Satış PAZARLAMA İşinde olan var mi?

[hayatimdegisti]

Satış ve Pazarlama işi aslında oldukça stresli bir iştir.Dünyada oldukça gözde bir meslek olmasına ve gerçekten bu işi yapanların kariyerlerinde hızla yükselmelerine neden olmasına rağmen bu işin zorluklarıda vardır.

Satış Pazarlama işlerinde reddedilmeyi kaldırmanız gerekmektedir.Kararlı olmanız sosyal yönününzün kuvvetli olması enerjinizin bol olması dayanıklı olmanız ve bunun gibi bir çok özellik.

Bu böğlmde satış işinde olan üyelerimiz deneyimlerini yaşadıkları zorlukları işin keyifli ve zor yanlarını paylaşabilirler.

[nurhanza]

yıl 1987, liseyi bitirip, 2 basamaklı, öss ve ösy sınavları akabinde gazeteci olacağım diye yanıp tutuştuğum yıllardı, o sıralar jak coustoya aşık olup, kalipsoyla deniz serüvenlerine dalmaya başlayınca, ilk tercihimi, İTÜ denizbilimleri, ardından gazetecilik tercihleri, sebebiyle, ve sınav gözetmenin topuklu ayakkabıları yüzünden çöken sinir sistemim sayesinde, 14. tercihim olan uludağ üniversitesi pazarlama bölümünde buldum kendimi, hayatımı işte o sınav değiştirdi, ne saçma bir sistemin kurbanı etmişler bizleri, ama yinede okuduğum bölümü çok sevdim, o yıllarda bizim okulu bitirenler süper imkanlara sahipti, ben iş değil, aşk diyenlerden oldum, okul bitmek üzereyken evlenerek çoluk çocuğa karıştım, mesleği devam ettiremedim gibi dursada, hep hayatımın içinde, kimliğimde, kişiliğimde, en imkansız zor anlarda bile olsa pazarlamacılık mesleğinin inceliklerini öğrenmiş, okumuş ve mezun olmuş biri olarak, uyguladım, kullandım ve çoook faydasını gördüm, sosyal bir insan olmamı sağladı, her zaman, her fırsatta, her koşulda kendimi ifade etmeye çalıştım, etrafımdaki pek çok kişiyede faydam dokundu sanıyorum, keşke imkanlarımı vaktinde kullanma şansını tepmeseydim, şu an bu mesleği en üst mertebelere çıkarmış biri olabilirdim, meslek olarak çok güzel bir meslek, tabi her işte görülebildiği gibi mesleği kötüye kullananlarda var, ve özellikle kapı kapı dolaşarak pazarlama yapanlarda bu mesleğe baya bir kara leke sürdüler, insanlarımızda artık kapısına gelenden bir şey almak korkutucu bir hal aldı, yinede girişimci ruha sahip kişilere tavsiyede bulunmak isterim, bugün bir avon, herbalife, oriflame gibi doğrudan satış yapan yabancı firmaları incelediğimde içim sızlar, biz kendi kültürümüzle, kendi ürettiğimiz, bizi kalkındıracak projeler niye üretmiyoruz diye...şu sıralar, tamamen ev kadınları için bir pazarlama projesi geliştirmek için uğraşıyorum, bizim kadınlarımızın evlerinde ürettikleri doğal ev yapımı bir çok ürünümüz olabilir, gıda, takı örgü vs.bunların üretimine katkıda bulunsak ve bir kadın koop. kursak, bu kadın emeğini değerlendirmek için hep beraber çalışsak, ne güzel olurdu, bunu yapmaya çalışan bir sürü kadın olduğunu biliyorum, hepimiz destek verelim kadınlarımızı güçlendirelim, ekonomik özgürlüklerini kazanmış kendine güvenen bir türk kadını modeline artık kavuşalım, toplumu doğuran, büyüten tüm kadınlarımıza saygılarımı sunuyorum, aydınlık güzel günler kadınlarımızın olsun diyorum.

[hayatimdegisti]

Çok güzel bir fikir bu...
Gerçekten ekonomik özgürlüklerini sağlamaları için bu tür bir kooperatif çok gerekli. Bu hedefinizi gerçekleştirmenizi diliyorum.
El sanatlari ile ilgili geçen böyle bir site görmüştüm.Ancak sizin düşündüğünüz daha kapsamlı bir şey.

[fkandemir78]

satış ve pazarlama işi gerçekten çok stresli ve zor bir iş özelliklede ilaç sektöründe.Ben ilaç sektöründe mümessilim hem doktorlara ilacımı reçete ettirmeye çalışıyorum.Hemde eczaneler doktorlarımın reçete ettiği ilaçları değiştirmesin muadil vermesin diye uğraşıyorum.Benden iyi satış şartları olanlar benim reçetelerime kendi ilaçlarını verdirmek adına eczanelere iyi karlar karşılığında mallarını satıyorlar.Bu durum olumsuz etkiliyor.Eczacılarda haklı olarak karlarını düşünüyor tabii.Ama biraz da emeğe saygı gösterilsin istiyorum.Bizim içinde satış ve pazarlamada başarılı olmak için yeni mp3 ler hazırlarsanız sevinirim.Pardon tırnak yeme konusunda da

Eevet bende Satış sorumlusuyum. 10 yıllık iş hayatımın 2 yılı satış üzerine devam etmekte eskiden bu sektöre çok soğuk bakar ofis içinde çalışmayı tercih ederdim. Hayatta başaramayacağım iş olarak görürdüm. 2,5 yıl önce Bodrumda yaşarken Uzak Mesafe telefon Hizmeti sektöründe müşteri temsilcisi olarak işe başladım işin alt yapısını dinlediğimde teknoloji ile bağlantılı olduğu için hoş geldi. İnternet üzerinden ses hizmeti vermek için firmalarla görüşüp bağlantı sağlayacaktım. ilk günler çok tedirgindim. Sonra yeni insanlarla tanışmak onların bizi karşılaması ilgi göstermesi hoşuma gitmeye başladı ve bu iş sayesinde kendimi ifade etme eksikliğimi tamamlamaya artı daha çok kelime haznesine sahip olmaya başladım. Kendimde farkedemediğim bir yeteneğimi anlatımımı keşfettim. Ve bu iş sektöründe çok ilerlerledim. Beni İzmir bölgesine çağırdılar ve hayalimda yeşemek istediğim şehirdeydim artık. Kısa süre sonra işlerimiz kötü gitmeye başladı bende şu an bilişim sektöründe önce satış temsilcisi olarak başlayıp kısa süre sonra Satış Sorumlusu görevine terfi ettim. Yaptığım İzmir merkezli ama türkiye geneli olan bir internet sitesinde sanal mağaza+vitrin online alışveriş yapabilecek firmaları sitemizin platformu altında tanıtımlarını yapmak. İş çok zevkli olsa da olumsuzluklar yaşıyorum.
Benim en çok sinir olduğum görüşmeye gittiğimde ayakta oturmadan sistemi anlatmaya çalışmak. Vizyonları açık firmalarla çok keyifli sohbet edip sistemimizi anlatabiliyorum. Ama birde daha dinlemeden ihtiyacımız yok diyenler olmuyor mu ya da saatlerce anlattıktan sonra hah artık tamam der diye düşünürken gerek yok demeleri beni bitiriyor.

[rainuns]

11 yıldır bu işlerin içerisindeyim.satış sonrası alınan zevk cok guzel bi okadar da keyifli hele de network marketing sistemiyle yapılıyorsa.bu en zoru cünkü yokdan var etmeye calışıyosun.gercekten ranş olarak cok zor iş bu işlerle ugrasana kolaylıklar diliyorum,kendi adıma da

[peacemaker]

nurhanza Nickli Üyeden Alıntı

yıl 1987, liseyi bitirip, 2 basamaklı, öss ve ösy sınavları akabinde gazeteci olacağım diye yanıp tutuştuğum yıllardı, o sıralar jak coustoya aşık olup, kalipsoyla deniz serüvenlerine dalmaya başlayınca, ilk tercihimi, İTÜ denizbilimleri, ardından gazetecilik tercihleri, sebebiyle, ve sınav gözetmenin topuklu ayakkabıları yüzünden çöken sinir sistemim sayesinde, 14. tercihim olan uludağ üniversitesi pazarlama bölümünde buldum kendimi, hayatımı işte o sınav değiştirdi, ne saçma bir sistemin kurbanı etmişler bizleri, ama yinede okuduğum bölümü çok sevdim, o yıllarda bizim okulu bitirenler süper imkanlara sahipti, ben iş değil, aşk diyenlerden oldum, okul bitmek üzereyken evlenerek çoluk çocuğa karıştım, mesleği devam ettiremedim gibi dursada, hep hayatımın içinde, kimliğimde, kişiliğimde, en imkansız zor anlarda bile olsa pazarlamacılık mesleğinin inceliklerini öğrenmiş, okumuş ve mezun olmuş biri olarak, uyguladım, kullandım ve çoook faydasını gördüm, sosyal bir insan olmamı sağladı, her zaman, her fırsatta, her koşulda kendimi ifade etmeye çalıştım, etrafımdaki pek çok kişiyede faydam dokundu sanıyorum, keşke imkanlarımı vaktinde kullanma şansını tepmeseydim, şu an bu mesleği en üst mertebelere çıkarmış biri olabilirdim, meslek olarak çok güzel bir meslek, tabi her işte görülebildiği gibi mesleği kötüye kullananlarda var, ve özellikle kapı kapı dolaşarak pazarlama yapanlarda bu mesleğe baya bir kara leke sürdüler, insanlarımızda artık kapısına gelenden bir şey almak korkutucu bir hal aldı, yinede girişimci ruha sahip kişilere tavsiyede bulunmak isterim, bugün bir avon, herbalife, oriflame gibi doğrudan satış yapan yabancı firmaları incelediğimde içim sızlar, biz kendi kültürümüzle, kendi ürettiğimiz, bizi kalkındıracak projeler niye üretmiyoruz diye...şu sıralar, tamamen ev kadınları için bir pazarlama projesi geliştirmek için uğraşıyorum, bizim kadınlarımızın evlerinde ürettikleri doğal ev yapımı bir çok ürünümüz olabilir, gıda, takı örgü vs.bunların üretimine katkıda bulunsak ve bir kadın koop. kursak, bu kadın emeğini değerlendirmek için hep beraber çalışsak, ne güzel olurdu, bunu yapmaya çalışan bir sürü kadın olduğunu biliyorum, hepimiz destek verelim kadınlarımızı güçlendirelim, ekonomik özgürlüklerini kazanmış kendine güvenen bir türk kadını modeline artık kavuşalım, toplumu doğuran, büyüten tüm kadınlarımıza saygılarımı sunuyorum, aydınlık güzel günler kadınlarımızın olsun diyorum.

denizlide böyle birşey var.adı da hanımeli.ev kadınları pasta börek takı vs gibi şeyler yapıyorlar ve şehrin değişik bir iki yerindeki dükkanlarda bunlar satılıyor ve kapış kapış gidiyor.özellikle pasta börekler bir harika oluyor.en çok da öğrenciler için aldığım bir eğitimde eğitmen kişinin anlattığı bir hikayeyi hatırladım şimdi.kocası kapıcılık yapan bir ev hanımı dairedeki çalışan hanımlara yemekler yapıyormuş ;ama bunu yapmasının önemli bir sebebi de yemek yapmayı çok sevmesiymiş.bu ablamızın mahareti ve yemeklerinin lezzeti dilden dile yayılmış ve şu anda komşu kapıcı hanımlarıyla üç adet dükkanları varmış.bu en kısa hali hikayenin güzel fikir.

[nurhanza]

taaa geçen yıl yazmıştım bu yazıyı, bir yıl sonra okunduğunu ve sahip çıkalan bir konu olduğunu görmek beni çok mutlu etti. takdir edilesi kadınlar işte,
bugün bir fikir daha geldi aklıma, çocuk evi projem için düşünürken, kocaman bir sinema ama bahçede olacak bu sinema, park gibi yani, hayvanlar, ağaçlar, ve güzel dinlendirici bir mekan, kadınlar işletecek burayı, her ilde olsa ne güzel olur, kendi markalarımızı oluşturacağız, çocuklarımız o mekanlarda, sevgi ile doğayla iç içe büyüyecek, sinema izleyecekler, veee
bugün gelen fikrim halka açık olacak olan bu mekanda kafeterya gibi ev kadınlarının ürünler satılacak, ama servisi pandomimciler yapacak, hiç konuşmadan şirin şirin hareketler eşliğinde gözümün önünde canlandırdım bugün bunu hatta kafeterya işleten bir arkadaşıma uygulamalı olarak anlattım birde çook eğlendim anlatırken bile, herkes dinleyince mutlu oldu, hayal olarak kalmamalı acilen hareketlerimi hızlandırıp ekonomik anlamda güç bulmalıyım uygulamaya geçmeliyim,, bir umutla ahhhh bir umutla olmalı bu işler, herkes duyarlı olan herkesin sahip çıkmasıyla olacak işler bunlar kalksak şu tvnin ve boş işlerin başından halk olarak bir silkelensek, acilen harekete geçmeli yoksaaaa, sevgili atam gidiyor elden vatan, bizi borçlarla yozlaşmalarla bitirecekler, marketlerde kendi markalarımız niye yokk, niye öz kaynaklarımız satılıp duruyor, neyseee fazla kaptırmayayım kendimi civcivlerimin yanına gideyim,

[peacemaker]

oyyy ne güzel diyorsunuz öyle çocuklarınıza civcivlerim diye dünyanın en güzel canlıları çocuklar ! umm çok seviyorum onları.ben de birgün çocuk sahibi olacağım umarım.fikirlere gelince fikirler güzel ve çekim yasası ile ilgili olarak, bilinçli yaratma sürecinden bahsedilir ve bunun püf noktasından biride zihinde canlandırmadır.gözümüzün önüne getirebilmektir.einstain şöyle demiş(ti birebir doğru olmayabilir kelimeler) ''düşünebildiğin herşey gerçektir.'' bu tip hayalleri daha eğlenceli ve gerçekçi kılmak için ... birşey yapılıyordu ama hatırlayamıyorumm sanırım hareket katılıyordu.yani hayal kurarken o hayalin içinde birebir varmışız gibi gerçek zamanlı olarak olaya dahil olmaktı.örneğin mutfakta et kestiğimizi hayal ediyosak.sanki o mutfaktaymışız gibi yürüyoruz çekmeceyi açıyoruz bıçağı alıyoruz eti dolaptan çıkartıyoruz ve kesiyoruz gibi.bunu öğrendiğim kişiye mail aracılığı ile sorup tekrar buraya yazayım ben dusun.
Evet ben de geçen sene yazmış nurhanza bu yazıyı dedim.acaba görürmü diye düşündüm. sonra bu mesajı kısa zamanda göreceğinizi hissettim.yanlış değilmiş düşünce üretmek güzel şey.
sevgiler

[nurhanza]

çocuklarımada civcivlerim derim ama, dün bahsettiğim haşin kedim bebiş tarafından saldırıya uğrayan sinekle sonic adını verdiğim civcivlerimdi, dün ağır yaralıydılar, bugün iyi gözüküyorlar, atlatacaklar bende artık kapıyı kitleyip gideceğim, az daha büyüsünler bahçeye kümes yapıcam,
forumda secret başlığında o bahsettiğin düşünce gücüyle ilgili bir sürü yazı var, yazı eklemeye başlamadan önce bol bol oku canım, olacak birşeyler, hepside en güzelinden