Fırtına...
çamur kıpırdandığında
toprağa gün vurdu
ayağa kalktı insan....
insan olduğunu değilde
sevmeyi öğrendi
daha gözlerini açtığında
bir uçurumdu bu
bu bir yar
yarin yarısı yardır
yarısı uçurum
neydi
bu karanlık yolın sonu
neydi kurtuluşun formülü...
çıkış varmıydı...
iyi kötü
güzel çirkin
aydınlık ve karanlık
ve siyah
ve beyaz
işte
burada buldu insan çözümü
en zıt şeyleri birleştirdi
en olmazları gerçekleştirdi...
susmak yerine naralar attı
avazı yettiğince...
melek dedi
şeytan dedi sevdiğine
cadı oldu kimi zaman
ama genelde
prensesti sevilen
o da bazen
atıp üstünden
tüm mütevaziliğini
kral oluyordu bazen
kendi ufacık dünyasında
şaşkın bakışlar altında
yağmurun bile ıslatamadığı
aşklar yaşandı önce
mecnun diyordu adına
ferhat diyordu
yunusun dilinden seviyordu bazen
şiirler yazıyordu
masalların saf temizliği
destanların gerçekliğiyle
karışıp aşk oluyordu bazen...
neden sonra
bir rüzgar
bir fırtına
en delisi dalgaların...
aklı kaldırabilir miydi
başka bir şeyi
bu kadar düşünse
hayır
yavaş yavaş
sona doğru gidiyordu
yavaş yavaş bitiyordu
en güvenilir olan
en sağlam kayalardan dikilen
bu kale
yıkılmaya yüz tutuyordu...
delirmeye ramak kalmışken
bir boşvermişlik.....
yarin yarısı yardır
yarısı uçurum
internetten çalıntı... kimin olduğunu bulamadım...