Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Mistik Gizem Bilinmeyenler Klubü > Gizemli Konular > Psişik Yetenekler

Uyarılar

Psişik Yetenekler Psişik Yetenekler

Onemli Dusunurler - George Ivanovitch Gurdjieff

Gizemli Konular ve Psişik Yetenekler Onemli Dusunurler - George Ivanovitch Gurdjieff Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız GURDJIEFF, G. I. (1877?-1949), Georgii Ivanovich Gurdzhiev; yeni dinsel ve psikolojik öğretiler alanında esrarengiz bir kişi ve etkisi gittikçe artan bir güç olan Yunan-Ermeni asıllı bir ruhsal öğretmen. Bildik Hristiyan mistiği imajından çok bir Zen ustası veya bir Sokrat figürüne ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Psişik Yetenekler telkin cd indir izle İstanbul Psişik Yetenekler nerededir kimdir Psişik Yetenekler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Psişik Yetenekler hipnoz Psişik Yetenekler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Psişik Yetenekler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Psişik Yetenekler kuantum düşünce kitap haberi

Onemli Dusunurler - George Ivanovitch Gurdjieff

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 18-01-2008, 10:05 PM   #1 (permalink)
Çevirmen
 
Üyelik tarihi: May 2007
Mesajlar: 327
Tesekkür: 0
90 Mesajinıza toplam 284 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
tresor is an unknown quantity at this point
Standart Onemli Dusunurler - George Ivanovitch Gurdjieff

GURDJIEFF, G. I. (1877?-1949), Georgii Ivanovich Gurdzhiev; yeni dinsel ve psikolojik öğretiler alanında esrarengiz bir kişi ve etkisi gittikçe artan bir güç olan Yunan-Ermeni asıllı bir ruhsal öğretmen. Bildik Hristiyan mistiği imajından çok bir Zen ustası veya bir Sokrat figürüne benzeyen Gurdjieff, onu tanıyanlar tarafından tek kelimeyle insanların benzersiz bir “uyandırıcısı” olarak görülürdü. Batı’ya ezoterik bilginin etraflı bir modelini getirdi ve ardında bilincin geliştirilmesi için özel bir metodolojiyi barındıran bir okul bıraktı.

Gurdjieff bilinç teriminden zihinsel farkındalık ve faaliyetten çok daha fazlasını anlardı. Ona göre bilince dair kapasite zihin, duygu ve bedenin birbirinden ayrı enerjilerinin uyumlu bir karışımını gerektirir ve sadece bu, idrak, buddhi veya atman gibi geleneksel görüşlerin çağrıştırdığı daha yüksek etkilerin insanın içindeki faaliyetine izin verir. Bu açıdan, şimdiki haliyle insan, aslında dış uyaranın etkisi altındaki otomatik koşullanması ile bilinçsizce yönetilen tamamlanmamış bir varlıktır. Gurdjieff’in geniş çeşitlilikteki metotlarının hepsi “gerçek insan”ın kendisinin bilincinde olmasını ve ruhsal özelliklerini, yani irade, bireysellik ve objektif bilgiyi gerçekleştirmeye yönelik araçlar olarak anlaşılabilir. İnsanın tekamülü hakkındaki öğretisi ve bu metotlar, kendi yazılarında ve P. D. Ouspensky’nin In Search of the Miraculous (New York, 1949) (Mucizevi Olanın Peşinde) adlı eserinde ayrıntılarıyla açıklanan dev bir kozmolojik fikirler ağında yer almıştır.

Gurdjieff hayattayken 1920’lerde hakkında yazılan sansasyonel basın hikayelerine rağmen takipçileri dışında hemen hemen hiç kimse tarafından tanınmıyordu. Ancak 1950’lerden itibaren fikirleri hem kendi yazılarının basılmasıyla hem de öğrencilerinin tanıklıklarıyla yayılmaya başladı. Kendine özgü sıra dışı karakteri, özellikle hayatın her durumunu öğrencilerine kendileri hakkındaki tam gerçeği hissetmelerine yardımcı olmak için araç olarak kullanmadaki dehası, fikirlerinin bütünlüğünü yıllarca gölgeleyen sayısız yanıltıcı hikayeye yol açtı. Ancak bugün, Gurdjieff öğretisi bu dedikodu ve kinaye arka planından sıyrılmış ve modern zamanların en içe işleyen ruhsal öğretilerinden biri olarak tanınmak üzere ortaya çıkmıştır.

Gurdjieff Rusya’nın güney Transkafkasya bölgesinde Alexandropol’de doğdu. Babası Yunanlı, annesi Ermeni’ydi. Sıra dışı yetenekte bir çocuk olduğu için Ortodoks Kilisesi’ndeki özel öğretmenler ona ayrıcalık tanımışlar ve hem rahiplik hem de tıp konusunda erkenden eğitilmiştir. Gurdjieff daimi ezoterik bilgi çizgisinin bir yerlerde hala korunduğuna kanaat getirerek nihai cevapları araştırmak için akademik yolu bıraktı. Yirmi yıl kadar (1894-1912) çok eski geleneklerin çekirdeği üzerine araştırmalarını –çoğunlukla İç Asya ve Orta Doğu’da– sürdürdü. Otobiyografik öyküsü Meetings with Remarkable Men (Dikkate Değer İnsanlarla Karşılaşmalar)’de önemli olaylardan bahsedildiği halde hayatının bu bölümü bir sır olarak kalmıştır.

Gurdjieff 1913’te tamamen geliştirilmiş bir öğretiyle Moskova’da ortaya çıktı ve esas olarak aydın sınıftan gelen öğrenci gruplarını organize etmeye başladı. Buradan sonra hayatının ana hatları daha açık şekilde izlenebilir. Hem Rus yazar P. D. Ouspensky hem de besteci Thomas de Hartmann, Gurdjieff’in, Bolşevik Devrimi’nin ve onu ve takipçilerini önce Kafkasya’ya (1917) sonra İstanbul’a (1920) ve sonunda Fransa, Paris’in güneyindeki, İnsanın Uyumlu Gelişimi Enstitüsü’nü Prieure d’Avon’da daha sağlam bir temelde 1922’de kurduğu Fontainebleau’ya getiren yolculuğun zorlukları sırasında çalışmalarını sürdürüşünü anlatmışlardır.

Enstitü’nün doktrini ve deneysel metotları İngiltere ve ABD’den Gurdjieff’le tanışmaya ve sonunda onunla çalışmaya gelen pek çok önemli sanatçı ve entelektüeli çekti. Maurice Nicoll, Jane Heap ve Katherine Mansfield gibi pek çokları, bu öğretiyle The New Age’in meşhur eleştirmeni ve editörü A. R. Orage ve P. D. Ouspensky aracılığıyla tanışmışlardır.

Gurdjieff 1924’ün başında büyük bir öğrenci grubu eşliğinde ABD’ye ilk ziyaretini gerçekleştirdi; kutsal danslar çalışmasının herkese açık bir dizi performansını, çoğu New York’ta olmak üzere, sergiledi. Amacı objektif bir “hareketler bilimi”nin unutulmuş prensiplerini ve bunun, ruhsal gelişim çalışmasındaki özel rolünü göstermekti.

1924 yazında, neredeyse yaşamını yitirdiği bir araba kazasından sonra Gurdjieff, enstitüsünün faaliyetlerini ve takipçi çevresini azaltmaya ve fikir mirasını yazılı şekilde güvenceye almaya karar verdi. 1934’te yazılarının ilk iki serisini ve üçüncünün bir kısmını tamamlamıştı. Bu arada eski öğrencileriyle teması sürdürmüş, ABD’ye iki kez (1929 ve 1933’te) dönmüş ve Paris’e kesin olarak yerleşmişti.

Gurdjieff 1935’te sonraları çalışmasının sürdürülmesinden sorumlu olacak olan en yakın öğrencisi Jeanne de Salzmann’ın desteğiyle gruplarla çalışmasına yeniden başladı. Takipçilerinden had safhada ketumluk talep edilmesine rağmen Fransa’daki gruplar savaş sırasında bile sürekli olarak genişledi ve Rene Daumal, Kathryn Hulme ve P. L. Travers gibi edebiyat, sanat ve tıpta göze çarpan kişileri kapsadı. Savaştan sonra Gurdjieff’in uluslararası öğrenci ailesi tekrar etrafında toplandı. Amerika’ya son ziyaretini Aralık 1948’de gerçekleştirdi ve hastalığına rağmen Paris’te bir sonraki yılın 29 Ekim’inde ölene kadar çalışmasına yoğun şekilde devam etti.

İngilizce’de ilk kez 1950’de yayınlanan Beelzebub’s Tales to His Grandson (Beelzebub’un Torununa Hikayeleri) onun başyapıtı; insanın Yeryüzü’ndeki bütün hayatının uzak bir dünyadaki varlıklar tarafından görülürcesine emsalsiz genişlikte ve panoramik bir manzarasıdır. Bu eser kozmik bir alegori aracılığıyla ve daldan dala atlayan anekdotlar ve kışkırtıcı dil bilimsel işlemeler paravanı altında Gurdjieff’in öğretisinin temellerini nakleder. 1963’te yayınlanan Meetings with Remarkable Men Gurdjieff’in gençliğinin hikayesini ve bilgi için durmak bilmez araştırmasını anlatır. Gurdjieff başlangıçta üçlemesini Life is Real Only Then, When “I Am” (Hayat Ancak “Ben Olduğumda” Gerçektir) başlıklı son bir seriyle tamamlamaya niyetliydi; ancak müsvedde hiçbir zaman tamamlanmadı ve bir kısmı kayboldu. Geri kalan kısmı, düzeltilmemiş parçalar halinde 1981’de yayınlandı. 1973’te yayınlanan Views from the Real World (Gerçek Dünyadan Manzaralar), Gurdjieff tarafından 1920’lerde yapılan ve öğrencileri tarafından kaydedilen konuşmaların bir derlemesidir. Gurdjieff ayrıca Thomas de Hartmann ile iş birliği içinde bestelenen büyük miktarda müzik bırakmıştır. Bu müziğin bir kısmı Gurdjieff’in öğretisinin temel bir bölümünü oluşturan hareketlere ve kutsal danslara eşlik etmek üzere kullanılmıştı ve bu, öğrencileri tarafından belgelenmiş ve korunmuştur.

Gurdjieff tarafından öne sürülen özel çalışma ve karşılıklı araştırma, Batı dünyasındaki büyük şehirlerde, öğrencilerinin rehberliği altındaki kuruluş ve topluluklar aracılığıyla yürütülmüş ve genişletilmiştir. Öğrencileriyle bağlantılı olmamasına rağmen Gurdjieff’i takip ettiğini veya onun öğretisiyle bir ilgisi olduğunu iddia eden bazı başka gruplar da ortaya çıkmıştır.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

tresor isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-01-2008, 11:45 PM   #2 (permalink)
Çevirmen
 
Üyelik tarihi: May 2007
Mesajlar: 327
Tesekkür: 0
90 Mesajinıza toplam 284 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
tresor is an unknown quantity at this point
Standart Gurdjieff ve Dördüncü Yol – Ouspensky’den

İnsanlar uyumaktadırlar ve bunu kabul etmezler. Bütün insanlar sadece makinedirler, bütün faaliyetleri mekaniktir. Psikoloji insanlarla ilgilidir, makinelerin incelenmesi için psikoloji değil mekanik bilimi gerekir. Bir makine kendini tanıyamaz, tanıdığında makine olmaktan çıkar. İnsan hareketlerinden sorumludur, makine değildir.
İnsanın başlıca yanılgısı, yapmaya muktedir olduğuna dair inancıdır. Ancak bunu insanlara söylediğinizde inanmayacaklardır ve onlara düşmanca ve nahoş gelecektir. Özellikle de gerçek olduğu için düşmanca gelir. Herkes hiç bir şeyin yapılması gerektiği gibi yapılmadığını iddia eder. Aslında her şey yapılabileceği tek şekilde yapılmaktadır, eğer tek bir şey değiştirilebilseydi her şey buna bağlı olarak farklı olabilirdi.

İnsan birçok BEN sahibidir. Her insanın içinde 5–6 bazen daha çok ama sınırlı sayıda BEN vardır. Bunlardan her biri yönetimi ele aldığında kendinin asıl BEN olduğunu yani EFENDİ olduğunu sanır ve diğer benlere ait en ufak bilgisi olmaz. İnsanda bu BEN değişimlerini kontrol edecek hiç bir şey yoktur. İnsan&makine bu durumu fark etmemekte, bilmemektedir. Benler, rastlantıların gücü ile veya mekanik olan dış dürtüler tarafından yaratılmışlardır.
Eğitim, taklit, okuma, dinin uyuşturuculuğu, sınıflar, gelenekler, yeni sloganların cazibesi dış tesirlerdendir. İnsanın bireyselliği yoktur, bir tek büyük BEN sahibi değildir, birçok kendini ben sanan benlere bölünmüştür. Her bir küçük ben kendini BÜTÜN adına çağırmaya yetkilidir; anlaşmaya, anlaşmamaya, söz vermeye, kararlar almaya muktedir ki, sonradan bütün diğer benler bunların sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kalacaklardır. Her küçük ben'in imzaladığı çeklerin ve akitlerin sorumluluğunu yüklenecek olması, insanın yani Bütün'ün trajedisidir.
Çoğu zaman insanın ömrü küçük tesadüfî benlerin imzaladığı akitlerin gereğini yerine getirmek yükümlülüğü ile geçer. Her insanın sınırlı "rol" repertuarı vardır ve bunun dışında bir role zorlandığında kendini kısa sürede huzursuz ve rahatsız hisseder ve kendi repertuarındaki herhangi bir role dönmek için büyük çaba harcar. Döndüğünde gerilim biter ve rahatlık (uyuma hali) başlar. İnsan repertuarı dışındayken üşür, utanır ve herkesten kaçmak ister." Burada SEÇİM zorunluluğu gelir! İnsan rahatı mı seçecektir yoksa kendi üzerinde çalışıp huzursuzluğu mu?
İnsan hapishanededir ancak bunun farkında değildir. Farkına varan her aklı başında kişi hapishaneden kaçmak ister, kaçmak için tünel kazmak lazımdır. Bunun dört gerekli şartı vardır; a) Özgür olmadığını, hapishanede olduğunu kabul etmek. b) Evvelce hapishaneden kaçabilmiş kimselerden yardım almak. c) Kaçış organizasyonu asla tek kişi olarak gerçekleştirilemez. Bir grup çalışması elzemdir. d) Büyük bir çalışma ve çaba gereklidir : "belirli bir amaca yönelik şuurlu çabalar"
İnsan yeterince yöntemli ve kararlı ise bir alışkanlığını değiştirebilir. Ancak; Bir kimse kendi üzerinde çalışıyorsa o kimse mümkün olabilecek ek değişiklikleri hesaba katmalı ve bunları önceden düşünmelidir. (Kendi üzerinizde değişikliğe muvaffak olduğunuz her husus, değişmesini belki de arzu etmediğiniz alışkanlık ya da karakter özelliklerinizi etkiler ve siz farkına varmadan devreden çıkar ya da beklemedikleriniz devreye girer.) Ya da! Değişmek isteyen fazlalıklarını "terk" etmelidir.
İnsanların feda etmeleri gereken en önemli şey "ıstıraplarıdır". İnsan öyle yapılmıştır ki; ıstıraba olduğu kadar asla başka şeye o kadar çok bağımlı değildir. Zevklerden daha kolay feragat edilir. Istırap olmadan bir şey kazanılmaz ama ayni zamanda insan ıstırabını feda ederek işe başlamalıdır. Kaynaşma ve içsel birlik (vahdet); sürtüşme ile "evet" ve "hayır" arasındaki mücadele ile elde edilir. (evet ya da hayır seçeneklerinden biri doğru cevap değildir, mücadele doğru yolda oluşun işaretidir.) Ancak bu mücadele yanlış bir taban üzerinde cereyan edebilir ve bu yanlış ve natamam bir kristalizasyondur. Bu insan daha fazla gelişme imkânına sahip olamayacaktır.

Gelişme imkanını yeniden sağlamak için o insan tekrar eritilmelidir; bu ise sadece korkunç ıstırap ile mümkündür. Evet ve hayır arasındaki mücadele "hemen değerli bir şeyi feda etmekle" başlatılabilir. Bununla beraber sonsuza kadar değil! Kristalizasyon elde edildikten sonra "feragatler, mahrumiyetler ve feda etmeler" artık gerekmez. Bundan sonra insan neyi isterse ona sahip olabilir. Artık onun için yasalar yoktur, o kendi başına bir yasadır. Yollar (tekâmüle giden), gündelik hayatın karşısında olup başka ilkelere ve yasalara dayanmaktadır.
Dördüncü yolda imana gerek yoktur, aksine her çeşit iman dördüncü yolun karşısındadır. Yolu arayan insan, yolu bilen ilk insana rastladığı ana "ilk eşik" ya da ilk adım denir. İlk eşikten itibaren "merdiven" başlar. Merdiven süresince kişi her şeyden; yoldan, rehberden ve kendinden şüphelidir, hiç bir şey sabit değildir. Bazen aşağılara düşer ve yeniden başlaması gerekebilir. Fakat son basamağı geçtiği anda yola girdiğinde rehbere karşı şüpheleri ortadan kalkar ama aslında ona ihtiyacı eskisinden çok azalır. Birçok bakımdan bağımsız olur ve nereye gittiğini bilebilir. Çalışmasının sonuçlarını artık kolaylıkla kaybedemez. Yolu terk etse bile başladığı yere dönmeyecektir.

Dördüncü yolda merdiveni çıkmak için koşul; İnsanın kendi yerine bir başkasını yerleştirmeden bir üst basamağa geçemeyeceğidir. Böylece insan yükseldikçe kendini izleyenlere daha da bağımlı olur. Onlar durursa O da durur. Öğrenci ne derece yüksekse, öğretmen de o derece yüksek olabilir. Aslında öğrenci öğretmenin seviyesini hiç göremez ve ne derece aşağıda iseler o derece yüksek bir öğretmen isterler.(Genellikle insanın kendisi beş para etmediği halde İsa'nın öğretmenliğinden başkasını istemez.) daha aşağısına razı değildir. Öğretmen ve öğrenci birbirine muhtaçtır. İnsan aldığını derhal vermelidir, ancak bu şekilde daha fazlasını alabilir. Aksi halde kendisine verilmiş olanda ondan alınacaktır.

Sübjektif yol, okul yolundan geçer. Objektif yol, sade vatandaşın yoludur. Onlarda tekâmül eder, ne var ki onların yolu çok gereksiz tekrarla dolu olarak çok uzun olabilir. Kendi kendini inceleme, kendini bilmeye götüren çalışma veya yoldur. Bilgi herkesin yolu olamaz ve çoğunluğa mal edilemez. Kanun böyledir. Bilgi de maddedir ve daima sınırlıdır. Eğer bilgi madde ise; "Belli bir yerde ve belli bir zamanda belirli miktarda mevcut demektir. Belli bir devre süresince örneğin 100 yıl boyunca insanlığın tasarrufunda belirli miktarda bilgi vardır.

Bilgi ve varlık seviyeleri dengeli olmalıdır; insanın gelişmesinin üzerinde cereyan ettiği iki çizgi vardır: "bilgi" ve "varlık" çizgileri. Doğru tekâmülde her iki çizgi birbirlerine paralel olarak, birbirlerine yardımcı olarak gelişirler. Bunlardan biri daha uzun olursa insanın gelişmesi yanlış olur; er ya da geç gelişme durur. Eğer bilgi varlığı aşarsa, o insan bilir ama yapma gücüne sahip değildir. Bu yararsız bilgidir. Varlık bilgiyi aşarsa, o insanın yapma gücü vardır ama neyi yapacağını bilemez. Kazandığı varlık gayesiz hale gelir ve onu kazanmak için gösterdiği çabaların yararsız olduğu görülür.
Bilgi başka şeydir anlama başka şeydir. Anlama bilginin varlık ile ilişkisine bağımlıdır. Anlama, bilgi ve varlığın bileşkesidir. İnsan sadece kendini incelemenin ve müşahedenin değil fakat kendisini değiştirmek amacıyla kendi üzerinde çalışmanın gerekli olduğunu anlamalı "her şeyi bir bütün halinde BAŞKALARININ ONU GÖRDÜĞÜ GİBİ kendisini bütünüyle görmelidir." Bu amaçla insan, hayatının farklı anlarına, farklı duygusal durumlarına ait kendisinin "mental fotoğraflarını" çekmeyi öğrenmelidir. Eğer bir insan bir şeyi hatırlarsa onun için hatırlanması daha önemli olan diğer on şeyi unutur. Ve özellikle kendisi ile ilgili olan şeyleri, belki evvelce çektiği o "mental fotoğrafları" kolaylıkla unutur.

Dünyada cereyan eden büyük çaplı her olay dışardan yönetilir; Ya tesirlerin rastlantı eseri olan bileşimleri veya genel kozmik kanunlar tarafından yönetilir. İnsanların her şeyden çok sessizlikten korktukları, konuşma eğilimimizin kendini savunmadan kaynaklandığını ve daima bir şeyleri görmekten, kendine bir şeyleri itiraf etmekten kaçınma temeline dayandığı açıkça görülmelidir. Gerçek sanatta rastlantı eseri olan hiç bir şey yoktur. Gerçek sanat matematiktir. Ondaki her şey hesaplıdır ve önceden bilinebilir. Sanatkâr, vermek istediğini bilir ve anlar; Eseri, ayni seviyedeki insanlar üzerinde daima ve matematiksel bir kesinlikle bir ve aynı izlenimi doğuracaktır.

İnsanlara yardımcı olmak için, kişi önce kendine yardımcı olmayı öğrenmelidir. Pek çok insan başkalarına yardım etme düşünce ve duygularına, sadece tembellikten dolayı kapılmaktadır. Onlar kendileri üzerinde çalışamayacak kadar tembeldirler ve ayni zamanda başkalarına yardım etmeye muktedir olmak onlara büyük zevk vermektedir. "kendi kendine samimiyetsizlik"
İnsan hak etmeden haz elde ederse, insanın bunu muhafaza edememesi ve bu hazzın ıstıraba dönüşmesi sebebiyle gereklidir. Ama bütün mesele, hazzı elde edebilmek ve onu muhafaza edebilmektir. Bunu yapabilen bir kimse için öğrenecek hiç bir şey yoktur. Ancak bu yol ıstıraptan geçer. Hazdan istifade edeceğini sanan kimse çok yanılır ve eğer kendisine karşı samimi olabilirse, bunu göreceği an gelecektir. Duygular alanındaki vicdan kavramı, düşünce alanındaki şuur kavramının muadilidir.

Âlemin ve insanın böyle paralel biçimde incelenmeleri, öğrenciye, her şeyin temeldeki birliğini gösterecek ve onun farklı düzenlerin fenomenlerinde analojiler bulmasına yardım edecektir. Gerek âlemde, gerekse insandaki bütün süreçleri yöneten temel kanunların sayısı çok azdır. Az sayıdaki basit kuvvetlerin farklı sayısal bileşimleri, olayların görünen çeşitliliğini yaratmaktadır.
Evrenin mekaniğini anlamak için, karmaşık fenomenleri, bu basit kuvvetlerle çözümlemek gerekmektedir. Sübjektif insan için kötülüğün hiç mevcut olmadığı, sadece farklı iyilik kavramlarının var olduğu söylenebilir. "Hiç kimse herhangi bir şeyi kasıtlı olarak kötülük için, kötülük olsun diye yapmaz." Herkes iyilik uğruna, onu anlayışına göre hareket eder. Fakat iyiliği farklı şekillerde anlar.

Uyanma, insanın hiç bir yere varamayacağını ve nereye gideceğini bilmediğini idrak etmesiyle başlar. Birliğin çokluğa dönüşüm kanunlarını incelemeden önce, bütün evrenlerin tüm çeşitlilikleri veya birlikleri içerisinde bütün olayları yaratan temel kanunu incelemeliyiz. Bu, "Üç prensip" ya da "Üç kuvvet" kanunudur. Bu kanun, hangi mikyasta olursa olsun, hangi âlemde cereyan ederse etsin, molekül seviyesindeki olaylardan kozmik olaylara kadar, farklı ve birbirlerine karşı "Üç kuvvetin bileşimi ve karşılaşmasıdır." İlk kuvvete aktif veya müspet, ikinciye pasif ya da negatif, üçüncüye ise etkisiz kılan kuvvet denilebilir.
İlk iki kuvvet çağdaş düşüncenin bildiği kanunlardır. Fakat genelde üçüncü kuvvet müşahedeyi ve anlayışı yöneltmek için kolayca ulaşılabilir değildir. Bunun nedeni, insanın mutat psikolojik faaliyetinin fonksiyonel sınırlanmasında ve olaylar dünyasına ait algımızın temel kategorilerinde, yani "mekân" duygumuzda ve söz konusu sınırlamalar sonucunda doğan "zaman" duygumuzda aranmalıdır. Üçüncü kuvvet, gerçek âlemin malıdır. Müşahedemize giren sübjektif âlem veya olaylar âlemi, sadece nispi olarak gerçektir, her halde tamam değildir.
Evrenin bundan sonraki temel kanunu yedi kanunu veya oktavlar kanunudur. Bu kanunun anlamını kavramak için, evreni titreşimlerden meydana gelmiş olarak kabul etmek gerekir. Bu titreşimler, evreni oluşturan maddenin, en incesinden en kabasına kadar, bütün çeşit, safha ve yoğunluklarında faaliyet göstermektedir. Çeşitli kaynaklardan çıkmakta ve birbirleriyle kesişerek, çarpışarak, güçlendirip, zayıflatarak, durdurarak çeşitli yönlerde ilerlemektedirler. (Hoca burada sanırım Kuantum fiziği yani dalga/parçacık fonksiyonunu tarif etmektedir.) Fiziğin temel görüşlerinden birisi "Titreşimlerin sürekliliğidir". Bu konuda kadim bilginin görüşü farklıdır; Zira kadim bilgi, titreşimler anlayışının temeline "Titreşimlerin süreksizliği" ilkesini yerleştirmiştir.
Eğer oktavlar kanunun bütün anlamını kavrayabilirsek, bu, bize bütün hayatın, tarafımızdan müşahede edilen evrenin tüm fenomenlerin yeni bir açıklamasını verir. Bu kanun, doğada niçin doğru çizgiler bulunmadığını, niçin düşünemediğimizi ya da yapmaya muktedir olamadığımızı, niçin bize ait her şeyin düşünüldüğünü, niçin bizimle ilgili her şeyin varit olduğunu ve niçin genellikle istediğimize ve beklediğimize zıt bir yönde cereyan ettiğini açıklar. Bütün bunlar, 'entervallerin' açık ve dolaysız sonuçları, ya da titreşimlerin gelişmesindeki gecikmelerdir. Titreşimlerin gecikmeleri anında kesinlikle olan nedir? Asıl istikametten bir sapma meydana gelir. Oktav önce doğru istikamette ilerlemeye başlar;
Oktavlar Kanununun yardımı ile şeylerin ilerlemelerini, yön değiştirmelerini her şeyde müşahede edebiliriz. Belli bir enerjik veya güçlü duygu ya da doğru anlayış devresinden sonra, bir tepki oluşur, çalışma sıkıcı ve yorucu hale gelir. Duyguda yorgunluk ve ilgisizlik anları belirir, doğru düşünme yerine, uzlaşma yoluna gitme çabaları, baskı ve güç sorunlardan kaçış başlar. Fakat çizgi şimdi ayni istikamette değil ama gelişmeye devam etmektedir. Çalışma mekanikleşmekte, duygu gittikçe zayıflamakta, günün genel olayları seviyesine inmektedir. Sonra tekrar duruş ve farklı ilerleme, kırgınlık, nefret, önemsememe gibi ayni düşünce ve duygular arasında dönüp durur. Ve bulunmuş olan çıkış yolu giderek daha ve daha kaybolur.(bilim, sanat, felsefe, din ve fertlerin günlük faaliyetlerinde ayni şeyleri kolayca görmek mümkündür)

Şayet oktav arası titreşimlerin azaldığı anlarda ilave şoklar yaratılabilirse doğru, yön değiştirmeden devam edebilir. Herhangi bir yerden kendiliklerinden gerekli anlarda gelen tesadüfî 'şoklar' ümitleri ile avunmak, doğaldır ki mümkün değildir. Böyle bir durumda, insana iç eğilimlerine 'inançlarına ve eğilimlerine ters düşse bile' yel nereden eserse oraya gitme, 'nehrin akışı içinde yüzme' ya da başarısızlığı ile kendini uzlaştırarak yeniden yapmaya başlama seçeneği kalmaktadır. Veya faaliyetinin bütün çizgilerinde 'entervallerin' zamanını tanımayı ve 'ilave şokları' yaratmayı, diğer bir ifade ile kozmik kuvvetlerin gerekli anlarda, 'ilave şokları' yaratmada faydalandıkları yöntemi kendi faaliyetlerine uygulamayı öğrenebilir
tresor isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

« - | Işık Beden »

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Onemli Dusunurler - George Ivanovitch Gurdjieff

Gizemli Konular ve Psişik Yetenekler Onemli Dusunurler - George Ivanovitch Gurdjieff Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız GURDJIEFF, G. I. (1877?-1949), Georgii Ivanovich Gurdzhiev; yeni dinsel ve psikolojik öğretiler alanında esrarengiz bir kişi ve etkisi gittikçe artan bir güç olan Yunan-Ermeni asıllı bir ruhsal öğretmen. Bildik Hristiyan mistiği imajından çok bir Zen ustası veya bir Sokrat figürüne ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Psişik Yetenekler telkin cd indir izle İstanbul Psişik Yetenekler nerededir kimdir Psişik Yetenekler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Psişik Yetenekler hipnoz Psişik Yetenekler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Psişik Yetenekler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Psişik Yetenekler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:16 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.