Bronzlaşma tutkusunun sonucu "kanser" Güzel görünmek için yazın güneşte, kışın solaryumda bronzlaşma tutkusunun faturası, erken yıpranan ve yaşlanan bir cilt ile kanser riski olarak kesiliyor.
İnsana yaşama sevinci ve mutluluk veren güneşin, ciltte çeşitli biyokimyasal olaylara sebep olduğu ve bazı DNA parçalarında hasar yarattığı bildirildi.
Antalya'da düzenlenen 1'inci Ulusal Spa ve Wellness Kongresi'ne katılan Dermatolog Dr. Yasemin Fatih Amato, bildirisinde sağlıklı bir bronzluk olmayacağını öne sürdü.
Doğayı ve yaşamı borçlu olduğumuz güneşin, mikroplarla mücadele ettiğini, kan dolaşımını hızlandırdığını, ve D vitamininin sentezini sağladığını belirten Amato, bildirisinde şu bilgilere yer verdi:
Güneş ışınlarına maruz kalan ciltte, bazı DNA parçaları hasar görür. Zamanla cilt sertleşir, çizgiler kırışıklara dönüşür ve güneşe karşı yaşlanma başlar. Güneşle temasa devam edildikçe ise cilt güneşe çil, açık ve koyu renkte lekeler, hızlı yaşlanma, katarakt ve kanser olarak reaksiyon gösterir.
Cilt tiplerine göre farklı etki
Güneşin etkilerinin cilt rengine ve tipine göre değiştiğine değinen Amato, Kızıl saçlı ve çilli olanlar en riskli grubu oluşturuyor.
Kanser tehlikesine karşı duyarlı olan bu grupta, cildi güneşten koruyan melanin üretimi azalıyor. Kısa sürede kızaran bu gruptakilerin vücutlarında güneş kaynaklı çil ve lekeler görülebiliyor.
Ayrıca bu tipinsanların cilt kanseri riski yüksek olduğu için güneşten iyi korunmaları gerekiyor dedi.
Beyaz tenli, açık renk gözlü insanlarda kanser riskinin yüksek olduğuna değinen Amato, güneşin etkilerinin fazlaca hissedildiği bu gruptakilerin, ciltleri yakıp, kızarttığı, cildin soyulduğunu ancak bronzlaşmadığını ifade etti.
Amato bildirisinde şu ifadelere yer verdi:Beyaz tenli ve açık renk gözlü kişilerin el ve yüzlerinde kahverengi lekeler oluşabiliyor. Bu gruptakilerin kanser riski yüksek görülüyor. Açık tenli, kumral insanlar ise ciltlerini koruyarak ve nemlendirerek bronzlaşabiliyor.
Bronzlaşmaya müsait olan bu cilt tipinde de güneşin kalıcı hasarlarına karşı dikkat etmek gerekiyor. 'İmtiyazlı cilt' olarak tanımlanan koyu buğday tenliler de güneşte kızarmadan ilk andan itibaren esmerleşmeye başlarlar.
Ama lekeler ve kanser riskine karşı bir garantisi yoktur. Asyalı, Hintli, Orta Doğulu, Güney Amerikalı insanlar veya melez Afrikalılar da güneşe karşı tepki veriyor.
Yanıp kızarmadan, bronzlaşıyorlar, ancak güneşin bilinen tüm riskleri onlar için de geçerli.
Bulutlu havada ve karda güneşten korunun
Güneşin cilde etkisinin, coğrafi bölgelere, mevsimlere ve yüksekliğe bağlı olarak da değiştiğine de işaret eden Amato, güneşin bu etkilerini şöyle sıraladı:
Sabah güneşi: Güneş ışınları sabahları 10:00 - 15:00 saatleri arasında daha dik ve etkilidir. Bu ışınların şiddeti yaz aylarında artar.
Bulutlu hava: Ultraviyole (UV) ışınları bulutlar tarafından kısmen emilir. Amerikan Aile Doktorları Akademisi'nin yayınladığı araştırmalara göre, ultraviyole ışınlarının yüzde 60 - 80'i bulutlardan geçerek cilde ulaşıyor.
Leke ve kanser riski taşıyan bir cilt tipiniz varsa, bulutlu havalarda bile güneşten korunmanız gerekir. Ancak bulut tabakası çok kalın olduğu zaman, tehlike olmadığı kabul edilebilir.
Ekvator ve kutuplar: Ekvatora yaklaştıkça güneş ışınları yeryüzüne daha dik iner. Bu nedenle Ekvatora ne kadar yakınsanız güneşten o kadar daha fazla etkilenirsiniz.
Dağlar: Dağlarda güneş çok etkilidir. Yükseklere ulaşan UV miktarı daha fazladır.
Su ve kar: Deniz, havuz, göl gibi ortamlarda, sudan yansıyan güneş ışınları çok şiddetli olur. Bu nedenle sabah saatlerinde denizin içinde veya havuzda olmak sakıncalıdır. Ayrıca UV ışınları suyun en az 30 santim altına kadar ulaşır. Aynı yansıma etkisi nedeniyle, kar da çok tehlikelidir.
Kış ortasında kayak yapmaya gidenler, solaryuma girip çıkmış gibi olurlar. Bu açıdan karlı bölgelerde güneşten korunmak gerekir. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |