Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar
Salatanıza doğradığınız domatesin, domates dışında genlere de sahip olabileceğini hiç düşündünüz mü? Örneğin balık genine...
Sadece domates yediğinizi düşünürken, aslında balık geni aktarılmış, gen mühendisleri tarafından yaratılmış, yepyeni bir ürün tüketiyor olabilirsiniz.
Balık ve domates genleri arasındaki ilgiyi kuramadıysanız eğer, GDO yani genetiği değiştirilmiş organizmaların ne anlama geldiğini de bilmiyorsunuz demektir. Oysa GDO'lu ürünler market raflarında ve mutfaklarımızdaki yerini çoktan almış durumda. Bugün dünyanın hemen her yerinde, GDO'lara yönelik ciddi tartışmalar sürüyor. Yeşil devrim olarak da adlandırılan bu süreci savunan ABD gibi ülkeler, GDO'ların dünya açlığını önlemenin tek yolu olduğunu savunuyor.
GDO'lu ürünleri "frankeştayn gıda" olarak tanımlayan GDO'ya karşıtları ise doğal yaşamın çok uluslu şirketlerce patent altına alınarak, güney ülkelerinin ve tarım nüfusunun sömürüye açık hale getirildiğini belirtiyorlar.
Yasal prosedür yaşanan gelişmeleri aynı hızda takip edemese de, ülkemizde de genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların ekimi, satışı ve ithali konuları, GDO'lu tohum ithal eden ve üretme talebinde bulunan şirketlerin, tarım bakanlığının, GDO'ya hayır diyen sivil toplum kuruluşlarının ve akademisyenlerin gündeminde.
GDO'lu tarımın yüzde 99'u ABD'de
Genetik teknolojisi her geçen gün hızla ilerlemeye devam ediyor. İnsan kopyalamanın bile mümkün olabileceğini bildiğimiz bir dönemde, canlı organizmalara, kendi doğasında bulunmayan başka bir karakter kazandırma yoluyla, farklı bir organizma elde etmek, pek çok insan tarafından normal karşılanabiliyor.
Biyoteknolojik yöntemlerle, kendi türü dışındaki bir türden gen aktarılarak belirli özellikleri değiştirilmiş bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara genel olarak GDO ya da "transgenik ürünler" adı veriliyor.
Transgenik bitkilerin tarla denemelerine ilk olarak 1985 yılında başlanmış olsa da, üretime geçilmesi 1996'yı bulmuş. Halen yapılmakta olan GDO'lu tarımın yüzde 99'u ABD, Kanada, Arjantin ve Çin'de gerçekleşiyor. GDO'lu ürünlerin başında mısır, patates, soya, buğday, pamuk, domates, pirinç ve bazı balık türleri geliyor. Şu ana kadar, dünyada ekili alanların 67 milyon hektardan fazlasında GDO'lu tarım yapılmış.
GDO açlığa çözüm mü?
ABD başta olmak üzere, GDO'lu tarımın yaygınlaşmasını destekleyen ülkeler ve GDO'lu tohum üretimi yapan uluslararası şirketler, transgenik tarımın dünyanın hızla artan nüfusunun açlık problemine çözüm olacağı gerekçesiyle savunuyor.
Yeşil devrim olarak da adlandırılan bu süreci savunan ABD Başkanı George W. Bush "Dünyanın çok büyük bir kısmı açtır. Genetik olarak değiştirilmiş bitkiler; yüksek verimli, hastalıklara dayanıklı üretimi doğururlar. Dolayısıyla dünyanın açlığını önlemenin tek yolu, genetik olarak değiştirilmiş organizmaların üretimini gerçekleştirmektir" sözleriyle, geleneksel tarımın olumsuzluklarına karşı, genetik tarımı destekliyor.
GDO'lu tohum üreten şirketlerse, genetik yapısıyla oynanarak oluşturulan yeni tohumların, her türlü böcek ve ot ilacına karşı dirençli hale getirildiğini, bu şekilde tarımda verimlilik artışı sağlanacağını söylüyorlar.
Çoğu çevrebilimci ise, üçüncü dünya ülkelerindeki açlık sorunun, üretim potansiyelindeki eksikliklerden değil, üretimin dağıtımının adil olmayışından kaynaklandığını vurguluyor. GDO'ya karşı dünya çapında örgütlenen sivil toplum kuruluşları da, GDO'nun açlığa çözüm olmadığı, aksine doğal yaşamın çok uluslu şirketlerce patent altına alınarak, güney ülkelerinin ve tarım nüfusunun sömürüye açık hale getirildiğini savunuyor.
Frankeştayn gıdaların sağlığa zararı var mı?
Farklı gen türlerinin karıştırılması yoluyla elde edilen yeni organizmalar, GDO karşıtlarınca, "frankeştayn gıda" olarak tanımlanıyor.
GDO'lar konusundaki en yoğun tartışmalardan biri de, genetik teknolojiyle üretilen gıdaların, insan sağlığı üzerindeki etkileri. Üretici firmalar bu konuda çok net konuşmasalar da, GDO karşıtları, GDO'nun insan sağlığını tehdit ettiğine dair üç temel tez ortaya koyuyor:
Bunların başında, GDO'lu gıdaların, antibiyotiğe karşı önceden dirençli olarak geliştirilmiş olması geliyor. Gen teknolojisi sürecinde, her hangi bir canlı organizmanın içine, bir başka canlının gen yapısına yerleştirilme sürecinde, o genin korunması için antibiyotik kullanılıyor. Dolayısıyla, zincirdeki son halka olan insan, bunu yediği zaman ister istemez antibiyotik almış oluyor. Böylece, sonradan bir hastalıkla karşılaşan bünye, antibiyotiğe karşı bağışıklık kazanmış oluyor.
Farklı organizmaların genlerinin birbirine eklendiği süreçte, alerjik etkiler de ortaya çıkabiliyor. Örneğin, fındığa karşı bir alerjisi olan bir metabolizma, farkında olmadan fındık geni aktarılmış patates yediği bir durumda, bünye alerjik reaksiyon gösteriyor.
GDO'lu ürünlerin hemen hemen yüzde 70ine yakını, kuraklığa ve böceğe dayanıklılık sağlanması amacıyla, böcek ilacı içerdiğini belirten GDO karşıtları, böcek zehri aktarılmış bir mısırı yiyen bünyede toksik etkiler ortaya çıkabileceğini söylüyor.
GDO savunucuları, GDO'nun insan sağılığına yaptığı olumsuz etkileri kabul etmiyorlar ancak, kesinlikle zararsızdır gibi net bir ifade kullanmaktan da kaçınıyorlar.
Kaynak: SağlıkHaber Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |