriz Arap baskınına maruz kalmasında büyük rol

oynamıştır. Mısır Sovyet füzelerini kullanınca, İsrail tekrar hava akınlarına

başladı ve füze üslerini tahrip etmeye çalıştı. Bunun üzerine Amerika'nın araya

girmesiyle 7 Ağustos'ta yeni bir ateş-kes kabul edilerek Kanal Cephesi yeniden

durgunlaştı.7 Ağustos ateşkes anlaşmasından sonra iki mühim gelişme

oldu. Birincisi Başkan Nasır'ın 28 Eylül 1974'de ani ölümü ve yerine General

Enver Sedat'ın geçmesidir. Enver Sedat, tanınmış bir isim değildi ve dolayısiyle

Nasır kadar Arap dünyasında nüfuz sahibi olamazdı. Yani, Mısır'ın bölgedeki

tesiri zayıflayabilirdi. İkinci gelişme, Kasım ayında Suriye Baas Partisi içinde

bir darbenin meydana gelmesi ve Baas'ın aşırı grubunun iktidardan düşürülerek,

mutedil bilinen Hafız Esad grubunun iktidarı ele alması idi. Her iki hadise de

Amerika tarafından iyimser bir şekilde karşılanmıştır.Enver Sedat'ın

Mısır'da dahi otoritesini kabul ettirmesi kolay olmadı. Bu sebeple, Enver Sedat,

İsrail'in Sina'dan çekilmesini sağlamak ve Süveyş Kanalını tekrar milletlerarası

deniz trafiğine açmak suretiyle bir prestij sağlamak için İsrail'le anlaşmak

istedi. İstediği de İsrail'in, Sina'nın tamamından değil, Akdeniz'de El-Ariş'ten

güneyde Kızıl Denizde Ras Muhammed'e çekilecek bir çizgiye kadar çekilmesiydi

ki, bu da Sina'nın yarısını Mısır'a terketmek demekti. Enver Sedat'ın 1971

Şubatı'nda yaptığı bu teklif İsrail tarafından reddedildi.Bunun üzerine

Enver Sedat, bu işin tek çıkar yolunun İsrail ile savaşmak olduğuna karar verdi.

Fakat bunun için de, herşeyden önce, silahlanmada İsrail ile eşit durumuna

gelmek ve bilhassa saldırı silahlarına sahip olmak gerekiyordu. Bundan dolayı

Sedat, Mayıs 1972'de, yani SALT-İ anlaşmasının imzasından kısa bir süre önce

Moskova'ya gitti. Fakat Sovyetler çok değişmişti. Şimdi Sovyetler, adeta Amerika

ile birlikte ortak bir Orta Doğu politikası takip ediyorlar ve bölgede yeni bir

çatışmanın çıkmasını istemiyorlar, intibaını aldı. Dolayısıyla Sovyetlerden

silah da sağlayamadı.Bir yandan Sovyetlerin bu tutumu, bir yandan da,

1971 Mayıs ayında Sedat'ın, Moskova taraftarı Ali Sabri'nin darbe teşebbüsü ile

karşı karşıya kalması, Sedat'ın Sovyetlerden dönmesine sebep oldu. Bunun

neticesi olarak, 17 Temmuz 1972'den itibaren 17.000 kadar olan Sovyet uzman ve

danışmanlarını Mısır'dan çıkardı. Ağustos ayında da, her iki devlet elçilerini

geri çektiler.Enver Sedat'ın bu hareketi Sovyetlerin Orta Doğu'daki

prestiji için çok ağır bir darbe idi. Prestij kaybının yanında, Sovyetler Mısır

gibi Orta Doğunun stratejik bir ülkesinden de çıkarılmış oluyorlardı. Keza,

İskenderiye'deki Sovyet deniz üssü de kapanıyordu. Bu sebeple, Sovyetler 1972

sonbaharından itibaren tekrar Mısır'a yanaşarak, Mısır'ın modern silah

isteklerini karşılama hususunda kapıyı aralamaya çalıştılar.Bu çabaların

sonucu olarak 1973 Şubatında Mısır ile Sovyetler arasında bir anlaşma meydana

geldi. Bu anlaşmaya göre, Sovyetler Mısır'ın istediği silahları verecekti, lakin

Mısır'ın askeri harekatının amacı da, Süveyş Kanalının sağ kıyısının ele

geçirilmesinden öteye geçmeyecekti. Bundan sonraki aylar, Mısır, Suriye ve şimdi

bu ikisi ile tekrar barışmış olan Ürdün arasında yoğun temaslar ve savaşın

planlaması için müzakerelerle geçti. Savaşın sadece Sina ve Suriye (yani Golan)

cephesinde yapılması kararlaştırıldı.Yahudilerin en kutsal günü olan Yom

Kippur'un tatil olduğu 6 Ekim 1973 günü Mısır ve Suriye kuvvetleri aniden

İsrail'e karşı saldırıya geçtiler. Saldırı planları o kadar gizli tutulmuş ve

saldırılar o kadar ani olmuştur ki, ne Amerika ve ne İsrail bu saldırıları ne

önceden haber alabilmiş ve ne de tahmin edebilmişlerdi. Sürpriz bu sefer

Araplardan gelmekteydi. İsrail karşılaştığı bu iki cepheli sürpriz saldırı

karşısında, 1967'dekinden farklı hareket etmiştir.1967 Savaşı'nda İsrail

önce Sina'da harekete geçmiş ve Suriye cephesinde savunma yaparak, Sina'yı

tamamen işgal ettikten sonra, Golan tepelerinde saldırısını sürdürmüştür.

1973'de ise, ağırlığı önce Suriye cephesine vermiştir. Suriye Cephesinde, sade

Suriye askerleri çarpışmıyordu. Irak 3 tümenlik bir kuvvet ile üç uçak filosunu

Suriye'ye göndermişti. Fas 1.800 kişilik bir kuvvet ile Suriye cephesine katkıda

bulundu. Suudi Arabistan ise küçük bir kuvvet ile bu savaşa katıldı. Ürdün ise

güney Suriyeye 2 zırhlı tümen göndermişti.Bu kuvvetler daha ziyade,

Ürdün'ü kuzeyden gelecek bir saldırıya karşı korumak içindi. Suriye cephesi

1967'deki gibi yine başarılı olamadı Araplar için. Suriyeliler 900-1.200 tank,

45.000 kişilik bir kuvvet ve 300 uçakla Golan cephesinde harekata başladı.

Golan'daki İsrail garnizonunda ancak 180 tank ve 4.500 asker bulunuyordu. Bu

sebeple Suriyeliler çabuk ilerlediler ve Kuneitra'yı da alarak ve İsrail'e

bilhassa tank bakımından ağır kayıplar verdirerek 1967 öncesi sınırlarına kadar

ilerlediler. Fakat İsrail kendisini çabuk toparladı ve cepheyi bir kaç gün

içinde takviye ederek 10 Ekimden itibaren Suriye kuvvetlerini geri sürmeye

başladı. Araplar geri çekildiler.17 Ekimde, Suriye-İsrail cephesi, 1967

sonrasının şekline girdi ve çarpışmalar da durdu. İsrail, kendi topraklarını

kurtarmıştı. Bunun üzerine İsrail, Suriye cephesinden aldığı bir kısım

kuvvetlerini Sina cephesine sevketti. Sina cephesi de başlangıçta ve genel

olarak İsrail için iyi gelişmedi. Mısır uçakları havadan Kanalın doğu

kıyısındaki İsrail mevzilerini ağır bir şekilde bombalayıp, İsrail cephesine hem

insan ve hem de tanklar bakımından mühim kayıplar verdirirken, Mısır kuvvetleri

de Süveyş Kanalını geçerek Kanalın doğu kıyısında köprübaşı tutmaya

çalıştılar.Mısır'ın harekat planı üç kademeli idi. Birinci kademe

Kanal'ın doğu kıyısında köprübaşları tutmaktı. İkinci kademe, Batı Sina'daki

stratejik Khatmia, Gidi ve Mitla geçitlerini ele geçirmekti. Üçüncü kademe de,

bu geçitleri aldıktan sonra ilerleyip İsrail sınırına dayanmaktı. Mısır

kuvvetleri 24 saat içinde karşı kıyıya geçip; köprübaşlarını kurmaya ve 500

tankı geçirmeye muvaffak oldular. Şimdi ikinci hedef, 20 mil ötedeki üç

stratejik geçidi ele geçirmekti. Fakat bunu yapamadılar. Ancak 4-5 mil

ilerleyebildiler.14 Ekimde, Bar Lev hattı denen İsrail cephesine Büyük

Acı Göl bölgesinde yaptıkları büyük bir taaruz başarısızlıkla neticelendi. Çünkü

İsrail Suriye cephesini tesbit etmiş ve Sina'ya dönmüş bulunuyordu. İsrail

kuvvetleri Mısırlıları durdurdukları gibi, 15 Ekimden itibaren, kuzeydeki Mısır

2'inci Ordusu ile güneydeki Mısır 3'üncü Ordusunun arasından ve Büyük Acı Gölün

kuzeyinden kanalı geçerek Mısır topraklarına ayak bastılar. Bundan sonra güneye

dönerek 3'üncü Mısır Ordusunu arkadan çember içine aldılar.Mısır'ın

3'üncü Ordusunun durumu çok tehlikeli idi. Fakat, iki Mısır ordusunun arasından

Kanal'ın batı yakasına geçen İsrail kuvvetlerinin durumu daha az tehlikeli

değildi. Bundan dolayı, her iki taraf da Güvenlik Konseyi'nin 22 Ekim 1973 günlü

338 sayılı kararını aynı gün akşamı kabul ederek çarpışmaları durdurdular. 338

sayılı karar, tarafları ateşkese ve 242 sayılı kararı derhal uygulamaya davet

etmekteydi. 242 sayılı kararda, İsrail'in 1967'de işgal ettiği topraklardan

çekilmesinden söz edildiği için, 338 sayılı kararın bu kısmı Araplara verilmiş

bir tavizdi. Buna karşılık, karar tarafları müzakerelere davet etmekteydi ki, bu

da İsrail'in eskidenberi istediği bir husustu.Ateşkese rağmen, İsrail,

Mısır 3'üncü Ordunun etrafındaki çemberi tamamlamak için, 23 Ekim'de

çarpışmaları yeniden başlatınca, yeni bir kriz doğdu ve bu kriz Amerika ile

Sovyet Rusya'yı karşı karşıya getirdi. Esasen her iki büyük devlet de 1973

Savaşı'na dolaylı bir şekilde katılmıştı. Sovyetler 10 Ekim'den itibaren Mısır

ve Suriye'ye yoğun silah sevkiyatına başlayınca, Amerika da 13 Ekim'den itibaren

İsrail'e silah göndermeye başlamıştı.Durumun böyle olduğu bir sırada,

İsrail'in çarpışmaları başlatması üzerine Mısır, kendisi ile İsrail kuvvetleri

arasına Amerikan ve Sovyet kuvvetlerinin konulmasını istedi. Sovyetler bu

teklifi derhal desteklediler. Fakat Amerika buna o kadar kesin bir şekilde karşı

çıktı ki, Sovyetler gerilemek zorunda kaldılar. Bunun üzerine, Güvenlik

Konseyi'nin, taraflar arasına Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin konulmasına dair

25 Ekim 1973 ve 340 sayılı kararı kabul edildi. Bu suretle dördüncü Arap-İsrail

savaşı da sona ermiş olmaktaydı.Fakat ortada yine barış yoktu. Halbuki

338 sayılı karar, bu amaçla tarafların müzakereye oturmasını istiyordu. Bunu da

birisinin sağlaması gerekliydi. İşte Amerikan Dışişleri Bakanı Dr. Henry

Kissinger bu işi üzerine alan kişi oldu. Kissinger'in Tel-Aviv ile diğer Arap

başkentleri arasında defalarca gidip gelmek suretiyle gerçekleştirdiği mekik

diplomasisi (shuttle diplomacy) sonunda, Mısır ile İsrail arasında, 18 Ocak

1974'de, İsrail'in Sina'da belli bir ölçüde geri çekilmesini sağlayan bir

anlaşma imzalandı.Süveyş-Kahire yolunun 101'inci kilometresinde

imzalanmış olması dolayısıyla, 101'inci Km. Anlaşması adı da verilen bu

anlaşmanın en büyük hususiyeti, diplomatlar değil, ama Mısır ve İsrail

Genelkurmay Başkanları arasında müzakere edilip imzalanmış olmasıdır. Bu

suretle, askeri mahiyette de olsa, İsrail ve Mısır en yüksek askeri seviyede bir

masa etrafına oturmuş olmaktaydılar.Anlaşmaya göre, İsrail, Süveyş

Kanalı'nın batı yakasındaki bütün kuvvetleri çektiği gibi, doğu yakasında da

kuvvetlerini kıyıdan 20 mil kadar geriye çekecekti. Kanal'ın doğu kıyısında

Mısır askeri bulunmakla beraber, İsrail ile Mısır kuvvetlerinin arasına B. M.

kuvvetleri yerleştirilecekti. Gerek Mısır'ın, gerek İsrail'in kuvvetleri 7.000

kişiyi geçmeyecek ve ancak hafif silahlara sahip olacaktı.Bu anlaşmayı

taraflar, bir barış antlaşması değil, fakat o istikamette atılmış bir ilk adım

saymakta idiler. Bu anlaşma ile Mısır Süveyş Kanalı'nın her iki tarafına sahip

olmakla Kanal'ı tamamen ele geçirmiş olmaktaydı. Bundan dolayı Kanal, gerekli

temizlikler yapıldıktan sonra, 5 Haziran 1975'de tekrar dünya deniz trafiğine

açıldı.101'inci Km. Anlaşması, Amerika'nın Orta Doğu diplomasisinde

büyük bir başarı idi. Çünkü, 1967 savaşında, diğer Arap devletleri ile birlikte,

Amerika ile diplomatik münasebetlerini kesmiş olan Mısır, 1974 Anlaşması'ndan

sonra bu münasebetlerini tekrar kurdu. Diğer taraftan, mekik diplomasisi

sırasında Dr. Kissinger, Amerika ile münasebetleri kesilmiş olduğu halde, mesela

bir çok defalar Şam'a gidip geldi ve Suriye de bunu kabullendi. Böylece Amerika,

Araplarla olan münasebetlerini tekrar tesis etmiş olmaktaydı.Amerika

Dışişleri Bakanı Dr. Kissinger, Tel-Aviv ile Şam arasında bir süre yine mekik

dokuduktan sonra, 31 Mayıs 1974'de, İsrail-Mısır anlaşmasına benzer bir

anlaşmanın İsrail ile Suriye arasında da imzalanmasını sağladı. Bu anlaşma ile

de, İsrail Kuneitra'nın gerisine çekiliyor ve İsrail ve Suriye kuvvetleri

arasına yine B.M. Kuvvetleri konuyordu. Görülüyor ki, Kissinger'in Orta Doğu

barışındaki taktiği, barışa adım adım ilerlemekti. Bundan dolayı Kissinger'in bu

politikasına mekik diplomasisinin yanında, adım, adım diplomasisi de

denilmiştir.Kissinger'i böyle bir diplomasiye zorlayan sebeplerin

başında İsrail'in tutumu gelmekteydi. Zira, atılan her adımda İsrail, elinde

tuttuğu topraklardan bir parçasını geri vermekteydi. Bunun için İsrail, verdiği

her toprak parçasına karşılık barış için bir taviz elde etmek istiyordu. İsrail

buna, her toprak parçası için bir parça daha barış prensibi demekteydi.

101'inci Km. anlaşmasından sonra Mısır-Amerikan münasebetlerinin düzelmesi,

Mısır'ın Amerika'nın çabaları ile Süveyş Kanalı'na tekrar kavuşması ve İsrail

bakımından hiç değilse askerlerin bir masa etrafına oturması, Orta Doğu

gelişmelerinde gayet müsbet gelişmelerdi. Bundan dolayı Kissinger, yeni adımlar

atmak hususundaki çabalarının arkasını kesmedi.Mekik diplomasisine devam

ederek, İsrail ile Mısır'ın bir adım daha atmalarını sağladı ve 1 Eylül 1975'de,

Sina konusunda İsrail ile Mısır arasında yeni bir anlaşma daha imzalandı. Bu

anlaşma ile İsrail, Sina'daki Mitla ve Gidi geçitleri ile Abu Rudeis petrol

kuyularını Mısır'a terkederek daha da geriye çekilmekteydi. Mısır ve İsrail

kuvvetlerinin arasına 200 personelli Amerikan erken uyarı sistemi konacaktı. Bu

suretle Mısır'ın ani saldırısına karşı İsrail'in güvenliği sağlanmış oluyordu.

Ayrıca, Mısır Abu Rudeis kuyularından elde edeceği petrolden her yıl 4.5 milyon

tonunu İsrail'e satacaktı.Nihayet, Mısır, İsrail gemilerinin değil,

fakat İsrail'e yük getiren diğer ülkeler gemilerinin Süveyş Kanalı'ndan

geçmesine izin verecekti. Mısır bu anlaşma ile iki büyük kazanç elde etmiş

oluyordu: Biri, Sina'da biraz daha toprağını geri alması ve bilhassa Mitla ve

Gidi geçitleri gibi savunması için çok değerli noktaları ele geçirmesi idi.

İkincisi ise, İsrail'in, işgal ettiği Arap topraklarını geri verme kavramını

yavaş yavaş benimsemeye başlaması idi.Fakat İsrail bunu yaparken, iki

taviz elde etmişti: Biri, erken uyarı sistemine Amerika'yı karıştırmakla, bir

bakıma Amerika'yı İsrail'in güvenliğinden sorumlu bir hale getiriyordu. İkincisi

ise, sırf anlaşma karşılığında Amerika'nın İsrail'e 2.1 milyar dolarlık askeri

yardım ile 700 milyon dolarlık ekonomik yardım yapmayı kabul etmesiydi. Ne

olursa olsun, 1978'in Camp David Anlaşmalarına giden yol açılmıştı.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Yom Kippur Savaşı

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Yom Kippur Savaşı Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bu savaşın, bundan önceki Arap-İsrail savaşlarına nazaran iki mühim hususiyeti ve farklılığı vardır. Araplar ve bilhassa Mısır tarafından başlatılan bu savaşın amacı, daha öncekilerde olduğu gibi, İsrail'in haritadan silinmesi değil, 1957 savaşında İsrail'in ele geçirdiği toprakların geri alınması ve bu ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:19 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.