Düzensiz Beslenme, Narkolepsi Riskini Artırıyor

[bluemoon24]

Hollanda'da yapılan bir araştırma sonucunda, narkolepsi teşhisi konmuş hastaların tümüne yakın bölümü, düzensiz ve sağlıksız beslenme alışkanlarına sahip olarak gözüküyor.



Narkolepsi rahatsızlığı olan insanlar, kontrol edilemez bir şekilde uyuma isteği duyarlar. Narkolepsi hastaları, beklenmedik zamanlarda birkaç dakikadan bir saate kadar uyuyabilirler, bazen araba kullanırken de uyudukları görülür.

Gece uykusunu çok iyi bile almış olsalar, bu uyku nöbetlerinin önüne geçemezler.



Narkolepsinin ana semptomlarından biri olan katapleksi ise, uyku sırasında kasların aniden gerilip, sonra gevşemesidir. Kişi halüsinasyonlar görür, kramp geçirir ve düşme hissi yaşar. Hatta bazı vakalarda hastalardan devamlı yataktan düşerek ciddi yaralanmalara maruz kalırlar.



Bu nöbetler, güçlü duygular tarafından tetiklenir; örnek olarak kızgınlık, korku veya şaşırma hissi.

Uyku nöbetleri dışında narkolepsinin başka bir ana semptomu da artan vücut kitle ağırlıdır.



Radbound üniversitesi Nijmegen Sağlık Merkezi'nden Dr.Hal A.Droogleever konuya dikkat çekerken, düzensiz beslenmenin narkolepsi oluşumunda etken olabileceğinden şüphelenildiğini belirtti.

60 hasta üzerinde yapılan araştırmada, narkolepsi sorunu olanların aynı zamanda aşırı yemek yeme nöbetleri ve açlığa tahammülsüzlük hissi yaşadıkları gözlemlendi.



İlaç tedavisi uygulanan hastaların diğerlerine göre daha az açlık duyduğu ve düzensiz beslenme sorunu yaşadığı da belirtilse de, bu semptomların ilaç tedavisi ile tamamen yok olmadığı açıklandı.

Dr. Droogleever ve ekibi, narkolepsi vakalarının çoğunun nedeninin hipokretin reseptör 2 genindeki bir mutasyonun neden olduğunu belirtirken, beslenme düzensizliğinin bu mutasyona direkt olarak etkili olduğunu düşündüklerini belirtti.



Hipokretin sisteminin, beyindei melanokortin üreten prekürsörler ile bağlantısı bulunuyor. Bu bağlamda, narkolepsi ve düzensiz beslenme arasındaki ilişki çift taraflı olarak ortaya konuyor. Konuyla ilgili daha kapsamlı araştırmalar gerektiğini de belirten ekip, bu çalışmaların narkolepsi tedavileri için önemli gelişme kaydedebileceğini belirtti.