21-10-2009, 08:24 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| ÇOCUK GELİŞİMİ (BEDENSEL&MOTOR GELİŞİMİ) Bedensel ve devimsel gelişim öteki gelişim alanları için büyük bir önem taşımaktadır. Bunun yanında bedensel gelişim,devimsel gelişim için ön koşul niteliğindedir.Bireyin devimsel gelişimini yapabilmesi, öncelikle ilgili beden kısımlarının gelişmesine bağlıdır.Bedensel ve devimsel gelişim özellikleri en gözlenebilir ölçülebilir gelişim alanıdır.
Bedensel gelişimin normal olup olmadığını boy uzunluğu ile karşılaştırarak anlayabiliriz. Ancak duygusal gelişimin normal olup olmadığını anlamak için onu uzun süre gözlemlemeliyiz ve bazı ölçme araçları uygulanması gerekir.
Bedensel gelişim doğum öncesi evreden başlayarak ölüme kadar süren bir süreçtir. Bedensel gelişim alanı bedenin iskelet,kas,sinir,solunum,sindirim,dolaşım ve boşaltım sistemleri ile organlardaki değişimleri inceler.Devimsel becerilerini ise insanlar merak ettikleri çevrelerini incelemek için kullanırlar.
Ayrıca bedensel ve devimsel gelişinde bireysel farklılıklar vardır.Bu nedenle her bireyin yada her öğrencinin bedensel ve devimsel gelişimi değerlendirilirken bu ilke göz önünde bulundurulmalıdır.
Doğum Öncesi Gelişim
İnsanlarda gebelik süresi yaklaşık dokuz aydır.Gebelik erkeğin sperminin kadının yumurtasını döllemesiyle başlar ve doğumla sona erer.Gebelik süresi üç evrede incelenmektedir.Bunlar;
1) Zigot(dölüt)devresi
2) Embriyon devresi
3) Fetüs devresi
1-Zigot (Dölüt)Devresi(0-2 HAFTA): Spermin yumurtayı döllemesiyle oluşan ilk hücreye zigot denir.Zigot dört gün içinde bölünerek fallop borularından ilerler ve döl yatağına ulaşır.4. ve 8. günler arasında zigot döl duvarına yerleşmeye başlar.Bu yerleşme işlemi 13 günde tamamlanır.
2-Embriyon Devresi(2-8 HAFTA): Bu devrede çocuğun temel yapısı oluşur.Embriyon evresinin ilk günlerinde plesanta,göbek kordonu ve amniotik sıvı olgunlaşır ve işlevini yer,ine getirmeye başlar.Plesanta,zigotun döl yatağına yerleşmesini,bebeğin kan dolaşımını ve beslenmesini sağlar.Ortalama olarak 50cm uzunluğunda olan göbek kordonu plesanta ile bebek arasındaki besin ,oksijen ve atıkların geçmesini sağlar.Amniotik sıvı ise,bebeğin döl yatağına yapışmasını önler ve rahat hareket etmesine olanak tanır.
Gebeliğin 3. ve 4. haftalarında kalp ve sinir sistemi olgunlaşmaya başlar.
6. haftada kulaklar ve süt dişlerinin yerleri oluşmaya başlar.
6-8 haftalar arasında cinsiyet ayrımı oluşur ve buna bağlı olarak da üreme organları oluşmaya başlar.
8. hafta sonunda bebeğin temel organları işlevini gerçekleştirmeye başlar ve bebek insan görünümünü alır.
Bu evrede ayrıca üç ayrı hücre tabakası gelişir:
En dıştaki tabaka Ektoterm: Sinir sistemi ve deri.
Ortadaki tabaka Mezoderm: İskelet ve kaslar.
En içteki tabaka Endoderm: Sindirim sistemi ve yaşam için önemli olan organlar.
3- Fetüs Devresi(9-38 HAFTA): Doğum öncesi gelişimin en son ve en uzun evresidir. 4. ve 5. aylarda fetüsün ağırlığı 10 kat artar. Göz kapakları, tırnaklar ve saçlar oluşur. Fetüs 20.haftadan sonra genellikle etkindir ve son aylarda ilk aylara göre daha çok kilo alır. 28.haftada boşaltım sistemi olgunlaşır. Bu haftada doğan çocukların döl yatağı dışında yaşama olasılığın vardır. Fakat özel bir bakıma gereksinim duyarlar. 38.haftadan sonra fetüs, artık döl yatağı dışında yaşayabilecek duruma gelir ve doğar.
Bebeklik Dönemi
Doğum öncesi evreden sonra,bedensel gelişimin en hızlı olduğu dönem,doğumdan sonraki ilk yıldır.
Boy; 1 yaş sonunda çocuk doğum boyunun yaklaşık yarısı kadar uzar.2 yaşına kadar doğuştaki boyunun 3'te 2'sini kazanır,yani boyca uzama ilk yıldan sonra giderek azalmaktadır.
Kilo; ağırlıkça artmada doğumdan sonraki ilk yılda çok hızlıdır.Fakat 2 yaşına doğru hızla azalma meydana gelir.1. yaşında 3 katına 2,5 yaşında 4 katına ulaşır.
Baş; yeni doğan bebekte başın vücuda oranı yetişkindeki oranlardan farklıdır.Başın vücuda oranının yetişkininkinden daha büyük olduğu gözlenmektedir.Ancak beden,bacak ve kollar baştan daha hızlı büyüyerek yetişkindeki bacak ve kolların uzunluğuna ulaşırlar.
Kas; bebeğin doğumdaki kas ağırlığının toplam vücut ağırlığına oranı yetişkindeki kas ve vücut ağırlığı oranından daha azdır.Doğumun ilk yılında baş ve boyun kasları ayak kaslarından önce karın bölgesi kasları ve omuz kasları da el ve kol kaslarından önce gelişir.Buda gelişimin BAŞTAN AYAĞA, İÇTEN DIŞA DOĞRUDUR ilkesini yansıtmaktadır.
* Büyük kasların gelişimi küçük kasların gelişiminden önce olmaktadır.Bu yüzden çocuk ilk önce büyük ve geniş hareketleri daha sonra ince hareketleri yapabilmektedir.
* Bebeğin sinir sistemi de gelişim ilkelerine uygundur.MERKEZDEN UÇLARA, İÇERDEN DIŞA DOĞRU bir gelişim gösterir.Baş sinirleri ayaktakilere göre daha çok gelişmiştir.
* Bebeğin kan basıncı doğuşta çok düşüktür.6.haftadan sonra artmaya başlar.Kalp ise vücuda göre daha büyüktür.
* Bebeğin doğumdan sonra ilk yaptığı davranış solunumdur.Solunum sayısı dakikada ortalama 40'tır.Yetişkinin ise dakikada ortalama 16'dır.
* Sindirim sistemi anne sütünde bulunan besinleri sindirecek düzeydedir.Boşaltım sistemi ise zararlı maddeleri atacak güçtedir.İskelet sisteminde ise kemikler henüz sertleşmediği için kolay kırılmazlar.Ancak duruş ve tutmayla biçimleri değişebilir.Süt dişleri ise 5-8.aylarda çıkmaya başlar ve 2-2,5 yaşlarına doğru tamamlanır.
Duyuların Gelişimi
Görme: Yeni doğan bir bebeğin görme duyusu zayıftır.İlk haftalarda gözlerini uzaktaki nesnelere odaklayabilirler.2-3 aylıkken bir yetişkin kadar görüşleri netleşir.İlk okula başladıklarında ise görme duyuları onların öğrenmelerini sağlayabilecek durumdadır.Görme duyularını geliştirmek için hareketli oyuncaklar özellikle tavana ışık yansıtan müziksiz oyuncaklardan ve aynalardan yararlanabiliriz.İşitme:İşitme duyusu doğum öncesi evrede büyük oranda gelişir.Anne karnında yüksek seslere kol ve bacaklarıyla tepki verebilir.Doğumdan hemen sonraysa insan seslerini ayırt etmeye başlar.Ancak sesin geldiği yönü tam olarak kavrayamaz.Sesin geldiği yönü öğrenmesini sağlamak için amaca yönelik oyunlar oynanabilir.
Tat alma: Bebeklerin tat alma duyuları doğduklarında iyi gelişmiştir.1-2 günlük bebekler bile değişik tatları ayırt edebilirler. Tatlı besinleri acı ve ekşi besinlere göre daha çok tercih ederler.
Koku alma: Doğduklarında koku alma duyuları da gelişmiştir. Hoşlandıkları kokulara gülümseyerek hoşlanmadıkları kokulara da yüzlerini çevirerek tepki verirler. Koku duyusu ilişkilerde önemli rol oynar.Kendi annesinin süt kokusuyla başka süt veren annenin kokusunu ayırt edebilir.
Dokunma: Yeni doğanlar dokunmaya karşı tepki verirler. Fakat bu tepki refleksler yoluyla olur. Çevrelerindeki nesneleri tanımaları açısından çok önemlidir ve insanlarla iletişim kurmalarını sağlar. Örneğin;başlarının okşanmasından sevildiklerini hissederler.
Okul Öncesi Dönem
2-6 yaş döneminde fiziksel gelişim 0-2 yaşa göre azalmıştır. Ağırlık 6. Yaşın sonunda doğumdan sonrakinin 7 katı olmuştur. Boy uzunluğu doğumdaki boyunun 2 katıdır. İlk okul çağına doğru boy uzama hızı azalır ve ergenlik çağında yeniden hızlanır. Sinir sistemi gelişimini büyük ölçüde tamamlar. Kalbin büyümesi 6 yaşına kadar çok hızlıdır.Kalp atış hızı giderek azalır ve ilk okula başlama yaşına doğru yetişkininkine benzer hale gelir. Solunum sistemi gelişimi oldukça yavaştır. Ergenlik döneminde birden hızlanma gösterir.Sindirim sistemi tüm yiyecekleri sindirebilir hale gelir.
2-6 yaş dönemindeki çocukların etkinlik düzeyleri çok yüksektir. İlgilerini çeken bir etkinlik olmadıkça uzun süre bir yerde oturamazlar. Koşmak, atlamak, tırmanmak, kaymak, sürünmek ihtiyacındadırlar. Büyük kaslarını daha iyi kullanırlar.Hareketlerinin sayısında ve niteliğinde bir artma gözlenir. Çocuk ayak parmakları üstünde yürüyebilir. Bisiklete binebilir. Merdiven çıkabilir. Çocuğun görme duyumu tam olarak gelişmediğinden büyük puntolu kitapları inceleyebilirler. Bu dönemde çocuklar iyi seçilmiş aletler ve etkinliklerle denge, koordinasyon ve hız kazanabilirler. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |