Ego ve Farkındalık 2.Bölüm Yazısının devamıdır. X’e Üzülmemek!
X:Egonun bizi vurduğu silah. Genelde gücünü geçmiş olaylardan alır ve bize sürekli olarak hatırlatır. Çünkü X bizim içimizde acıyı temsil eder. X aklımıza geldiğinde üzülürüz,pişmanlık duyarız veya negatif bir his oluşur. Ego ya X’in bize üzmediği ispatlayabilirsek, Ego bu seçeneği silmek zorunda kalacaktır. Peki X’i nasıl sileceğiz?
Üzülme! Dert etme can! Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan Ne mutlu sana! Elinde olmayanları söyleme bana. Elinde olanlardan bahset can! Üzülme! Geceler hep kimsesiz mi geçecek? Gidenler dönmeyecek mi? Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta Gel Git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin? “Hüzün olgunlaştırır” , “Kaybetmek sabrı öğretir” MEVLANA
Şu gerçeği öncelikle asla unutmamalıyız. X hangi olayı temsil ederse etsin; Geçmişte yaptığımız tüm olayların suçu bizim değildir. Ego bu durumu bilmemizi istemiyor çünkü bilirsek üzülmeyeceğiz ve o başarısız olacak.
X dediğiniz olay bir başarısızlıkmıydı? Hata mı yaptınız? Beklediğiniz gibi gelişmedi mi olaylar? Bakın
Albert Einstein size ne söylüyor:
“Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş demektir.”
X dediğiniz olay sizi aldatan sevgiliniz mi? Çok büyük bir acınız var ve bu durumu kaldıramıyormusunuz?
“Kötü bir döneme girdiğinde ve her şey sana karşı gibi göründüğünde, bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde, SAKIN PES ETME ! Çünkü işte orası “gidişatın” değişeceği yer ve zamandır” Hz. Mevlana
X dediğiniz olay gelecek kaygısı mı? Hayatın zorluklarımı? Kredi Borçlarımı?
“Dileyin verilecektir.Arayın bulacaksınız,kapıyı çalın size açılacaktır,çünkü dileyen alır,arayan bulur,kapı çalınana açılır” (İncil – Luka 11/9) “Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah sana belki kanat verecek. Kuyu dibinde kaldın diye kırılma, belki oradan bile bir kapı açılır.” MEVLANA
Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde..Uzun uzun düşün..Ve hatırla yaratanını!.”ALLAH kuluna kafi değil mi?”[Zümer Suresi -36.Ayet]
Zihnimiz geçmişlerde meşgul olduğundan asla Şimdide kalamıyoruz. Oysa herşey şimdide gizli. Ego bunun farkında bu yüzden bize geçmişimizi dayatıyor. Bu şekilde şimdinin zevkini anlayamayacağız ve olayları kaçıracağız. Yemek yiyoruz ama kafamız başka yerlerde. Arkadaşlarımızla konuşuyoruz fakat zihnimiz farklı şeyler hatırlatıyor. Şu anın tadına varamıyoruz. Bu yazıyı okurken bile kim bilir nerelerdesiniz?
“Geleceği ayarlamanın tek yolu olabilidiğiniz kadar şimdide olmaktır. Şu anda dünü ya da yarını değiştiremezsiniz. Önemli olan tek an şimdidir.” Albert Einstein
Farkındalığın başlangıcı öncelikle Düşünceleri İzlemektir. Düşünceleri izleyip tüm gerçeği gördükten sonra onu düzeltme yoluna başlamalısınız. Zihniniz sizin kontrolünde değil, o sizi dinlemiyor! Yıllardır o sizin kontrolünde değildi! O büyüdü, gelişti ve artık kişiliğinizle karıştı. Onu oradan çıkarıp atmalısınız aksi takdirde tüm hayatınız acılarla,pişmanlıklarla ve başarısızlıkla geçecektir. Daha önceden de bahsettiğim gibi; Öncelikle oturup zihninizi takip edin, size neler gösterdiğine bakın ve gülümseyin. En büyük acınıza gülümseyin. Yolla yürürken adımlarınıza bakın, insanları inceleyin. Yürüdüğünüzün farkına varın. Yediğiniz yemeği hissedin. Düşüncelerinizin Farkına vararak kontrol altına alabilirsiniz. İçinizdeki acıdan korkmayın. O aslında yok, acı denilen şey sadece ilizyon. Olaylar beyninizde yorumlanıyor ve sizin bulunduğunuz çevre,kültür ve inançlar süzgecinden geçerek size iyi veya kötü raporu veriliyor. Bizde üzülüyor veya seviniyoruz. Tüm olay bu! O raporu hazırlayan ise Ego. Biz kendi doğrularımızı kendimiz belirlemeliyiz. Bizim beynimiz var ise, bizim ahlak yapımızı,din ve siyasi görüşümüzü çevremiz belirleyemez. Onlar sadece bize yardımcı olabilir. Tüm kararları biz verebilmeliyiz. Düşüncelerimizin bizi ne kadar yanlış yönlendirdiğimizin farkındayız, bu yüzden onu sürekli izleyeceğiz. O bize sürekli olarak bizim yanıldığımızı bu yaptığımızın saçmalık olduğunu söyleyecektir. Bu durumu bize inandırmaya çalışacak ve elinde her zaman kozu olacaktır. Şunu asla unutmayın;Eğer Ego denilen sahte bir kişilik içimizde yoksa o zaman zihninizi şimdi durdurun ve sadece istediğiniz bir olayı düşünün. Bunu yapabiliyorsanız saten burada yazılanlarla ihtiyacınız yok demektir…
Senaryonun Dışına Çıkmak
Dikkat etdiniz mi? Belli bir bir senaryoyu oynuyoruz. Bütün gününüzü düşünün; Bugün ne yaptınız? Normalin dışında ne oldu? Neyin farkına vardınız? Hiçbirşeyin… Herşey ezbere oynanıyor; Hayat boşa akıyor…
Sabah kahvaltı yaparken aklınızda ne vardı? Doğru düzgün hatırlamıyorsunuz bile! Tek gerçek kahvaltı yapılırken o zamanın bir daha geri gelmeyeceği. Ne zaman kahvaltı yaparken sadece o anki tadı düşündünüz? Bu hayatın, size o durumun güzelliğini ispatlaması için Kahvaltı yapamayacak duruma sokması mı gerekiyor?
Ailece izlenen güzel bir dizi, o ortamın tadını aldınız mı? Hayır! Alamazsanız çünkü aklınız başka yerlerdeydi. Emin olun o ortamdaki kişilerden birisi ölürse o durumun tadının nasıl Bir şey olduğunu anlayacaksınız. Fakat; Herşey geçmiş olacak. İşte Ego bu kadar güçlü; Bu hayatın en basit güzelliklerinden bile sizi yoksun kılıyor. Hayatı yaşamanıza izin vermiyor! Belli bir senaryoyu oynuyorsunuz ve farkında değilsiniz. Önce kendinize gelin, çevrenize bir bakın. Bu yazıları okuduğunuz odayı inceleyin acaba en son ne zaman dikkatli baktınız? Bilinçli insanın yeniden doğuşuna tanıklık edin ve kendi gücünüzü hissedin Milyonlarca İnsan çok büyük bir hastalıkla boğuşuyor ama farkında değiller. Ego tüm bedenlerini sardı ve bu durum onlara hayatın bir parçasıymış gibi geliyor. Onlar sadece Acı Bedeni yaşıyorlar ve hiçbirşeyin farkında değiller!
Acı Beden
Acının tüm bedeninizi sardığı zamanlarda, bu yazılanların hepsi hikayeler kategorisine eklenmesi için Ego devreye girer. Ego size söyle der? Yazılanlar saçmalıktı! Hadi gülümse de görelim? Neye gülümseyeceksin ki! Kendini niye teselli ediyorsun? Baksana ben gerçeğim; Acı var bu hayatda. Hüzün var! İhanet Var!
Egonuzdan yukarıdaki yazılanları duyarsınız; 2 seçeneğiniz vardır.
Seçenek A) Evet Ego haklısın, hepsi saçmalıkmış. Acı var ve ben üzülüyorum. Acıdan kaçılmaz, İhanet var, güvensizlik var ve aşk acısı var bu hayatda. Kendimi sana teslim ediyorum ve sadece acıyı hissediyorum.
Seçenek B) Şu anda acıyı hissediyorum Ego! Ama bu kısa süreli bir durum. Şimdi Acı diye hissettiğim duygu tamamen sahte! Sana kendimi kaptırarak niye sürekli acı çekiyim mi? Ve sen kim oluyosun ki? Mevlanalar,Yunus Emreler den öğrendik acının tanımını ve bu hayatın sahteliğini. Şimdi sen hangi kozlarınla beni yanıltabilirsin ki?
Önce neyi seçmek istediğinize karar verin, aksi takdirde egonun kararları hayatına şekil vermeye başlayacak ve siz bu kararları kendinizin kararlarıymış gibi algılayarak büyük bir hataya düşeceksiniz. Kendinizi değiştirmek için en iyi zaman Şimdidir! Şu saniyeden itibaren tüm geçmişini silin. Acılarınınız büyük çoğunluğu geçmiş’in oyunuydu ve sizi yeterince oyaladı. Şimdi daha olgun,bilgili ve aydınlamaya doğru gittiğinizin farkına varın.
“Geçmiş ve gelecek Tanrıyı bizim gözümüzden saklar; her ikisini de ateşe atıp yakın” Mevlana
Mevlana,Yunus Emre gibi tüm dünyaca saygı görmüş kişilere inancınız varsa Farkındalığı kazanmak için çok büyük bir sebebiniz var demektir. Bu ustalara inanmazsanız bile birçok dinden binlerce düşünür, tanrıyı reddeden felsefeciler, büyük üstadlar farkındalığı özellikle vurgulamaktadır. Bu tüm hayatın gerçeğidir! İslamda Tasavvuf adı altında binlerce kez altı çizilmiş fakat şimdiye kadar önemi yeterince anlaşılmamıştır. Şimdiye kadar olan yazılarda Farkındalık ve Egoya temel olarak değindik ve hayatımıza olan etkilerini büyük düşünürlerin sözleriyle destekleyerek anlattık. Artık konuyu daha derinden inceleyereksorunlara çözümler arıyacağız.
Not:İstekler doğrultusunda devamı eklenecektir Yazan:ECRAİL