Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Öğretici Bilgiler

Uyarılar

Fransıza Vurulan Tokat: AKKA ZAFERİ

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Fransıza Vurulan Tokat: AKKA ZAFERİ Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bugün İsrail sınırları içinde bulunan Akka kasabası önünde. Kasabayı savunan komutan yetmişlik bir ihtiyar: Cezzar Ahmed Paşa. Ve Batılı tarihçilerin söz etmekten pek hoşlanmadığı bir hezimet. Sahi, Napolyon'u bilmeyen yok. Ama Cezzar Ahmed Paşa ismini kaç kişi biliyor? "Ey Mısır ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi

Fransıza Vurulan Tokat: AKKA ZAFERİ

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 01:11 PM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart Fransıza Vurulan Tokat: AKKA ZAFERİ



Bugün İsrail sınırları içinde bulunan Akka

kasabası önünde. Kasabayı savunan komutan yetmişlik bir ihtiyar: Cezzar Ahmed

Paşa. Ve Batılı tarihçilerin söz etmekten pek hoşlanmadığı bir hezimet. Sahi,

Napolyon'u bilmeyen yok. Ama Cezzar Ahmed Paşa ismini kaç kişi biliyor? "Ey Mısır

halkı! Ben buraya sizin haklarınızı korumak ve o hakları ihlâl edenleri

cezalandırmak için geldim. Allah'a, onun Peygamberine ve Kur'an'a olan saygım

Memlûkler'inkinden fazladır. Biz tüm müslümanların dostuyuz. Müslümanlara karşı

savaş açılmasını isteyen Papa'yı mahvetmedik mi? Yüzyıllar boyunca (Allah razı

olsun) Padişah Hazretleri'yle dost, onun düşmanlarıyla düşman olmadık mı? Herkes

padişahım çok yaşa diye bağırsın! Onun müttefiki olan Fransız ordusu da çok

yaşasın! Memlûkler'e lânet olsun! Halka mutluluk gelsin!"

Bu sözler

Napolyon imzasıyla Arapça yazılı olarak, Fransızların 21 Temmuz 1798'de

Kahire'ye girmesinden sonra her köy ve kasaba duvarına asılan bildirilerde yer

alıyordu.

Sinsilik ve

ikiyüzlüğün yeni bir örneği olan bildiride, güya Fransız ordusu Memlûk

Beyleri'nin nüfuzunu sona erdirmek maksadıyla gelmişti. Fransızlar güya halis

müslüman ve İslâm padişahının halis dostu idiler. Güya Allah'ın evladı ve ortağı

bulunmadığına inanıyarlardı. Hristiyanlığın teslis akidesine ters düşen bu son

ifade, müslümanların dini hislerini istismar yolunda, ne derece yalana baş

vurulduğunu göstermekteydi.

Kimdi bu

Fransızların iki yüzlü ve sinsi politikasının son mimarı

Napolyon?

İhtiras ve

Kurnazlık

Fransa'nın

genç yaşta general olan bu ihtilalci subayı, aslen İtalyan'dı. 24 yaşında

yüzbaşılıktan generalliğe yükselmişti. 27 yaşında orgeneral rütbesiyle Alman

ordularını yenince şöhreti dünyaya yayıldı.

Avrupa'nın

Sezar'dan sonra yetiştirdiği en büyük komutanı olarak kabul edilen Napolyon,

"dünya imparatorluğunu merkezi" dediği İstanbul'a gelerek Osmanlı ordusunda

görev almak istemiş, fakat bu arzusuna kavuşamamıştı. Bu amaç için pasaportu

bile hazırlanan Napolyon, kardeşi Josef'e, "istersem hükümet beni Osmanlı'ya iyi

bir maaş ve parlak bir sefir rütbesiyle göndermeye hazır. Orada büyük

Osmanlı'nın topçularını düzenlemek benim görevim olabilir." diye yazmıştı. Bu ilginin

altında yatan, tabii ki öncelikle Fransız çıkarlarıydı. Akdeniz ve Ortadoğu'da

İngiltere ve Rusya'nın güçlenmesini önlemek, bilhassa Mısır üzerinden Hindistan

sularında stratejik üstünlüğünü artırmak isteyen İngilizler'e engel olmak.

Böylece Fransa'nın ekonomik, siyasi ve askeri çıkarları

korunacaktı.

Fransa'nın

gözü Mısır'da idi. Fransız hükümetleri Ortadoğu'ya hakimiyetin Mısır'da

kurulacak bir koloni ile gerçekleşeceğinin farkında olarak, uygun ortam

kolluyorlardı. Osmanlı yönetiminde görülen bozukluklar, idarenin Mısır halkını

ve Memlûk beylerini küstürmeleri bu fırsatı doğurmuş gibiydi.

Devrin

padişahı III. Selim, Nizam-ı Cedid adında yeni bir ordu kurmakla meşguldü. Bu

yeni ordu Avrupa'dan getirilen askeri uzmanlara kurduruluyordu. Padişah

Avrupa'daki bazı yenilikleri ülkesine taşımak istiyordu. Islahat Lâyihaları

olarak anılan yenileşme raporları da hazırlatmıştı. Fakat bu raporları

hazırlayan devlet adamları toplumda ve kurumlarda tam anlamıyla incelemeler

yapmadan, toplumun ve devletin gerçekleriyle örtüşmeyen raporlarla sadece göz

boyuyorlardı. Osmanlı, kendisini tarihe gömmek isteyen Batı'dan batılı reçeteler

ithal ederek sosyal ve toplumsal yaralarına çareler aramaya

başlamıştı.

19 Mayıs

1798'de Tolon limanından ayrılan Fransız donanmasının hedefi son derece gizli

tutulmuştu. Osmanlı idaresi Fransız donanmasının bu ani hareketi karşısında

Mora, Girit ve Kıbrıs'ı tahkim etti. Mısır hiç akla gelmeyen hedefti. Ne zaman

ki 450 parçalık donanmayla 60 bin kişilik Fransız ordusu İskenderiye önlerinde

göründü, gerçek o vakit anlaşıldı. Ama iş işten geçmişti.

Napolyon Mısır

topraklarına ayak bastığında siyasi kurnazlığını göstererek, Türkleri hedef

almadan, İstanbul yönetimine kırgın ve hatta kafa tutan Memlûk Beyleri'ne

yöneldi. Böl-parçala-yut taktiği uyguluyordu. Önce İskenderiye sonra Kahire'yi

ele geçirdi. Kurduğu sivil yönetim, iyi hükümetin bir örneğini oluşturuyordu.

Mısır'da yüzyıllardan beri bu kadar iyi yönetim görülmüş değildi. Savaşa rağmen,

sulama projelerine başlandı, yeni değirmenler, hastahaneler yapıldı, piyasalarda

durum düzeldi ve vergi toplanması iyileştirildi. İyi niyetli bir padişahın

İstanbul'dan yararlı görebileceği her reform, Kahire Fatihi'nin imzasını taşıyan

emirlerde uygulanıyordu.

Minareleri

bayrak direği diye kullanma saygısızlığı dışında, Napolyon dindar müslümanları

memnun etmek için her türlü çabayı gösteriyordu. Ulema'ya İslâm öğretilerine

büyük saygı duyduğunu söyledi, kendisinin de din değiştirmeğe istekli

olabileceğini ima ediyordu. Fransızlar'ın girdiği her köy ve kasabaya Arapça

olarak özgürlüğe kavuşmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bildiriler

asılıyordu.

Maskenin

Altındaki Yüz

İstanbul,

Memlûk Beyleri'nin haddinin bildirilmesine memnun olmakla beraber olayları

kaygıyla izliyordu. Kafasına "Doğunun İmparatoru" olma hedefini koymuş bu genç

subayın ihtiraslarının önü kesilmeliydi.

Mısır

harekatını başlattığında Piramitler'in önünde mağrur bir eda ile askerine

"Burada dörtbin yıllık tarih sizi seyrediyor." diye hitap eden, Avrupa'nın en

büyük birleşik kuvvetlerini birkaç saatte bozan kumandan Mısır'a ilk ayak

bastığı günlerde izlediği hoşgörü politikasını bırakarak asıl yüzünü ortaya

çıkartıp, Gazze'ye oradan da Filistin'e doğru ilerlemeye başladı. Yafa'yı ele

geçiren Napolyon, şehirdeki on bin kadar asker ve sivili kılıçtan geçirdi. Amacı

bu hareketiyle Filistin, Lübnan ve Suriye üzerinde tesir kan ve şiddetle

psikolojik bir tesir oluşturmak ve kısa zamanda bu topraklara hakim olmaktı. Ama

tam tersi bir durum doğdu. Akıttığı kan Napolyon'un sağlamış olduğu kısa süreli

olumlu izleri bir anda sildi.

Napolyon 19

martta, Filistin'in kuzeyinde çok stratejik bir konumu olan Akka Kalesi önüne

geldi.

Napolyon'un

Akka muhasarası 18 Mart Pazartesi günü başladı. Filistin'in kuzeyinde küçük bir

liman olan Akka, padişah tarafından vezirlik rütbesi de verilmiş olan Cezzar

Ahmed Paşa adlı yetmişlik bir komutan tarafından müdafaa edilmektedir ve bu

ihtiyar vezir, hayatının elli yılından fazlasını savaş meydanlarında

geçirmiştir.

Bir İhtiyarla

Savaşmak

Mısır ve

Filistin'i kolaylıkla zapteden Napolyon, Akka Kalesi'nin de bir-iki gün içinde

düşeceğini hayal etmiş ve Cezzar Ahmed Paşa'ya şu mektubu yazmıştı: "İşte kalenin

duvarları önüne geldim. Bir ihtiyarın geri kalmış birkaç günlük ömrünü almak

bana birşey kazandırmaz. Seninle savaşmak istemiyorum. Benimle dost ol ve kaleyi

teslim et!.."

Cezzar Ahmed

Paşa'nın bu mektuba verdiği cevap şudur:

"Hamdolsun

gücümüz yetiyor ve elimiz silah tutuyor. Geri kalmış birkaç günlük ömrümüzü de,

küffar ile cenklerde geçiririz!"

Ünlü Fransız

generali Paşa'nın bu cevabını okuyunca etrafındakilere: "Anlaşıldı, bu ihtiyar

bizim birkaç günümüzü heba edecek ama merak etmeyin, iki gün sonra şehrin

ortasındayız." demiş ve bu hayal ile 19 mart günü savaş

başlamıştır.

Napolyon'un

Akka muhasarası tam altmışdört gün devam eder. Her gün biraz daha artan baskı

hiç bir netice vermez, Fransızlar'ın her hücumu püskürtülür ve ağır kayıplar

verdirilir.

Yenilmez

ünvanı taşıyan Napolyon, kale müdafilerinin akıllara durgunluk veren

kahramanlığı karşısında şaşırıp kalmıştır. İki gün içinde şehrin ortasında

olacağı hayaliyle saldırıya girişen mağrur general, ummadığı bu durum karşısında

yeni bir arayışla yüksek rütbeli bir subayını kaleye gönderir ve direnmenin

netice vermeyeceğini, şehir teslim edilirse Paşa'nın ordusu ve ağırlıklarıyla

beraber istediği yere gitmesine güya müsaade edeceğini bildirir. Ama Cezzar

Ahmed Paşa'dan aldığı cevap şudur:

"Devlet bizi

bu kaleyi teslim etmek için vezir yapmadı. Ben Cezzar Ahmed Paşa, şehitlik

mertebesine ulaşmadan bir karış toprak vermem!.."

Paşa'nın bu

cevabı Napolyon'u çileden çıkarır. Yaptığı yeni planlarla topçularına

gece-gündüz Akka Kalesi'ni dövdürür. Ne var ki, açılan gediklerden şehre

girebilenler Osmanlı süngüsü ile yok edilirler. Bu müthiş hezimetle "kader beni

bir ihtiyarın oyuncağı yaptı!" diye avaz avaz haykıran yenilmez ünvanlı

Napolyon, gece bile meşaleler ışığında Akka'ya hücum eder. Cezzar Ahmed Paşa

ise, askerlerinin başında bir delikanlı gibi kılıç sallamakta ve saldırganlara

göz açtırmamaktadır.

Akka

kuşatmasında ordusunun yarısını kaybeden Napolyon, nihayet 21 Mayıs'ta geri

çekilmeye karar verir ve ağırlıklarını kumlara gömüp, Kahire'ye geri

döner.

Hayalden

Kabusa

Cezzar Ahmed

Paşa'nın karşısında hayatının ilk yenilgisini yaşayan Napolyon o acıyla

Kahire'ye doğru çekilirken, işgal altında tuttuğu Mısır'da da işler umduğu gibi

gitmemektedir. Mısır halkının gösterdiği infialle otoritesi sarsılmaya

başlayınca, ağız değiştirerek gerçek yüzünü orada da göstermeye başlamıştır. İlk

geldiğinde Osmanlı idaresine muhalif Memlûk Beyleri için söylediği sözleri

Osmanlılar için de söylemeye başlar ve halkı ayaklanmaya teşvik etmeye çalışır.

Fakat Mısır'ın perişanlığından Osmanlılar'ı sorumlu tutmaya çalışan bu

propagandalar için artık çok geçtir. Padişah'ın "kâfir vahşilere" karşı ilan

ettiği cihad fermanı etkisini gösterir. 21 Ekim günü Kahire'de büyük bir isyan

patlak verir ve ikibin Fransız askeri öldürülür.

Napolyon, 25

Temmuz 1799'de iki gemiyle gizlice Mısır'dan kaçarken, ordusunu Mısır'da

bırakmış bir başkomutan olarak ve hayatını en büyük dersini Osmanlı'dan almış

olarak acılar içindedir.

Tarih,

Napolyon Bonapart'ın şu sözünü kaydediyor:

"Akka'da

durdurulmasaydım, bütün Doğu'yu ele geçirebilirdim!.."

Napolyon bir

daha Osmanlılar'a karşı savaşmadı. Padişah III. Selim ise bu savaştan sonra

Fransızlar'a karşı dirayetli politikalar geliştirmeye çalıştı ise de, artık

saraya kadar giren batıcılık hastalığı ile bu siyasetini sürdüremedi. 1802'de

Fransızlarla dostluk anlaşmaları yenilendi. İşin daha da garibi, Napolyon

yazdığı mektuplarla Osmanlı politikalarında belirleyici olmaya çalıştı. Bir

mektubunda özetle şöyle diyordu:

"Büyük Osmanlı

soyundan gelen, dünyanın en büyük imparatorluklarından birinin başında bulunan

siz, devleti şahsen yönetmiyor musunuz? Ruslar'ın size emir vermesine nasıl izin

veriyorsunuz? Kendi çıkarlarınızı gözünüz görmüyor mu? Harekete geç ve seni

destekleyenleri harekete geçir Selim!.. "

Osmanlı'nın

kurtlar sofrası olan emperyalist politikalar karşısındaki konumuna ışık tutan bu

ilişkiler, Devlet-i Aliye'nin çöküşünün de ipuçlarını vermiyor mu? Güçsüz ve

ufuksuz politikalar, parlak zaferleri arkasına alsa da sonuçta hezimetle

noktalanıyor.

Dün böyleydi,

bugün ondan farklı değil.

Kaynak:

Semerkand dergisi

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Fransıza Vurulan Tokat: AKKA ZAFERİ

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Fransıza Vurulan Tokat: AKKA ZAFERİ Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bugün İsrail sınırları içinde bulunan Akka kasabası önünde. Kasabayı savunan komutan yetmişlik bir ihtiyar: Cezzar Ahmed Paşa. Ve Batılı tarihçilerin söz etmekten pek hoşlanmadığı bir hezimet. Sahi, Napolyon'u bilmeyen yok. Ama Cezzar Ahmed Paşa ismini kaç kişi biliyor? "Ey Mısır ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:18 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.