Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Sağlık Haberleri

Uyarılar

HALUK BİLGİNER

Serbest Kürsü ve Sağlık Haberleri HALUK BİLGİNER Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Devlet Konservatuvarı tiyatro bölümünü bitirdikten sonra Devlet Tiyatrosunda çalışan Haluk Bilginer, İngiltere'de Lamsda bünyesinde 1 yıllık çalışmanınardından 1980-1993 yılları arasında İngiltere'de TV dizilerinde ve tiyatrolardaoyuncu olarak görev yaptı. Türkiye'de kendi tiyatrosu olan Oyun Atölyesi / Antre Cafe'yi kurduktan sonra burada ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Sağlık Haberleri nerededir kimdir Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sağlık Haberleri hipnoz Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi

HALUK BİLGİNER

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 19-10-2009, 11:10 AM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart HALUK BİLGİNER

Devlet Konservatuvarı tiyatro bölümünü bitirdikten sonra Devlet Tiyatrosunda çalışan Haluk Bilginer, İngiltere'de Lamsda bünyesinde 1 yıllık çalışmanınardından 1980-1993 yılları arasında İngiltere'de TV dizilerinde ve tiyatrolardaoyuncu olarak görev yaptı.

Türkiye'de kendi tiyatrosu olan Oyun Atölyesi / Antre Cafe'yi kurduktan sonra burada birçok oyun sahnelemekte.

Haluk Bilginer, Ulusal ve Uluslararası Sinema ve Tiyatro ödülünün sahibidir.

Antre Cafe'de bizleri ağırlayan Haluk Bilginer tüm içtenliği ile sorularımızı anıtladı…

İngiltere'de başarılı bir oyuncu olduğunuzu biliyoruz. Türkiye'yi neden tercih ettiniz?

Aşk. İlk eşime aşık olmuştum.

Türkiye'de oyunculara da, oyuncu olmak isteyenlere de örnek teşkil ediyorsunuz. Sizce sizi diğerlerinden farklı kılan ne?

Disiplin şart. Dün bir arkadaşım da; Özel hayatında belki o kadar değilsin ama mesleğinde çok disiplinlisin dedi. Bu beni çok mutlu eden bir şey. Çünkü ben böyle olmak istiyorum. 35 yıldır böyle olmaya çalışıyorum. Türkiye mesleksiz ünlüler cenneti. Elinizi sallasanız ünlüye çarpıyor. Ama niye ünlü olduğunu bilmiyoruz. Sadece çok sık gördüğümüz için. Onlara da niye ünlüsün diye sorsanız; şarkı da söylerim, oyunculuk da yaparım, polemik de yaratırım, şımarıklık da yaparım derler. Çünkü onlar mesleksiz ünlüler. Ben meslek edinmeye çalıştım. Oyunculuk ciddi bir meslektir. 35 yılımı verdim. Hala öğreniyorum. Hiçbir zaman en iyi oyunumu oynamadan da bir gün öleceğim. En iyisi olmayacak çünkü.

Meslek hayatınızda sizi Haluk Bilginer yaptığına inandığınız bir rolünüz oldu mu?

Bütün roller. Ben zaten hedeflediği süreçle ilgileniyorum. Çünkü bir hedef yok. Böyle bir meslekte, aslında her meslekte hedef dediğimiz şey siz ona yaklaştıkca sizden uzaklaşan bir şeydir. Hedefe hiçbir zaman ulaşamayacaksınız ve bunu bilerek yaşayacaksınız. Yani öleceğinizi bilerek. Öleceğini bilen tek yaratık insan. Biz öleceğimizi biliyoruz. Ama ona rağmen yapıyoruz herşeyi. Siz bu röportajı öleceğinizi bile bile yapıyorsunuz. Ben öleceğimi bile bile sizinle oturuyorum, konuşuyorum. Biz bir gün öleceğiz. Onu koy bir tarafa; bizi ilgilendiren süreç ise o kısacık ömrümüzde ne yaptığımızla var olduğumuz. Seçimlerimiz bizim kimliğimizi belirleyecek. Biz neyi seçtiysek o yaşamımız süresince kimi etkilemişiz, kimi değiştirmişiz, kimi dönüştürmüşüz bunlar önemli. Ben en iyi oyunu oynamayacağım ki. Hedef olmayınca sizin süreçle ilgilenmeniz zaten kaçınılmaz oluyor. Beni ben yapan şeyler sürece olan ilgim. Ben süreci seviyorum. Süreç çok. Bizi ilgilendiren hedefe ise hiç bir zaman ulaşamazsınız. Ve siz bunu bilerek yaşayacaksınız. Öleceğinizi bilerek yaşıyorsunuz. Hedef benim umurumda değil. Çünkü yok öyle bir şey.

Hayata çok şey doldurulduğu zaman da uzun yaşanmış olunuyor. Ben kendi kendime düşünürken, kendim ile hesaplaşırken dedim ki; aslında ben hala çok gencim. Az yıldır yaşadım. Bir bu kadar daha yaşamam zor ama yarısı kadar daha yaşasam… Valla fena geçmedi benim ömrüm. Ben yapmak istediğim birçok şeyi yaptım. Birçok insandan etkilendim, birçok insanı etkiledim. Birçok insanla temas ettim. Dolu ve güzel bir hayat… Bence boşa geçmiş bir hayat yaşamadım ama bununla yetinmeden daha neler yapabilirim diye düşünüyorum. Üretim tek derdim. Üretmeyen insan yaşamıyor demektir.

Bir röportajınızda okumuştum: Tiyatro için ön sevişme demiştiniz, peki ya sinema desem...

Bir oyuncu için sinema ön sevişme ise tiyatro orgazm'dır. Görsel sanatlar içinde tiyatro oyuncu olmadan olmayacak tek sanat. Sadece oyuncuya yaslanan bir sanat dalı tiyatro. Sinemada oyuncu olmasa da olur. Ayılarla bile film çeviriyorlar. İnsan bile yok içinde. Çok da güzel oluyor. Tiyatro, oyuncunun olmazsa olmaz tek yeri. Tiyatro sadece oyuncuya güvenir, yaslanır. Bu iki saat oyuncu ile tiyatro arasında son derece özel bir ilişkidir. O iki saat içinde ben sahneye çıkıp bir şeyler yapıyorum. Siz de benim o yaptığım şeyleri kendinize, birilerine, doğal olarak insana benzetip etkileniyorsunuz. Siz diyorsunuz ki; çok gerçek, çok doğru. Tabi biz işimizi doğru yaptıysak. Ben sahneye çıkıp bir şeyler yapıyorum. Siz de birilerine benzetip etkileniyorsunuz.

Tiyatro hayattan daha gerçek bir yer. Hayatın bir aynası olduğuna inanmıyorum. Hayat olsa olsa tiyatronun kötü bir taklididir. Hayatta biz maskelerle yaşıyoruz. Tiyatro bizim maskemizin düştüğü tek yer. Eğer bu geceki oyunumuzdan, olup bitenden bir seyirci etkilenmediyse, birşey anlamadıysa biz işimizi doğru yapmadık demektir. Biz eğer bir yerlere dokunabildiysek doğru bir şey yaptık. Sanatla eğlenceyi birbirinden ayıran yegane şey bu zaten. Sanat bizi değiştiriyor veya dönüştürüyorsa sanattır. Eğlence ise; iki saat çok güzel vakit geçiririz sonunda bir şey kalmaz. Kendimize sormamız gereken; bana bir şey oldu mu? Beynimin kıvrımına bir soru işareti takıldı mı? Takıldı ise siz bir sanat eserine temas etmişsinizdir. Ya bir roman okumuşsunuzdur, ya bir heykel görmüşsünüzdür, ya bir sinema, ya da bir tiyatro izlemişsinizdir. Bir soru sormuşsunuzdur. O sorunun yanıtını aramaya başlarsınız. O zaman sizin tanık olduğunuz bir sanat icra edilmiştir.

Sanatçıların reklamlar da sürekli gözükmesinin yüz eskimesi olduğu iddia edilir. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben ürün reklamı da, televizyon dizisi de yapıyorum. Yüz eskimesi öyle bir şey yaparak olmuyor. Yüz eskimesi magazin programlarında çok görülerek, her özeliniz bilinerek oluyor. Ben niye biliyorum ananızın mezarını ziyaret ettiğinizi? Çocuğunuzla ne yaptığınızı? Çünkü magazincilere telefon ediyorlar. Reklamdan para kazanıyoruz. Reklamdan para kazanamazsam tiyatro yapamam. Çünkü tiyatrodan para kazanmıyorum. Tiyatro yapmazsam akıl hastası olurum. Uyuşturucu müptelası olurum. Elbette reklam ve televizyon yaparak para kazanacağım. Türkiye'de tek para kazandığımız yer orası. Ne yazık ki biz tiyatrocuların sadece tiyatro yaparak yaşayamayacağı bir ülkede yaşıyoruz. Sadece tiyatro yaparak yaşayabilseydim televizyonda birçok şeye hayır derdim. Ama yanlış da anlaşılmasın. Ben sadece para için de bu işi yapmıyorum. Kimse beni sopa ile kovalamıyor. Hoşuma da gidiyor. Eğleniyorum ve umuyorum ki izleyenleri de eğlendiriyorum. Bir de üstüne para veriyorlar. Hayatta bundan büyük bir lüks yok. Ben son 35 yıldır çalışmıyorum. Birileri bana çalışmayayım diye para veriyor. Yoksa ben İngilterede çalıştım; hamallık yaptım, garsonluk yaptım, temizleyicilik yaptım. Ben haftalığımı alayım diye cuma günlerini beklerdim. 35 yıldır zevk aldığım eğlendiğim bir şeyi yapıyorum. Ve birileri de para veriyor. Aman ne güzel. Daha ne isterim.

Reklamlarda ki Atatürk tiplemesiyle çok beğeni topladınız. Çekilmesi düşünülen Atatürk filminde yabancı bir oyuncu yerine Türk oyuncunun oynaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Öyle bir film yok. Hepsi yalan. Yani bir deli kuyuya taş atıyor. Kırk akıllı çıkaramıyor. Burası miki mouse ülkesi olduğu için yurtdışından gelen bazı sanatçılara bunu söylüyorlar. Biz de bunu ciddi sanıp gazetelere yazıyoruz. Türkiye'de gerçek bir Atatürk filmi çekilemez. Atatürk'ü bir insan olarak göreceğimiz bir filmin çekimi mümkün değil. Ne zaman çekilir biliyor musunuz? Hazret-i Muhammed'in filminin çekildiğinde çekilir. Bu kadar ciddi ve vahim birşeydir. Onun için abesle iştigal bir şeydir bu. Haluk oynasın ne güzel Atatürk olmuş diyenler çıktı. Fıkra gibi.

Keşke oynasaydım, oynayamadığım dediğiniz rol var mı?

Olmaz mı, çok . Ama ömür yetmeyecek. Aktör arsızdır. Herşeyi oynamak ister. Erkek oyuncu için neredeyse ütopik sayılacak bir rol; kadını oynamak istiyorum. Dünya sinamasında çok yapıldı. Zenneler var. Kadın kılığına giren erkek oyuncular var. Benim söylediğim bambaşka birşey. Bir kadın rolü bana teklif edilecek ve kimse benim erkek olduğumu bilmeyecek. Belki kimse bana bunu teklif etmeyecek. Bu bir düş. En azından böyle bir düşüm var benim. Yoksa ben kadın kılığına girdim. Yıllar önce Marshall reklamında kuafördeki tüm kadınlar bendim. Boya kutularının üzerindeki fotoğraf da bendim. Ama benim istediğim bu değil. Kadın oyuncuya teklif edileceğine bana teklif edilecek. Kimse anlamayacak. Farkındayım, çok ütopik birşey. Ama ne demişler makul ol, imkansızı iste'.

Türkiye'de tiyatronun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Böyle giderse felaket. Şu anki durumu 20 yıl öncekinden farklı değil. 50 yıl önceki durumundan da farklı değil. Türkiye'de tiyatro kültürü, tiyatroya gitme alışkanlığı yok. Tiyatro ile büyümüş bir nesil yok. Şöyle bir yalan vardır. 1960'lı yıllarda tiyatro çok popülerdi, Beyoğlu'nda 6-9 oyunları vardı. Bütün tiyatrolar dolardı. Şimdi hangi tiyatrolar dolardı diye sorduğumuzda karşımıza çıkan manzara şudur; bugün stand-upçılar turneye gittiğinde salonlar nasıl doluyorsa öyle doluyordu. O zaman stand-upçılar yoktu, onların yerine eğlendiren (ben İzmir'li olduğum için) fuar tiyatrosu tabir ettiğim tiyatrolar vardı. Onlar her sene fuara gelirlerdi ve bir ay full oynarlardı. Çünkü insanlar eğlenmek istiyorlardı. Şimdi artık Cem Yılmaz'la başlayan bir furya bu eğlenceyi karşılıyor. Çok da güzel. Cem Yılmaz çok komik. İnsanlar 2 saat kakara kikiri eğleniyor, çıkıyor. Fuar tiyatrolarına ihtiyaç kalmadı. İnsanların o zaman tiyatro çok seviliyor deniyordu ancak seyredilen şey bir eğlence idi. Sahnede yapılan herşey tiyatro değildir. Bir eğlence izliyorlardı ve o eğlenceyi tiyatro izliyor zannediyorlardı. Şimdi Cem Yılmaz'a gidip tiyatro izledim demeye benzer. Cem Yılmaz'a gidip eğleniyoruz. Sadece gülüyoruz. Gösteri bittiğinde adam ne anlattı hatırlamıyoruz. Tek istenen budur. O parayı onun için veriyoruz. Yaptığı çok ciddi bir iddia. Siz seyirciye diyorsunuz ki; bana 30 YTL ver seni iki saat boyunca eğlendireceğim.

Sinema ve televizyonun tiyatroya nasıl bir etkisi oldu?

Televizyonda gördüğüm sanatçıyı bir de sahnede göreyim diye gelen seyirci belki de ilk kez tiyatro ile tanışmıştır. Böyle bir durumda çok iyi bir şey başarmışız demektir.

Kızınız ile vakit geçirmeyi çok sevdiğinizi biliyoruz. Oyuncu Haluk Bilginer ile Baba Haluk Bilginer arasındaki fark ne?

Kızımla vakit geçirmekten inanılmaz keyif alıyorum. Baba Haluk Bilginer'i anlatmak için önce insandan konuşalım. Oluşmasında katkım olan en iyi şey kızım Nazlı. Bence her canlı ölmeden kadın ve erkek mutlaka çocuk yapmalı. Bunu tatmadan ölmemeli. Hayatınızda uğruna hiç düşünmeden ölüp, öldürebileceğiniz tek varlık. Başka hiçbir kimse için bunu yapmazsınız. Çok sevdiğiniz sevgiliniz için bile yapmazsınız. Bunu bünyeniz tutar.

Türkiye'de sanat camiasında ailesine olan düşkünlüğü ile tanınan bir insansınız. Bu yoğun tempoda ailenize gerekli zamanı ayırabiliyor musunuz?

Mümkün olduğu kadar kaliteli zaman geçirmeye çalışıyorum. Evde olduğum her an ve Nazlı'nın uyanık olduğu her an onunla beraberim. Onun gelişimini izliyorum. Nazlı bana çok şey öğretiyor. Ben ona hiçbir şey öğretmiyorum. Biz çocuklarımıza birşey öğretiyoruz zannederiz. Aslında onlar bize öğretir. Çünkü onlar bizden daha çok şey biliyor. Niçin biliyor, biliyor musunuz? Köpek de bizden daha çok biliyor. Çünkü onları tutan bu bilgilerini bizden sakınacakları sosyal gelişmişlikleri yok henüz. Sosyal yaşam başladığında bizde maskeler ve frenler başlıyor. Kalkanlar, frenler, maskeler… Biz her istediğimizi yapamıyoruz. Sosyal varlığız artık. Roller oynamaya başlıyoruz. Oynadığımız roller her zaman iki yüzlülük anlamında değil. Doğal olarak ilişkiyi sürdürmek için oynamak zorundayız. Öğretmen öğretmen rolü oynamak zorunda, bakkkal bakkal rolü, müşteri de müşteri rolü. Ama çocuk bir rol oynamaz, saftır. Bütün bilgisini sizinle paylaşır. Onun bilgisi daha önemlidir. Evrensel bir bilgidir o. Evrenseldir köpeğin ki gibi. Bizim köpeğin seviyesine gelmemiz için çok fırın ekmek yememiz lazım. İnsanoğlu köpeğin seviyesine gelemedi henüz. Neden? Çünkü karşılıksız sevebilen bir yaratıktır köpek. İnsanoğlu o kadar gelişmiş bir yaratık değildir. Biz karşılıksız sevemeyiz. Bizim sevgilerimizin hep bir antlaşması var, sevgilerimiz koşullara bağlıdır. Ama köpekler ve çocuklar koşulsuz severler. Ben seni sevecem ama sen de beni sev.

Bir yandan dizi çekimi, bir yandan tiyatro. Tüm bu koşuşturma içinde sağlığınızı korumak için ne yapıyorsunuz?

Sağlığımı korumak için hiçbir şey yapmıyorum. Sadece üretiyorum, çalışıyorum. Sigarayı iki ay önce bıraktım. Sigaranın ciddi bir bağımlılık ve bir zehir olduğunu bilirsiniz. Günde 5 tanenin faydalı olduğunu söyleyen doktorlar var. Konsantrasyona ve sindirim sistemine' yararı var diyorlar. 5'ten fazlasını vücut atamıyor. Sigarayı bıraktıktan sonra her sabah yürüyüş yapıyorum. Bazen günde 3 kere yürüyorum. Tek başına yapılan sporu sevmiyorum. Ben yürürken eğleniyorum. Bir yerden bir yaprak düşüyor, bir taraftan bir köpek havlıyor. Paylaşılan şeyleri seviyorum. Birşeye hizmet ediyorsa, kendini sıkmıyorsa sporu yapmak lazım. İnsanı rahatlatıyor. Sporu zorunluluk olduğu için değil, keyif için yapmak lazım.

Birkaç gün sonra 2008 yılına gireceğiz. Okurlarımıza yeni yılla ilgili vereceğiniz bir mesajınız var mı?

Akıllı olun. Canınız ne istiyorsa yapın. İstediğiniz birşeyi yapmamanın stresi, yapmaktan daha zararlıdır. Bunu doktorlara da sorun benimle aynı fikirde olacaklardır.

Esin SAYAR

esinsayar@sagliktabugun.com

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


HALUK BİLGİNER

Serbest Kürsü ve Sağlık Haberleri HALUK BİLGİNER Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Devlet Konservatuvarı tiyatro bölümünü bitirdikten sonra Devlet Tiyatrosunda çalışan Haluk Bilginer, İngiltere'de Lamsda bünyesinde 1 yıllık çalışmanınardından 1980-1993 yılları arasında İngiltere'de TV dizilerinde ve tiyatrolardaoyuncu olarak görev yaptı. Türkiye'de kendi tiyatrosu olan Oyun Atölyesi / Antre Cafe'yi kurduktan sonra burada ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Sağlık Haberleri nerededir kimdir Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sağlık Haberleri hipnoz Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:22 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.