cern... Bozon da Cern de beynimizin içinde
Cern’de deneylere devam… teknolojiye katkı sağlayacak, kuşkusuz bir süre sonra günlük hayata yansıyacak keşifler yapılıyor.
‘Şimdilik’, ‘yaklaştık gibi’, ‘galiba’ lar oturtulsa da başına sonuna cümlelerin, bilim adamları heyecanlı. Ancak bir türlü ekranlardaki tartışmaların arasına yerleştirilmeyen bir gerçek var ki, Cern de, Cern’de bulunan parçacıklar da aslında sadece beynimizin içinde. Evrende madde yok.
Nedense bu konu hiç gündeme getirilmiyor ne basında ne ekranlarda. Nasıl bir hareketlilik gözlemlenmiş, Türkiye neden bütçe ayırmıyormuş, o parçacık bulunsa şu parçacığın arkadaşı olurmuş… Atom nedir hiç doğru düzgün konuşulmuyor. Verilen cevap ‘herşey atomlardan oluşuyor’da kalıyor. İyi de atomların içi boş.
Bilim adamlarının ‘nasıl oluyor bilmiyoruz onun için bu konuya girmeyelim’ dedikleri, girenlerin de nedense ekranlara davet edilmedikleri duruma şuracıktan bir göz atalım.
‘Her madde atomlardan oluşuyor’. Fizik kitaplarında vardır çizimleri; birbirinin etrafında, çizgi yörüngelerde dönen toplar… elektronlar, protonlar, nötronlar. Aynı kutuplar birbirini iter, zıtlar çeker vs… Atomun nasıl sağa sola zıpladığı en ileri teknik aletlerle görülüyor… ama göz de atomlardan oluşuyor, atomun atomu nasıl gördüğünü sorduğunuzda bilim sessiz.
Maddeyi gören göz değil, bilinç. Evrendeki elektrik akımları duyu organları vasıtasıyla beyne gidiyor, göz aracılığıyla mercimek büyüklüğünde bir et parçasına ulaşıyor, kulaktaki, dildeki, tendeki, burundaki sinirler aracılığıyla sese, tada, hisse, kokuya dönüşüyorlar. Evrende ne çiçek var ne kokusu, ne deniz ne rengi, ne ıslaklığı… elektrik akımları beyne ulaşınca bu görüntüler, bu algılar oluşuyor. Ancak bunları beyin de göremiyor, beyin bir aracı. Adam etrafı seyrederken beyin ameliyatı yapılıyor ama beyni açınca ev, araba, ışık, çiçek görebilen olmadı bugüne kadar. Beyinde çiçek kokusu da yok, herhangi bir maddenin tadı da… Can acısı beyinde oluşuyor ama o anda beyin acımıyor. Dünya ve tüm maddesel varlıklar, hisler, tatlar algıda. Bilim algıyı açıklayamıyor.
Merakla beklenen Cern çalışmaları kadar Cern’in kendisi de algıda. Evrende Cern diye bir yer yok. Cern elektrik akımlarının gözümüzden yansıyan sinyalleriyle beynimizde oluşuyor.
Daha da ilginci, keşfedildiğinden beri hiç durmadan incelenen atom bir mucize diyarı. Atom içinde bilinen fiziksel kuramları işlemiyor. Protonlar artı yüklü ama birbirlerini itmiyorlar. Elektronlar atoma yapışmıyorlar ve hızlarını kaybetmiyorlar. Bununla da bitmiyor, son yapılan çalışmalardaki bulgularda atomların içi %99.99 boş çıkıyor.
Var olduğu gözlenebilen hareketli noktaların toplamı da atomun içinde binde birlik bir yer kaplıyor topu topu. Bilim adamları diyor ki, ‘boşlukları attığımızda dünya bir elma büyüklüğünde olmalı’. Mucize demem boşuna değil. Atomun içinde görünen o inanılmaz hareketli elektrik akımının bir kütlesi de yok. Ağırlığı yok, rengi tadı dokusu yok. Yani özetle ortada madde yok. Ama biz var gibi görüyoruz. Koca bir dünya, insanlar, maddeler, doğa, savaşlar, aşklar… say say bitmez neler görüyoruz neler hissediyoruz…
Yine bir başka ilginç durum atomların içinde gözlemlenen o inanılmaz küçük elektrik parçalarının bir maddeye şekil verebilecek kadar sabit durmamaları. O kadar hareketliler ki bir an karşımızda duran bir masanın bir iki saniye sonra hala aynı yerde duruyor (daha doğrusu görünüyor) olması imkansız. Yine aynı veriye dönüyoruz; algı. Karşımızda madde yok, algımızda oluşan bir dünya var.
Cern deneylerinde madde’yi bulmaya çalışıyorlar. Cern ne bulursa bulsun kendi varlığını açıklayamıyor. Üstünde düşünülecek, araştırılacak ne müthiş bir konu değil mi?.. Bakalım ekranlar ne zaman bu konulara kucak açacak.. Tehlikeli sular dediğinizi duyar gibiyim… ama… bilimden korkulmaz ki.
alıntıdır.. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |