Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Sağlık Haberleri

Uyarılar

ERSİN ÖZİNCE

Serbest Kürsü ve Sağlık Haberleri ERSİN ÖZİNCE Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 2008 yılının ilk röportajını İş Bankası Genel MüdürüSayın Ersin Özince ile yaptık. İş dünyasında idealist, çalışkan, risk alabilen birişadamı olarak tanınan Sayın Özince, aynı zamandainsanca duygularla dolu, çevresine pozitif elektrik veren zarif bir insan. Sayın Özince'nin sorularımızı büyük birsamimiyetle cevapladığı ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Sağlık Haberleri nerededir kimdir Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sağlık Haberleri hipnoz Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi

ERSİN ÖZİNCE

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21-10-2009, 07:20 AM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart ERSİN ÖZİNCE

2008 yılının ilk röportajını İş Bankası Genel MüdürüSayın Ersin Özince ile yaptık.

İş dünyasında idealist, çalışkan, risk alabilen birişadamı olarak tanınan Sayın Özince, aynı zamandainsanca duygularla dolu, çevresine pozitif elektrik veren zarif bir insan. Sayın Özince'nin sorularımızı büyük birsamimiyetle cevapladığı bu röportajı okuyunca, hemSayın Özince'yi daha iyi tanıyacak hem de söyledikleribelki de yaşamınıza yeni boyutlar getirecek.



Sağlıklı bir günün başlangıcı sizce nasılolmalıdır ?



Sağlıklı bir gün bence gün ışığında ve olumlu duygularlabaşlamalı. Bu soru bana bir anımı çağrıştırdı: Üniversiteyıllarında iken Vehbi Koç Bey'den -çok dar bir öğrenciçevresine yaptığı bir konuşmada- Bir güne nasılbaşlanırı dinlemiştim. O günden sonra buna hepuymaya çalıştım. Bir kere sağlıklı güne hayatın enönemli nimetlerinden taze, temiz hava ve su ile veolumlu duygularla başlamak lazım. Ben, genellikle tatil günleri dahil çok erken kalkma ve günü mümkün olduğunca gün ışığı ile paralel yaşamaya gayret ederim.



Biyografinizi okudum. Bulunduğunuz yere basamak basamak çıkarak, sindirerek gelmişsiniz. Bu aşamalarda da, İş Bankası Genel Müdürü olduğunuzda da çok stresli dönemleriniz olmuştur. Bunları nasıl aştınız ve şu anda kendinizi stresten nasıl uzak tutuyorsunuz?

Prensip olarak, olumsuz duyguları barındırmamaya gayret ederim. Hatırlamak istemediğim olayları hiç hatırlamadığım, hatta olumsuz bazı anıları teypten silebilme gibi kendimi koşullandırmam söz konusu. Bu beni herhalde biraz cesaretlendirdi ki, olumsuzluklarla mücadele etmede de göreceli olarak bir alışkanlığım var. Nasıl olsa aşarızı düşünüyorum. Tabii ki hiç kaygı duymayan bir insan olmaz. Mutlaka benim de kaygılarım var. Doğaya çok inanırım ve aşırı saygı duyarım. Olaylara doğal bir anlam yüklemeye çalışırım. O nedenle, birçok konuda güncel hayatın mikro düzeyde diyebileceğim sorunlarının mutlaka geçeceğine inanırım. İşe mümkün olduğunca uzun vadeli bakmaya çalışırım. Bu iş de ömrümüz olduğuna göre, zaten göreceli olarak hem uzundur, hem kısadır. Her sorunun üstesinden bir şekilde gelecek gücün insanın kendisinde veya çevresinde olduğuna inanırım. Dolayısı ile, bu konuda çok büyük zorluklarla karşılaştığımı söyleyemem. Ama olan zorlukları aşmakta güçlük çekmedim. Bir diğer husus, hiç bir zaman kendimi hayatımın kısıtlı bir yönüyle özdeşleştirmemeye ve yaşamımı ona indirgememeye özen gösterdim. Yani, ben hiç bir zaman bir iş adamı değilim, ben hiç bir zaman bir ergin yurttaş değilim. Ben her şeyden önce kendimi bir insan, doğal bir varlık olarak görürüm. Hayatın bir bölümünde sorun varsa diğer tarafından tatmin olmaya özen gösterip, yaşama olumlu bakarım.

Herkes sizi sakin kişiliğinizle tanıyor, kızgın Ersin Özince'yi tarifler misiniz?

İnsan ilişkilerinde olabildiğince ölçülü ve başkalarına karşı saygılı olmaya özen gösteriyorum. Ama kimi zaman yakın çevremde, kendi kendime ve yakın iş çevremde dahi son derece öfkelendiğim anlar oluyor. Böyle durumlarda mutlaka kendimi ifade ederim. Sinirlendiysem inatla ve ısrarla bunu ortaya koyarım. Hatta haksız olduğumu bilsem de, hiç bir zaman öfkemi saklamam. Duygusalımdır; kızarım da küserim de. Hele küskünlüğüm çok eleştiri konusudur. Özellikle aile çevresinde. Fakat, bence en önemlisi sürdürememem. Gücüm yetmez ve bir yerden sonra vazgeçme ihtiyacı duyarım. O da işin kendi doğallığı. Çok öfkelendiğim zamanlar öncelikle kendime, daha sonra ise çevreme ve karşımdakilere zarar verdiğimi bildiğimden; şu anda böyle düşünmekten, bunu yapmaktan ötürü ruhum ne kadar zedeleniyor, fizik olarak ne kadar etkileniyorum' diye düşünüp hemen olayı rasyonelize etmeye çalışırım.

Türkiye'de ki sağlık işleyişini takip ediyor musunuz? Sizce olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?

Türkiye'de ki sağlık işleyişini elden geldiğince yakından izliyorum. Zira, İş Bankası Çalışanları Emekli Sandığı Vakfı'nın başkanıyım ve bu vakıf, 80 bin civarında insanın sağlık hizmetlerini karşılıyor. Banka olarak ve bir işveren olarak grubumuzda çok büyük istihdam ve sağlık hizmetinden yararlanma var. Sağlıkla ilgilenmemin nedenlerini özetleyecek olursam; birincisi sağlık hizmetinden yararlananlarla ilgili sorumluluk duyan bir iş insanı kimliğim, ikincisi biliyorsunuz bizim grubumuzda sigorta şirketleri var ve bunların önemli bölümü sağlıkla ilgili sigorta da yapıyorlar, üçüncüsü de grubumuzda bir sağlık şirketinin bulunması. Bayet Tedavi ve Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi bünyesinde Bayındır Hastanesi ve diş tedavi klinikleri bulunuyor. Daha çok ağırlık Ankara'da. Grubumuzda sağlık hizmeti veren bir şirket de var.

Türkiye'de ki sağlık sektörü alt yapısını, dünyadaki benzer standartlarla kıyasladığımızda çok düşük buluyorum. Çok basit bir örnek vereyim: Üyesi ve başkanı olduğum Bankalar Birliği yaklaşık 5 yıldır Türkiye'de bebek ölümlerini azaltmakla ilgili bir Çok Yaşa Bebek Kampanyası düzenliyor. Bunun ilk verilerini ele aldığımızda, bu kalkınma ile ilgili en önemli standartlardan birisi olan 1000 nüfus başına bebek ölümünün Türkiye'de ne kadar yüksek olduğunu gördüğümüzde hayret etmiştik. Bu bile işin başında Türkiye'de sağlık hizmetinin çok kısıtlı olduğunu gösteriyor. Ama bu sektörün iyi yönlendirilerek iyi denetlenerek özelleşmesinin, önemli çareler yaratacağına inanıyorum. Söylediğim sıfatlar nedeniyle bu Sosyal Güvenlik Yasası' ile çok ilgiliyim. Genel Sağlık Sigortası sisteminin de neler getireceğini merakla bekliyorum. Bu sektörün iyi yönlendirilerek, iyi denetlenerek özelleşmesinin önemli çareler yaratacağına inanıyorum. Banka olarak sağlık sektörüyle ilgili çok fazla finansal işbirliğimiz var. Hatta bugün sabahleyin basında bir dergide İGS (İş Girişim Sermayesi)'nin sağlık yatırımcısı bir şirketle işbirliğini okudum. Sağlık sektörümüzün çok fazla gelişmeye ihtiyacı var. Bu konuda özel sektöre iyi denetlenen bir rol verilmesi gerekliliğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Sağlık Bakanlığı'nın Sağlıkta Değişim Projesi hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Ben bu konunun uzmanı değilim ve uzmanı olmadığım bir konuda fikir ifade etmek zor. Bu konuda belki yılların verdiği bilgilere ve deneyimlerime dayanarak şunları söyleyebilirim: Sağlık sektöründe benim görebildiğim kadarıyla araştırma geliştirmeye önem vermek, iyi hizmet verebilmek ve dünya standartlarına ayak uydurabilmek için de mutlaka akademik ortamla yakın bağlantıda olmak gerek. Örneğin, ülkemizin ilk özel sağlık kuruluşlarından biri sayılabilecek -daha eskileri de var tabi- Bayındır Hastanesi Ankara'da kurulduğunda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ekibinden ciddi transferler gerçekleştirmişti. Bunun da büyük yankıları olmuştu. Hacettepe ekolünden ciddi sayıda uzman hekim bu yakaya geçtiği için karşı tarafta bir zaaf yaratmıştı. Ancak, zaman geldi görüldü ki, hastane içindeki bu çalışan portföyün bir şekilde üniversite ile ilintisi azaldığı için araştırma geliştirme ve güncel gelişmelere ilgi azalıyor. Kısacası, uluslararası bazda sağlık kuruluşlarının mutlaka çok iyi bir bilgi alış verişinde bulunması, üniversiteler ile iç içe olması lazım. Bence, başarılı örneklerden yararlanmak lazım. Türkiye'de gelecek açısından rekabet gücü gerektirecek sektörlere baktığımızda, bunların en başında turizm geliyor. Servis sektörü ağırlıklı görülüyor. Türkiye'nin Ege, Antalya çevresinin güzelliği, giderek artan ulaşım imkanları hepimizin malumu. Bunu bir şekilde sağlık turizmi ile birleştirmek ister istemez olacak. Dolayısı ile, ben bakanlığın veya devletin bu konuya bakışını sadece içe dönük değil, Türkiye'ye uluslararası rekabet gücü kazandıracak bir vizyonda olmasını yeğlerim.

Bir üst düzey yöneticisi olarak rutin sağlık kontrolü yaptırıyor musunuz?

Evet her yıl hiç tereddütsüz komple sağlık kontrolümü yaptırıyorum. Her yaptırdığımda da bunu çevreme anlatıyorum. Yaptırmayan arkadaşlarımın adedini -tüm sağlık hizmetlerinin karşılandığı İş Bankası kuruluşunda dahi- gördükçe de hayretler içinde kalıyorum.

Boş vakit bulabiliyor musuz, bu zamanınızı nasıl değerlendirirsiniz?

Tabii ki var. Ben hiçbir zaman işkolik bir insan olmadım. Otuz yılı aşkın süredir çalışıyorum. İşkolikliğe de inanmam. Çok fazla çalışarak elde edilecek başarının da meraklısı değilim. Hiçbir zaman kendimi işimin müptelası olarak görmem. Olanaklarımı en iyi şekilde kendime ve çevreme sunmaya çalışan bir kişiliğim vardır. Kendime boş zaman da yaratırım ve mutlaka bunda da hobilerimle vakit geçirmeyi tercih ederim. En büyük ilgim doğaya. Yürüyüş yaparım, ciddi şekilde gezerim, balık tutarım. Hafta sonları en az 3 saat doğada yürümeliyim; 5-6 saat olursa daha da iyi.

Siz bir gökdelenin 37. katında çalışıyorsunuz. Bu nasıl bir duygu? Sizi nasıl etkiliyor?

Çok kötü. Pencere açılmıyor. Birinci, ikinci hatta üçüncü sene böyle bir ihtiyaç hissetmeyebilirsiniz. Beşinci sene 37. katta oturup da pencere açılmıyorsa bu pek hoş değil. İçinde bulunduğunuz atmosferin havasını alamıyorsanız, bu çok da arzu edilecek bir duygu değil. Fakat, çok ilginç ve güzel yönleri de var. Örneğin, şu anda İstanbul'un en yüksek binası olan bu yapının kimi zaman üst katları bulut seviyesinin üstünde kalıyor, kimi zaman buradan kuş göçlerini izliyorum. Her yıl muhteşem leylek göçlerini izliyorum. Ya da akşamları binanın ışıklandırması var. Martılar gelip dönüp duruyor. Birçok insan bunları eziyet gibi ışığın cezbesine geliyor sanıyorlar. Halbuki bunlar böcekleri yemeğe geliyorlar.

Sağlıklı bir beden ile sağlıklı bir ekonomi arasında nasıl bir ilişki kurabilirsiniz?

Bu çok önemli bir konu. Özellikle, yıllardır yaşadığımız kronik enflasyon olayında, sonunda bakıldı ki enflasyonu psikolojik olarak da yenmek gerekiyor. Sayın Kemal Derviş birlikte olduğumuz sayılı toplantılarda bunu sürekli dile getirirdi: Halkın beklentisini değiştirebilmek. Sağlıklı ekonomide en başta istikrar ve ekonominin parçası olan bireylerin geleceğe dönük beklentileri yer alır. Geleceği ile ilgili umutlu olmayan kişiler mutlaka beklentilerini olumsuz yönde saptıyor, olumsuz düşünüyorlar, olumsuz hareket ediyorlar. Bu da ekonominin işleyişini hiç tereddütsüz olumsuz etkiliyor. Örneğin, biz ülkemizde yıllarca servetle ilgili vergi konacak kaygıları ile -ki bu kaygıların birçoğu yerinde değildi-, bankalar sıkıntıya düşer diye, faizler düşmeyecek veya dolar fırlayacak diye paramızı yastık altında tuttuk. Bunların hepsi insan psikolojisindeki olumsuzluklarla ilgili. İnsan ihtiyaçlarını sıralarken, sağlık en başta gelir. Sağlık yoksa ekonomi falan bir anlam ifade etmiyor.

Yabancı yatırımcıların Türkiye'deki sağlık sektörüne yatırımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben bir vatandaş olarak, ilaç sektöründeki bu konsolidasyonu hazmedemedim. Hazmedemezken yabancı yatırımcıların bu konuda artan insiyatiflerine de hayır diyecek cesareti de kendimde buluyor değilim. Ama, demek ki biz yıllarca ar-ge faaliyetine ağırlık vererek kendi ilaç endüstrimizi göreceli olarak daha güçlü ve sermaye yönünden de daha büyük boyutlara getirememişiz. Son dönemde aldığım -nadiren ilaç kullanıyorum ama bazen mide ilaçları alıyorum- ilaçların birçoğunun ithal olması dahi beni biraz düşündürdü. Niçin böyle bir üretim ülkemizde daha yoğun olarak yapılmasın diye düşündüm. Fakat, tabi bu tür düşünceler de nafile. Çünkü, Türkiye uluslararası gelişmiş piyasalarla özellikle Avrupa ile tamamen içiçe olmuş. Gönül isterdi ki, Türkiye'deki ilaç endüstrimiz, özellikle farmakoloji dalındaki başarılarımız daha büyük olsun. Bu, Türkiye ve çevresi açısından bize büyük bir güç verirdi. Çünkü, nüfus bizde de çok, içinde yaşadığımız komşu ülkeler çemberinde de büyük. Hem ülkemiz insanı açısından hem de dış ticaretimiz açısından çok işimize yarardı. Sonuç itibariyle, yabancı yatırımcıların ümit ediyorum know how transferi açısından Türkiye sağlık araç gereçleri imalatı ve sağlık endüstrisinde de payı artar. Bu payın artmasından rahatsız değilim. Beni sadece ilgilendiren, mümkün olduğunca Türk sermayedarının da insiyatif alması ve mümkün olduğunca ortaklıkların artması. Üretimin de mümkün olabildiğince Türkiye'de yapılmasını yeğlerim.

Sağlık sektöründe de büyümeyi hedeflediğinizi biliyoruz. Bu konudaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Şimdi sağlık sektöründeki grubumuzun en önemli insiyatifi Bayındır Hastanesi ve Bayındır kliniklerinin sahibi alan Bayek Anonim Şirketi. Biz başarılı bir örnek olduğu için Bayındır grubundan devraldığımızda hastanenin adını dahi değiştirmedik. Yalnızca Ankara'da bulunmakla birlikte yıllar içinde çok ciddi gelişmeler oldu, cirosu çok güzel gelişmeler gösterdi. Önümüzdeki dönemlerde bu şirketimiz, yatırımlarını Ankara dışında da yaygınlaştırmayı düşünüyor. Ben, bankacılıkla direkt ilgisi olmamakla beraber, grubumuzda özellikle sağlık sigortası yapan kuruluşlar olduğu için ve Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri şirketimiz de artık tamamiyle kendi ayakları üzerinde durabilecek olgunluğa eriştiği için, İş Bankası grubunun böylesine öncelikli bir sektörde yer almaya devam etmesini yararlı görüyorum. Çünkü, bankacılıkta olduğu gibi sağlık sektöründe de olabildiğince istikrarlı ve ciddi yatırımcılara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ama, bu sektörde faaliyetimizi büyütürken mutlaka kendi başımıza hareket etme kararında değiliz. Belki iş birlikleriyle büyüme daha süratli olabilir. Ama şu sıralarda anılan şirketin özellikle İstanbul'a adım atmasıyla ilgili birçok proje içinde olduğunu biliyorum. Öte yandan, özel sağlık sigortası konusunda sigorta şirketleri özellikle bizim şirketimizde çok kısıtlı aşamalarda. Önümüzdeki dönemlerde, özellikle bireysel emekliliğin gelişmesi, istihdamın yeni rekabet koşullarında, yeni istihdam düzeyinde genişlemesi ile özel sağlık sigortalarının da çok gelişeceğini düşünüyorum. Anadolu Sigorta şirketimiz bu konuda mutlaka en önemli piyasa paylarından birini almaya ve ürünleri çeşitlemeye devam edecek. Bunun dışında, bizim sağlık sektöründe doğrudan bir ticari yatırım öngörümüz şu anda yok. İş Girişim şirketimiz, memnuniyetle görüyorum ki, son dönemlerde sağlık sektörü ile ilgili bazı girişimlere de portföyünde yer vermeye başladı. Örneğin, en son Ortopro ile işbirliklerinden haberdar oldum ve memnun oldum. Çünkü, girişim sermayesi özellikle girişimciyi boyutlandırırken sağlığı da unutmamış. Grup olarak ticari faaliyetlerin dışında, sosyal sorumluluk anlamında eğitim ve sağlık sektörlerini de ele alıyoruz. İş Bankası özelinde, örneğin çok güzel bir eser de vücuda geldi. Depremden hemen sonra Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesinin binalarından biri çok ağır hasar görmüştü. O zaman Sayın Rektör Baki Komsuoğlu ile beraber imzaladığımız bir protokolle Tıp Fakültesine yaklaşık 7 milyon dolar bir harcama yaparak çok güzel bir morfoloji binası kattık, belki de son dönemde sağlık konusunda kendi ticari yatırımımızdan da büyük bir katkıyı ifade ediyor.

Ülkenin birçok yerinde sağlık kuruluşlarına gereğince çok büyük boyutlarda olmayan katkılarda bulunuyoruz. Keza, benim ve diğer Bankalar Birliği'nin Çok Yaşa Bebek kampanyasında da en büyük marifetimiz projeyi sürdürebilmek. Yani, birçok kuruluşumuzun birçok projeyi bir seferlik düzenlediği bir ortamda, biz 5 yılı aşkın bir süredir bu projeye devam ediyoruz ve daha uzun yıllar da edeceğiz. En son basın toplantılarından birinde dedik ki; bakalım bu katkılarla hayatı kurtulan çocuklarımızdan bir tanesi bankacı olacak mı? Tabi ki bankacı olup olmayacaklarını bilmiyorum ama, bu konudaki çocuklarımızdan birkaçının yeni durumlarını kamuoyu ile paylaşacağız. Bu konuda sağlık camiasına çok teşekkür etmemiz lazım. Özellikle hastanelerimizi, bizimle beraber çalışan ilgili sivil toplum örgütlerini ve sağlık kuruluşları derneklerini çok iyi yönlendirerek bu projedeki yardımı maksimuma çıkarıyoruz. Örneğin, bir yere araç bağışı yaptıysak mutlaka eğitimini de veriyoruz. Buna rağmen kullanım iyi düzeyde olmazsa, aracı çekip daha yoğun kullanılacağı yere yönlendiriyoruz. Kısacası, sağlık sektörünün önümüzdeki yıllarda Türk insanının refahını yükseltebilmekte temel birkaç sektörden -herhalde bir elin parmakları kadar yok- biri olduğunu düşünüyorum. Kişi olarak da kurum olarak da biz elden gelen desteği, çabayı bu sektörle etkileşimimizi artırarak geliştirme arzusunda ve ihtiyacındayız.

Sayın Ersin Özince'ye yoğun çalışmaları arasında bize de vakit ayırarak düşüncelerini paşlaştığı için teşekkür eder, sağlıklı günler dileriz.

Esin Sayar

esinsayar@sagliktabugun.com

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


ERSİN ÖZİNCE

Serbest Kürsü ve Sağlık Haberleri ERSİN ÖZİNCE Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 2008 yılının ilk röportajını İş Bankası Genel MüdürüSayın Ersin Özince ile yaptık. İş dünyasında idealist, çalışkan, risk alabilen birişadamı olarak tanınan Sayın Özince, aynı zamandainsanca duygularla dolu, çevresine pozitif elektrik veren zarif bir insan. Sayın Özince'nin sorularımızı büyük birsamimiyetle cevapladığı ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Sağlık Haberleri nerededir kimdir Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sağlık Haberleri hipnoz Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:49 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.