Geçtiğimiz hafta üçüncü Antiaging Kongre'mizi yaptık İstanbul'da, Lütfi Kırdar Kongre Salonu'nda. İnsanın kendisi organizasyonun içinde olsa da bazen inanamıyor ne kadar güzel şeylerin, sihirli bir değnek deymişçesine, ne kadar profesyonelce yapılabildiğine. Ben ESAAM, yani Avrupa Antiaging ve önleyici Tıp Derneği kurucu yönetim kurulu üyesiyim. Merkezimiz Viyana'da ve dünyanın çoğu ülkesinde, sıklıkla bu tip kongreler düzenliyoruz.
Kendimi aldatmıyorum, bizim kongremiz hakikaten çok güzeldi, öbür kongrelerle karşılaştırınca. Gelen yabancı doktorların da fikri benimle aynı yönde, harikaydı bu kongre. Bu standartta salon organizasyonu, bu kalitede ürün sergileme, böyle güzel bir konuşma ortamı ve bu derece konuya sevecen yaklaşan konuşmacı ve dinleyiciler topluluğu pek yakalanamıyor yurtdışında da. Başarımızın çok değerli katkıları olan iki mimarı var. Biri VİP kongre organizasyonu, diğeri İntertex. Çok değişik bir sistem uygulamışlardı ve biz bu sistem sayesinde, 400'ün üstünde doktor ve beslenme uzmanına, kongreye ücretsiz katılım sağlayabilmiştik. Egzersiz aletleri, estetik ve gençleştirme sistemleri, cilt bakım ilaçları, genel ilaçlar, vitaminler, besin takviyeleri, çeşitli tıbbi ve estetik ürünleri temsil eden çok üst düzey kuruluşlar katılmışlar, büyük stantlar açmışlar, ürünlerini sergiliyorlardı. Bundan sonra da yine üst düzey firmaların sergisi ve kongresi olacaktı anlaşılan. özellikle yabancı misafirlerimiz, nerenin fotoğrafını nasıl çeksinler ki bu standların ve kongre salonunun ihtişamını arkadaşlarıyla paylaşsınlar şaşırıyorlardı. Ben kongre ikinci başkanıydım, yabancı misafirler ve dış ilişkiler benim sorumluluğumdaydı. Kongre Başkanımız Prof. Dr. Erdoğan Ertüngealp sabahın erkeninden, gecenin geç saatlerine kadar bir orkestra şefi hassasiyetiyle kongreyi yönlendiriyordu. Genel sekreterimiz Dr. Gaye ünal Sarıkan ise konuşmacılarla organizasyon arasında o yumuşacık, insanı rahatlatan üslubuyla, düzeni sağlıyordu. Check-up'ın önemi Açılış günü salonda VİP Kongre Organizasyon ekibi, Yasemin Pirinççioğlu, Ceylan Pirinççioğlu ve bizim her problemimizde yanımızda olan ve antiaging kongrelerinin bu denli başarılı olmasında inanılmaz katkısı olan Bahadır Altıntaş ve yanında her işe yetişen, moral kaynağımız Gülden Eliçin heyecanla bekliyorlardı. Ve açılış konuşmalarını yaptık. Antiaging ve önleyici Tıp Kongresi'nin ana kuralı yine ''hastalıkları oluşmadan, hatta daha belirti bile vermeden önlemek, önleyebilmek''. Sağlıklı yaşam için yapılabilecekler tartışıldı. Vücut iç sağlığından, bunun doğal sonucu olan dış görünüme kadar her şey konuşuldu, son gelişmeler paylaşıldı. Sağlıklı bir yaşam sürmek ve ileride olabilmesi mümkün olan hastalıkların olmaması için çok önemli ilk adım, sağlıklı olunup olunmadığının, doktor tarafından, bir seri testler yaptırılarak tespiti, yani check-up. Tüm kongre boyunca, çeşitli branşlardaki konuşmacılar, check-up'ın önemini ve belirli aralıklarla yaptırılmasının gereğini vurguladılar. Egzersizin ve özellikle vücuda oksijen kazandıran aerobik egzersizin yararlarını detaylı bir şekilde anlattık. Aerobik egzersiz, tempolu yürüme, yüzme, dans etme,
e binme gibi hareketlerle yapılan egzersiz türüdür. Kardiyologlar hem kilo kontrolü, hem de sağlıklı kalp için haftanın en az üç günü, mümkünse hatta her gün 30 - 40 dakika tempolu yürüyüşün ideal bir egzersiz olduğunu vurguladılar. Dermatologlar ve medikal estetik uzmanları da cilt sağlığı açısından egzersizin önemini tekrarladılar. Cildi korumaya gençken başlayın Günümüzde cilde tatbik edildiğinde, gözle görülür mucizeler yaratabilecek ürünler var. önemli olan bilinçli kullanıcı olup, uzmanından gerekli önerileri almak. Uzmanların önerileri, cildi koruyucu maddeleri kullanmaya mümkün olduğunca genç yaşlarda başlamak yönünde. Güneşin yine cildimizin en büyük düşmanı olduğu vurgulandı. Haftada 3 - 4 kez 20 dakika kadar ön kolların ve bacakların güneş almasının bile osteoporoz için yeterli miktarda D vitamini oluşmasına yettiği, saatlerce güneşte yatmanın osteoporoza hiçbir ilave faydası olmadığı, cilt yaşlanmasına ve kanserine neden olduğu anlatıldı. Beslenme konusunda ise Akdeniz diyeti yani işlenmemiş tahıllardan, sebze ve meyveden zengin, yeterince zeytinyağı da ihtiva eden bir diyetin çok yararlı olduğunu vurguladık. Kırmızı eti daha az, derin soğuk su balıklarını ise özellikle daha çok tüketilmesi gerektiğini, omega 3 denen yağın yararlarını tekrarladık. Gen testleriyle erken teşhis Genetik yatkınlık testleriyle hastalıkları daha oluşmadan yakalayabilme imkânımızın günden güne yaygınlaştığını konuştuk ve bu testlerin avantajlarını çeşitli uzmanlardan dinledik. ''Besin intoleransı'' testleriyle de kişilerde yangı, gibi istenmeyen olgulara sebep olabilen besinlerin ayıklanabildiğini ve kilo kontrolünde bu tip besin intoleransı testlerinin yerini konuştuk.
Pazar günü öğlen, halka açık bir oturum düzenledik ve iki saat boyunca antiaging konusunda merak edilen soruları cevapladık. Seneye, yine kasım ayında tertipleyeceğiz dördüncü kongremizi. Yine son günü halka açık oturum yapacağız. Şimdiden davetlisiniz.
</b />Dr. Hasan İnsel