21-10-2009, 07:33 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Eğitim ve Araştırma hastanelerinin çözüm bekleyen sorunları Bakanlar Kurulunun 10.9.1982 tarih ve 8/5319 sayılı kararı ile kabul ettiği; Resmi Gazete'nin 13.1.1983 tarih ve 1927 (Mükerrer) sayısı ile yürürlüğe giren Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği'nde Eğitim ve Araştırma Hastaneleri kurulması planlanmıştır. Yine aynı yönetmelikte Eğitim ve Araştırma Hastaneleri'nin tanımları öğretim, eğitim ve araştırma yapılan uzman ve yan dal uzmanların yetiştirildiği genel ve özel dal sağlık kurumları olarak yapılmaktadır.
O tarihten itibaren ülkemizde uzman yetiştirmeye yönelik eğitim ve araştırma hastaneleri hızla açılmış ve son dönemde de mevcut hastanelerden bazıları Eğitim ve Araştırma Hastanesi formatına çevrilmiştir. Halen günümüzde 50 civarında Eğitim ve Araştırma Hastanesi bulunmakta olup, bu hastaneler özellikle tıpta uzman doktor yetiştiren kurumlar olarak faaliyet göstermektedirler. Eğitim ve Araştırma hastaneleri kuruldukları günden itibaren uzmanlık eğitimi ve sağlık hizmeti konusunda çok önemli fonksiyon icra etmiş ve halen de etmeye devam etmektedirler. Ancak son yıllarda fiziksel ve teknik altyapı olarak gerekli donanımlara sahip olmalarına rağmen eğitim kadrolarına yeterli yerleştirmelerin yapılamaması ve yeni açılan Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin eğitim kadrolarının oluşturulamaması bu hastanelerin eğitim fonksiyonunda ciddi aksaklıkların oluşmasını netice vermiştir.
Sağlık Bakanlığı son yıllarda Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında hizmet hastanelerinin bütünleştirilmesi, hizmet hastaneleri performans uygulamaları, sağlık hizmetinden bütün halkamızın ücretsiz ve kolay bir şekilde yararlanması konularında devrim niteliğinde reformlar gerçekleştirmiştir. Bütün bunlar yapılırken eğitim ve araştırma hastanelerinde eğitim faaliyetlerinin kalitesinin artırılması ve eğitim kadrolarının tamamlanması yönünde de gerekli girişimlerde bulunulmuş ancak siyasi nedenlerle bu çalışmalar engellenmiştir. Halen eğitim ve araştırma hastanelerindeki klinik şefliği kadrolarının yarısı boştur. Bu boş kadroların bir kısmı vekaleten yönetilmekte bir kısmı ise sahipsiz bir halde bulunmaktadır. Şef yardımcıları ve başasistanlar için de durum farklı değildir. Ancak bu kliniklerde halen tıpta uzmanlık öğrencileri uzmanlık eğitimlerini sürdürmektedirler. Şefsiz ve başasistansız bir klinikte tıpta uzmanlık eğitiminin kalitesinden bahsetmek bile yersizdir. Bu hastanelerde boş eğitim kadrolarının bir an önce doldurulması, verilmekte olan eğitimin standart ve kalitesinin artırılması, ve bu kurumlara ve eğitim kadrosuna hak ettikleri sosyal ve ekonomik statülerin kazandırılması Sağlık Bakanlığı'nın öncelikli konuları arasında yer almalıdır.
üniversitede tıp eğitimi ve araştırma faaliyetlerinin içinde ondokuz yıllık bir sürede yoğun olarak bulunmuş ve son iki yıldır bir Eğitim ve Araştırma hastanesinde klinik şefi olarak görev yapan bir hekim olarak Sağlık Bakanlığı'nın Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ile ilgili acil çözüm bekleyen konuları arasında aşağıdaki hususları belirtmek istiyorum:
1. Eğitim ve Araştırma Hastaneleri'nin misyon ve vizyonu yeniden tanımlanmalı
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği'nde Eğitim ve Araştırma Hastaneleri'in tanımı ve çalışan personelin görev tanımları yapılmış. Ancak bu hastanelerin kuruluş amaçları, hizmet hastaneleri'nden farkları, tıpta uzmanlık eğitimini ne şekilde verecekleri, araştırma için hangi imkanları kullanacakları tanımlanmamış. Yeniden hazırlanacak bir yönetmelikle eksik olan bu hususlara açıklık getirilmelidir.
2. Yeni kurulan Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin altyapı ve personel sorunları bir an önce giderilmelidir.
3. Eğitim ve Araştırma Faaliyetleri de performansa yansıtılmalı
Sağlık Bakanlığındaki tüm hastaneler performansa endekslendi. Eğitim ve araştırma konuları ihmal edilmeye başlandı. Eğitim hastanelerinin performans kriterleri ayrı bir şekilde belirlenmeli. Performans kriterleri sadece bakılan hasta ve yapılan ameliyat üzerinden değil, yetiştirilen asistan, üretilen bilimsel yayın ve yapılan araştırma faaliyetleri üzerinden de değerlendirilmeli. Eğitimde geçen süre de performansa yansımalı. Bu konuda üniversite tıp fakültelerinde yapılan uygulamalar eğitim ve araştırma hastaneleri'ne de yansıtılmalıdır.
4. Akademik ve bilimsel faaliyetler özendirilmeli ve kolaylaştırılmalı
Eğitim hastanelerinde internete ulaşım, bilimsel yayınlara ücretsiz ulaşabilme, bilimsel faaliyetler için teknik destek (poster hazırlamak için gerekli donanım, foto-film üniteleri, bilimsel sekreter vb. ) konuları acilen çözümlenmeli. Yataklı tedavi kurumları döner sermaye işletme yönetmeliğinde araştırma ile ilgili bir harcama kalemi yok. Hazırlanacak yönetmelikle
Sağlık Bakanlığı, Eğitim Hastanesi başhekimlerine bilimsel faaliyetlerde kullanmak üzere ayrı bir harcama kalemi ve yetkisi vermeli. Eğitim kliniklerinde her şefin bilimsel faaliyetleri takip etmekle görevlendireceği bir bilimsel sekreteri olmalı. Klinik Şeflerinin konumu üniversite profesörlüğü ile aynı ekonomik ve sosyal konuma getirilmeli.
5.Bilimsel toplantılara katılımdaki sınırlama kaldırılmalı
Bilimsel kongrelere ve toplantılara katılımda şu anda yılda en fazla iki kez katılma hakkı mevcut. Daha fazla sayıda kongreye katılmak istenildiğinde yıllık izninizden kullanarak gidebiliyorsunuz ve o ayki alacağınız performansınızdan kesinti yapılıyor. Ayrıca bir kongre için en az 1000 YTL lik bir harcamayı kendi bütçenizden yapmanız gerekiyor. Acilen yeni bir düzenleme yapılarak bilimsel toplantılarda tebliği kabul edilen ya da kongre düzenleme kurulu tarafından oturum başkanlığı vb gibi konularda görevlendirilen hekimlere bu tür toplantılara katılmadaki yılda en fazla iki kez katılma sınırı kaldırılmalı. Bu kişilerin yolluklu ve gündelikli olarak bilimsel aktivitelere katılmaları sağlanmalı.
6. Sağlık Eğitimi Akademik Konseyi oluşturulmalı
üniversitelerin ve Tıp Fakültelerinin sorunlarının tartışıldığı üniversitelerarası Kurul gibi, Eğitim ve Araştırma hastanelerinin sorunlarının da tartışıldığı ve çözüm üretildiği bir Sağlık Eğitimi Akademik Konseyi oluşturulmalı. Eğitim hastaneleri başhekimleri bu konseyin üyeleri olup yılda en az iki kez bu konsey toplanıp eğitim hastaneleri ile ilgili sorunları tartışmalı ve çözüm üretmeli.
7. Klinik şefleri tam gün statüsünde çalışmalı
Bir kurumun gelişmesi ve ilerlemesi o kurumun çalışanlarının kurumu sahiplenmesi ve bütün enerjilerini o kurum için harcamaları ile gerçekleşir. Yarı zamanlı çalışmada kişinin enerjisi ve motivasyonu ikiye bölünmekte, bu durumda asıl enerji özele (muayenehane ya da anlaşmalı özel hastane) yönlendirilmektedir. Sağlık Bakanlığı, başhekimlere tam gün çalışma uygulaması getirmekle çok yerinde bir kararı uygulamaya koymuş oldu. Bu şekilde hastanelerde idare boşluğu önlenerek yönetici başhekimler yönettikleri kurumu sahiplenerek tüm enerjilerini sorumlu oldukları hastane için harcar duruma geldiler. Bu uygulamanın olumlu sonuçlarını hep birlikte izlemekteyiz. Aynı şekilde klinik şeflerine de tam gün çalışma zorunluluğu getirildiği takdirde eğitim ve hizmet kalitesi gözle görülür oranda artacaktır. Klinik şefi uzman eğitimine yeteri kadar zaman ayırabilecek, sabah ve akşam hasta vizitleri ile, yaptığı ve yaptırdığı ameliyatlar ile eğitiminden sorumlu olduğu asistanlarına daha iyi bir eğitim verebilecektir. Herşeyden önemlisi tutum ve davranışları ile çevresindekilere örnek olacak ve yetiştirdikleri öğrencileri tarafından her zaman hayırla yad edileceklerdir. Ancak bu durumda klinik şeflerinin özlük haklarında tatminkar bir düzenleme yapılmalıdır.
Sonuç olarak,
Eğitim ve Araştırma hastanelerinde verilmekte olan tıpta uzmanlık eğitiminin standart ve kalitesinin artırılması ve bu kurumlara ve eğitim kadrosuna hak ettikleri sosyal ve akademik statülerin kazandırılması için Sağlık Bakanlığı gerekli düzenlemeleri bir an önce yapmalıdır.
Haber7 Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |