Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| İlaçta Türkiye pazarını yabancı kaptı, yerlinin gözü yurtdışında Türkiye ilaç sektörünün 2007'de 10.9 milyar YTL büyüklüğe ulaşarak dünyanın sayılı ilaç pazarları arasına girmesi, yabancıların iştahını kabarttı. Türkiye'deki en büyük 20 ilaç firmasının 15'i yabancıların eline geçti. Türkiye'nin 2010 yılında dünya ilaç tüketiminde 10'uncu sıraya çıkması bekleniyor.
Dünyanın sayılı ilaç pazarları arasında yer alan Türkiye, sağlık hizmetlerinin gelişmesiyle yabancı firmaların da gözdesi haline geldi. Uluslararası şirketler, önümüzdeki 3 yıl içinde Türkiye'nin dünyanın en büyük 10'uncu ilaç pazarı olacağı öngörüsünde bulunuyor. Yabancı şirketler, Türkiye pazarındaki paylarını artırırken, yerli firmalar bölge ülkeleriyle, Avrupa ve Amerika pazarlarına kadar geniş bir coğrafyada etkinlik kazanmaya çalışıyor.
Türkiye reçeteli ilaç pazarı 2006 yılında 1.2 milyar adet satış ve 9,5 milyar YTL ciro rakamına ulaştı. 2007'de ise 1,3 milyar kutu ilaç satışıyla yüzde 12 büyüyen Türkiye ilaç pazarı, yılı 10.9 milyar YTL ciroyla kapattı. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) verilerine göre, sektör 2007'de kutu bazında yüzde 8, tutar bazında ise yüzde 14,5 oranında büyüdü.
Geçen yıl kasım ayında açıklanan IMS Global İlaç Pazarı ve Tedavi öngörüsü'ne göre, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişen ilaç pazarları 2008'de yüzde12-13 büyüyecek. Pazara yönelik tahminlerin büyüme yönlü olmasının nedeni, sağlık hizmetlerinin gelişmesiyle ilaçlara erişimin artması olarak gösteriliyor. Kişi başına ilaç tüketiminin düşük olması da ilaç üreticilerinin yönünü Türkiye'ye çevirmesinde önemli bir neden. Avrupa'da yıllık kişi başı ilaç tüketimi 500, ABD'de 900 dolarken, Türkiye'de bu rakamın 100 dolar olduğu belirtiliyor. Türkiye'nin 2010 yılında ilaç tüketiminde 10'uncu sıraya çıkması bekleniyor.
Türkiye'de faaliyet gösteren jenerik ve yenilikçi ilaç temsilcilerinin en büyük beklentisi, 2008'de reformlara süreklilik kazandırılması ve ruhsatlandırma süreçlerinin hızlandırılması. Ayrıca, fiyat odaklı tedbirler yerine, eşdeğer ilaç
kullanımı teşvik edilerek, sektörün gelişmesi ve kamuda tasarrufa katkıda bulunmak hedefleniyor.
Fiyat erozyonu büyümeyi azalttı
Türkiye ilaç sektörünün, geçen yıl 10.9 milyar YTL büyüklüğe ulaşarak dünyanın sayılı ilaç pazarları arasında girmesi, yabancıların iştahını kabartırken, yerli oyuncuları da ellerini güçlendirmeye zorluyor. Son birkaç yıldır sektörde ağırlıklarını artıran yabancı yatırımcılar, Eczacıbaşı İlaç'ın yüzde 75'ini alarak pazara olan inançlarını ortaya koydu. Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Romanya' nın pazar lideri Zentiva'nın Eczacıbaşı İlaç Sanayi'nin hissesini alarak Türkiye'ye girmesi geçen yıla damgasını vuran gelişme oldu.
2007'nin ilk 10 ayında sektörün gösterdiği performans, beklentilerin haklılığına işaret ediyor. Bir önceki yılın aynı dönemine göre, kutu ölçeğinde yüzde 9,4, tutar ölçeğinde ise yüzde 18,8 büyüyen pazarda, eşdeğer ilaçların payı da yükseliş gösteriyor. Eşdeğer ilaçların pazar payı, 2006'da, kutu ölçeğinde yüzde 50,7, tutar ölçeğinde ise yüzde 32,8 olmuştu. 2007 yılının ilk 10 ayında, eşdeğer ilaç pazar payı, kutu ölçeğinde yüzde 1,2 artarak yüzde 51'e yükseldi.
Tutar ölçeğinde aynı büyümenin yaşanmadığına dikkat çeken İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, buna neden olarak, pazardaki fiyat erozyonunu gösteriyor. 2006'nın ikinci yarısında yüzde 15 artan ilaç fiyatları, 2007 haziran ayında hızlı bir düşüş gösterdi. Haziran 2007'de yayımlanan Fiyat Kararnamesi ve Eylül 2007'de yayımlanan Fiyat Tebliği çerçevesinde dönemsel euro değeri yeniden ilan edildi. Bu durum, 16 Kasım'dan itibaren fiyatlarda yüzde 7,12'yi bulan düşüşlere neden oldu.
İlaç ihracatı yüzde 15 arttı
Pazardaki büyüme ihracat oranlarına da yansıdı. 2007 yılının ilk 10 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 18'lik artışla 292 milyon doları yakaladı. 2006'da yüzde 10 büyümeyle 311 milyon doları bulan ihracat, 2007 sonunda yaklaşık yüzde 15 büyümeyle 360 milyon dolara ulaştı. Bunun en büyük nedeni ise geçen yıl yabancılar Türkiye pazarına girerken, yerli şirketlerin yurtdışına demir atması oldu.
Abdi İbrahim ile Bilim İlaç, Ortadoğu ve bölgedeki pazarlarda gücünü artırırken, Mustafa Nevzat dünyanın en büyük ilaç pazarı ABD'ye girdi. Geçen yıl gerekli başvuruları yapıp ilaçlarını onaylatan şirket, 2007'de ilk sevkiyatını yaptı. İthalat ise yüzde 14'lük büyümeyle ilk 10 ayda 2,8 milyar dolara ulaşırken, yıl sonunda 3,4 milyar dolar seviyelerine yükseldi. 2006 yılında 3 milyar dolarlık ilaç ithalatı yapılmıştı.
Fiyat indirimi yerine eşdeğer teşvikleri
Sektördeki bu gelişmeler yabancıların iştahını kabartırken, yerli oyuncuları da ellerini güçlendirmeye zorluyor. Sektör oyuncularının ortak beklentisi, pazara yönelik düzenlemelere biraz daha özen gösterilmesi.
ülkemizde, ilaca erişimi kolaylaştıran uygulamaların kamuya getirdiği maliyetin azaltılması amacına yönelik tasarruf tedbirleri, sadece ilaç fiyatlarına odaklanıyor diyen Turgut Tokgöz, Fiyat odaklı tedbirler yerine eşdeğer ilaç kullanımını teşvik eden politikaların uygulanması, bir yandan endüstrimizin gelişimine katkıda bulunurken, diğer yandan da kamu harcamalarında daha fazla tasarrufa neden olacaktır tavsiyesinde bulunuyor.
Tüm dünyanın eşdeğer ilaç tüketimini teşvik etmek için çabaladığına işaret eden Tokgöz şöyle devam ediyor: Patent dışı ürün pazarında tasarruf sağlayarak yeni ilaç ve tedavilere kaynak yaratmak amacıyla Avrupa son 10 yıldır eşdeğer ilaçların kullanımını teşvik ediyor. Eşdeğer ilaç kullanımı sayesinde AB'de her yıl 20 milyar euro tasarruf sağlandığı hesaplanıyor. ABD'de eşdeğer ilaç tercihi yüzde 90 seviyelerinde. Bu oran, Danimarka, Hollanda, İngiltere ve Almanya'da yüzde 70. ülkemizde ise bu oran yüzde 52 civarında ve çeşitli teşvik politikalarıyla yükseltilmesi özellikle sağlık sistemimizin sürdürülebilirliğine katkı sağlanması açısından çok önemli.
Tokgöz'ün de değindiği gibi pazarın yalnızca yarısını elinde tutabilen eşdeğer ilaç kullanımının artırılması için öncelikli olarak eşdeğer ilaçların ruhsatlandırma sürecinin hızlandırılması ve gecikmeksizin geri ödeme listelerine girmelerinin sağlanması bekleniyor. Tokgöz, sektördeki bir diğer beklentiyi de, Geri ödeme sistemini belirleyen düzenlemeler kapsamında reçeteleme kurallarına getirilen çeşitli kısıtlamalar, kamunun sunduğu sağlık hizmetini olumsuz yönde etkiliyor. Geri ödeme sisteminde tasarruf amaçlı düzenlemelerin rasyonel ve gerçekçi yönde planlanması gerekiyor sözleriyle dile getiriyor.
Reformlara devam edilmeli
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreteri Engin Güner de, genel olarak pazarın olumlu yönde ilerlediğini ifade ediyor. 2005'te yürürlüğe giren veri koruma ve referans fiyat uygulamalarının Türkiye'yi uluslararası arenada güçlendirdiğini belirten Güner, SSK'lılara ve yeşil kartlılara da serbest eczanelerin kapısının açılmasıyla ilaca erişimin arttığına işaret ediyor. Bütün bu adımların uluslararası ilaç sektörünün ilgisini Türkiye'ye çevirdiğini kaydeden Güner, Sadece araştırmacı ilaç firmaları değil, bazı jenerik ilaç üreticileri de fazla kapasitelerini devreye sokarak ihracatlarını artırdılar. Türkiye'nin ilaç sektöründeki bu ivmeyi 2008 yılında da koruması gerekiyor. Bunun yolu ise sağlık ve ilaç alanındaki reformlara devam etmekten, sektörümüzde uluslararası standartları hakim kılmaktan geçiyor diyor.
Tüm sektörlerde olduğu gibi ilaç sektöründe de yenilikçiliğe odaklanılması, Ar-Ge'nin teşvik edilmesi, karar ve uygulamalarda şeffaflığın benimsenmesi ve istikrarlı politikalar uygulanması gerektiğini kaydeden Güner, Türkiye'nin yılda 700 milyon dolar Ar-Ge yatırımı çekebilecek güçte olduğunu ifade ediyor.
15 ilaç firması yabancı sermayeye dahil oldu
İlsan İltaş'ın Alman Hexal'e ve İbrahim Ethem'in İtalyan Menarini'ye satışıyla başlayan ilaç sektöründeki yabancı sermaye dalgası, 2007 yılında Eczacıbaşı ile devam etti. Bu son gelişmeyle beraber Türkiye'deki en büyük 20 ilaç firmasının 15'i yabancı sermayeye dahil oldu. Yabancı sermayenin Türkiye pazarında ses getiren en önemli hamlesi, 2003 yılında Fako ilacın 63 milyon dolara Actavis grubuna satışı olmuştu. 2006'da Actavis, Fako'nun kalan yüzde 11'lik hissesine de 20.4 milyon dolar karşılığında sahip oldu. Ayrıca İlsan-Hexal de, 2005 yılında Novartis'in Alman Hexal AG ilaç şirketini almasıyla birlikte Türkiye'de Sandoz İlaç olarak faaliyete başladı. Böylece 2006'da Novartis'in bünyesinde jenerik ilaç üretimi yapan Sandoz, 10 yıl aradan sonra Türkiye'ye geri dönmüş oldu. Bunun yanında 2006'da üretimden çekilen Roche, rotasını Ar-Ge'ye çevirdi. Şu an için Türkiye'de bir merkez açma planları olmasa da Roche, Türk hastanelerle klinik araştırma çalışmalarına ağırlık kazandıracak. Roche'un bu yaklaşımı yabancı şirketlerin Türkiye projelerine de ışık tutuyor. Sandoz dışında genel olarak üretim yapmayan yabancı ilaç şirketleri, Türkiye'de klinik araştırmaları yürütmeyi seçiyor. Bunun için hem yönetmelikler hem de üniversite ve hastanelerdeki gerekli bilimsel alt yapının tamamlanmasını bekleyen şirketler, Türkiye'yi ileride bir Ar-Ge merkezine çevirmeyi planlıyor.
Mustafa Nevzat Genel Müdürü Levent Selamoğlu: 2007'de ABD'ye 1 milyon kutu ilaç gönderdik
2007'yi yaklaşık 130 milyon dolar ciroyla kapatan Mustafa Nevzat İlaç, gelecek yıl da ihracatla büyümeye devam edecek. Almanya, Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Gürcistan, Kazakistan, KKTC Kosova, Makedonya, Malezya, Malta, Nijerya, özbekistan, Rusya, Suudi Arabistan, Venezuela ve Vietnam'dan sonra ABD'ye de giren şirketin hedefi, 2010 yılında sadece Amerika'ya 300 milyon dolarlık ihracat yapmak. Geçen yıl ABD'ye 1 milyon kutu ilaç gönderdiklerini anlatan Mustafa Nevzat Genel Müdürü Levent Selamoğlu, şu an cirolarının yüzde 15'ini ihracattan elde ettiklerini belirtti. 2000 yılından bu yana üretim alanında 90 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını ifade eden Selamoğlu, bu yıl yeni tesislerinin tamamlanmasıyla yurtiçi ve yurtdışı pazarlar için üretime başlayacaklarını söyledi.
MSD Dış İlişkiler Direktörü Jeff Kemprecos: Türkiye'de Ar-Ge'ye ağırlık vereceğiz
Tüm dünyada Ar-Ge'ye 4.5 milyar dolar harcayan Merck Sharp&Dohme (MSD), Türkiye'de de faaliyetlerini artırmaya hazırlanıyor. Türkiye'de araştırma etkinliklerimizi ve kapasitemizi arttırmayı hedefliyoruz. MSD'nin gelecekte Türkiye'ye yapacağı yatırımın anahtarı, yenilikçi ilaçlar için yatırım ortamını geliştiren reformların ve politikaların hızıyla yakından ilişkilidir diyen MSD Dış İlişkiler Direktörü Jeff Kemprecos, 2008'in eylem açısından kritik bir yıl olduğunu söyledi. 2 yıldır araştırmacı firmalar olarak hükümetle görüştüklerini anlatan Kemprecos, ruhsatlandırma sürecinin kısaltılması gibi reformların hayata geçmesini beklediklerini söyledi. Yenilikçi ilaç alanında Türkiye'de yüzde 10-20 oranında büyüme beklediklerini belirten Kemprecos, 2007'de şirket olarak ürün yelpazelerini güçlendirdiklerini ifade etti.
Bayer'in 2008'deki kozu 2 yeni ilaç
Türkiye'nin en büyük 130 şirketi arasında bulunan ve kimya sektörünün 7'nci büyük ihracatçısı konumundaki Bayer HealthCare, 2007'de sektörde hacim olarak 2'nci sıraya yükseldi. Bayer, değer açısından da 8'inci büyük oyuncu haline geldi. Türk kadın sağlığı pazarında lider olan şirket, diğer alanlardaki yeni ürünleriyle yükselişe devam etti. Bayer yetkilileri, bu yıl böbrek kanseri ve damar tıkanıklığı alanlarında geliştirilen 2 yeni ilacı Türkiye piyasasına sunacaklarını söyledi. Türkiye pazarında 2008 yılı beklentilerinin özellikle ruhsatlandırma süreçlerinin kısaltılarak daha çok ilacın önünün açılması olduğunu kaydeden firma yetkilisi, Avrupa Birliği ile uyumlu bir yönetmelikle beraber Bayer olarak, klinik araştırmalar için, büyüyen Türkiye pazarına odaklandık açıklamasında bulundu.
TüRKİYE'DE İLAÇ TüKETİMİ (milyon kutu)
Türü 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007
Orijinal 73 76 86 98 147 168 -
Jenerik 543 555 613 682 966 999 -
Diğer 77 67 70 76 99 105 -
Toplam 693 699 769 856 1.212 1.272 1.300
Kaynak: Sağlık Bakanlığı
Referans / Nazlı Topçuoğlu Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |