Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| din kitlelerin afyonudur * karl marx'ın sözüdür.
* baz alınarak bir sözün geçerliliği ispatlanıyorsa o zaman
* ,
* baz alınarak da bir teori çöpe atılabilir demektir bu..Bu din denilen şeyin
* mahlazıyla kan içiciler ve barbarların dünyasında nasıl büyük bir medeniyet kurduğu,kaç halkın gel bizi de kurtar nidalarıyla
* 'ya seslendiği de bilinmelidir..
Ortaçağ'da uygulanan o şey bir dinden ziyade bir ideolojidir..kendine has bir yönetim biçimidir..kral'ın papa yetkisiyle iradeyi ve yönetme gücünü tanrıdan aldığı düşünülen basit,soysuz ve batıl bir düşünce..
Oysa onların
* resulullah tarafından 'islamda ruhbanlık yoktur' hadis-i şerifiyle kınanmış ve men edilmiştir..
Sorulmalıdır..Amerika üniversiteleri'nde kürsüleri bulunan ibn-i rüşd,ibn-i sina,gazali,ibn-i hazm gibi adamlar bunu bir afyon olarak düşündükleri için mi o barbar avrupalılar tarafından yağmalanan endülüs gibi medeniyetlerden çıkıp batı bilim ,tıp ve felsefesine yerleşmişlerdir..sorulasıdır..
* burada anlatılmak istenen bir din oligarşisi veya papa baskısı degildir.sosyalist düşünce özgür bir ahlak yasası olusturmak ister ve butün insanlar buna ayak uyduramaz.
arada düzene uymayacak olan kütüklerin bari en azından tanrı korkusu ile terbiye edilmesinin iyi bir yöntem olacagı düşünülür.sosyalist düşünce materyalisttir.
* ideologların insan psikolojisinden uzak,sosyal yapının nasıl gelişim gösterdiğinden bihaber,sıcak koltuğunda oturup çayını yudumlayarak karaladığı fikirleriyle yürütülen sistemler yüzünden yıllarca kan kusan bir dünyayı gördükten sonra insanı düşündüren bir fikir.
sovyet rusya'nın kanlı rejiminde ölen onca insanı düşündükçe,aç kalan milyonları gördükçe ne kadarda haklı
* dedirten bir söz.
benito mussoli'ni ve hitler'in faşizminin kanlı ellerinde can veren yığınlardan,mao'nun zulmünde harcanan onca bedenin ardından ''acaba'' dediğim marx'ın sözü.
insan elinin kirlettiği,tahrife boğduğu kutsal kitaplardan türeyen dinlere bakarak düşünen insanın batabileceği bir batağın dip kısmıdır.
aslında bir ölçüde haklıdır.
kadın insan mı dır ?
sorusunu tartışan hristiyanlar için marx doğru söylemiştir.
budist rahibin pısık öğretisi karşısındaysa tamamen haklıdır.
katle destek olan tevrat için söylenirse uygundur.
sofralarımızın kırmızı et kaynağı ineği,sıçarak öldürdüğümüz fareyi ilah edinen bir mantık içinse bu serzeniş,o zaman marx az bile söylemiş.
islam için diyorsa eğer fikirlerindeki onca hataya bir yenisini eklemiştir.
islam
isevilikteki ve tevrattaki gibi kadını ayaklar altına almaz,cennet anaların ayakları altındadır sözüyle,cenneti kadının ayaklarının altına yayar.
islam kadının erkekle eşit olduğunu söyler.
ona boşanabilme hakkından evlilik teklif etme hakkına kadar sayısız hak tanır.
kocayı karısı etrafında pır döndüren bir aşığa,bir dosta çevirir.
ilk vahyi oku diyerek ilme yönlendirir.
tafekkürü
* en faziletli uğraş olarak tanımlar.
düşünen bir insanın uyuşuk durmasıysa olanaksız olacağından marx'ın bu sözünü islam için söylendiğinde yerin dibine geçirir.
marx'ın ekonomi üzerine yaptığı söylevlerin kof çıktığını gören bir zihnin yine islam'ın ''düşün!'' uyarısını hatırlayarak çöp tenekesine sallayacağı bir sözdür.
tarih incelendiğinde haksızlığı gün gibi ortada olan,bir sözdür.
* marx ın dinler konusundaki bilgisizligini ortaya koyan talihsiz bir cümlecik..
* din kavramına sıkı sıkıya bağlı toplumların, medeniyet düzeyinde nerelerde olduklarını görünce katılmamanın mümkün olmadığı önerme.
asıl anlatılmak istenenin "dinin dogmatik olduğu" ve tartışmaya, dolayısıyla da gelişime kapalı olduğudur.
* "karını döv" diyen bir dine, bilerek söylenmiştir. ayrıca müslümanlıktan kat be kat fazla geçmişi, dayanağı, felsefesi olan dinlere laf atmanız afyonu köküyle nargileye kattığınızın resmidir. hatta iki nefes sonra islam da çok "....." bir din olacaktır.
* bu kavram ahlaki zaafiyet denilen olgu ile birlikte işler. zira "ahlak" nietzscheden beri görelidir. günümüzde, en azından muasır mediniyet seviyesine ulaşmış hukuk sistemlerinde ve hatta ülkemizde kötü eğilimlerin !hiçbiri! fiziksel şiddet ile terbiye edilmemektedir. insan hakları şiddeti yasaklamıştır.
oysa nisa suresinin 34. ayeti diyanet meali ile aşağıda aynen copy-paste dir.
---
Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.12 Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta
* dırlar. iyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah&
* koruması sayesinde onlar da &
* başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın.
* onları
* dövün.14 Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.
---
bu bağlamda islamda "dövme" yoktur demek en hafif tabirle kuran ı reddemektir.
* karl marx ın büyük oranda doğruluk iceren sözüdür. zira dinsel kimi ritüeller ve sorgulanmaması gereken inanclar bünyede afyon etkisi yapmaktadır.
fakat marx ın ürettiği sistemde biraz da tepkisel teorilerin etkisiyle afyonik bir yapıya girmmis ve marx ın tarzında diyalektikten determinizme bir gecis gözlenmistir.
* doğruluğu tarih içinde kanıtlanmış söz öbeğidir. bugun bile ülkemizde din üzerinden siyaset yapan partiler mevcuttur. ancak elbette burda sorumluluk dinin degil, insanların inanç zaafından faydalananlarındır. ilahi adalet inancının kişiyi pasif ve kaderci olmaya yönelttiği çok açıktır. ancak elbette dinin de yardımlaşma, iyi insan olmak isteme gibi iyi etkileri mevcuttur. insanlık kendine verilen doğayı bile bu kadar suistimal etmişken, yapay bir şekilde dünyaya sokulan din kavramını da elbette suistimal edecek,çıkarına göre yontacaktır.
* evet, din kitlelerin afyonudur.
insan topluluklarını yönlendirmenin, yönetmenin araçlarından biridir. her zaman için egemenlerce bu amaç için kullanılmıştır.
istisnasız her toplum ve her din için geçerlidir.
* yaşadığımız zaman diliminde dinin yerini medya ve internet almıştır.
* futbol, basketbol, porno endustrisi, tv sovlari gibi yeniliklerin eklendiği listenin baş kahramanını içeren tanım.
maddi bir üretim yaratmayan her olgu, materyalizme göre, doğal olarak "gereksiz uğraş", "verimsiz yapı", "uyuşturucu" olarak nitelenir.
* kitleşenleşen her düşünce için geçerli olacak önerme. nitekim aynı problem ideolojilerde de görülmüş ve zaman içinde marxismde afyonlaşmıştır.
* din asla toplumlar için bir afyon etkisi teşkil etmez.sadece dinin sömürücü eller tarafından halka karsı bir afyon olarak kullanıldıgında bu saptama ortaya cıkar ve ortacag avrupasında görülen olay budur.insanların maneviyatı her dönem sömürülmeye calısılmıs ve bu dönemlerde yasayan materyelist zibidiler bunu farklı lanse etmişlerdir.din bütün toplumların direğidir,ister allaha inansın,ister ateşe tapsın farketmez inanç her zaman en kutsaldır ve hiçbir toplum için uyusturucu etki değildir.esas afyon dinin kendisi değil dini bu sekilde insanlara zerketmeye calısan küflenmiş beyinlerdir.
* suru psikolojisine vurgu yapiyor olsa bile, asil soylenmek istenenin ozellikle islam dusunce tarihi boyunca en onemli sorunlardan biri olmus akil-vahiy sorununu ronesans sonrasi avrupasinin carpik bir sekilde ele almasiyla ilgili oldugu belli. bunu, yerinde bir ornek olarak ahlak teorisiyle iliskilendirebiliriz.
suru psikolojisi olayi zaten dinle degil, kitlelerle alakali bir seydir. din ise zorunlu olarak kitlelere hitap etmek zorunda degildir. ancak kitlelere hitap ettiginde, kitlelere hitap edip basarili olan her ideoloji, dusunce, fikir, vs gibi afyon etkisi yapar. bu da suru psikolojisi dedigimiz seydir.
ki, marx'in hic kenevir tohumu, yahut marihuana kullanmadigina inanmamiza neden olacak da bir sozudur. alegori, ama bi yere kadar benzerlik bekliyor insan ne de olsa.
akil-vahiy sorununda ise marx zaten acikca belli olan yerini kesinlestiriyor sanki bu sozuyle. materyalizm uzerine kurulmus kisir bir teori olan marxizm, tek guzel yani olan diyalektigi kullanarak, edebiyat yapiyor. aforizmasinda, dine vururken aslinda dinin popularitesinden faydalaniyor marx.. buyuk bir sey soylemis gibi gorunmek icin.
aslinda soyledigi, "yildizlari kim yaratti bilmiyorum ama kucuk daglari ben yarattim.. tamam hadi ben ayratmadiysam bile en azindan, hukmeden benim.. ve daglarim hakkinda en dogru karari ben veririm.." buna inanmayanlar da, kendilerini kandiriyorlar, ve ipleri baskasina kaptiriyorlar, zavallilar diyor..
sosyolojik bir tespit olarak pek de algilanmamasi lazim bence. cunku, din her yerde oyle yada boyle belli karakteristikleri paylasan bir kurumdur. kanunlari koyma, etigi belirleme, gucu ve tapilacak olani belirleme iddiasina her din sahiptir. tavirlar degisir, ama bu iddia zaten sabittir.
* burada asıl vurgulanmak istenen din ve dine atfedilen dogmaların, eğitimsiz kitleler üzerindeki manipüle edici gücüdür. nötr bir yorumdur. halbuki inanç kişiseldir, işin içine kitlesellik girdiği anda siyasete girmiş olur.
* din bireyin kendi iradesi ve vicdanında kalmayıp da kitleleri yönlendirmede devletin koyduğu kanunlar hükmünde olmaya başlarsa işte o zaman din bir afyon olur. zira böyle bir ortamda beyinler uyuşur ve kullanılamaz hale gelir.
hatırlayalım osmanlı nın son demlerini. olup biten her şeyi dini çerçevede izah etmeye çabalamak, insanları dini hükümlere göre cezalandırmak ne hale getirdi ahaliyi?
kaldı ki inandıkları dinin kutsal kitabında 'devletinizi şu rejimle yönetin, devletinizin kanunları şunlar olsun' diye hükümler de yokken gerçekleşti bu.
bugün kadınlarını ikinci sinif vatandas yerine koyan, zorla başlarını örttüren, zina yapanı öldüren rejimler hep bu hastalikli zihniyet yüzünden bu girdabın içinde bocalamaktadırlar. bu noktada görüyoruz ki, din tek başına uyuşmaya sebep olan şey değil, onu kendine afyon yapan insan. kavramları anlamlandıran, hakkında değer biçen insan aklı ve iradesi olduğuna göre dini afyon haline getiren de insan oluyor.
yani bir din ortaya çıkıyor ama zamanla içine bir sürü hurafe sokuluyor, insanlar o dinin kutsal kitabını okumadan anlamadan kulaktan dolma, asılsız bilgilerle din yaşamaya çalışıyorlar. bu ise insanları yanlış bir dünya ve ahiret algılamasına itiyor.
dini nder diye peşine takılınan kişinin sözleri adeta kutsallaştırılıyor. onun sözü dışında yorum yapana, farklı izahta bulunana düşam gibi bakılıyor. o yüzdendir ki cemaat ve tarikatlerin üyeleri birbirlerini tasvip etmezler. edenler olsa da azınlıktır.
burada bir yanlış da dünyaya bakışta göz çarpıyor. insanlar herşeyi dini hükümlere göre anlama ve açıklama gereği duyuyorlar ve bu da insan iradesinin , aklının ortadan kalkması yerine belli kişilerin görüşlerinin mutlakiyet anlayışı içinde geçmesine sebep oluyor. laiklik ilkesinin dünya hayatındaki yeri ve önemi de burada ortaya çıkıyor. laiklik ve demokrasi birbirinden ayrılmaz iki önemli insan haklari koruyucusu oluyor.
afyondan korunmak, beynimizi uyuşturmak istemiyorsak yaratıcı nın verdiği aklı kullanmalı, laiklik ve demokrasiye içten inanarak insan haklarına saygılı bir ülke ve dünya için çabalamalıyız.
* merak edilen herşeye "takdiri ilahidir" , "onu Allah bilir" gibi cevap verilemesinden dolayı radikal dinci kesimden insanlığı aydınlatacak cevapların çıkmaması hiçte garip değildir.
* kendi teorik mecrasını kazan marx için hesaplaşılması gerekenler yani hegel ve feuerbach'a atıfla söylenmiştir. kapitalizmin doğuşunda hristiyanlığın daha özel olarak kilisenin rolü üzerine gerçekleşen polemiklerin ürünüdür.
islam coğrafyası ya da daha geniş olarak orta doğu için ayrı bir ekonomi-politiğin temellendirilmesi gerektiği de ömrünün sonlarına denk düşer turkey adlı yarım kalan bir çalışması vardır hatta.
cımbızlanıp tecrit edildiğinde bu sözü din düşmanı söylemlere dahil edenlerin metnin tamamını gözden geçirmesi gerekir, ki tümce şudur
"dini sıkıntı, aynı zamanda gerçek sıkıntının ifadesidir ayrıca gerçek sıkıntıya karşı bir protestodur. din bastırılmış yaratıgın iç çekişidir, kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz koşulların ruhudur. din halkların afyonudur."
* söylenmiş gerçek sözlerdendir...
* din kavramıyla insanların doldurulusa getirildigini gozlerinin boyandıgını anlatmak isteyen
* cıkıslı soylem.
* deli saçması bir slogan. din olgusunun ne işe yaradığını çözememiş bünyenin,yanlış tahlili. bu önermeyi ortaya atan arkadaşın kendine bir çeki düzen vermesini şiddetle tavsiye ediyorum.evet.
* Karl arkadaşımız bunu şu yüzden söylemiştir
Dinler, adaletin ölümden sonra sağlanacağını söyler, bunun yanında avrupada kilise gibi sermayenin arkadaşı olan kurumlara da itaati sağlar. Ahiret inancı da inanları gerçek hayatta ister istemez haksızlıklara karşı daha pasif bir hale sokuyor. "allahından bul", "allaha havale ediyorum" gibi deyişler de bunun ispatlarıdır. Buraya kadar bir itiraz olabileceğini sanmıyorum.
Buna bağlı olarak da gerçek dünyadaki toplum üzerindeki baskılar, sömürü düzeni vs haksızlıklara karşı da toplumun başkaldırı gücü olmaz. Uyuşmuş gibi tepkisiz kalırlar.
Bunu görmek için toplumsal hareketlerin yoğun olduğu yerlerle koyun halkın yaşadığı yerleri karşılaştırabiliriz. Hatta kişiler bile karşılaştırılabilir.
en fazla toplumsal hareket, protestolar, direnişler fransa, kuzey avrupa, ingiltere gibi dinin artık çok da etkili olmadığı ülkelerde görülür. Dinin yoğun olarak yaşandığı arap ülkelerinde muhammed karikatürlerine verilen tepkiden başka pek bir toplumsal hareket hatırlamıyorum. Ortadoğuda insan hakları için yürüyüş yapıldığını gördünüz mü? Ya da ekonomik haklar kazanmak için grev yapıldığını? Ben hatırlamıyorum. Fakat fransada az da olsa madur olan çiftiçiler ayaklandı mı bütün ülke sarsılır, paşa paşa da istediklerini verilir. Yalan mı?
Kişilerden örnek göstermek gerekirse, türban gibi konular dışında, grevlerde, insan hakları konularında, çevre için yapılan protestolarda acaba çğunluk toplumun muhafazakar kısmından mı çıkıyor? Tabii ki hayır.
Demek ki karl kardeşimiz biraz da olsa haklıymı, tepki vermeden önce birz gözlem yapmak lazımmış. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |