| ||||||||||
|
Serbest Kürsü ve Sözlük hoşçakal yarın Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız deniz gezmiş'in idamını anlatan mükemmel film. başrollerini berhan şimşek , tuncer necmioğlu , tuncel kurtiz , mazlum çimen ve bülent çolak'ın paylaştığı yönetmenliğini reis çelik'in yaptığı 1998 yapımı film. film deniz gezmiş ve arkadaşlarının yakalanmasıyla başlıyor, mahkemeyle devam ediyor ve ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sözlük telkin cd indir izle İstanbul Sözlük nerededir kimdir Sözlük çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sözlük hipnoz Sözlük olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sözlük hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sözlük kuantum düşünce kitap haberi
![]() |
![]() ![]() | LinkBack | Seçenekler | Stil |
![]() | #1 (permalink) |
Albay ![]() Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() | ![]() deniz gezmiş'in idamını anlatan mükemmel film. başrollerini berhan şimşek , tuncer necmioğlu , tuncel kurtiz , mazlum çimen ve bülent çolak'ın paylaştığı yönetmenliğini reis çelik'in yaptığı 1998 yapımı film. film deniz gezmiş ve arkadaşlarının yakalanmasıyla başlıyor, mahkemeyle devam ediyor ve finalde asılmalarıyla bitiyor. belgesel tadında da izlenebilecek güzel bir filmdir. denizler'in öyküsünü anlatmada oldukça eksik kalmış bir filmdir. denizler'in mücadelesini mücadele ettikleri dönemden ayrı olarak değerlendirme çabasına girmiştir. fakat bunda bile başarılı olamamış, idam sehpasında deniz'in sarfettiği son sözlerine tam olarak yer vermemiştir. güzel bir film. olayı tam olarak yansıttığına inanmıyorum ama yansıttığı kadarı gayet başarılı ve yeterli olmuştur bence. filmin sonunda gözyaşlarını tutabilene aşk olsun derim.. bir dönemi anlatmasıyla sinemamızda kendisine yer edinmeye çalışan fakat sinematografik açıdan bakıldıgında büyük ölçüde eksikleri olan film.o dönemde olanlar hakkında pek fikir sahibi olmayanlara bir şeyler anlatabilir fakat o dönemi yaşayan biri, cok daha vurucu ve sert bir şekilde anlatılabilseydi keşke diye düşünmeden edemez... olayları tam anlamıyla aktaramasa da, itiraf etmek gerekir ki dünyadan haberi olmayan çoğu insan için bu anlatım bile şimdilik yeter de artardı. umuyorum canlı kaynaklık edebilecek kimseler de hayattayken aynı dönemi yansıtan daha iyi bir film ileride çekilir. ercen cengiz'in çok güzel bir şiir'i. hoşçakal güneş, toprak, su, gökyüzü demeye zamanın olursa eğer hoşçakal gidiyorsun işte, gidiyorsun sancını yüreğinde saklayıp resmin son karesine sığdırdığın yüzünle aşkı, nefreti, hüzünlerini, özlemlerini de alıp dakika, saat, gün, ay, yıl hesabını yapmadan baharın ve kışın hoyratça savrulan bir ömrün ardından baka baka nihayetinde gidiyorsun, sıra senin demekki bırakıp da gitmelerin sırası senin bebekken, oynamak isterdin oysa bir çocuk gibi oranı buranı kanatıp durmayacakmış gibi ağlamak sonra da kucak kucak gülmek ağrı mağrı yokmuş gibi çocukluğuna geldiğindeyse bıyıklılara özendin ve sakalını kestirmeyi ilçenin biricik berberinde yayıla yayıla berber koltuğuna aynanın karşısında ve hatta enseni görmeyi de ne çok isterdin berberin koltuğunda karşılıklı duran aynalarda ölümün o donuk yüzünü kestiremezdin hayallerinin arkasından koşturmaktan gençliğine geldiğinde büyümek isterdin hala hem enine, hem boyuna yarışırcasına büyümek bundandır belki inatçılığın, kimbilir okul yolunda yalnızlaştığın, kıkırdayıp gülmediğin bundan çılgınlığın peşinde koşarken gözlerinin önünde yaşıtların sen olgunlaşmayı yeğlemişcesine vazgeçtin sorumluluklar biniyordu omuzuna bu yüzden boyundan büyük sorumluluklar altında ve dünyanın bitmez tükenmez o kara derdi tepeden tırnağa sarıp sarmalıyordu seni sense dönüp bakmıyordun bile ne kadar da çocukcaydı yaşananlar dünyayı sarsacak adımları öğrendiğinde etrafında oynaşan yaşıtlarına öğretirdin şiirleri tarardın bu yüzden, romanları... direniş türkülerini dinlerdin gün doğarken ve bir halkın destanını yaratan elleri okurdun kalem tutan ellerde, hikayelerini dinlerdin tarumar edilmiş yaşlı kimsesiz insanların kendi dillerinden var yok bir kaç kürsü olurdu sobanın etrafında bir de minder dururdu odanın başköşesinde varsa evin bir gelini yüzü tülbentliydi tanrı misafirine erine karşı el pençe, dili yok gibiydi yer sofrasındaki tepsiye dizili bardaklara çayı doldurduğunda küçücük kaynına gelinlik ederken, kaynanasıyla yarışırdı arka odada bin bir türlü haline bu dünyanın, sızlanırdın kendi kendine bu nasıl bir dünya diye saç, sakalın aklaşınca tümden kopar oldun gençlerden içindeki çocuğu eze eze ne de çabuk büyüdün çok sonradan anladın ki çocuklarla oynadığında yetişkinler katıla katıla gülerlermiş haline oysa sen masumane seni sevdiklerine yorardın onlarınsa kızlarını uzak tutmak için bile olsa özel bir çabaları olmazmış sırf bu yüzden kızlar olgun adam istermiş köy yerinde büyüdüm ya da olgunlaştım derken belin bükülmüş de haberin bile yoktu senin ya da fark etmemişsindir devranın ağırlığını kimin aklına gelirdi ki durmak tükenmek bilmeyen zamanın su gibi akıp giderken avuçlarının içinden yaşamını da beraberinde götüreceğini ikide bir dönüp de sırtını mı yoklardı insan hem sonrası da vardı bu gidişin saça, sakala, bıyığa dokunmamak için çıkarıp attığında tarağını sağ arka cebinden ne de olsa görmüş geçmişlerdi diyordun laf dinletmesini de bilirlerdi diye peşlerine takılıp da gittin bu yaşta insan dedin mi geleceğinden kat be kat daha fazla geçmişindeki izleri bulmaya çalışırdı her nedense bir yerde kabullenme miydi aslında geç de olsa gökyüzünü yakalayamama gerçeği mi para pul, mal mülk kimin neyine artık kavga dövüş de öyle dargınlıkların arasında kaybolan acımtırak zamanlar da üst üste binen gölgeler, karanlıklar, yarasalar... sert katı sözler altında yanıp sızlanmalardan öte gitmezdi alabildiğine yan yan bakan o bakışlar altında gizli gizli süzmeler birikirdi iki kaşın arasında, o kadar anlamsızmış demek, anlamsızmış ısıran bir köpeğin arkasından taşı kavrayıp da fırlatmak hoşçakal yağmur, hoşçakal bulut, hoşçakal su göğün efendisi şimşekler hoşça kalın dolu, kar, çiçekler... hoşça kalın meyveler, ekinler, dağ - taş ve bugün de çiseleyen yağmur ortadan ikiye ayrılan ay parçasındaki karanlık ve aydınlık yüzleri, hoşça kalın tomurcuğu yeni patlamış meşe ince yapraklı salkım söğüt ağacı ve kumsala vuran çam kokusu... hoşçakalın edepliler, edepsizler konuşanlar, yazanlar, çizenler bilenler, bilmeyenler güçlüler, zayıflar haklılar, haksızlar hakkını yedirdikten sonra sızlananlar oturanlar, koşanlar, anarşiştler hoşçakalın hoşçakalın demeye zamanın olursa eğer gidiyorsun işte, gidiyorsun arkanda bir ömür, yarım yamalak bir hayatı alıp gidiyorsun demek ilk durakda kimleri göreceksin acaba tanıdıkların mı olacak yoksa yeni yüzler mi eşkali belirlenenler mi, maskeliler mi yine bazılarına dosttuk, bazılarına düşman gözlerine baka baka diyemeden gidiyorsun demek... diğer duraklarda sen yoksun herşey sil baştan olacak anlayacağın farklılıkları da ister istemez... ama sen bir daha da gelmeyeceksin ve bunu bile bile gidiyorsun açık kalmış gözlerle yaşamının hiç bir evresini kendine has yaşamadan bırakıp da gidiyorsun, öyle mi... git öyleyse, git, gidebiliyorsan... berhan şimşek gibi yetenek yoksunu ve kırkküsür yaşında bir adamın oynaması bir yana, denizlerin idam sehpasındaki son sözlerini sansürlemesiyle de gerçeğe uygun düşmeyen tek kelimeyle 'kötü' bir filmdir. şarkışla'ya düşürmesin oy oyyy... allah sevdiği kulunu oy... gemerek'te çevirmişler deniz gezmiş'in yolunu... gece elmalı'da kalmış oy oyyy... hamamcı ali'yi sormuş oy... uzatmalı itin biri yusuf'u gaflette vurmuş... n'olaydım n'olaydım oy oyyy... okur yazar olaydım oy... deniz mahkemeye düşmüş avukatı ben olaydım... yusuf mahkemeye düşmüş avukatı ben olaydım... onların hoşçakal dediği yarın bu değildi ve bu olmamalıydı...şimdi gerçekten: hoşçakal yarın... show tv'de gecenin bir yarısı rastlamam üzerine şok geçirmeme sebep olan film. olayların üzerinde ayrıntılı durulmaması ve de berhan şimşek'e rağmen o dönemi bilmeyen insanlarda bir izlenim oluşturmayı başarmıştır. ama ben hala neden devrim kelimesinin biplendiğini anlayabilmiş değilim. madem yayınlıyosun tam yayınla da takdir edelim değil mi? yarısından izlemeye başlamış olsam da atv de gördüğüme şaşırmış olsam da beni cidden duygulandıran güzel bir film. daha iyi yapılabilir miydi?bence gerek yoktu orta karar bir yapımcılık yeterliydi, ellerinize sağlık... deniz gezmişin yakalanma anından itibaren idamına kadar geçen süreci anlatan , zaman zaman geri dönüşler yaparak izleyicinin o dönemin durumunu öğrenmesini amaçlamış bir filmdir..mesajı vermekte başarılı olmuştur hele filmi deniz gezmiş ve arkadaşlarının hayatını iyi bilen biriyle izlediğiniz zaman çok daha aydınlatıcı oluyor Kaynak: İtüSözlük
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir. |
![]() | ![]() |
![]() |
Bookmarks |
| |
Serbest Kürsü ve Sözlük hoşçakal yarın Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız deniz gezmiş'in idamını anlatan mükemmel film. başrollerini berhan şimşek , tuncer necmioğlu , tuncel kurtiz , mazlum çimen ve bülent çolak'ın paylaştığı yönetmenliğini reis çelik'in yaptığı 1998 yapımı film. film deniz gezmiş ve arkadaşlarının yakalanmasıyla başlıyor, mahkemeyle devam ediyor ve ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sözlük telkin cd indir izle İstanbul Sözlük nerededir kimdir Sözlük çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sözlük hipnoz Sözlük olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sözlük hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sözlük kuantum düşünce kitap haberi