30-03-2009, 01:54 AM
|
#32 (permalink)
|
Teğmen
Üyelik tarihi: Jul 2008
Mesajlar: 3
Tesekkür: 0
2 Mesajinıza toplam 8 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Şans Ve Sezgi Nedir? Şans ya da şanssızlık mıdır bilemiyorum.
Bana göre şans kişinin kendine olan güven ve kararlılığından ileri gelen bir olgudur. Anlattıklarınızı okudum hemen hemen herkesin hayatında, olur olmadık zamanlarda söylediği sözlerdir ki ben bunları kendime çok yinelerim. Her seferinde de olumsuzluklar hiç peşimi bırakmaz.
Her olumsuzluğunda düşüncelerimizden ileri geldiğini bilirim. Bildiğim halde de yaptığım için daha da çok olumsuzluklarla karşılaşıyorum. Belki o nedenle çok hata yapıyorum. Bilincim ve beynim bu düşüncen yanlış dese de illaki diğer düşünce daha baskın ve azdırıcı bir durumda öne çıkıyor.
Sn. hayalayaz ‘ın sözleri çok doğru. –cağım değil –ceğim değil istenen ya da beklenen her şey için o şeylere sahipmişiz gibi davranmak ve öyle düşünmek gerekli. En önemlisi de sahip olduğumuz her şey için şükretmek gereklidir.
Allah (c.c) “Ben size kendi nefesimden üfledim” diyor. Bu sözü akılda tutup insana nasıl bir güç verdiğini aslında yapamayacağı ve başaramayacağı hiçbir şey olmadığını söylüyor. İnsan başlı başına en büyük güç ve kudretle doğmuş hiçbir canlıya benzemeyen bir şans yumağı.
Bana gelince bunların bilincinde olup da yapamamak. Bu motivasyonu kendimde sağlayamamak daha acı ve vahim bir durum. Başarabilenlerden olmayı çok istiyorum. Tam kendimi toparlıyorum. Kendi kendime telkinlerde bulunuyorum. Ama gel gelelim en ufak bir oyunbozanlıkta eski halimdeyim.
Ne istediğimi bilen bir kişiyim. Bir şeyi kafaya koyduysam ne olursa olsun o şey için karar verdiysem. Er ya da geç mutlaka olur. Nasıl oluyor bu durum. Şöyle ki karar verilen her hangi bir şeyde sahiplenmişim izlenimini veriyorum ve her an aklımda. Hayallerimde. Ve o nesne ya da başka bir şey bana kendi kendine geliyor. Ya da onu yapabilmem için uygun bir ortam ortaya çıkıyor. Hepsi bu.
Bu şans mıdır bunda emin değilim işte. Ben bunu karar verme, sahiplenme ve isteğe ulaşma diye tabir ediyorum.
Bu hep böyle olmuyor tabii ki. Olmadığı zaman vazgeçiyorum mesela. Bunun sebebi de umuttan vazgeçme. Umut ışığını söndürmek yakmak kadar zor olmuyor. Çok kolay. Vazgeçmek, umutsuzluk, bindiğimiz dalı kesmek yeşertmekten daha kolay. Biz de hep kolayını seçiyoruz.
İstiyoruz ki istediğimiz her şey hemen anında olsun. Bazen sabır üretip örüyoruz, şekil veriyoruz bazen de sabrı tüketip yok ediyoruz. “Sabrın sonu selamettir.” Sözünü unutuyoruz.
Anlatmak akıl vermek hepimiz için kolaydır. Kendimi umutsuz bir vaka olarak görüyorum kimi zaman. Kimi zaman coşuyor “ne yapıyorsun böyle, hemen kendine gel” diye kendime kızıyorum. Kendimize kızıp öfkelenmekten daha beter bir şey olamaz diye düşünüyorum. Belki de bende ki tek kaynak bu.
Hani bir şey yolunda gitmez, ruh halimiz perişan olur başkalarından alırız hıncımızı. Aslında yaptığımız kendimize kızmaktır. Farkında olmayız. Karşımızdakini üzmekten ve kendimize negatif enerji yüklemekten başka bir işe yaramaz bu. İçimizde ki enerjiyi böyle böyle hiç farkında olmadan ters yönde harcar dururuz işte.
Şans dediğimiz kelimeyi dünyaya gözümüzü sağlıklı bir birey olarak açtığımız ana bağlıyorum. Gelişip yetiştiğimiz, kendi kararlarımızı kendimiz vermeye başladığımız andan itibaren de attığımız her adımı kişinin kendi karar ve isteklerine bağlıyorum ve öyle düşünüyorum.
Allah (c.c) insanı yaratmış, vasıflar vermiş ve ömür biçmiş. Ama seçeceği yolu kişinin hür iradesine bırakmış. Yani insan kendi çizgisini kendi çizer istediği doğrultuda. Bu da her bireyin kendinde oluşturduğu düşünce ve yaşam biçimine bağlı. Bu şans değil bu bizim kendimize seçtiğimiz yol.
Ben doğuştan şanssızım, her olumsuzluk beni bulur, geldi mi hepsi üst üstte gelir vs demek ne kadar yanlış ise her olumsuzluğu ve her yanlışı kendimize mal etmek de o kadar yanlış bir tercih.
Bir de en önemli ayrıntı geçmişle yaşamak bana göre. Dün dünde kalmıştır bugün senin günün yarın ne olacağını bilemediğimiz gibi ya da bir dakika sonrasını gelecek için olumlu düşünmek ve ne olmasını istiyorsak ona yoğunlaşmak gereklidir.
Keşkeleri hayat lügatinden çıkarmak en doğru karar olur bence. O keşkeleri bugün kullanmamak için doğru düşüncelere yönelmek lazım gelir.
İnsan hata yapmadan büyüyemez değil mi. Mükemmeliyetçi olmak yerine kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek en doğrusu değil midir? Biliyoruz ki kimse dört dörtlük değildir.
Birkaç ay sonra 30 yaşıma gireceğim. Allah (c.c) ömür verirse. Son 5 yıla kadar adım attığım her olayda çevremde ki bir sürü insan yorum yapardı. O doğru değil bu doğru vs. Bu insanlar hayatıma yön verdi. Vermekle uğraştı. Hata yaparım korkusuyla onları dinledim. İsteklerini yaptım. Hiç hata ve yanlış yapmadım mı dersiniz. Elbette yaptım. Yaptıttırıldım.
Yaptıttırıldım diyorum çünkü; hep onları suçladım oysa bunları onlar istediği için değil ben onları dinlemeyi tercih ettiğim için yaptım. Onlar bu konuda suçlu mu? Hayır değil. Peki, neden yaptım. Çünkü ben istedim.
5 yıl öncesin de ani bir kararla hepsini hayatımdan çıkarttım. Akrabalarım arkadaşlarım vs. görüşmüyor muyum görüşüyorum hala. Tamamen silmedim. Sadece onların kendi doğrularını bana aksettirmelerini hayatımdan çıkarttım.
Son 5 yıldır da kendimi arayış içindeyim. Onları özlüyor muyum? Özlemiyorum. Baktım ve gördüm ki onların doğruları yanında benim doğrularım daha doğru. Kendime kendim yön veriyorum. Tercihlerimi istediğim doğrultuda seçiyor ve hatalarımı yanlışlarımı kabul ediyorum. Ama şu da gerçek ki daha az hata yapıyorum.
Bunlar ve yaşadıklarım, çektiğim acılarım şans ya da şanssızlık değil, benim seçtiğim tercih ettiğim yollarımdı.
Bunların bilincinde olup da yapamamak kendime olan en büyük düşmanlığım sanırım. Kendime olan en büyük iyiliğimi de yanlış kişileri hayatımdan çıkararak yaptım.
Şimdi içinde bulunduğum depresif ve öfkeli ruh halinden çıkmak için arayış içindeyim. Psikolog ya da ilaç değil aradığım. Bunu yapabilecek gücüm var birçok defa yaptım ve yine yaparım. Sorun sadece biraz daha ağır bir dönem olması.
Ve yine diyorum ki
Şans = Senin Seçimin
… |
Offline
| |