Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| II. ABDÜLHAMID VE JAPONLAR Asil gayesi Avrupa'yi
gezmek, Japon ilerleyisinin temellerini kuvvetlendirmek olan heyet, Istanbul'a
ugramayi, Türkiye'nin halini de görmeyi ihmâl etmemisti. Resmî bir sifati
olmayan heyete, sarayca alâka gösterilmemesi gayet tabiîyken, Abdülhamîd aksini
yapmis, heyeti, yâverleri ve tercümanlarina karsilatmis, Beyoglu'nun en iyi
otelini ikâmetlerine vermis ve bütün masraflarini üzerine
almisti...
Abdülhamid, Dogu
milletlerinden biri olan Japonlarin bas döndürücü terakki hamlelerini büyük bir
merakla tâkip ediyor, vatanina ait yükseltme sirlarindan belki onlarin
vaziyetinde kendi eliyle çözebilecegi bir mânâ ariyordu. Bu bakimdan heyetle
alakalanmis, Japonlari Yildiz'a dâvet ederek kendilerine göz kamastirici bir
ziyafet vermis, onlari yakindan görmek ve tanismak istemisti.
Bu temasm neticesinde
heyet, ertesi günü ziyaret ettigi Sadrâzama iki Dogulu millet arasinda siyasî
ticarî münasebetler kurulmasini teklif etti, teklifleri Rusya'ya karsi biraz
ihtiyatli olmak sartiyle müsai karsilandi. 1881'de Türkiye'nin Moskova sefiriyle
oradaki Japon elçisi arasinda mevzu teskil eden bir anlasma projesi, bir müddet
Osmanli Hariciyesini mesgul ettiyse de, neticede, Rusya kaygisi yüzünden,
Japonlari siyasî anlasmaya girilmeksizin ticarî bir yakinlik ve ruhi dostluk
kurulmasi, gerektigi anda da bu dostlugu hemen ittifaka döndürülebilecek bir
mahiyet tasimasi münasip görüldü.
Aradan alti yil geçince,
ikinci bir heyet... Heyet, bu defa maresal rütbeli (Prens Akihito)
baskanliginda... Bu Prens, Günesin Oglu farzedilen Mikado'nun yegeni, dayisinin
oglu...
Abdülhamid, Prens'e ve
heyete büyük alâka gösterdi, onlari Dolmabahçe Sarayi'na misafir etti ve
Yildiz'a dostça karsiladi.
Bu defa heyetin vaziyeti
resmiydi. Prens, Abdülhamîd'e Mikado'nun gönderdigi en büyük Japon nisanini
takdim ediyor, Sultan ise o zamana kadar hiç bir ecnebî devletten nisan kabul
etmedigi halde, onu zevkle benimsiyordu.
Prens, Hünkâra, Mikado'nun
hususî bir mektubunu getirmisti. Mektupta hiçbir sir yok, sadece siyasi ve
ticarî sahalarda iki milletin yakinlasmasina ait dilekler var... Fakat üslûbunda
öyle bir eda mevcut ki, Abdülhamid'e Rusya'ya karsi basi sIkilir sIkilmaz hemen
Japon destegini vâdetrnekte...
Abdülhamid bu manâyi, hemen
sezdi, sezdigini de Prens'e göz isaretiyle bildirircesine hissettirdi, ayni
mânâya bagliligini Prens'e hesapsiz ikramlar ve iltifatlar seklinde gösterdi.
fakat disariya hiçbir ipucu vermedi.
Japon Prensi, mes'ut,
memleketine dönerken Payitahtta büyük mesele:
— Japon heyetinin
ziyaretine mutlaka mukabele etmek sart... Fakat hangi sehzadeyi ve beraberinde
kimleri göndermeli?.. Böyle bir ziyaret bütün Avrupa'yi, hele Rusya'yi müthis
kuskulandirir. Ne yapmali?..
Vezirler, parmaklarini
sakaklarina dayamis, bunu düsünürken, Abdülhamîd, formüllerin en ince ve
sahânesini buldu. Sadrâzam Kâmil Pasa'yi saraya çagirtti ve emrini verdi: — Japonlarin ziyaretine
karsilik olarak, siyasi mânâ tasiyan blr heyet göndermeyecegiz de, talim ve terbiye
vesilesi altinda bir mektep gemisi gönderecegiz. Bu gemi, bayragimizi, Hindistan
ve Çin sularinda ve müslümanlarin oturdugu adalarda
dalgalandiracak...
Japonya'ya karsi resmi
vaziyeti de esasta sIki dostluk nisanesi altinda bir ilmi tetkik seyahati
olacak...Karar derhal
tatbik edildi ve «Ertugrul» isimli gemi, seçkin bir kadroyla Japonya'ya
gönderildi.
Gemiye, Bahriye
Nâziri'nin damadi Miralay (albay) Osman Bey kumandan tâyin edilmis ve bu degerli
subayin vazifesi, hakikatte, Sultan'in mektubunu Mikado'ya vermek, hediyelerini
takdim etmek ve fevkalâde murahhas olmak üzere tâyin edilmisti.
Miralay Osman Bey
olarak yola çikan «Ertugrul'» kumandani, gemi Singapur'a varinca, yolda pasaliga
yükseltildi. Mikado'nun huzuruna pasa olarak çikmaya hazirlandi; ve Istanbul'da
verilmeyip yolda bahsedilen bu rütbe hâdisesi de yine Sultan'in siyasî
dehâsindan bir örnek oldu.
Taktigi, bütün
nazarlarin Ertugrul üzerine çevrildlgi bir anda fazla alâyis ve seyahat
üzerinde hususî blr kiymet belirtmemekti.
«Ertugrul»,
(1306- 1890) yilinin 26 Mayis günü, onbir ay süren bir seyahatten sonra
Yokohama limaninda...
O zamanin
seyrüsefer sartlarina göre, bu seyahat, Türk Bahriyesi adina bir basari... Yol
boyunca ugranilan Islâm ülkelerinde yildizli hilâlin dalgalanisi bakimindan da
muazzam ruhî kiymet...
Karsilikli merasim
toplari atilirken, gemiye gelen Japon Tesrifat Nâziri, Osman Pasa'nin elini
hararetle sIkarken söyle diyordu:
— Hos geldiniz
Amiral ! Hasmetlû Mikado Hazretleri adina sizi selâmladigim su dakikada hilâl ve
günesin birlesmis oldugunu görmekle saadet duymaktayim !
«Ertugrul»
gemisinin sembollestirdigi mânâ ve sahislara gösterilen alâka ve sicaklik,
Mikado'dan çöpçüye kadar pek büyük oldu. Arada, bellibasli ve madde madde
sinirli bir anlasmaya varilmaksizin, bir daha gelmeyen bir güne ismarlanmis
olarak, ruhi yakinlik ve dostluk zemini tamamiyle kuruldu. «Ertugrul» her aksam,
etrafindaki binlerce Japon kayigina 50 kisilik bandosiyle konserler vererek üç
ay kadar Japon sularinda kaldi ve nihayet döndü.
Dönemedi.
Hareket edecegi
gün Japon Bahriye Nezaretinden barometrelerin birden çok düsmüs oldugu ve Japon
Denizi'ne ait korkunç firtinalardan birinin patlamasina ihtimal bulundugu, bu
yüzden hareketini geciktirmesi gerektigi haberini almasina ragmen denize
açildi.
Hareketinin ertesi
aksami, Japon Denizi'nin o müthis tayfununa yakalanis... 44 saat, ha batiyor, ha
batti, su yüzünde bir findik kabugu gibi firtinayla bogusma; ve neticede (Osima)
kiyilarindaki kayaliklar üstünde parçalanmis... Içindekilerin çogu sehit, gerçek
sehit... 607 candan, kurtulabilenler 69 kisi... Osman Pasa bogulanlar
arasinda...
«Ertugrul»
hakkindaki en güzel sözü bir Japon gazetesi söyledi:
— Ertugrul
vazifesini yapmistir.
Japonya ve
Türkiye'de duyulan aci, her mikyasin üstünde... Mikado, kendi sularindaki
felâket yüzünden dövünür ve elindeki 69 kazazedeye ne yapacagini bilemezken,
Abdülhamid, günlerce ne yedi, ne içti, ne de lâf edebildi.
Türk kazazedelerini Istanbul'a
getiren iki Japon harb gemisine halk ve Abdülhainîd
tarafmdan alâkalarin en coskunu...Abdülhamîd'in
Japonlar ve Japonya mevzuunda baslicâ emeli, Avrupalîlasirken sahsiyetini elde
tutan ve ondan zirnik feda etmeyen bu milleti, siddetle atildigi yükselme
yolunda gerçek dine de ulastirmakti. Nitekim, Japonya'da «Dinleri înceleme»
adinda bir de tesekkül kurulmus ve kongre tertiplenmisti. O güne kadâr
Japonya'da pek fena ve kaba, sekilde yürütülen Islâm propagandasi, iste bu
vesileyle birdenbire Japon halkinin ruhuna yöneltilebilir ve Dogunun bu muazzam
milleti elinde Müslümanlik yepyeni bir hamleye kavusabilirdi.
Abdülhamîd, bu
dâvaya çok ehemmiyet verdi; ve Japonlar tarafindan istenilen din kitaplarini,
kütüphanesinin en nâdide eserleri arasindan seçip gönderdi ve bu kitaplarm
arasina bir de, üzerindeki insan emegi bakimmdan madde ölçüsüyle paha biçilmez
bir Kur'ân ilâve etti. Toplanacak kongre üstünde de en derin sekilde müessir
olmayi düsünürken, misyonerler ve kozmopolitler tarafindan araya bin fesat
sokuldu ve basari yollari kapatildi. Mikado ise, yine ayni fesatlar yüzünden
böyle bir kongreye lüzum görmedigini ve tebaasinin fert fert diledigi dini
seçmekte hür oldugunu ilân etti.
1904 Rus- Japon Harbinde koca
Rusya'yi dize getiren Japonlarin ruhundaki ham mistigi anlayan ve onu
îslâmiyetle kemallestirmek isteyen Abdülhamid, böylece, Japonlar nezdinde gizli
bir müttefik muhafaza etmekten baska bir imkân bulunmadigini anladi ve her
sahada niüdafaadan ibaret olan kaderine boyun egdi.
Kaynak: Necip Fazil Kisakürek, Ulu Hakan -
Ikinci Abdülhamid Han, s. 294-298 Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |