Maymunlar Cehennemi: Başlangıç

[Berilce]

Maymunlar Cehennemi: BAŞLANGIÇ

Ekşi Sözlük’te Maymunlar cehennemi için bir tanım yapılmış, çok güldüm ama biraz doğruluk payı var galibaJ))) “Güneşli bir Pazar günü Boğaz veya İstiklâl Caddesi”…

“Maymunlar Cehennemi”, 2011’in en dikkat çekici ve güzel filmi, görmenizi tavsiye ediyorum Arkadaşlar. Başroldeki İngiliz aktör Andy Serkis, süper zeki şempanze Sezar’a hayat vermiş, “performans yakalama tekniği” diye bilinen bir tekniğin en iyi uygulayıcılarından bu aktör, Yüzüklerin Efendisindeki zavallı Gollum’u da çok başarılı bir şekilde canlandırmıştı.
Film şempanzelerin ormanda insanlar tarafından kovalanmasıyla ve yakalanmasıyla başlıyor, bu sahneler çok acıklı. Yakalanan dişi şempanzelerden biri olan ve daha sonra labarotuvardaki deneylerden sonra göz rengi değiştiği için, (akıllandıran bu ilaç gözleri yeşil renge dönüştürüyor) kendisine “parlak göz” lakabı takılan şempanze Sezar’ı doğurur ve yavrusunu koruma içgüdüsüyle sağa sola saldırdığı için öldürülür. Ve bebek Sezar’ı laboratuarda çalışan bilim adamı (James Franco) evine götürerek, çocuğu gibi yetiştirmeye başlar, ne var ki yıllar geçtikçe Sezar hem daha da akıllanacak, kendini insan sanan insanlara baş kaldıracak, “birlikten kuvvet doğar” prensibiyle diğer kendisi gibi acı çeken, hapsedilen şempanzeleri örgütleyecek, onların lideri olacak, bilinçlendirecektir. Filmde etkileyici iki ana fikir var. Birisi; bireyin yalnız başına değil ama birlikte hareket etmesinin önemi ve özgürlük, her türün kendine özgü şartlarda yaşaması…
Filmin sonunda artık konuşabilen bir Sezar görüyoruz. Ormana kaçan Sezar, “hadi eve gidelim” diyen insan babasının sözüne karşılık, diğer şempanzelere bakar ve onun kulağına eğilerek; “Sezar is home” (Sezar evde) diyerek özgürlüğüne kavuşur. Şempanzeleri akıllandıran ilacın bir virüsle aktive edildiğini ve bunun insanlarda ölümcül olduğu filmin sonunda veriliyor, fakat insanların bundan daha haberi olamıyor.

İlk Maymunlar cehennemi adlı filmde yıllar önce ünlü aktör, Marlon Brando oynamıştı, bu film hayvanların genetiği ile oynanma konusunda yapılan ilk filmlerden biriydi ve Marlon Brando’ya aşılarla insanlaştırdığı ve zeka verdiği hayvanlar tarafından tapılıyordu adeta. Başında acaip şekilli uzun bir külah benzeri başlık, bol giysiler içinde, tahteravan ile taşınan, tapılan bir Marlon Brando… Bu filmde de Marlon Brando mikroskobundan bakar ve yanında insanlaştırdığı çok güzel, esasen bir kedi olan, kızı vardır ve “Tanrıyı gördüm, o mikroskopta” (DNA’yı kasteder aslında) der. Fakat bu filmde de kendi akıllandırdığı hayvanlar arasında nifak, birbirlerini ve yaratıcılarını çekememezlik ortaya çıkmıştı ve sonunda yaratıcılarını yok etmişlerdi hayvanlar…

Genetik Mühendisliği daha pek çok ilerleme kaydetsin diliyoruz ama sanki bu ilerlemeler insanların aleyhine de olabilir diye düşünüyor insan bazen…