ENERJİ YASASI
Enerji Yasası “Varolan her şey enerjidir” der. Her insanın hayatını kapsayarak anlamlandıran bu ifade ne kadar vurgulansa azdır. Hem ruhsal, hem de fiziksel anlamda varolan her şey enerjidir. Maddenin her şekli, her duygu, her söz ve her düşünce enerjidir.
Zıt kutuplu dünyamızın enerjileri bir tek temel enerjiden meydana gelirler. Kaynağı İlahi yani Tanrısal olan bu temel enerji “birliği” temsil eder. Bu enerjinin bir parçası da kendisini “yaşam enerjisi” olarak gösterir. Yaşam enerjisi hem her şeyin içinden geçer, hem de her şeyin temelinde bulunur.
Varolan her şeyin özündeki enerji, onu varolan her öteki şeyle karşılıklı etkileşime sokar. Aslında enerjetik düzeyde hiçbirimiz diğerlerinden ayrı değiliz, ama bilincimiz bunu algılayamaz.
Bilincimizi biraz olsun genişletebildiğimizde, ona akan enerjinin içeriği de değişecektir.
İşte bunun için öncelikli işimiz bilincimizin yapısını değiştirmek olmalıdır. Bilincimiz kendisini zihinsel (mental) yapı formuyla ifade eder. Bu düşünceden yola çıkarak gelişimimizin, enerji çalışmalarıyla ve düşüncelerimizi değiştirmemizle yakından ilgili olduğunu söyleyebiliriz.
Bir enerjinin hareket etmesi için artı ve eksi uçlar arasında gerilim noktasına ihtiyacı vardır.
Hayatımızda bu gerilim ilişkisini, artı ve eksi arasında bir oraya, bir buraya dalgalanarak yaşarız.
Bu süreçler; “Her düşüşten sonra bir yükseliş gelir” veya “Artık devam edemeyeceğini düşündüğün anda uzaktan ışık görünür” ya da “Karanlığın en yoğun olduğu an, ışığa en yakın olduğun andır” sözleriyle ifade edilir.
Hayatta öyle evreler vardır ki her şey ters gidiyor ve bütün aksilikler üst üste geliyor gibi görünür. Sonra insan tam da dibe vurduğunu inandığı bir anda, ilgili negatif enerjiler dönüm noktalarına ulaşarak niteliklerini değiştirirler ve her şey tekrar yukarıya doğru bir tırmanışa geçer. Burada ilgili enerjinin formunu bilincimizle biz hazırlarız. Şimdiki bilincimiz, şimdiye kadar olan gelişimimizin bir sonucudur.
O halde şayet duygularımızı ve yaşamımızı değiştirmek istiyorsak, bilincimizi değiştirmekle işe başlamalıyız.
Bir enerjiye ve onun niteliğine örnek olarak sevinç ve hüznün oluşturduğu zıt kutuplu bağlantıya bakalım: Enerji bir yüksek “sevinç” ve bir alçak “hüzün” arasındaki iki aşırı uçta dalgalar halinde seyreder.
Bilincimizin yapısına yani onun gelişmişliğine göre enerjilerden biri (sevinç ya da hüzün) daha güçlü ya da daha zayıf olarak yaşamımıza girer.
Eğer örnekte verdiğimiz sevinç ve hüzün gibi birbirlerine zıt görünen duyguların bir tek enerji formuna bağlı olduğunu görebilir ve yaşamımıza giren ilgili enerjiyi akışına bırakırsak o kendi formuyla görevini yerine getirecek ve yerini olmasını istediğimiz pozitif duyguya bırakacaktır.
ENERJİ YASASIYLA İLGİLİ KİŞİYİ YANSITAN SORULAR:
Duygusal durumlar ya da yaşamınıza giren olaylarla ilgili hangi enerjiler sizde daha çok göze çarpıyor?
Hangi enerjileri daha sık deneyimliyorsunuz?
Hangi enerjileri daha az deneyimliyorsunuz?
Bu enerjilerle ilgili zihin yapınızı değerlendirin. Ruhsal gelişme ve öğrenme sürecinden geçerken değişen zihinsel yapınız sayesinde yaşamınızda hangi enerjiler değişti?
Alıntıdır.