Andropoz dönemindeki bireyler nasıl beslenmelidir?
Hayvansal besinlerle, özellikle de kırmızı etle beslenme, prostat ve kalp - damar hastalıklarının görülmesini artırmaktadır. O halde, andropozdan kaçınabilmek için özellikle kırmızı etten ve hayvansal yağdan uzak bir beslenme modeli önerilmektedir. Ancak, protein önemli olduğu için kırmızı etin yerine geçebilecek proteini almak gerekir. Soyanın prostat kanserini önleyici etkisi kanıtlandığı için soya ve yan ürünleri tavsiye edilmektedir. Kurubaklagiller ve işlenmemiş (tam) tahıllardan zengin beslenme tarzı, bu dönemde çok daha fazla önem kazanmaktadır. Ayrıca esmer ekmek, sebze, zeytinyağı tavsiye edilmektedir.
Bu dönemde nasıl egzersiz yapılmalıdır?
Haftanın beş günü 30'ar dakika hafif egzersiz önerilmektedir. Yüzme, yürüme,
gibi kardiyovasküler tarzda sporlar, ruh ve beden birliğini sağlamaktadır. Bu dönemde kemik yoğunluğu azalmaktadır. Önlemek için hafif de olsa ağırlık çalışmaları tavsiye edilmektedir.
Bu dönemde antioksidan ve vitamin takviyesi nasıl olmalıdır?
Antioksidan ve vitamin takviyesi prostat hastalıkları için önemlidir. Selenyum ve C vitamini tavsiye edilmektedir. Bunun yanında kalsiyum kullanımı önerilmektedir. Her ne kadar sebze ve meyve ile düzenli beslenen biri vitaminlerini tam olarak alsa da, bu dönemde vücudun bazı vitaminleri dışardan ek olarak almasında yarar vardır. B kompleks vitaminlerinin sinir sistemi üzerinde de etkisi vardır. Andropoz dönemindeki erkekler için yararlı olabilir. Bunun dışında E vitamini konusu tartışmalı. Bu nedenle çok önerilmemekte. Bazen prostat kanseri olanlarda verilmektedir.
Erkeklerin bu süreçteki beslenme programları düzenlenirken, oluşabilecek şişmanlığı, birtakım hastalıkları ve osteoporozu önleyici önerilerin yer alması gereklidir. Bu öneriler şu şekilde sıralanabilir:
1.Ana öğünlerde besin çeşitliliğine önem vermek gerekir (süt ve süt ürünleri, et ve türevleri, ekmek - tahıl grubu besinler, sebze - meyveler).
2.Süt ve süt ürünlerinden günde 3 - 4 porsiyon tüketilmelidir. Bir porsiyon süt grubu; 1 su bardağı süt veya yoğurdu tanımlamaktadır. Ya da 2 kibrit kutusu kadar peyniri ifade etmektedir. Bu gruptaki besinlerin yarım yağlı veya yağsız (light) olarak tüketilmesi çok daha sağlıklı olmaktadır.
3.Bitkisel sıvı yağların kullanılması son derece önemlidir. Özellikle soya yağı ve zeytinyağı birlikte düşünülebilir. Kanola yağı, fındık yağı veya bitkisel karışım yağlar da tercih edilebilir.
4.Çiğ sebzelerde, yağlı tohumlarda (fındık, yerfıstığı, badem ve cevizde), soya ve ürünlerinde bulunan, kronik hastalıklardan koruyucu etkileri olduğu düşünülen fitokimyasalların beslenmede yer alması uygun görülmektedir.
5.Osteoporoz ve kalp - damar hastalıklarından koruyucu etkilerinden ötürü omega - 3 adı verilen yağ asitlerinden zengin besinlerin de diyette yer almasına özen gösterilmelidir. Bu nedenle haftada 2 - 3 kere balık tüketimi, koyu yeşil yapraklı sebzelere diyette sıklıkla yer verilmesi, yağlı tohumların (fındık, yerfıstığı, badem ve ceviz) ölçülü olarak - günde 1 avuç - tüketilmesi önerilmektedir.
6.Şeker ve şekerli besinlerden olabildiğince kaçınılmalı, besinlerin kendi yapısındaki kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.
7.Posalı yani lifli besinlerin tüketimi mutlaka artırılmalıdır. Kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, kuru bakla, kuru börülce, soya fasulyesi), kepekli tahıllar (esmer ekmek, bulgur ve kepekli pirinç / makarna / erişte / un), sebze ve meyveler posa içermektedir. İyi bir şekilde yıkandıktan sonra, soyulmadan yenilebilen sebze ve meyvelerin kabukları ile tüketilmesinde yarar vardır.
8.Yemekler ve ekmeklerdeki tuz yeterlidir. Sofraya tuzluk getirilmemeli, yemeğin tadına bakmadan tuz eklenmemelidir.
9.Alkolden kaçınılmalıdır. Bazı vitamin ve minerallerin emilimini olumsuz yönde etkilemekle birlikte kemik oluşum hücrelerini harap eder ve kalsiyum emilimini bozar. Ayrıca gerek kendisi gerekse yanında yenilen mezeler şişmanlık için zemin hazırlar.
10.Sigara içilmemelidir. Kalp - damar hastalıkları ve birçok sağlık sorunu riskini artıracağı gibi, D vitamininin aktif şekline dönüşümünü azaltır. Aynı zamanda vücudun C vitaminine olan ihtiyacını da artırır.
11.Günde 14 bardak su içilmelidir. Çay, kahve, kola gibi içecekler diüretik oldukları ve kafein içerdikleri için pek fazla tercih edilmemeleri gerekmektedir.
12.Egzersiz için mutlaka zaman ayrılmalıdır.
13.Günde 20 dakika kadar direkt olarak güneş ışığından yararlanmak gerekir.
Uzman Diyetisyen
M. Turgay KÖSE
ETİK DİYET DANIŞMANLIK
Valikonağı Cad. No: 169/6 Nişantaşı - İSTANBUL
Tel: (0 212) 240 31 64 Fax: (0 212) 240 31 65
www.etikdiyet.com