Romatizmada erken tanının önemi

[bluemoon24]

OMÜ Şehir Polikliniği'nde düzenlenen "Hasta Eğitim Seminerleri"ne konuk olan Prof. Dr. Ferhan Cantürk, romatizma ve hastalıkla ilgili tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Romatizma diye bir hastalık olmadığını, romatizmal hastalıklar adı altında toplanan bir grup hastalık olduğunu kaydeden Cantürk, romatizmal hastalıkların çok yönlü yakınmalardan oluşan, pratikte kesin tanısı ve ayırt edilmesi zor bir hastalık olduğunu söyledi. Günümüzde tıpta romatizmadan çok 'Artrit' deyiminin kullanıldığını ifade eden Cantürk, "Bazen tüm çabalara karşın hastalığın durdurulamayan gidişi, belki de uygun tedavinin zamanında başlatılmamış veya yetersiz uygulanmış olması sonucu eklemlerde hastanın günlük yaşamını olumsuz etkileyen ağır yıkımlar meydana gelmiş olabilir. Erken teşhisle pek çok artrit tipiyle baş edilebilir, ağrı ve sakatlanma en aza indirilebilir. Ayrıca erken tanıyla artritin yapabileceği doku hasarı da en aza indirilir. Bu durum özellikle romatoid artrit gibi hastalıklarda önemlidir. Artriti önlemek mümkün değilse de hastalık oluşma riskini azaltacak veya kalıcı eklem hasarını önleyecek yöntemler vardır. Bunlar, sağlıklı bir kiloya sahip olmak, egzersizler, çalışırken eklem koruyucu cihazlar ve teknikler kullanmak, doğru şekilde ağırlık kaldırma ve uygun postürde vücut pozisyonunda çalışmak ve dengeli, sağlıklı beslenmedir" diye konuştu.



Tedavide kullanılan antienflamatuar ilaçların uzun süreli ve yüksek dozda kullanıldığında böbrek fonksiyon bozuklukları, tansiyonda yükselme ve mide kanamalarına neden olabileceğini kaydeden Cantürk, "Bu nedenle tedavideki hastalar tansiyonlarını iyi takip etmelidir. Gerekirse tansiyon ilacının dozu arttırılmalı, bir başka antihipertansife geçilmeli veya eklenmelidir. Mide kanamalarına engel olmak için proton pompa inhibitörleri de hastalara önerilir. Bu sorunlara engel olmak için ise antiromatizmal ilaç, mümkün olan en düşük yeterli dozda kullanılmalıdır. Pek çok hastalıkta negatif bakış açısı, stres ve kötü ruhsal durumda olmak bağışıklık sisteminde negatif etki oluşturur. Ayrıca depresyondaki insanlar ağrıya daha hassastırlar. Zira depresyon beyindeki serotonin ve norepinefrin adı verilen maddeleri azaltır. Bunlar düzenli uykuyu, seks yaşantısını ayarlar ve ağrıların dikkatimizi çekmesine engel olurlar. Böylece daha çok baş ağrısı, sırt ve kas ağrıları, eklem ağrıları ve sindirim problemleri yaşar ve iyi uyumayız. Artritiniz varsa pozitif olmak için önerilere yeterince uyulmalı. Yapabildiğiniz kadar çok egzersiz yapın. Sizi destekleyecek dost akraba ilişkilerini güçlendirin. İhtiyaç duyduğunuzda birilerine danışın. Hastalığınıza odaklanmayın, zevk aldığınız, hoşlandığınız şeylerle ilgilenin. Gevşemeyi öğrenin, ruhsal egzersizler yapın. Hastalığınız hakkında daha çok şey öğrenin, sizin gibi hastalarla buluşup konuşun" şeklinde konuştu.



Cantürk, bazen uygun olmayan egzersiz programlarının da artrit seviyelerini artırabildiğini, bunun için sorun yaşandığı takdirde doktora başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.



Kaynak:Mynet.com



Kaynak: SağlıkHaber