Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 820
Tesekkür: 8,267
708 Mesajinıza toplam 7,105 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| İÇSEL ÇOCUK Her insanın içinde içsel bir çocuk vardır. Bizler zamanla fiziksel olarak büyürüz, zaman ilerler ve yetişkin yaşları kucaklarız, ve farkındalığımız da yetişkinliğimizle birlikte genişler. Yaşama başka açılardan bakmayı öğreniriz. Ancak geçen yıllara ve yetişkin yaşları kucaklamamıza rağmen içimizdeki bazı şeyler hiç değişmemiştir. Aynı acılar bir yerlerde takılıp kalmış gibidir. Suçluluk duyguları, pişmanlıklar, değersizlik duyguları… İlerleyen yaşlar sanki kendimize olan eleştirilerimizi biraz daha acımasız hale getirmiş gibidir. Geldiğimiz yaşın toplum tarafından beklentilerini karşılamak adına, içimizdeki bu duyguları insanlardan saklar, daha derinlere itmeye çalışırız. Çünkü bize denir ki, yetişkin bir insan yaşama daha hoşgörülü, tevazu içinde bakmalı, kabulleniş halinde olmalı. Biz de içsel olarak bunun böyle olması gerektiğini hisseder, ama içimizde başemediğimiz bu duygularla nasıl başa çıkacağımızı da bilemeyiz. (hele birde ışıkişçisi diyorsak kendimize J )
Ve içsel çocuktur bu duyguları bize hissettiren.
Biz büyürken içimizde hiç sevilmediğini zanneden, korkan, kendini dünyada yapayalnız hisseden, duyguları örselenmiş, bastırılmış bu çocuk büyümemiştir.
Ama biz büyümüş ve bu çocuktan da tamamen habersizizdir.
Neden zaman zaman hala çocuk gibi korktuğumuzu, sevgisiz hissettiğimizi, ağladığımızı, acımasızlığımızı bu yüzden bilemeyiz.
O içsel çocukla bağ kurmamız gerekiyordur. Onu tamlığımıza davet etmemiz gerekiyordur. O sürekli bize sinyaller gönderir.
Ve bir insanın bedensel, ruhsal şifası bu içsel çocukla bağ kurmasıyla ve onu iyileştirmesiyle ilgilidir.
İçsel çocuk, içimizde kaybolmuş bir şekilde ağlayıp durduğu müddetçe, bunlar bize fiziksel rahatsızlıklar, ruhsal ıstıraplar olarak geri dönmektedir.
Bunlar, O çocuğun yetişkin olan bizle bağ kurmasının yoludur. Ve o gerçekten bir çocuk gibidir, çevremizde gördüğümüz tüm çocuklar gibi…
dikkat çekmenin tek yolu ağlamak sanır, bir çocuk gibi sevilmek için yaramazlık yapar.
Ve yaramazlık yapan, kırıp döken, sürekli mızmızlanan çocuğa genelde anneler kızar, ve bunu bir daha yapmaması için tehditler savurur.
Genelde böyle anlarda çocuğu kucağına alıp, gel buraya seni seviyorum demezler.
Çünkü kızarlar…
işte bizde içimizdeki içsel çocuğa bunu yapıyoruz, ve o içimizdeki sevgiye en hasret olan parçadır.
O yuvadan ayrılışta oluşmuş bir alt benliktir, ve sevgiyi almanın yolunu bu sanır.
O ortaya en acımasız yönümüz olarak çıkar, en ağlayan yönümüz olarak çıkar, en saldırgan yönümüz olarak çıkar, en kendini eleştiren yönümüz olarak çıkar…
ve o bizimle konuşur, şöyle der, “sen başarısızsın, yaptığın hiçbir şeyde başarıyı yakalayamıyorsun, yetersizsin, güvensizsin, eksiksin, yanlışsın, değersizsin…
sevilmiyorsun, mutsuzsun, şanssızsın, acımasız ve sevgisiz bir dünyada sen yapayalnızsın…
sonra ağlar, acı çeker, en çok da o çocuk kendine çok acır…
Kendini daima kurban edilmiş hisseder, ve bunun değiştirilemez bir gerçek olduğunu sanır.
Sonra bu içsel çocuk şöyle düşünür, ben duyguları yaşamı hissetmeye izin verdiğim zaman acı çekiyorum, öyleyse hissetmeyeyim.
Hissetmemek en güzeli, o zaman korumada olurum. Kendime güvenli bir alan yaratmış olurum. Ve kendini hislere kapatıverir. ,
Ve kendini hislere kapatmak, kendini tanrısallığına kapatmak demektir, enerjinin akışına kendini kapatmak demektir...
Ve bizim bu çocuktan haberimiz bile yoktur, yetişkin olmuşuzdur, ruhsal yolda yürüyoruzdur.
Yaşamı keyifle yaşamak istiyoruzdur, ama olmuyordur, güzellikleri, aşkı, neşeyi, sevgiyi hissetmiyoruzdur…
oysa bunların tümü hayatta varken…hissetmiyoruzdur….
çünkü o çocuk korkuyordur hissetmeye…çok derinlerde o korkuyla kendimizi hislere kapatmışızdır…
ve o çocuğu biz sanırız, oysa değildir, o egonun bir alt benliğidir. O özümüze ait değildir.
ALINTI... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler? |