[bluemoon24]

Hükûmet, hasta yakınlarının para ödeyerek ilaç ve tıbbi malzeme almamasını istedi; ihtiyacın, hastane tarafından karşılanacağını belirtti. Buna mukabil, üniversite hastanelerinin, ihaleye çıkıp ihtiyaç maddelerini alacak parası yok. Cerrahpaşa'da beyin cerrahisi ve ortopedi, acil durumlar dışında hasta kabul etmiyor. Çünkü, platin, vida, protez, plaka gibi ameliyatta kullanılacak gerekli tıbbi malzeme alınamıyor. Kalp ameliyatı da yapılamayan üniversite hastaneleri var. Ya yasak kaldırılsın ya da maddi destek sağlansın. Döner sermayeler zararına çalışıyor.



Bir doktorla konuşurken bana, AK Parti hükûmeti, üniversite hastanelerini sıkıntıya sokarak sağlıkta atılım yaptı dedi ve faaliyetlerini sürdürürken uğradıkları maddi zararı örneklerle anlattı: Bir kadın hasta muayeneye geliyor, smir testi yapıyoruz, mamografisini çekiyoruz; devlet bize muayene ücreti olarak sadece 60 lira ödüyor. Smir testini ve mamografiyi bu para karşılar mı? Bir başka misal vereyim: Bir şişe kan 45 ila 50 lira. Kan torbası, kan seti ayrı para. Devletin bize verdiği ameliyat ücreti ancak 5 şişe kanı karşılıyor. 5 şişe kullandık mı, devletin ödediği ameliyat parasının tümü gidiyor. Döner sermaye ekside çalışıyor. Kısacası hasta bakmayıp, ameliyat da yapmasak kârlı çıkacağız.



üniversite hastanelerinde, endişeli bir bekleyiş göze çarpıyor. Sebebi de şu: Devlet hastanelerinde fulltime (tam gün) mecburiyeti var. Sosyal Güvenlik Kurulu'yla anlaşan özel hastanelerde çalışan doktorlar da, fulltime görev yapmak zorunda. Çünkü devlet bunu şart koşuyor. İşte bu yüzden doktorların köleleştirildiği ileri sürülüyor. Şimdilik üniversite hastanelerinde böyle bir durum yok. Orada da tam gün uygulamasına geçilirse, kaliteli öğretim üyeleri özel muayenehanelerine kaçar deniliyor.



Son olarak, hepimizin bilmesi gereken bir gerçeği sizlerle paylaşayım; Bir Sosyal Güvenlik Kurumu'na bağlı olanlar, kaliteli özel hastanelere giderlerse büyük fark ödüyorlar. Fark ödememek için kalitesiz olanı seçerlerse, bu defa da, doğru teşhis ve tedavi uygulayacak kaliteli doktorla her zaman karşılaşamıyorlar. Sağlıkları daha da bozuluyor. Size tavsiyem, ikinci sınıf bir özel hastaneye gideceğinize, mutlaka devlet hastanesini tercih edin.



Ben sadece sıkıntılardan bir kesit sundum size. Hükûmet, sağlıkta başarılı ama, halının altına süpürülen sorunları da görmezden gelmeyelim.



Cerrahpaşa'da asansör rezaleti

AK Parti, sağlık konusunda halkın yüzünü güldürecek atılımlar yapıyor ama, doktorların yüzü gülmüyor. Yolum, Cerrahpaşa Hastanesi'ne düşmüştü. Baktım, 4 adam, hamile bir kadını sedyeye yüklemiş, merdivenlerden ameliyathaneye çıkarıyor. Bu ne ilkellik? Meğer, Kadın Doğum bölümünde, asansör çalışmıyormuş. Kasım ayından beri Tıp Fakültesi dekanlığına müracaat edilmiş, daha yeni ihalesi yapılmış. Asansör tamirinin ihalesi olur mu? Aylardır, hasta yakınları perişan. Gücü olmayan, yalvar yakar, başkalarından yardım talep ediyor. Ameliyathane 4'üncü katta; Yoğun Bakım ünitesi bir başka binada. Narkozitör, merdivenlerden inerken, aynı zamanda entübasyon tüpünün de, hastanın boğazından çıkmamasına çalışıyor. Köşeleri dönerken, bir yanlış hareketle ölüme bile sebebiyet verilebilir. Zaman zaman acil müdahale gerekiyor, bir saniye bile önemli. Diyelim ki, anne karnındaki bebek sıkıntıya düşüyor; 10 dakika içinde sezaryen yapıp, hem anneyi, hem de çocuğu kurtarmak gerekiyor. Hastanede bir telaş görmelisiniz. Sedyeyi taşıyacak güçlü kuvvetli insanlar aranıyor. Gebelikle birlikte çoğu kez 70-80 kiloya ulaşan hanımları 4 kat merdivenden çıkarmak kolay mı?



Bürokratik işlemlerin kısaltılması lâzım. Neden son kararı rektör veriyor? Bu kadar merkeziyetçilik olur mu? Hiç değilse, yetki, dekana bırakılmalı. Hatta, Ana Bilim Dalı başkanlarına da, belirli bir rakama kadar harcama salâhiyeti tanınmalı.



Evet; suiistimaller olmuş; olabilir de. Ama herkese potansiyel hırsız gözüyle bakıp, aşırı merkeziyetçilik yüzünden işleri durma noktasına getirmek ne kadar doğru?



Sağlıkta reform yapan bir Türkiye'ye, asansör rezaleti yakışmadı doğrusu.Nazlı Ilıcak-SABAH