Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Sağlıkta II. Eylem Planı hazır Sağlık Bakanlığının gündeminde tam gün yasasından önce özerk yönetimli hastane birliklerinin hayata geçirilmesi yer alıyor. Hekimden çok hemşire açığının sağlık hizmetlerini daha çok etkileyeceğini düşünen Prof. Dr. Sabahattin Aydın'a göre 2008, Genel Sağlık Sigortası'nın uygulama yılı olacak
Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ikinci 5 yıllık eylem planı hazırlandı. Yeni dönemin öncelikli hedefi olarak Kamu Hastane Birlikleri Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Tasarısı'nın yasalaşması öngörülüyor. Genel Sağlık Sigortası'nın hayata geçirileceği yıl olarak bakılan 2008'de, sağlık kuruluşları arasında sevk entegrasyonu ve merkezi bir randevu sistemi kurulacak. ülke geneline yaygınlaştırılması hedeflenen aile hekimliğinde ikinci dönem eğitimlerine başlanacak. Tartışma boyutunda olan tam gün çalışma konusunda ise henüz bir taslak bile mevcut değil. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Vekili Prof. Dr. Sabahattin Aydın, hazırladıkları planın 8 önemli ana maddesini şöyle sıraladı: Koruyucu ve temel sağlık hizmetleri, teşvik ve tedavi hizmetleri, kurumsal yapılandırma ve kapasite geliştirme, ilaç ve eczacılık hizmetleri, çok yönlü sağlık sorumluluğu, sağlıkta bilgi yönetimi, sınır ötesi sağlık hizmetleri, herkese sağlık hizmeti. Aydın, koruyucu ve temel sağlık hizmetleri bölümünde kavramsal olarak Türkiye'de, sağlık literatürüne yeni yeni girmiş olan sağlığın geliştirilmesi konusunun öne çıkartıldığını belirtti. Sağlığın geliştirilmesi konusuyla, sağlık hizmetleri ve sağlık eğitimi başta olmak üzere ilgili tüm dinamiklerin hayata geçirilerek insanların daha iyi bir sağlık düzeyine erişmelerinin hedeflendiği kaydedildi. Acil sağlık hizmetlerinin yine bu ana başlık içinde ele alındığını belirten Aydın, birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, aile hekimliğinin geliştirilerek yaygınlaştırılması, eğitimlerin tamamlanarak daha eğitimli, uzmanlığa dayanan bir birinci basamak kültürünün yerleştirilmesi gibi hedeflerin de bu başlık içinde değerlendirildiğini bildirdi.
Tam gün için taslak yasa bile yok
Tam gün uygulamasının geçişin kısmi zamanlı çalışanları nasıl etkileyeceği yönündeki sorumuza Aydın, ayrımsız halde, uygulamanın herkesi kapsayacağını ifade etti. Aydın aile hekimliğinin tam gün esaslı bir uygulama olduğunu belirterek şunları söyledi: Toplum sağlığı merkezlerinde çalışan arkadaşlarımızın mevcut yasalardan kaynaklanan kısmi zamanlı çalışma şartları var. Tam gün konusunda yapılan çalışmalar son noktaya gelir ve uygulama başlarsa tabi bundan işyeri hekimleri de, toplum sağlığı merkezlerindeki hekimleri de, kurum hekimleri de, askeri hekimler de, tıp fakültesi hekimleri de etkilenecek. Hekimler arasında bu konuda bir ayrım yapılacağı kanaatinde değilim. Henüz çalışmalar sonuçlanmadığı için kesin bir şey söylemem zor. Tam gün konusunda taraflarla tartışmalar, müzakereler devam ediyor, henüz TBMM'ye götürülmedi. Hatta ortaya bir taslak yasa bile çıkmadı. Sadece anlayış olarak bölümlerin, paydaşların (askeri doktorlar, üniversitedeki öğretim üyeleri, devlet hastaneleri, işyeri hekimleri gibi) her birinin böyle bir uygulamada nasıl bir sorunu doğar, bu sorunları nasıl tedavi edebilir, avantaja dönüştürebiliriz şeklinde çalışmalar sürüyor. Bu açıdan çok kesin söyleyemiyorum. Ama bunların her birinin etkileneceği kesin. O konuda bir tereddüdüm yok. Tam gün uygulama çıktığı zaman işyeri hekimliği belki kurumsal yapılar üzerinden sürdürülebilir ya da sadece işyeri hekimliği yapacak hekim arkadaşlarımız oluşabilir. Bu hekimlerin özlük haklarının iyileştirilmesi gerekir. En azından döner sermaye ek geliriyle takviye edilmesi gerekir. Bunlar hep tartışılan konular.
Tam güne geçiş için süre verilecek
üniversite öğretim üyeleriyle devlet hastaneleri arasında da ayrımcılık oluşturulmaması gerektiğine dikkat çeken Aydın, basına sadece tartışmaların yansıdığını, yasanın yılbaşına yetişecek, mutlaka yetişmelidir' şeklinde bir telaşla hazırlanmadığını kaydetti. Aydın şöyle konuştu:
Diyelim ki yılbaşından önce yasa çıktı. Ağırlıklı olarak serbest hekim olarak yatırım yapmış, belli bir borca girmiş ya da belli taahhütleri olan hekim arkadaşların mağdur olmaması için kuvvetle muhtemel bir uygulama süresi verilecektir, belki altı ay belki daha fazla. Hekimlere tam güne geçmeleri için süre tanınacaktır. Onlar da bu tartışmaların içinde yer alıyor. Bu tartışmalar yasa çıksın mı-çıkmasın mı' şeklinde değil de, hekimlerin lehine sağlık sisteminin avantajları nasıl arttırılır; vatandaşların sağlık hizmetinden daha çok yararlanmaları nasıl planlanır' şeklinde yapılıyor.
Hastane birlikleri öncelikli konu
Eylem planı çalışmalarında yer alan tanı ve tedavi hizmetleri içinde daha fazla önem verilen iki hususun, topluma dayalı sağlık hizmeti organizasyonu ile kamu hastane birlikleri olduğu belirtildi. Topluma dayalı sağlık hizmetleri organizasyonuyla ikinci basamak hastaneleri, üçüncü basamak hastaneleri, aile hekimliği örgütlenmesi, 112 örgütlenmesi, diyaliz hizmetleri dahil olmak üzere bölgenin olabildiğince kendi kendine yeter hale gelecek şekilde planlanması öngörülüyor. Bununla bir bölge hastaneleri kavramı ve bölge hastanelerinin arka planında diğer sağlık hizmetleri örgütlenmesinin yer aldığı bildirildi. Kamu Hastane Birlikleri Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Tasarısı'nın Bakanlar Kuruluna gönderildiğini ve şu an Sağlık Komisyonunda beklediğini hatırlatan Aydın, Yeni yasama döneminin en öncelikli konuları arasında bu Tasarı olacaktır diye ümit ediyorum dedi.
özerk hastaneler geliyor
Tasarıda hastanelerin gene Sağlık Bakanlığına ait olduğunu belirten Aydın, bununla hastanelere iki ayrı temel değişiklik getirilmek istendiğini kaydetti. Değişikler şöyle açıklandı:
Tasarı ilk olarak hastanelerin özerk yönetim kazanmasını temine çalışıyor; yerinden yönetim ilkelerine göre yönetilmesini sağlamaya çalışıyor. üst yöneticilerin kadrolaşma vs tartışmaları son bulacak şekilde performansa dayalı ve geçici süreli görevlendirilmelerini öngörüyor. Tasarının ikinci hususunda bir bölgede birden fazla hastanenin birlik oluşturması, daha verimli hizmet verecek şekilde insan ve cihaz kaynaklarını, lojistik hizmetlerini veya ürettiği hizmetlerin kategorizasyonuna göre işbirliğine giderek daha verimli hizmet sunması öngörülüyor. Ankara'daki merkezi otoritenin hastaneler arasındaki dengesizliği ortadan kaldırma gayreti her zaman başarıya ulaşmıyor. Mesela hastanenin birinde beyin cerrahi hizmeti tam kapsamlı veriliyor ve diğerinde bu hizmetin verilmesine ihtiyaç duyulmuyorsa hastaneler bu anlamda bir iletişim kurabilirler. Lojistik hizmetler bakımından biri çamaşır hizmetleri veriyorsa diğerine de verebilir ayrıca yatırım yapmaya gerek kalmayabilir. Birlikler ifadesi bundan kaynaklanıyor.
Denetim sonucu puan verilecek
Aydın, tasarının bir yenilik daha getirdiğini belirterek, hastanelerin kendi başına bırakılmadığını, periyodik denetimlere tabi tutulduğunu bildirdi. Denetimlerin ağırlıklı olarak fiziki altyapı ve süreç denetimleri olduğunu belirten Aydın, denetçi eğitiminin şimdiden yapıldığını kaydetti. Şu anda bu denetimlerin daha çok Sağlık Bakanlığında görevli kalite sorumluları tarafından yürütüldüğü ama uzun vadede bunların hizmet alımı yoluyla dış denetçi eliyle yapılacağı kaydedildi. Denetimlerle hastanelerin sürekli puanlanacağı belirtilerek, bu puanların hastanenin bağımsız işletme olarak devam edip etmeyeceklerinin de göstergesi olacağı belirtildi. Hastanelerin özerk kurum şeklinde devam edebilmek için bu kalite denetimlerinden yüksek puan almak zorunda kalacağı vurgulandı. Aydın, bugünkü uygulamanın yani kurumsal performans yönergesi uygulamasının bunun bir prototipi olarak görülebileceğini söyledi.
Doktora ihtiyaç varken iş güvencesi riski olamaz'
Tasarıda yer alan sözleşmeli çalışmanın iş güvencesini nasıl etkileyeceği yönündeki sorumuza Aydın şöyle yanıt verdi:
Memur olarak var olan ve memuriyetini korumak isteyen herkes görevine devam edecek. Sözleşmeli olmak isteyenler de sözleşmeli olacak. Bu isteğe bağlı. Türkiye'de her tür sağlık kurumunun doktora ihtiyacı varken nasıl iş güvencesi riskinden bahsedilebilir? İş güvencesi riski eğer istihdam açığınız varsa olur. Halbuki şimdikinin iki katı doktor olsa bile Türkiye'nin istihdam alanı var diye konuştu.
Ancak görevini yapmayan veya kötüye kullanan kişi için iş riskinden bahsedilebileceğini söyleyen Aydın, memur olmanın kazanılmış bir hak olduğunu belirterek, 1000 YTL maaşla çalışmak ne kadar haktır bilmiyorum ama bu bir hak olarak görülüyorsa bu hakkını herkes kullanmaya devam eder diye konuştu.
özel hastanelerin yönetiminde neden TTB yok?
Yasa Tasarısı'na göre oluşturulacak hastane birlikleri için bir de yönetim kurulu oluşturulması öngörülüyor. Kurulda, Sağlık Bakanlığından iki üye, il genel meclisinden iki üye, valilik, sağlık il Müdürlüğü ve ticaret ve sanayi odasından da bir üye olacak. Yönetim kurulunda Türk Tabipleri Birliğini temsil edecek bir üyenin bulunmaması eleştirilerine karşılık Aydın şunları söyledi:
Bütün Türkiye'de diyelim ki 100 işletme oluştu. Bu işletmelerde sivil toplum kuruluşu olarak mı varlık gösterecek Türk Tabipleri Birliği? O zaman Eczacılar Birliği yok. O heyette hiçbir hekim örgütü yok. Olsaydı eğer haklı bir eleştiri getirilmiş olurdu. Şöyle bir mantık yürütelim: Tabipler Birliği Yasası öncelikle serbest çalışan hekimlerin hakkını korumayı hedefler. O yüzden serbest çalışan hekimler üye olmak zorundadır tabipler odasına. Halbuki kamuda çalışan hekimler üye olmak zorunda değildir. Niye özel hastaneler yönetim kurullarında TTB'nin temsilcileri yok? Bu mantığa göre orada da olması gerekir. Olup olmamaları konusu tartışılabilir; böyle bir konu gündeme gelecekse ilk olarak Tabipler Birliği Yasası'nın ana ruhu ve önceliğinin serbest çalışan hekimlerin haklarını korumaya yönelik olduğu hatırlanmalıdır. Bu durumda özel hastanelerin yönetim kurullarında TTB'den temsilci olmalıdır. Bunu tartışabiliriz ve hatta savunurum. Aydın, yasal süreç açısından kamu hastane birlikleri uygulamasına tam günden daha önce geçilebileceğini kaydetti.
Hekim değil, hemşireaçığı öncelikli
Yeni dönemde sadece hekim açığının değil, hemşire açığının da fazlasıyla dillendirileceği belirtildi. Aydın şunları söyledi:
Sağlık hizmeti ile hem yatırımları hem de insan kaynaklarını temin etmeniz lazım. Sağlık insan gücü planlaması ki, bunun içine hemşire, eczacı, diş hekimi dahil tüm sağlık personelinin nasıl olması gerektiği, yeterliliği, bölgesel dağılımı girer ve bunlar önümüzdeki günlerin önemli tartışma konuları içinde yer alacak. Bu nedenle gelecek dönem sadece hekim açığı değil, hemşire açığı da fazlasıyla dillendirilecek. Sağlık Bakanlığı yıllardır kadro açmayıp tamamen az kadrolarla hizmet vermeye çalıştığı için Türkiye'de tablo fark edilmiyor. Sağlık Bakanlığı gelen hastaya, daha kaliteli hizmet anlayışı üzerinde ısrar ettiği için kadroları açtı, memur alamıyorsa sözleşmeli aldı. Sözleşmeli alamıyorsa 4B'ye göre aldı. Tüm yolları deneyerek, devletten katkı alamıyorsa döner sermaye üzerinden alma yoluna giderek, yani kendi kurumlarındaki iş yüküne paralel bir personel istihdamı adımını atınca bütün ülkede personelin nasıl eksik olduğu ortaya çıktı. Bundan bir yıl önce kimse hemşire eksiğinden bahsetmiyordu. Verilen hizmetin kalitesini arttırmak üzere yeterli personel temin etmeye Sağlık Bakanlığı çalışınca, ki Türkiye'deki sağlık hizmetinin yüzde 80'ini Bakanlık verir, özel sektör hızlı bir şekilde doktor eksikliğini hissetti. Hasta bakımındaki kaliteyi yükseltmek için eksik personeli tamamlamaya davranınca başta özel hastaneler ardından üniversite hastaneleri olmak üzere hemşire yetersizliğinden söz edilmeye başlandı. Aslında bunların yetersizliği önceden ortadaydı. Sağlık Bakanlığı hemşireleri 4Bye göre atayarak denge sağlamaya çalıştı. Yıllık ortalama 300 milyon hastaya bakılıyor. Bunun 210 milyonu Sağlık Bakanlığı kuruluşlarından hizmet alıyor. Bu hasta dağılımına göre de personeli eşitleyelim. Türkiye'deki dengesizlik sadece Doğu-Batı arasında değil, Ankara içindeki kurumlar arasında bu dengesizlik çok fazla.
özel sağlık kuruluşlarında alınan katkı payları konusunun, Sosyal Güvenlik Kurumunun çalışma alanı içinde olduğunu belirten Aydın, Bakanlığın katkı paylarının kaldırılması yönündeki tutumunun tam gün uygulamasına bir hazırlık olarak değil de, uygulamanın farklı bir dinamiği olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Yabancı hekim konusu gündem dışı
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan hekimlerin Türkiye'de çalışması konusunun Bakanlıkta şu an çok da tartışılmadığını belirten Aydın, hekim eksikliği ile TC vatandaşı olmayan hekimlerin Türkiye'de çalışma hakkı elde etmesinin iki ayrı konu olduğunu söyledi. Türkiye'nin hekim yetiştirme potansiyeli olduğunu belirten Aydın şöyle konuştu: Türkiye'nin bir çok Avrupa ülkesinden daha fazla hekim yetiştirme kapasitesi ve birikimi vardır; bu ayrı bir olaydır. TC vatandaşı olmayan yetişmiş hekimlerin Türkiye'de hekimlik icra edebilmesi ise ayrı bir olaydır. Bu kişisel görüşümdür. YöK'ün diploma denkliği tanıması gerek. TC vatandaşıysanız bu haklardan yararlanabilirsiniz. Şu anda zaten bu uygulamalar devam ediyor.
Hekim eksikliği nedeniyle bu yola gidilmediğini belirten Aydın, Bakanın hiçbir beyanında hekim açığı nedeniyle dışardan hekim getirmek istiyoruz' dediğine tanık olmadım. TC vatandaşı olmayan hiç kimse burada memur olamaz. Dolayısıyla bu yasa çıksa, zannedildiği gibi, Türkiye'ye kamyonlarla hekim gelse bile hiçbiri memur olmayacaktır, kamu sektöründe hiçbiri çalışamayacaktır diye konuştu.
Aynı zamanda Dünya Sağlık örgütü Yönetim Kurulu üyesi olduğunu belirten Aydın, toplantılarında tartışılan bir konunun da sağlık personeli göçü olduğunu ve hiçbir toplantıda, hiçbir ülkenin Bize sağlık personeli göç ediyor, buna önlem almak istiyoruz' dediğini duymadığını kaydetti. İstisnasız bütün ülkeler ve özellikle gelişmemiş ülkelerin ülkemizdeki yetişmiş personelimiz başka ülkelere geçiyor bunu yasaklayın, durdurun' çalışması yaptıklarına dikkat çekti. Aydın, dünyadaki hiçbir ülkenin yetişmiş beyin gücünün kendisine gelmesinden değil kendisinden kaçmasından rahatsız olacağını söyleyerek duruma bu açıdan bakmak gerektiğini kaydetti.
65 yaşındakiler içintehlike yok
Aydın, 65 yaş ve üzeri hekimlere getirilmek istenen çalışma yasağı konusunda ise şunları söyledi:
Böyle bir şey getirilmeye çalışılmıyor. Bir yanlış uygulama var ve bu uygulama kuvvetle muhtemel düzeltilecek. Bu yanlış uygulama nereden kaynaklanıyor? Sosyal Güvenlik Kurumu özel hastanelerle, özel sağlık kuruluşlarıyla yaptığı sözleşme metninde, sözleşme yaptığı doktorların 65 yaşından yukarı olmamasını öngörmüş. Olay bir kalıcı mevzuat değil, yasa değil, yönetmelik değil, tüzük değil; SGK ile özel sağlık kuruluşları arasında yapılan protokolden kaynaklı. Kurum olarak bizim sorumluluk alanımızda değil ama bunun değiştirilmesi yönünde talebimizi ilettik.
Hekim yetersizliği sorunu YöK'ü de bağlar
Aydın konuşmasında, topluma iyi bir sağlık düzeyi kazandırmanın sadece sağlık profesyonellerinin çalışmasıyla başarılacak bir olay olmadığını kaydederek, Toplumun sağlık düzeyini daha üst düzeylere getirmek için tüm tarafların harekete geçirilmesi şeklinde bir program düşünüyoruz. Sivil toplum kuruluşları gündemlerine sağlığı almak zorundadır. Yazılı ve görsel basın organları sorumlu haber anlayışıyla hareket etmeliler. Sadece doktorların, hemşirelerin, Sağlık Bakanlığının, hastanelerin görevini iyi yapmasıyla toplumun iyi bir sağlık düzeyine kavuşması her zaman mümkün değil diye konuştu. Hem özel sektör hem kamu sektörünün doktor ve hemşire bulamamaktan yakındığını söyleyen Aydın, Yüksek öğretim Kurumunun (YöK) da bu sorumlulukta yer alması gerektiğini ifade etti. Çok yönlü sağlık sorununa somut bir örnek olarak bunu verdiğini belirten Aydın, sorumluluğun sadece hastaneye değil, o hastaneye yetişmiş eleman gücü yetiştirmesi gereken öğretim kurumuna de ait olduğunu söyledi.
Aile hekimliğinde II. dönem eğitimleri başlıyor
Aydın, yeni dönemde aile hekimliğinin ülke genelinde yaygınlaştırılacağını belirterek, 10 ilin eğitim çalışmaları devam ediliyor. Bundan sonra aile hekimliği pilot uygulamalarından alınan geri bildirimlerden yararlanarak hazırlanacak aile hekimliği uygulama yasasının hazırlıkları başladı dedi. Aile hekimliğinin önemli bir ayağı olan ikinci dönem eğitimlerinin memnuniyet verici düzeyde gerçekleştirilmediğini belirten Aydın, bu yılın sonuna gelmeden eğitimlere de başlayacaklarını söyledi. İkinci eğitim planında arzu edilen hızı yakalayamadıklarını ifade eden Aydın Hazırlıklar neredeyse bitmiş durumda. Tahmin ediyorum iki ay sonra o eğitimlere başlamış olacağız. Bu, aile hekimliğine geçmiş illerde yapılacak. Bu uygulamayı yapan doktorlar eğitilecek. Yasanın uygulama yasasına dönüştürülmesiyle de ülke genelinde yaygınlaştırma çalışmaları başlayacak diye konuştu.
Hava ambulansları geliyor
II. eylem planıyla getirilecek bir başka değişikliğin hava ambulansları olduğu kaydedildi. 112 sağlık hizmetlerinde ilerlemeler olduğunu, bunun tüm ülkeye yaygın hale getirildiğine işaret eden Aydın, karayoluyla iletişimin yeterli olmadığı alanlarda hava ambulanslarının devreye girmesi için çalışmalar başlattıklarını söyledi. Kişiye değil vakaya özel kullanılacağı vurgulanan ambulansların kara yoluyla ulaşma güçlüğü olan herkes için devreye konulacağı kaydedildi.
Sağlıkta randevu sistemi kurulacak
Yeni dönemde, sağlık kuruluşları arasında sevk entegrasyonu ve merkezi bir randevu sistemi kurulacağı belirtildi. Türkiye'deki hastanelere sağlık hizmeti erişiminin büyük oranda kolaylaştırıldığını söyleyen Aydın, hastaların homojen dağılımı sağlanamadığı için belli yerlerde yığılmalar, belli yerlerde boşlukların olabildiğini ifade etti. Aydın şöyle konuştu:
A sağlık kuruluşunda hasta hizmet alabilmek için bir-iki gün beklerken, B sağlık kuruluşunda gittiği an hizmet alabiliyor. Bu nedenle belli pilotlarla başlayan daha sonra tüm ülkeyi kapsayan merkezi bir randevu-hasta yönlendirme sistemi kuruluyor. Mesela iç hastalıklarına muayene olmak istiyorsunuz ve telefon açıyorsunuz, size denilecek ki, A hastanesinde filan doktor şu saatte müsait, B hastanesinde şu doktor şu saatte müsait. Size ona göre randevu verilecek. Birinci basamak aile hekimliği yaygınlaştıkça randevuyla ilgili sorununuz da olmayacak. Tabi olayın teorisinden bahsediyorum. Pratik anlamda bu kadar kolay olmayacağı kesin.
Yeni dönemde evde bakım hizmetlerinin de gündeme gelebileceği kaydedildi. Dünyada artık çok yataklı hastanelerden orta ölçekli hastanelere, yataklı hastanelerden yataksız hastanelere bir kayış olduğuna dikkat çeken Aydın, buradan da ev hastanelerine, evde bakım hizmetlerine doğru bir gidiş olduğunu ve bu trendin Türkiye'de de etkisini göstereceğini kaydetti.
Bakanlıktan sağlık ihracı
TBMM'nin son dönemlerinde Sağlık Bakanlığı ile ilgili önemli bir kanun çıkartıldığını hatırlatan Aydın, bu yasayla Sağlık Bakanlığına başka ülkelerde hastane açma yetkisi verildiğini ve birçok komşu ülkede, az gelişmiş ülkede, Türkiye ile tarihi bağı olan ülkelerde Bakanlığın sağlık hizmeti verdiğini belirtti. Türkiye'nin maddi ve insan gücü açısından kendisinden destek isteyen ülkelere yardım yapabilen bir ülke durumunda olduğuna işaret eden Aydın, Sınır ötesi sağlık hizmetleri adı altında böyle bir planımız var. Biz sağlık sistemi de ihraç ediyoruz. Mesela KKTC'de sağlık sistemi kurulması çalışmalarımız var. Sağlık turizmi konusunda da çalışmalarımız var. Geçici sahra hastaneleri olursa buradan sağlık personeli gidiyor ama kalıcı hastane olursa, o ülkenin sağlık personeli Türkiye'ye getiriliyor ve burada eğitiliyor. Şu anda Sudan'dan, Afganistan'dan çok sayıda doktor eğitim hastanelerinde eğitim alıyor. Bunların kısa süreli, aylık eğitimleri olduğu gibi, özellikle belli alanlarda üçer aylık uzatılan eğitimleri de var diye konuştu. özellikle geçici kurulmuş hastanelere Türkiye'den hekim gönderdiklerini söyleyen Aydın, şartların çok ideal olmasa da o ülkede çalışan doktorlardan daha şanslı olunduğunu söyledi.
2008'de GSS devrede
Aydın, 2008'in Türkiye'de Genel Sağlık Sigortasının (GSS) uygulandığı yıl olacağına inandığını belirterek Sağlık hizmetleri sonu olmayan bir maraton koşusudur. Hiçbir zaman finale ulaşamazsınız. Hep koşarsınız ama daha çok koşmanız gerekir, siz finale yaklaştıkça final sizden uzaklaşır dedi.
Kronik hastalıkla mücadele ön planda
Bulaşıcı hastalıklarla mücadelenin yanı sıra kronik hastalıklarla da mücadele edeceklerini belirten Aydın, Bakanlıkta bugüne kadar parçalı olarak gündeme gelen ama kapsamlı ele alınmayan bir bölüm kronik hastalıklarla mücadele programı. Çünkü gelişen dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde bulaşıcı hastalık tehditlerinin yerini kronik hastalıklar almaya başladı. Teknoloji, ulaşımın gelişmesiyle beraber trafik kazalarının artması, her türlü sanayi mamulü ürünlerin sağlığa zararlı her türlü maddenin günlük hayata girmesi, kanser artışlarıyla ilgili birçok alan bulaşıcı olmayan kronik hastalıklarla mücadele programımızda önemli yer tutuyor diye konuştu. Şiddet ve kazalar sonucu yaralanmaların azaltılması, sağlıklı ve güvenli bir fizik çevrenin oluşturulması, afetlerde sağlık yönetimi, uluslararası giriş-çıkışlarda sağlık hizmetleri ve denetim gibi konuların da aynı ana başlık altında ele alındığını belirten Aydın şöyle konuştu:
Bu madde, Bakanlığın son yıllarda yapmaya çalıştığı fakat kavramsal olarak tartışılmayan bir konu. Kuş gribi, SARS vakaları için sınır güvenliklerinde, havaalanlarında, limanlarda nasıl kont-rol yapıldığını hatırlarsınız; Bakanlığın bu konuyla ilgili bir genel müdürlüğü var ve dünyanın artık küresel bir köy haline geldiği, sınırlar arası geçişlerin hızlandığı dönemde bu hizmetlerin çok önem kazandığını görüyoruz. Dünya Sağlık örgütünün tütünle mücadele programı çerçevesinde Türkiye'nin de gerekli adımları attığını belirten Aydın, koruyucu temel sağlık hizmetleri ana başlığı altında alkol, madde ve tütüne bağlı zararların azaltılması konusunun da ele alındığını bildirdi. Bakanlığın bununla ilgili gelecek yıllarda yapacağı planlamaların olduğu kaydedildi.
Ulusal ilaç politikasına doğru
Aydın, ilaç ve eczacılık hizmetleri içindeki en önemli faaliyetin ilaçların ruhsatlandırılması, piyasa gözetimi ve denetimi ile fiyatlandırma oluğunu belirtti. Ruhsatlandırma süreçlerini olabildiğince hızlandırdıklarını kaydeden Aydın, piyasa gözetimi ve denetiminin başlatılmış olmasına rağmen henüz arzu edilen düzeye gelinmediğini kaydetti. Fiyatlandırma konusunda, 2004 yılındaki kararname değiştiğinde ilaç fiyatlarında radikal bir değişiklik olduğunu ve bunun etkisinin hâlâ görüldüğünü belirterek, İlaç fiyatlarının sürekli indiğini veya en azından eskisi gibi artış trendi göstermediğini görüyoruz. Bu şekilde bazı pratik uygulamaların uzun vadeli sonuçlarını sağlığa olumlu yansıyacak şekilde almayı umduğumuz bir ulusal ilaç politikasına doğru gitmeyi planlıyoruz. Bunun için mesela, bir farmakovijilans birimi kurduk diye konuştu. Bunun, birim ilaçların yan etkilerinin sürekli görüldüğü halde bildirilip kayıt altına alınması anlamına geldiğini belirten Aydın, yeni dönemde birimi daha da geliştireceklerini kaydetti.
Geri ödemeler için danışmanlık hizmeti
Eylem planında, maliyet etkinlik çalışmaları yapılarak geri ödemelerle ilgili danışmanlık hizmeti verilebilmesi için farmakoekonomi biriminin kurulması yer alıyor. özellikle ilaç araştırma-geliştirme, yeni ilaç bulma konusunda teşvik için programa başlık koyduklarını belirten Aydın, Biz, sadece ilaç üreten değil ilaç ihraç eden bir ülke olduk. Son yılda bunun örneği görüldü, FDA'dan onay alarak ABD'ye bile ilaç ihracı gerçekleştirildi. Sanayinin gelişmesine paralel olarak daha da teşvik edici olması yönünde ihracata yönelik ilaçların ruhsatlandırılmasında çok daha hızlı süreçlerin oluşturulması için bir çalışma başlatıyoruz dedi. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |