Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Özele giden hasta daha saldırgan özel sağlık kuruluşlarında çalışanların kamuya göre daha fazla şiddete maruz kaldığını vurgulayan ATO Sağlık Politikaları Komisyonu, özel sağlık birimlerine son 2 senedir Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)'ndan hasta geldiğini, insanların hangi hizmetten ne kadar faydalanabilecekleri konusunda iyi bilgilendirilmemesinin şiddete zemin hazırladığını öne sürdü. Hekimlere yüklenen Çok para alıyor, parasız çalışmıyor imajının şiddeti arttırdığı öne sürülerek Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarının işbirliğiyle profesyonel grupların kurulması gerektiği, kaydedildi.
Ankara Tabip Odası Sağlık Politikaları Komisyonundan Dr. Aytuğ Balcıoğlu, Hekimlere ve Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet Neden ve Nasıl önlenebilir? konulu raporunda başta hekimler ve hemşireler olmak üzere hastane çalışanlarının sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını açıkladı. Rapor, 7 Şubat-3 Mart 2008 tarihlerinde Ankara'da, ATO Sağlık Politikaları Komisyonu ve Pratisyen Hekimlik Derneği Ankara Şubesince, 11 ayrı hastane (özel hastane, Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanesi) ile pratisyen hekim katılımlı forum toplantılarında hekim-hemşire-sağlıkçılarla görüşülerek hazırlandı.
özel hastaneye gelen daha saldırgan
Şiddettin sadece darp olmadığı, bağırmanında bir şiddet olduğu belirtilen raporda, sözel saldırılardan daha fazla beden diliyle oluşturulan şiddete maruz kalındığına dikkat çekilerek foruma şu ifadelerin ağırlıklı olarak düştüğü açıklandı:
* Sizin maaşınızı ben veriyorum sözünün şiddet olduğunu düşünüyoruz,
* Çok sık gündeme gelen geçici görevlendirmeler idari şiddettir,
* Hastanelerde çalışanları koruyacak mekanizmalar yok ya da yetersiz,
* Bazıları Ya hastamızı iyileştir ya da seni döveriz diyerek içeri giriyorlar, adam sarhoşsa yapacak bir şey yok, seni döver,
* Sözlü tacize en sık sekreter ya da veznede çalışanlar uğruyor, sonra da hemşireler. Doktora ulaşamayan hastalar ilk olarak karşılarında hemşireyi görüyor ve bir problem varsa acısını bizden çıkarıyor,
* Şiddetle en çok pratisyen hekimler karşı karşıya geliyor. Bunda çalışma koşulları ve çalışma yerleri çok etkili,
* özel hastaneye gelenler daha saldırgan. özel hastanede satın alma duygusu ile gelen hasta daha saldırgan hale gelebiliyor. özelde çalışanlar kamuda çalışanlara göre daha fazla şiddete maruz kalıyor.
Vaka başına ödeme sorunları katladı
Şiddettin genel olarak tüm toplumda arttığına işaret edilen raporda, Toplumun genelinde iletişim bozuk, şiddet kültürü var, ahlaki çöküntü içindeyiz, toplumsal bir çürüme yaşıyoruz denildi. Hasta ve hasta yakınlarının sürekli mağdur edildikleri hissi içinde oldukları ifade edilerek, İnsanlar adalete olan güvenlerini yitirmiş durumdalar ve meseleleri kendi yöntemlerince çözmeye çalışıyorlar görüşüne yer verildi. özel sağlık birimlerine son 2 senedir SGK'dan hasta geldiği belirtilen raporda, insanların hangi hizmetten ne kadar faydalanabilecekleri konusunda iyi bilgilendirilmemesinin şiddete zemin hazırladığı öne sürüldü. 'Hastanede koşullar değişmeksizin işletme modeli yerleştikçe müşteri konumuna geçen hastalar daha fazla şiddete başvuruyor ifadesine yer verilen raporda, Hastaneler ticari işletmelere döndü; kâr etmek için çalışıyorlar; vaka başına ödeme başladı başlayalı sorunlar arttı. Masrafları azaltmak için bazı tetkikler istenmiyor; bu da hastanın sağlığını riske edebiliyor denildi.
Hastalar hekimin milyarlar kazandığını düşünüyor
Raporda ayrıca sağlık sisteminin nasıl işlediğinin bilinmediği, öfke kontrolünde de sıkıntı yaşandığı ifade edilerek şunlar denildi:
* Hastalar hangi durumda ve ne zaman hangi sağlık kuruluşuna başvurmaları gerektiğini bilmiyor, bunun da şiddetin artışında rolü var,
* Sağlık sistemindeki bozukluklar, hastaların ilk ve en çok karşılaştığı kişi hekim olduğu için bizi hedef haline getiriyor. Sistemdeki aksaklıklar şiddeti arttırıcı etki yapıyor,
* Kişi hastaneye hizmet almaya geldiğinde zaten kötü hizmet alacağını düşünerek bir ön yargı, yanlış algı ve yanılsamayla geliyor,
* İnsanların beklentisi, onlara politikacıların ya da Sağlık Bakanlığının söylediği ile karşılaştıkları hizmet arasındaki fark gerekçelerden biri,
* Hekimlik yaşantımızda bürokrasinin doğurduğu sıkıntıları da yaşıyoruz, vatandaş medyadan duyuyor ama daha ilgili yazı bize gelmemiş oluyor,
* Hastalar hekimin milyarlarca lira aldığını düşünüyor. Bıçak parası vb. para alma taraftarı olduğumuz sanılıyor.
En mağdur acilde çalışan kadın hekim
Raporda, şiddetin en sık acil servislerde yaşandığına belirtilerek Acil doktorları, fiziksel şiddetten daha fazla sözlü taciz ve kötü muameleye maruz kalıyor. Acil birimleri şiddetin en yoğun olduğu alanlar. Çünkü acil ortamı hastanın ve hekimin egosunun, ben değerinin saniyeler içinde düşüp yükseldiği ortamlar (Sen biliyor musun ben kimim? vb.) Bu da hem hasta-hekim, hem de hekim-hekim arasındaki ilişkide öfke ve şiddeti doğuruyor ifadesine yer verildi.
özellikle acilde çalışan kadın hekimlerin daha çok şiddete maruz kaldığı belirtilen raporda, Acile hem darp eden, hem darp edilen getiriliyor, hastalar birbirine karışıyor. Hastalar da sağlık çalışanları da güvende değil. Aciller, şiddetin en sık görüldüğü yerler denildi. 200 üst solunum yolu enfeksiyonu ve 10 acil vakanın bir arada görüldüğü acil servislerin sistem sorunu olarak ele alınması gerektiği, sevk zincirinin olmaması halinde bu sonucun kaçınılmaz olduğu vurgulandı.
Bakanlık hekimleri hedef gösteriyor
Raporda, hekimin saygınlığının azaldığı öne sürülerek buna sebebin medyadan ziyade siyasetçilerin, Sağlık Bakanlarının, idarecilerin hekimlere davranışları olduğu belirtildi. Raporda, şu iddialarda bulunuldu:
* Başta kendi Bakanlığımız tarafından olmak üzere bize yöneltilen şiddet, hastaların şiddet davranışını tetikliyor. Bizlere yönelik saldırganlık popüler olarak sunuluyor,
* Başbakan, Sağlık Bakanı hekimleri hedef haline getiriyor,
* Sağlıkta yaşanan sorunlarda hekimler sorumlu olarak gösteriliyor,
* Siyasi rantlar bizim bir takım olmamıza izin vermiyor,
* Sağlık Bakanının mecburi hizmet, hekimler iyi kazanıyor gibi söylemleri ile bizler hizmet vermek istemeyenler gibi de sunuluyoruz. Herkes bize düşman gözüyle bakıyor.
Hasta hakları birimi çalışanın karşısında
Raporda, hasta hakları birimiyle, tüm sorunların çalışanlardan kaynaklandığı duygusunun oluşturulduğu belirtilerek Hasta hakları birimleri çalışanlardan yana değil karşısında bir kurum tavrı sergiliyor. Hasta hakları ön plana çıkarılırken çalışanların haklarından hiç söz edilmiyor. Avukatların yönlendirmesiyle hastalar sıklıkla gereksiz davalar açıp hekimleri zora sokuyorlar görüşüne yer verildi.
Hemşireler en yüksek risk grubu
Ankara üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülsüm Ançel, panelde, hemşirelere yönelik şiddet konulu bir sunum gerçekleştirdi. Hemşirelerin hem meslekleri hem de cinsiyetleri nedeniyle daha sık şiddete maruz kaldığını belirten Ançel, İngiltere'de, hemşireler ve halkla iletişimde olan sağlık mesleklerinin diğer çalışanlara göre şiddete uğrama riskinin 4 kat fazla olduğunu söyledi. Ançel, Amerikan Hemşireler Birliğinin çalışmasını örnek vererek, hemşirelerin yüzde 57'sinin sözel şiddete maruz kaldığını, tehdit edildiğini ve yüzde 17'sinin de fiziksel şiddet yaşadığını öne sürdü. Uluslararası Hemşireler Birliğine göre, hemşirelerin şiddete uğrama oranının yüzde 87 olduğunu kaydeden Ançel, son bir yıl içinde şiddete uğrama oranı yüzde 88 olan grubun hemşireler olduğunu ve en yüksek riskli grubu gene hemşirelerin oluşturduğunu anlattı.
Hemşireler en çok sözel şiddet mağduru
Ançel, Türkiye'deki duruma dikkat çekerek, hemşirelerin yüzde 90'ınının sözel şiddete uğradığını, yüzde 9'unun fiziksel şiddete uğradığını, bunun yüzde 37'sinin hasta, yüzde 25'inin de hasta yakını kaynaklı olduğunu ifade etti. Yine araştırmaya göre, hemşirelerin yüzde 88'i son bir yıl içinde sözel şiddet yaşadı ve bunların yüzde 90'ı hasta yakınları yüzde 23'ü de hasta kaynaklı oldu.
Sunumda, hekimlerin şiddete orama oranı yüzde 54 olarak verilirken hemşirelerin uğrama oranının yüzde 58 olduğu belirtildi.
Artık tüm ünitelerde şiddet var
Hemşirelerin uğradığı cinsel tacizleri değerlendiren Ançel, hemşirelerin İngiltere'de yüzde 69, İrlanda'da yüzde 49, ABD'de yüzde 76 oranında cinsel tacizle karşılaştığını açıkladı. 2006 yılında yapılan bir araştırmayı aktaran Ançel, hemşirelerin yüzde 37 oranında cinsel tacize uğradığını ve hemşirelerin şiddet nedeninin yüzde 43'ünün hasta kaynaklı, yüzde 34'ünün de hasta yakını kaynaklı olduğunu bildirdi.
Şiddet nerede yaşanmaktadır sorusu karşısında Ançel En sık şiddete uğranılan çalışma alanları artık' tüm ünitelerdir yanıtını verdi. Ançel, hemşirelere göre şiddetin nedenlerini söyle sıraladı: Hasta bakım ve tedavilerindeki gecikmeler, hemşirelerin öfke karşısında baş etme becerilerinin yetersiz olması, hemşirelerin nöbette tek başına kalması, deneyiminin az olması, iş yükünün fazla olması, kurumun şiddete yönelik yaptırımlarının olmaması.
Şiddet olayı rapor edilmiyor
Şiddet karşısında hemşirelerin ne yaptığı konusunda yapılan araştırma sonuçlarını aktaran Ançel, İzmir'de yapılan araştırmada, şiddet olaylarının yüzde 83'ünün rapor edilmediği, rapor edilen olayların yüzde 64'ünün kanuni yaptırımla sonuçlanmadığı belirlenmiştir. Hemşirelerin çoğu hiçbir şey yapmamaktadır dedi. Ançel, öfkeli hastaların tepkileri ve hemşirelerin bu tepkilerle karşılaşma durumunu şöyle ifade etti:
Şiddet, yüzde 87 oranında hemşireye bağırma, yüzde 88 oranında tedaviyi reddetme, yüzde 36 oranında eleştirme/yakınma, yüzde 10 oranında çevreye zarar verme, yüzde 18 oranında fiziksel saldırıda bulunma ve yüzde 24 oranında odadan kovma şeklinde gerçekleşiyor.
Şiddetle baş etmek için neler yapmalı?
Raporda, şiddeti önlemek için profesyonel grupların oluşturulması gerektiği belirtilerek şu öneriler sıralandı:
* Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı ortak çalışma grubu oluşturarak şiddete karşı politikalar üretmeli,
* Şiddetin boyutunu yansıtan çalışmalar yapılıp bilimsel verilerle bu durum ortaya koyulmalı,
* Tabip odaları, eğitimin kalitesinin arttırılması için üniversitelere baskı uygulayabilmeli,
* Medya kuruluşları tıbbi danışmanlar çalıştırmalı, haber yapmadan önce bunlara sorulmalı,
* Hastayla iyi iletişim kurmak ve ona güven vermek çok önemli,
* İkna edici bilgi verici, diyalog taraftarı bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Hastalara bilgi vermiyoruz. Biraz konuşup ikna etmemiz lazım,
* Güvenlik personeli de eğitilmeli,
* Halkın sağlık ile ilgili bilincini arttıracak eğitim programları yapılmalı,
* Acile gelen her hastayı, sanki kendimiz acile gitmişiz gibi karşılamak gerekir,
* Doktorlara, yaşadıkları stresle başa çıkma, öfke kontrolü vb. yönelik eğitimler yapılabilir.Fatma Ergüzeloğlu/Ankara Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |