12-10-2011, 03:18 AM
|
#1 (permalink)
|
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 8
Tesekkür: 47
8 Mesajinıza toplam 23 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| ÇAĞIN HASTALIĞI: DEPRESYON Selamlarım ve sevgilerim sizlerle olsun. Sizlere Prof. DR. Kemal SAYAR'ın Ruh Hali adlı eserinin Depresyon adlı bölümünden alıntılar aktarmak istiyorum. Dilerim paylaşımım bilgi hazinenize katkıda bulunur. DEPRESYON En az iki hafta süren belirgin bir keyifsizlik hayattan zevk almama ve karamsarlık duygularıyla seyreden bir karanlık ruh halidir depresyon. Depresyondaki insan adeta dünyayı kapkara gözlüklerin ardından seyrediyor gibidir. Geçmişte keyif alarak yaptığı hiçbir şey ona artık zevk vermez yaşamaktan kendisi olmaktan kendisini taşımaktan yorulmuştur. Ağzının tadı kaçmış iştahı kalmamış uykuları bölük örçük hale gelmiştir. Bazen duruma bedensel belirtiler yaygın ağrılar da eşlik edebilir. Ama bu rahatsızlık ÇOK İYİ bir biçimde tedavi edilebilir. Depresyonun statü ya da iyi bir gelecekle birebir ilişkisi yoktur. Önemli olan depresyonun İNSANIN ZAYIFLIĞINDAN KAYNAKLANMADIĞINI bilmektir. Kimi insanlar çok yanlış bir biçimde depresyonu karakter zaafı olarak görürler. Oysa bu ruhsal durum rütbe makam servet ayırt etmeden HER İNSANI etkileyebilir. Depresyon Nedir? Depresyon sadece kendinizi keyfsiz hissetmek demek değildir. Depresyon hayatımızdaki birçok kunuya temas eder. Şimdi bunlara bir göz atalım. MOTİVASYON: Kendimizi durgun hissedebiliriz ya da enerji ve istek kaybından dolayı hiçbir işi yapmaya değer bulmayız. Her şey o kadar anlamsızdır ki denemeye bile değmez. Eğer çocuklarımız varsa onlarla ilgilenmek istemeyiz ve sonra da suçluluk duyarız. Çok keyif aldığımız bir proje sıkıcı gelmeye başlayabilir. Her bir gün en basit işleri bile yapabilmek için kendimizi zorladığımız bir işkence haline gelebilir. DUYGULAR: İnsanlar genellikle depresyonun sadece çökkün bir ruh hali ile gittiğini düşünürler ki bu depresyonun bir parçasıdır. Depresyonun en önemli parçası KEYİF ALMA kapasitesinin kaybıdır. Hayat boş görünür yaşamak zevksizdir. Olumlu duygular hissetme kabiliyetimiz azalır buna karşın olumsuz duygularımızın özellikle kızgınlık ve öfke gibi duygularımızın şiddeti artar. Açıklayamadığımız alınganlıklar tahammülsüzlükler içerlemeler ve öfke açığa çıkar. Sinirlilik ve huzursuzlutan dolayı çocuklarımıza ve akrabalarımıza ters davranıp onları kırabiliriz. Daha sonra bundan dolayı SUÇLULUK HİSSEDERİZ ve bu bizi DAHA DA DEPRESYONA SOKAR. Depresyonun bilinen diğer belirtileri huzursuzluk ve korkudur. Depresyonda olduğumuzda dayanıksızlaşırız. Her zaman kolaylıkla yaptığımız işler gözümüze korkutucu gelmeye başlar ve neden böyle olduğunu anlayamayız. HUZURSUZLUK ve KIZGINLIK depresyonun EN ÖNEMLİ iki özelliğidir. Depresyonda gelişebilecek diğr olumsuz duygular; ÜZÜNTÜ SUÇLULUK DUYGULARI UTANÇ ve KISKANÇLIKTIR. DÜŞÜNCE: Depresyon düşüncelerimizi iki yönde etkiler: İlk etkisi KONSANTRASYON ve HAFIZA üzerindedir. Kafamızı hiçbir şeye veremediğimizi fark ederiz. Kitap okumak ve televizyon seyretmek imkansız hale gelir. Bildiklerimizi kolay hatırlayamaz ve bazı şeyleri unuturuz. OLUMSUZ ŞEYLERİ hatırlamak olumluları hatırlamaktan daha KOLAYDIR. İkinci etki; KENDİMİZ GELECEĞİMİZ ve DÜNYA ile ilgili KÖTÜMSERCE düşüncelere kapılmak yönündedir. Depresyondayken kendimizi kötü ve değersiz hissederiz. Depresyondaki bir kişiye geleceği ile ilgili soru sorulduğunda alınan cevap "Ne geleceği?" olur. Gelecek karanlık görünür; bir boşluktan ibarettir ya da sonu gelmez mağlubiyetlerin döngüsüdür. Depresyon bizi uç düşünceler sürükler. "Ya hep ya hiç" düşüncesi hakimdir. Ya çok başarılıyızdır ya da başarısız. İMGELEME: Depresyonda olduğumuzda kullandığımız imgeler de depresiftir. Üstümüzde kara bulutların dolaştığını karanlık bir odanın içinde olduğumuzu ya da derin bir boşluğa düştüğümüzü söyleriz. Depresyon imgesi çoğunlukla karanlık ve bir yerde kapana kısılma ile ilgilidir. DAVRANIŞLAR: Depresyona girdiğimizde davranışlarımız da değişir. Olumlu faaliyetlerde bulunma isteğimiz azalır sosyal olarak içe çekilip saklanma ihtiyacı hissederiz. Depresyona girmeden önce keyif alarak yaptığımız işlerden el etek çekeriz. Çünkü ufacık bir şeyi yapbilmek için bile çok enerji harcamamız gerekiyormuş gibi hisseder ve yapmamız gerekenden daha azını yaparız. Diğer insanlara karşı olan davranışlarımız da değişir. Daha az lumlu duygular besler ve kendimizi başkalarıyla çatışma içinde buluruz. Çok gergin olursak başka insanlarla görüşmeyi durdurur ve sosyalliğimizi kaybederiz. Depresyondaki insanlar bazen ço huzursuzluk hisseder ve çok zor gevşerler. Kendilerini tuzağa düşürülmüş gibi hissederler bir şey yapmak istiyorlardır ancak bir türlü ne olduğunu bilemezler. Bazen duydukları KAÇMA ve KURTULMA isteği ÇOK GÜÇLÜ olabilir. Fakat NE YAPACAKLARI ve NERYE GİDECEKLERİ -NeT- değildir. Bazı depresif insanlarda yavaşlama da görülür. YAVAŞ yürürler her şey AĞIR gelir. FİZYOLOJİ: Depresyon sırasında hissettiklerimiz beynimizi ve bedenimizi etkileyen biyolojik değişikliklere neden olabilir. Gerginsek bedenimiz adrenalin salgılar. Depresyonda olduğumuzda beynimiz daha değişik çalışır. Her türlü ruhsal durum; mutluluk cinsellik heyecan gerginlik ve depresyon beynimizdeki fiziksel değişimlerden etkilenir ve onları etkiler. Yeni araştırmalar göstermiştir ki bunlar kortizol gibi stres hormonları ile ilişki halindedir. Bu da bize depresyonun bedenin stres sistemi ile ilgili olduğunu gösterir. Nörotransmitter denilen beyin kimyasalları depresyonda olduğumuzda genellikle azalır. Bu da bize neden bazı insanların sinirsel ileticileri yükselten ilaç tedavisinden fayda gördüğünü gösterir. Çok basitçe ifade etmek gerekirse ilaçlar beynin kavşak noktalarında azalan kimyasal ileticileri artırarak beynin eski canlılığına ulaşmasını sağlar. Depresyondayken gece yarısı ya da sabahın erken saatlerinde uyanabilir ya da uykuya dalmakta zorlanabilirsiniz. Bazı durumlarda ise uykuda geçen zaman daha da artar. İştah kaybı da beklenen bir durumdur. Yiyecekler saman tadı vermeye başlar ve kilo kaybı gelişir. Bazıları ise daha çok yer ve kilo alır. SOSYAL İLİŞKİLER: Her ne kadar depresyonu gizlemeye çalışsak da çevremizdeki diğer insanlar da bu durumdan etkilenir. Kendimizi sürekli olarak "HAYIR" derken bulabilir ve insanların birlikt vakit geçirmek istemediği biri haline gelebiliriz. Bilmeliyiz ki bunlar beklenen gelişmelerdir ve kişinin kendini çökkün hissettiği ilk andan itibaren görülebilir. Bu konuya çok fazla odaklanmak bizi daha da depresif yapar. İlişkilerimizin bozulmasında bir sürü neden vardır. Çözemediğimiz çatışmalar yaşıyor olabiliriz. UNUTMAYALIM Kİ GÜLÜMSEDİĞİMİZDE DÜNYA DA BİZE GÜLÜMSER AĞLARSAK TEK BAŞIMIZA AĞLARIZ. Bizim yaşadığımız depresyon başka insanlar için katlanılması ZOR bir durumdur. BÜTÜN DEPRESYONLAR AYNI MIDIR? Depresyonun değişik tipleri vardır. Bunlardan biri araştırmacılar ve profesyoneller tarafından "majör depresyon" olarak tanımlanan tiptir. Aşağıdaki belirtilerden EN AZ BEŞ tanesinin İKİ HAFTA süreyle görülmesi majör depresyonu akla getirir. *Çökkün ruh hali *Belirgin keyif alamama (BU İKİ BELİRTİDEN BİRİ MUTLAKA GÖRÜLMELİ) *İştahta belirgin değişiklikler ya da vücut ağırlığında %5'lik kayıp *Uyku bozukluğu *Ajitasyon(ruhsal gerilim halinde durmadan hareket etme durumu huzursuzluk) veya durgunluk *Enerji kaybı veya her gün tekrarlanan yorgunluk hissi *Değersizlik hissi azalmış benlik saygısı suçluluk duuyguları *Konsantrasyon güçlüğü *Ölüm düşünceleri ve r (BU BELİRTİLERİN DE EN AZ DÖRDÜ MUTLAKA GÖRÜLMELİ) Araştırmacılar bu tip ruhsal durumları "sadece depresyonla giden" veya "maniye dönebilen" olarak ikiye ayırırlar. Manik dönemde insanlar belirgin şekilde enerjiktirler kendilerini aşırı güçlü ve önemli hissederler. Kendilerine olan güvenlei artar cinselliğe karşı aşırı ilgili olabilirler. Eğer mani çok kuvvetli değilse bu durum çok daha rahat biçimde idare edilebilir. Depresyon ve manik dönemlerin aynı kişide belli zamanlarda görülmesine "bipolar(iki uçlu duygulanım) bozukluk" denir. İki uçlu bozukluk yani ruh halinin yüksek ve alçak olan iki kutbunun özelliklerinin aynı kişide görülmesi durumu manik depresif bozukluk olarak da adlandırılır. Sadece depresyon görüldüğü zaman duruma "unipolar(tek kutuplu duygulanım) bozukluk" adı verilir. Bazı araştırmacılar ise psikotik ve nevrotik depresyon şeklinde bir ayrıma giderler. Psikotik depresyonda kşide "hezeyan" denilen yanlış inanışlar görülür. Örneğin hiçbir fiziksel rahatsızlığı olmayan bir insan kansere yakalandığını ve kısa bir süre sonra öleceğini düşünebilir. Depresyonu tanımlarken gidilen diğer bir ayrım da duygudurumdaki bozukluğun ne şekilde baş gösterdiğine dayanır. Bazı depresyonlar hiçbir neden yokken aniden başlayabildiği gibi bazı vakalar da kişinin işini ya da sevdiği birini kaybetmesi veyahut önemli bir ilişkisinin bitmesi gibi hadiselere dayalı olarak gelişir. Bazı depresyonlar diğerlerinden daha ciddi derin ve yıpratıcıdır. İnsanların çoğu depresyonun kendiliğinden geçmesini bekler. Ciddi depresyonların kendiliğinden geçmesi çok zordur ve mutlaka profesyonel yardım alınması gerekir. Depresyonun başlangıç şiddet süreklilik ve sıklık özelliklerine göre değişik çeşitleri vardır. BAŞLANGIÇ: Ani bir başlangıç olabilir(günler ya da haftalar zarfında) ya da yavaş yavaş ilerleyebilir(aylar ya da yıllar süresince). Depresyon herhangi bir zamanda başlayabilir; ancak geç ergenlik genç erişkinlik ve ileri yş dönemlerinde görülme ihtimali daha fazladır. ŞİDDET: Vakalar gösterdikleri şiddet bakımından hafif- ılımlı- ciddi olmak üzere üçe ayrılır. SÜREKLİLİK: Bazı kişiler birkaç hafta ya da ayda depresyondan kurtulurlar; kronik formda ise bu yıllarca sürebilir. Kronik depresyonun iki yıldan fazla sürdüğü söylenir ve depresyondaki insanların %10-20'si bu gruptadır. SIKLIK: Bazı insanlar sadece bir nöbet geçirirken bazıları birden fazla nöbet yaşarlar. Hastaların yarısında ilk nöbeti takip eden yıllarda tekrarlama görülür. Depresyonun tekrarlama ihtimali bizi endişelendirebilir fakat bu sürpriz değildir. Düşünün ki genç yaşınızdan beri kendinizi değersiz hissediyorsunuz. Gördüğünüz tedavi ile bu düşüncelerden belli oranda kurtulabilirsiniz. Aldığınız ilaçlar bu nöbetten kurtulmanıza yardımcı olabilir. Ancak kendinizi daha iyi hissetmenize rağmen başarısızlık ve aşağılık duyguları benliğinizden tamamen silinmemiş olabilir. Çünkü ilaçlar bizim olumsuz duygularımızı tümden yok etmez ya da kişisel gelişimimize katkıda bulunmaz. DİLERİM RUH SAĞLIĞINIZ HİÇ BOZULMAZ VE O SOYUT YARALARI SARMAYA ÇALIŞMAK ZORUNDA KALMAZSINIZ... HEPİNİZE SAĞLIKLI VE OLUMLU HERŞEY GETİREN GÜNLER VE GECELER DİLERİM RUHUNUZA ÇOK İYİ BAKIN ÇÜNKÜ O SONSUZA DEK KALACAK... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |