Tetra Pak Süt Kategori Müdürü Verda Telyaz

[bluemoon24]

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz Verda Hanım?1976 yılında İzmir'de doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi İzmir'de tamamladım. İzmir Amerikan Lisesi'ni bitirdikten sonra yüksek öğrenimimi Boğaziçi Üniversitesi'nde sürdürmek üzere İstanbul'a geldim. Üniversite eğitimimi matematik alanında aldım, sonrasında Koç Üniversitesi'nde MBA eğitimimi tamamladım. Eğitimimin ardından pazarlama sektöründe çalışmaya karar verdim. Şu an Tetra Pak'ta Süt Kategori Müdürü olarak çalışıyorum. Mesleğimi severek yapıyorum. 7 yıllık evliyim, 24 Mayıs'ta 3 yaşına girecek bir oğlum var.





Peki, Anne Verda kimdir? Kimin annesidir?Çok sosyal, girişken, hareketli ve bana göre çok sevimli bir erkek çocuk annesiyim. Oğlumun ismi Yoel Telyaz. Yoel daima bizimle büyük bir çocuk gibi konuştu ve biz de ona daima onun da ayrı bir birey olduğunu düşünerek düzgün açıklamalar yapmaya çalıştık, onunla bir büyük gibi konuştuk. Ben ise her annenin olduğu gibi oğlunu çok seven, onu olabildiğince koruyan ve kollayan, aynı zamanda kendi başına ufak kararlar almasını sağlamaya çalışan bir anneyim. Yoel'e küçük özgürlükler tanıyabilmek için uygun ortamlar hazırlamaya, onunla olabildiğince çok vakit geçirmeye çalışıyorum.Anne olarak onun iyi bir eğitim ve öğrenim almasını sağlayarak, çok yönlü ve duyarlı ve her şeyden önemlisi ilerde kendine yetebilen bir insan olabilmesini temenni ediyorum.Oğlunuz ile nasıl bir ilişkiniz var?Oğlumla çok sıcak bir ilişkim var. Onunla karşılıklı sohbet etmeyi çok seviyorum. Onunla geçirdiğim her dakikadan büyük bir mutluluk duyuyorum. Her sohbetimizde, her oyunumuzda beni şaşırtmayı ve güldürmeyi başarıyor. Çok çabuk büyüyorlar ve en büyük korkum bu güzel dönemin tadına varamadan hızla geçmesi. Bu dönemi en iyi şekilde değerlendirebilmek için elimden geleni yapıyorum.Birlikte yapmaktan keyif aldığınız şeyler neler?Yoel'le birlikte olduğumuz zamanlar çok eğlenceli, renkli geçiyor. Birlikte dans ediyor, puzzle çözüyor, parkta oynuyor, resim yapıyor, kuklalarla oynuyor, sohbet ediyoruz. Birlikte hoşumuza giden her şeyi yapıyoruz.Doğum anına dönelim… İlk kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz? Korktunuz mu, ağladınız mı?Çok şaşırdım, bu güzel bebeği 9 ay boyunca karnımda taşıdığıma inanamadım. Doğumla birlikte tüm hayal ettiklerim birden gerçek oldu. O anda tarifi zor bir mutluluk yaşadım.Normal doğum mu yaptınız yoksa sezeryan mı? Normal doğum yaptım, epidural yardımıyla, uzun ama rahat bir doğumdu. Herkese normal doğumu öneririm. Hamilelik döneminiz nasıl geçti peki?Hamilelik dönemim gayet rahat geçti. Bu rahatlıkta, hamileliği gözümde büyütmemem ve sürece doğallıkla yaklaşmam etkili oldu. Hamileliğimin son dönemine kadar çalıştım.Ya bebeklik dönemi, nasıl bir bebekti oğlunuz?Oğlum çok uslu bir çocuktu. Bebeklik dönemi de rahat geçti. Bir tek problemimiz yemek yemeyi sevmemesiydi ki bu hala devam ediyor. Dolayısıyla beslenmesinde güçlükler yaşadık.Benim oğlumla arasında tam 1 yıl 3 gün var. 24 Mayıs ikizler çocuğu oluyor. Biz gayet hareketli ve keyifli bir hayat yaşıyoruz ya siz?Yoel'le bizim de vaktimiz son derece hareketli ve canlı geçiyor. Oğlumla birlikte geçirdiğimiz zamanın her dakikasından büyük mutluluk duyuyorum.Anaokuluna gidiyor mu? Veya oyun grubu gibi etkinliklere katılıyor musunuz?Yoel 2005 Eylül itibariyle anaokuluna gitmeye başladı. Yalnızca yarım gün gidiyor. Gecen sene de oyun gruplarına katılıyorduk. Ben başka çocuklarla bir arada bulunacağı ortamların Yoel'in gelişmesinde çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Yaşıtları ile vakit geçirmesi Yoel'e toplumsal davranışları örnek modellerle öğrenme fırsatı sunuyor. Siz çalışan, kariyer sahibi bir annesiniz, kim baktı bebeklik döneminde oğlunuza?Doğumundan sonra ilk 5 ay izinli olduğum için ben, annem ve kayınvalidemin yardımlarıyla oğluma baktım. Ancak ondan sonra işe geri döndüğüm için oğluma tam gün bakacak bir bakıcı tuttuk. Ama bu dönem içinde de annem yurt dışında yaşadığı için İzmir'de yaşayan kayınvalidemin desteğini aldık ve bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlattık. Bebeğin sağlıklı gelişebilmesi ve bakımının eksiksiz sağlanabilmesi için aileden birisinin yakınlarda olması gerçekten büyük önem taşıyor. Dolayısıyla kayınvalideme çok şey borçluyum.Doğumdan ne kadar süre sonra iş hayatına döndünüz?5 ay sonraNasıl anılar var hatıralarınızda acemi annelik zamanınızı düşündüğünüzde. Mesela en tedirgin olduğunuz şey neydi bebeğiniz minikken?İlk doğduğunda en tedirgin olduğum şey onu soyup, altını değiştirmekti. Yoel 3 hafta erken doğduğu için 2,5 kiloydu, kilo olarak zayıftı. Gözüme çok küçük ve kırılgan geliyordu. Üzerini değiştirirken ona zarar verebileceğimden korkuyordum. Ama annelik içgüdüsünün de etkisi ile çok çabuk öğreniyor, ona hemen alışıyorsunuz. Anne olmadan önce ve anne olduktan sonrayı düşünürseniz... Nasıl bir değişime sebep oldu Verda Telyaz'ın hayatında annelik?Önceliklerim değişti. Annelikten sonra hayatımdaki en önemli önceliğin ailem ve oğlum olduğunu söyleyebilirim. Hayatımdaki dengeyi yakalamak için daha fazla çaba harcıyorum. Vaktimi daha etkin kullanmaya ve oğluma daha fazla vakit ayırmaya çalışıyorum.Kendi anneniz ile sizin anneliğinizi düşünürseniz hangi konularda şanslı veya şansız hissediyorsunuz kendinizi?Annemin zamanında benim sahip olduğum birçok kolaylık yoktu. Bugün bebek bezlerinden tutun çocuk psikologlarına kadar pek çok kolaylığa sahibiz. Ama yine de aile anneanne, babaanne, kardeş ve akrabalar hep bir aradaydı. Şimdi her türlü kolaylık var ama ailemden uzak olduğum için onlardan daha az destek alabiliyorum.Peki, kendi çocukluğunuz ile oğlunuzun çocukluğunu kıyaslamanızı istesem neler aklınıza gelir? Siz nasıl bir çocukluk yaşadınız?Annem ve babam bana her zaman çok yakın davrandılar. Onlarla daima açık olmaya çalıştım. Çok şey paylaştığımı hala da paylaşmayı sürdürdüğümü düşünüyorum. Ben şanslı bir çocukluk geçirdim. Aynı ortamı hatta daha iyisini oğluma sağlamaya çalışıyorum.Verda Telyaz çalışan annelere birkaç cümle ile neler tavsiye eder? Öncelikle annelere çalıştıkları için vicdan azabı duymamaları gerektiğini söylemek isterim. Çünkü çalışmanın insanı güncel, zinde ve genç tuttuğuna, çalışarak ve kendini geliştirerek çocuklarına daha faydalı olabileceklerine inansınlar. Ama bundan da önemlisi kendilerini nasıl mutlu ve huzurlu hissediyorlarsa öyle davransınlar.Gelelim iş hayatınıza Tetra Pak'ın Süt Grubu kategorisinde yöneticisiniz. Annelere süt tüketimi konusunda söylemek istediğiniz önemli şeyler vardır mutlaka... Dünyada süt tüketimi ve ülkemizde süt tüketimini kıyaslarsak ne durumdayız?Bebeklerin ilk altı ayında en zengin besin kaynağı hiç kuşkusuz anne sütüdür. Bu nedenle tüm annelere ilk önerim bebeklerini ilk altı ay sadece anne sütü ile beslemeleri olacaktır. Anne sütü altı aya kadar bebeklerin sağlıklı gelişimlerinde en önemli rolü üstleniyor. Ben de bu dönem içinde oğluma anne sütü verebilmek için elimden geleni yaptım. Oğlum benden süt emmekte güçlük çektiği için, ona bu dönem içinde sadece anne sütünü ancak süt çekme pompaları sayesinde verebildim.İlerleyen yaşlarda sağlıklı gelişim için çocukların yeterli miktarda süt içmelerini ve erken yaşlarda süt içme alışkanlığı kazanmalarını sağlamak yine annelere düşüyor. Bir bardak süt 6 yaşındaki bir çocuğun ihtiyaç duyduğu günlük kalsiyum miktarının yüzde 52'sini, proteinin yüzde 30-35'ini, B12 vitaminin yüzde 95-98'ini karşılıyor. Süt, çocuğun enerji ihtiyacını ise yüzde 5–6 oranında gideriyor. Bunların dışında sütte A, B1, B2, B6, B12 vitaminleri, Folat, İyot, Magnezyum, Fosfor, Potasyum bulunuyor. Annelerin bu bilgiler ışığında çocuklarının beslenmelerinde sütü ihmal etmemeleri gerekiyor. Ancak anneler çocuklarına açık süt değil, ambalajda sağlıklı süt vermeliler. Açık sütte sağlığa zararlı mikroorganizmaların bulunduğunu, kaynatmanın ise sütün besin değerini yüzde 60 ile yüzde yüze varan oranlarda kaybetmesine neden olduğunu unutmamak gerekiyor. Sadece annelere değil, sağlığına önem veren herkese ambalajda sağlıklı süt tüketmelerini öneriyoruz. Ülkemizde süt tüketimi Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdığımızda ne yazık ki çok düşük seviyelerde bulunuyor. Avrupa ülkelerinde kişi başına yıllık süt tüketimi ortalama 94 lt. Bu rakam Finlandiya'da 139, İspanya'da 108, İngiltere'de 100, Portekiz'de 91, Fransa'da 75, Yunanistan'da 65, İtalya'da 63, Almanya'da 50, Polonya'da 33 litre olarak gerçekleşiyor. Türkiye'deki toplam süt tüketim oranı kişi başına 24, paketlenmiş ve işlenmiş süt tüketimi ise kişi başına 8 litre düzeyinde bulunuyor.Sadece bebek ve çocuklar için değil anneler için de çok önemli aslında süt içmek, geleceği, menapozu, osteoporozu düşününce... Siz bu işin içinde olduğunuz için mutlaka özen gösteriyorsunuzdur, kişisel olarak süt tüketiminiz hakkında bilgi verir misiniz veya ne önerirsiniz annelere?Yapılan araştırmalar, özellikle kadınlarda menopoz sonrası sıklıkla görülen kemik yoğunluğundaki kayıpların ve dolayısıyla osteoporoz gelişiminin, bebeklikten itibaren yeterli miktarda süt tüketen bireylerde, süt tüketmeyen veya sınırlı tüketenlere kıyasla çok daha az olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla çok erken yaşlardan itibaren yeterli miktarda süt içmek osteoporoza karşı alınacak en etkili yöntemler arasında yer alıyor. Ancak sadece erken yaşlarda değil, her yaş döneminde süt içmek, sağlıklı bir yaşam sürmenin temel unsurlarından birini oluşturuyor. Bu nedenle annelere ne kadar geç olursa olsun süt içmekten vazgeçmemelerini, sadece kemik sağlıkları için değil, vücut sağlıkları için düzenli, yeterli miktarda süt tüketmelerini öneriyoruz. Annelerin, sütün her yaşta sağlıkları üzerinde olumlu etkisinin olacağını unutmamaları gerekiyor. Ben de süt ve süt ürünlerinden düzenli, yeterli miktarda tüketmeye çok dikkat ediyorum. Günde en az bir bardak süt ve diğer süt grubu ürünlerinden tüketiyorum. Böylelikle osteoporoz tehdidine karşı kemikleri güçlendirirken, sağlıklı bir hayatın gereğini yerine getirebildiğime inanıyorum.Peki ya sütü kapalı ve güvenli ambalajda içme konusu. Tetra Pak olarak özellikle sağlığınız için güvenli ambalajda süt için diyorsunuz. Bizi bilgilendirir misiniz niçin bir anne açık süt satın almamalı?Süt çok hassas bir gıda maddesi. Açıkta satılan sütlerse sağımdan dağıtıma kadar pek çok aşamada kirlenmeye maruz kalabiliyor. Bizim için önemli bir besin kaynağı olan süt aynı zamanda, mikroorganizmaların içinde rahat çoğalabilecekleri bir besin maddesi. Süt doğru koşullarda korunmadığı takdirde içindeki bakteriler hızla, sayıları katlanarak çoğalıyor ve süt içilemez hale geliyor. Yapılan araştırmalar açık sütlerin sağlık için ne kadar ciddi bir tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor. Hacettepe Üniversitesi'nin yaptığı bir saha araştırmasında, açık süt örnekleri incelendi. Araştırmanın sonuçlarına göre 1 mililitre sütte kabul edilebilir bakteri miktarı 5 bin iken, açık sütte bu oran 100 bine kadar çıkabiliyor. Ayrıca açık sütün besin değeri gerekenin çok altında bulunuyor, bu süte yüksek oranlarda su ve nişasta karıştırılıyor. Çoğu evde sütün içindeki zararlı mikroorganizmalardan arındırılması için kaynatma yöntemi uygulanıyor. Ancak dakikalarca kaynatılan süt besin değerini yüzde 60 – 100 oranında kaybediyor. Sunduğumuz UHT ve aseptik ambalajlama teknolojisi sütün tüketicilere en sağlıklı ve güvenli şekilde ulaşmasını sağlıyor. UHT, Ultra Yüksek Isı anlamına gelen İngilizce Ultra High Temperature sözcüklerinin ilk harflerinden oluşuyor. UHT işleminde süt, yüksek ısı ile sağlığa zararlı mikroorganizmalardan arındırılıyor. Süt bunun için 2–6 saniye süreyle 135-150oC arasında ısıya tabi tutuluyor. UHT işleminden sonra sütün aseptik ortamda ambalajlara dolumu gerçekleştiriliyor. Aseptik ambalaj altı katmanlı yapısıyla sütün hava ve ışık gibi dış etkenlerle temasını önlüyor.UHT işlemi çok hızlı gerçekleştiği için sütün tadında, görünümünde ve besin değerinde herhangi bir kayıp meydana gelmiyor. Bu işlemler sonucunda süt Uzun Ömürlü olma özelliği kazanıyor. İçinde herhangi bir katkı maddesi bulunmayan Uzun Ömürlü Süt ambalajı açılmadığı takdirde ilk günkü tazeliğini oda sıcaklığında 4 ay koruyor. Anneler ambalajlı sütü tercih ettikleri sürece çocuklarına besin değeri korunan, sağlıklı ve hijyenik süt verdiklerinden emin olabilirler. Bu nedenle tüm annelerin ambalajlı sütleri tercih etmelerini öneriyoruz.

------Dikkat: Bu röportajın tüm hakları Anneyiz.Biz'e aittir, izinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.Fotoğraf: Pemra Yüce



www.pemrayuce.com



• Diğer röportajları okumak için tıklayınız.





Kaynak: Anneyiz