Kundalini ve Gurular
Aynı zamanda Kundalini Şakti olarak bilinen Kundalini terimi Hindistan'ın Tantrik Yoga metinlerinden gelmektedir. Kundalini, sarılmış anlamına gelen kundala'den gelir. Halka şeklinde sarılı bir yılan simgesi Kundalini'yi temsil etmek için sıkça kullanılır. Şakti kelimesi güç demektir. Böylece Kundalini Şakti sarılmış veya potansiyel güç anlamına gelir. Kadim Tantrik metinlere göre, tüm evren iki ayrı kutba veya yöne ayrılmış gibi gözüken saf şuurun tezahüratıdır. Bu yönlerden biri tanrı Şiva'dır ve oluşumsuz veya tezahüratsız şuuru, şekilsiz vecit hali, öz varlığı ve farkındalığı temsil eder. Öz olarak erildir ve her ne kadar var olma gücüne sahipse de tezahür ve hareket etme gücü yoktur. Şiva'nın eşi Şakti de bir tanrıça olarak temsil edilir ve kutupların diğer tarafı olarak dinamik, enerjik ve yaratıcı yönünü temsil edip evren olarak tezahür olur. Şakti Şiva'dan doğar ve hiç biri diğeri olmadan varolamaz.
Bu iki prensip aslında birdir, ama tezahür olmuş dünyada bir ayrılık illüzyonu yaratılır. Bu illüzyona geri-evrim veya Maya denilmiştir ve Şakti'nin Şiva'dan çıkarken kendisini örtmesinden ortaya çıkar. Saf şuur, dinamik veya aktif prensibi Şakti olarak tezahür edince, iki enerji formu olarak kutuplaşır, bunlar fizikte bildiğimiz aktif ve potansiyeldir. Şakti evren olarak tezahür edince, enerjinin çoğu tezahür olurken bir kısmı potansiyel olarak saklanıp evreni ayakta tutar. İnsanda potansiyel enerji veya diğer bir deyişle, bedensel organizmanın işlevleriyle ilgili olmayan enerji omuriliğin dibinde kök çakrada yattığı söylenir, adı Kundalini Şakti'dir. Kundalini insan bedenindeki İlahi Kozmik Enerji olarak söz edilmektedir.
Prana elektrik enerjisinden daha süptil bir enerji forumudur ve modern bilim tarafında genelde saptanmamıştır ve bilinmez. Prana nadi adı verilen ince sinir yollarından aynen elektrik akımı gibi hareket eder, beden ve zihni birbirine iliştirir ve organizmanın çalışmasını sağlar. Prana özellikle enerji bedeninde çakra denilen merkezlerde toplanır.
Bu çakralar veya enerji merkezleri fiziksel değildir, ama yine de bedendeki bazı fiziksel merkezlere tekabül eder. Çakralar bulundukları bölgede fizik bedeni düzenlemeye ve yönetmeye yararlar. Enerji düşünceyi takip eder ve belirli bir merkezde yoğunlaştığı zaman kişinin içinden dünyayı algıladığı ve yaşadığı belirli bir çerçeve yaratılmaktadır. Örneğin zihin cinsel çakrada olduğu zaman insan duyusal hazlar üzerinde yoğunlaşmış olur, oysa kalp merkezi insanı başkalarına karşı daha duyarlı ve şefkatli kılmaktadır. Esas yedi çakra (enerji merkezleri) ve tekabül eden şuur halleri kişilerin dünyayı farklı şekilde algılamalarını ve yaşamalarını açıklamaktadır.
Geleneksel olarak Şakti hem potansiyel enerji hem de potansiyel kişisel ve kişilik ötesi anılar içermektedir. Psikoloji bilimi bu muazzam bilinmeyen güce bilinçaltı olarak söz eder. Bilinçaltına bilinçli erişime sahip olan kişiler muazzam enerji, ön görü ve yaratıcılık yaşarlar. Bu potansiyel enerjiyi harekete geçirmek, bilinçaltını bilince dönüştürmek Kundalini'nin uyarılması denilir. Bu müthiş bir yaşam değiştiren deneyim olabileceği gibi, bilinçaltı küçük parçalar şeklinde bilincin farkındalığına getirildiği yavaş bir süreç de olabilir.
Kundalini'nin uyarılması çok dramatik olabilir. Geleneksel olarak beden ve zihnin yücelmesine yol açan yoğun bir arınma süreci olarak görülür, bu da içsel birlik veya Ahadiyet, Tanrıyla bir olma haliyle sonuçlanabilir. Kundalini, enerji bedeninden geçtikçe bloklar veya arta kalan potansiyel enerjiler, kişisel ve kişi ötesi anılardan kaynaklanan dengesizliklerle karşılaşır. Bu potansiyel enerjiler ego tarafından üretilen isabetsiz, yersiz ve densiz düşünce, söz ve davranışların birikimidir. Bu blokajlar enerji akışına karşı direnç gösterirler. Şakti enerji bedeninde dirençle karşılaştığında blokaj kaldırılıncaya dek veya kanal genişletilinceye dek kriya denilen ani fiziksel, duygusal veya zihinsel tepkiler gösterebilir. Sıkca başvurulan bir örnekle küçük bir hortumdan gelen yoğun suya benzetebiliriz, bu durumda hortum sağa sola sıçrar. Oysa daha geniş bir hortumdan geçen suyun hortumda çok daha az direnç veya etkiyi yer verir. Kundalini uyarımı ile ilgili birçok belirti, aynı zamanda sushumna, çakralar ve nadilerin (enerji meridiyenleri) dışındaki prana akışının engellemesinde de aynıdır. Bu belirtileri yaşayan insanları tarafından bunları Kundalini uyarımı ile karıştırma çok yaygın bir hatadır.
Bazı sistemlerde uyarılmış kundalini ruhsal bir statüko sembolü haline gelmiştir ve insanlar gruba ait olup kabul görmek için aslı olmadan kriyaları veya Kundalini belirtilerini taklit ederler veya sürekli tekrarlar. Bu ego illüzyonlarından kurtulmak, Tanrı, Yüksek Benlik veya Buda Niteliği, vs. ile bir olma olan Kundalini uyarımının amacına ters düşmektedir.
Hint Tantrik Kundalini Yoga uygulaması Kundalini Şakti'yı (enerji) uyandırmak ve orta kanaldan (sushumna) yukarıya çakraların içinden başın tepesindeki taç çakraya yönlendirmeyi içerir. Yoga birleşme demektir ve Kundalini Yoga, Kundalini Şakti (potansiyel bilinçaltı enerji ve anılar) ile Şiva'nın (saf bilinç) birleşmesi anlamına gelir. Bu tam bir şekilde gerçekleştiği zaman, kişi tam şuurlu, farkındalıklı veya aydınlamış olur.
Kundalini Yoga, Siddha Yoga ve diğer bazı Guru Yoga yaklaşımları Kundalini Şakti'yi (enerji) guru tarafından verilen Şaktipat adında bir inisiyasyon ile uyarmaya çalışır. Bundan sonra müritlere sushumna'dan (merkez kanal) tırmanmasını sağlamak üzere, içsel enerjiyi geliştirmeye ve yönlendirmeye yönelik Tantrik uygulamalar öğretilmektedir. Bu uzmanca kılavuzluk görmeden son derece tehlikelidir ve hatta buna rağmen bile ciddi sorunlar olabilir. Çoğu insan çakraların arasında ve sushumna boyunca mevcut bulunan "koruyucu ağlar" konusunda bilgisizdir . Bu ağaların bulunmasının önemli bir sebebi vardır: gerekli fiziksel, duygusal ve zihinsel arınma tamamlanmadan önce, kişinin değişik merkezlerdeki enerjileri ve tekabül eden şuur seviyeleri uyandırmasından korumak, böyle Şakti enerji doğal, rahat ve emniyetli bir şekilde geçebilir. Kundalini'yi iradeli bir şekilde yukarıya zorlama uygulaması bu ağları yırtabilir ve o zaman kişi daha onu emniyetli şekilde kontrol edemeden kıyameti yaşayabilir. Bunların tamiri zor ve bazen imkansızdır. Kundalini Şakti enerjinin güç ve etkilerini ve uyarıldığında faal hale getirdiği fiziksel, duygusal ve zihinsel potansiyel enerjileri iyicene tanımak son derece önemlidir.
Uluslararası Yoga Merkezin eski bir üyesi olarak, çok saygı gören uluslararası üne sahip bir Hint gurusu tarafından şaktipat inisiyasyonu alan birinin haftalarca yataktan kalkamadığına bizzat şahit oldum. Bunun dışında, geçirdikleri fiziksel, duygusal ve zihinsel travmalar soncunda işlerini kaybeden, hastaneye düşen ve her türlü psikozu bir arada yaşan insanlar tanıdım.
Her ne denli iyi niyetli olsalar da, bu organizasyonların dünyaca tanınmış guruları müritlerine yardım edemediler. Bu gurlardan biriyle Kundalini ve sebep olduğu azabı tartışmıştım ve bazı azap ve rahatsızlıklara yol açan çakra sistemindeki enerji blokajları ve dengesizlikleri "görebildiğimi" açıkladım. Ayrıca içimde hiç şüphe olmadan bazı mürtlere (arkadaşlarım) yardım edebileceğimi ve çektikleri azaptan kurtarabileceğimi açıkladım. Yardımım reddedildi ve merkez ve programlarında hiç kimseye tedavi etmemem söylenmişti. Onlar Tanrıça Kundalini'nin sorunları halledebileceğini ve benim müdahale etmemem gerektiğini inanıyorlardı. Ben ise Tanrıça Kundalini'nin bütün insanlarda varolduğunu ve yararımız için değişik şekillerde, değişik şifacılar, terapistler, şifalı otlar vs olarak tezahür ettiğini hissediyordum. Geleneksel Kundalini'ye teslim olma yöntemi bana biraz doktorlardan yardım almaları yasaklandığı için insanların acıya ve hatta bazen ölüme terk edildiği "Hıristiyan Bilim" [Not: Christian Science - bir Amerikan tarikat] gibi geldi. Tanrıya dua etmek ve teslim olmanın yeterli olduğunu düşünüyorlar, ama Tanrının herkesin içinde olduğunu ve yeter ki onu tanı, yardımın sürekli teklif edildiğini unutuyorlar. Bu konuşmadan sonra anladım ki guru aslen bir şifacı değil, bir öğretmendi ve bu konuda müritlerine yardım etmesini ne bilmiyordu, ne de yetisine sahipti. Dolayısıyla, fikirlerimiz uymadığı için, yollarımız da ayrıldı. Diğer yandan, başka bir merkezde müritlerden biri o denli şiddetli şikayet ediyordu ki, guru şifa vermeme kabul etti. Sonuçta çektiği azap etkin bir şekilde giderildi. Bir ay sonra beni aradı ve en yakın dost ve müritlerinden birine şifa vermemi istedi. Bunun memnunlukla kabul ettim. Müridin olağandışı bir deneyimi vardı gurunun gurusunun yakın varlığını hissediyordu, ama yine de halen müritler için şifa çalışmaları desteklemiyorlardı. En sonunda merkezin dışında bu organizasyona bağlı en az 50 müride şifa verdim ve organizasyonu terk ettim. Günümüzde uygulanan Kundalini Yoga uygulamalarının ek bir sorunu da, geleneksel olarak, Kundalini uyarmanın Hint Tantrik sistemi, bu engin bilinçaltı güç ve anıları açığa çıkarmadan önce, güçlenmek ve hazırlanmak üzere, sadece uzun bir arınma sürecinden sonra öğretilmesidir. Günümüzde bu hazırlıklara başvurmadan Kundalini'yi uyaran gurulara rastlamak mümkündür ve bunun dışında, potansiyel tehlikeleri konusunda uyarmadan kundalini uygulamaları öğreten birçok guru vardır. Bunun dışında Hint Tantrik Tradisyonunda Kundalini uyarıldıktan sonra tezahür olan fiziksel, duygusal ve zihinsel enerjilerle nasıl emniyetli, dikkatli ve etkin bir şekilde çalışılacağı konusunda çok az öğreti ve destek gördüm. Birçok kişi bu Kundalini Yogalar tarafından hiç bir ciddi rahatsızlık yaşamdan yararlanmaktadır, amam sorun yaşayanlar kendi başlarınadır, çünkü gelende gurular terapist ve şifacı değil, ruhsal öğretmenlerdir.