29-12-2008, 01:36 PM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| 100 Saat Savaşı
100 Saat Savaşı
1990, İran Körfezi
Yakında meydana gelmiş bir hata üzerine ikinci kez düşünmek tehlikelidir. Tarih, bugün üzerine olan perspektifinizi de değiştirir. Adolf Hitler'i Almanya Şansölyesi yapan seçimlerin ulusal ruhunu ve görünürdeki istikrarım birçok Amerikalı pek beğenmişti. Başkaları da Joseph McCarthy'nin ülkeyı kurtardığını sanıyordu ama aslında Anayasayı çiğnemekten başka bir iş yapmıyordu.
Körfez Savaşı üzerinden henüz fazla bir zaman geçmemiş olmasına rağmen bugün anlaşılıyor ki, dönemin Başkanı Bush'un aldığı bir asken karar diğerleriyle çelişki içindeydi. Bush "un en iyi kararlarından biri savaşın yönetimini generallere bırakması ve onların da işlerinin gereğini yapmalarına olanak bulmalarıydı.
Örneğin eski Başkan Lyndon Johnson Vietnam Savaşı sırasında uçakların bombardımanlarını günlük emirlerle doğrudan yönetmeye hevesliydi. Bush bunu yapmaya yeltenmedi. Bush'un bir diğer başarısı Irak'ın çevresindeki Arap ülkelerinin askerleri de dahil olmak üzere tüm askeri kadro için ortak bir hareket zemini oluşturmasıydı. Ama bu durum Bush'u kötü bir karar vermeye de sevk etti ve bugün hala Amerikalılar bedelini ağır bir şekilde ödemeye devam ediyor.
Çoğunluğu Amerikan askerlerinden oluşan ve yine Amerikan komutası altında olan Birleşmiş Milletler kuvvetleri Irak ve Kuveyt sınırlarında aylarca oturduktan sonra birden Irak'ı işgale başladılar. Irak'ı aylarca havadan dövdükten sonra birçoğu silah altına yeni alınmış askerlerden oluşan Irak ordusu çok kısa sürede dağıtıldı veya teslim alındı. Her şey iyi görünüyordu.
Ama ABD'nin Arap müttefikleri Saddam Hüseyin'in artık kendileri için bir tehdit oluşturmayacağını garantilemek istediklerinde yeni bir sorun ortaya çıktı. Reel politikayı kavradıklarından ve tarihten gelen tecrübeleriyle Birleşmiş Milletlerin (Amerikalılar diye de okuyabilirsiniz) önde gelen Arap ülkelerinden herhangi birini işgal etmeyeceğini biliyorlardı.
Amerikalıların onlarca yıldır İsrail'e gösterdiği dostluktan ve Sırpların Avrupa'nın ortasında yürüttükleri Müslüman kasaplığına Avrupa devletlerinin yanı sıra ABD'nin gösterdiği soğukkanlılıktan sonra birçok Arap liderinin ABD'nin tutumuna güven duymaması çok doğaldı.
Savaşın üçüncü gününde Irak'ın kaybettiği anlaşılmıştı. Irak'ın en modern silahlı gücü olan Cumhuriyet Muhafızları Saddam Hüseyin'in "bütün savaşların anası" diye nitelendirdiği savaşta hemen tümüyle yok edildi. Kuveyt bütünüyle yeniden ele geçirilirken Bağdat civarındaki hava savunma tesisleri de aylarca etkisiz kalacaktı.
Bağdat sokakları geri çekilen askerler ve sivil halkın kalabalığından yürünmüyordu. ABD silahlı kuvvetleri ile Bağdat arasında Irak'ın tek bir silahlı birliği, Amerikalıların Bağdat'a girişini engelleyebilecek hiçbir güç yoktu.
İlk günlerin çarpışmalarından sonra elde edilen başarı sonucunda dünyanın diğer ülkelerinin ve özellikle Rusya Federasyonunun tutumunu değiştirmesi de önemliydi. Bu ülkeler Birleşmiş Milletler'i arkasına alan ABD'nin Kuveyt'i kurtardığı kanısındaydılar.
BM kararları Irak hükümetinin ne olacağıyla veya Saddam'a ne yapılacağıyla ilgilenmiyordu. Gerçi Saddam'ı ikinci bir Hitler ilan eden Bush her ne pahasına olursa olsun onu durdurmak için çağrılar yaptı ama Amerikan kuvvetleri de geri çekilmekte olan Irak askerilerini takip ederek Bağdat'a doğru ilerlemeye kalkışmadı.
Ancak tüm uluslararası değerlendirmelerin ötesinde bir şey daha vardı; geride kalan uzun yıllar göstermişti ki, başka bazı ülkelerde olduğu gibi Arap kültüründe de bulunan bir şeyler fanatiklerin doğmasına yol açıyordu. Bu durum İslam'ın ilk günlerinde de vardı, bugün de hala var.
ABD bu gerçeği dikkate alacak olsa Irak'ı işgal etmekten başka seçeneği olmuyordu. Saddam Hüseyin kendisi dışında ülkesindeki bütün politik odakları tasfiye etmişti, Saddam'ın yerine geçebilecek herhangi bir güçten söz edilemezdi. Irak ordusunun İran'la uzun süren savaşında gösterdiği performans aslında halkın kararlılığını yansıtan bir şeydi. Dolayısıyla bir işgal durumunda Irak halkının göstereceği tepki ABD açısından önemliydi.
Bunun da ötesinde, zaten ABD de Vietnam deneyiminden üçüncü dünya ülkelerinin kontrolünün ne kadar zor olduğunu biliyordu. Yüksek teknolojiye sahip silahlarla yarım milyonluk Irak ordusu çökertilebilir, savaş gücü etkisizleştirilebilirdi ama olası bir işgale tepki gösterecek ve direnişe geçecek bir halkın bastırılması ve denetlenmesi o kadar kolay değildi. Bu halk neler yapabileceğini yakın geçmişte yer alan İran'la savaşta da göstermişti. Diğer Arap ülkelerinde olanlar da yine yeterli bir fikir veriyordu.
Herhalde tüm bunlardan dolayı Başkan Bush Saddam Hüseyin'i parçalanmış ülkesinin başında bırakmış olmalı. Amerikalılar Irak'ı işgal etse bile Saddam'ı hemen kontrol altına alamazlardı. Sovyetler bunu komşuları Afganistan'da denemişler ve başaramamışlardı. Belki de uluslararası baskıdan dolayı bu sonuç ortaya çıkmıştı.
Bu arada ABD'nin Arap müttefikleri de ABD'ye düşman bir yönetimin nasıl devrildiğinin bir örneğini görmek istiyorlardı ama belki de Bush yönetiminin kararı basitçe fazla kayıp vermeme ve planlandığı gibi savaşı 100 saat içinde bitirme arzusuna dayanıyordu. Evet, hangi nedenle olursa olsun, Bush savaşı sona erdiren ve Saddam'ı da Irak'ın başında bırakan kararı verdi.
O tarihten bu yana bölgede çeşitli anlaşmazlıklar ve krizler oldu, Irak biyolojik ve nükleer silahlara sahip olmak için yatırımlarına devam etti ve ABD de uzay programları için harcadığı paradan on misli daha fazla parayı Körfez'de tutmakta olduğu askerleri için harcamaya devam etti. Gelecek on veya yirmi yıl içinde tarih bu kararın doğru olup olmadığını gösterecektir... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |