[bluemoon24]

şener şen ve türkan şoray'ın baş rollerde oynadığı ve bittikten sonra bir çok kopyasının yapıldığı unutulmaz dizi.dizi dediğin böyle olmalı.

diğer diziler gibi bokunun çıkarılmadığı,bitmesi gereken yerde bitirilen taktire şayan dizi.

samatya'nın bir şiiri olduğunu insanlara tekrar anımsatan dizi





bkz. tan sağtürk)

sezen aksu klasiklerinden biri





gamze gamze bir gülüver şimdi

beni göğsüne alıver şimdi

mevsimi geldi susadım aşka

benimle bir bütün oluver şimdi



ikinci bahar yaşıyor ömrüm

gel benim yarim oluver şimdi

seni gül gibi öpe koklaya

gözümden, dilimden, sakınır saklar

bugünki aklımla severim şimdi



ikinci bahar yaşıyor ömrüm

gel benim yarim oluver şimdi

seni gül gibi öpe koklaya

gözümden, dilimden, sakınır saklar

bugünki aklımla severim şimdi



şiirler, şarkılar söyleyerek

mehtabı birlikte seyrederek

benimle bir rüya kuruver şimdi

aahhh....



ikinci bahar yaşıyor ömrüm

gel benim yarim oluver şimdi

seni gül gibi öpe koklaya

gözümden, dilimden, sakınır saklar

bugünki aklımla severim şimdi



ikinci bahar yaşıyor ömrüm

gel benim yarim oluver şimdi

seni gül gibi öpe koklaya

gözümden, dilimden, sakınır saklar

bugünki aklımla severim şimdi



ikinci bahar yaşıyor ömrüm

gel benim yarim oluver şimdi

seni gül gibi öpe koklaya

gözümden, dilimden, sakınır saklar

bugünki aklımla severim şimdi

bkz. kalplerde ikinci bahar)

nurgül yeşilçay'a aşık olduğum dizi. fakat sonradan oynadığı diziyle soğuduğum bayan sanatçı

incesazın müziklerini yaptığı dizi.

dün akşam yatmak üzereyken televizyonda görüp de izlemeye oturduğum ve bundan sonra her gece izleyeceğim, ilk sefer izlediğimde gönlümde hoş bir tat bırakan ender rastlanan güzellikteki türk dizilerinden.

yayınlandığı dönemde birçok kişiyi ekranlara bağlamış oldukça fazla rating alan bir diziydi. atv yaz vakti bu dönem yayınlanan dizilerinin tekrarını vermek yerine ikinci baharın tekrarını vermeyi uygun bulmuş da biz de tekrar izleyebiliyoruz diziyi.



bu kadar kaliteli bir yapımın arkası yarın havasından verilmesi aslında oldukça sinir bozucu bir olay. hatta dizinin her bitiminde ikinci baharda arkası yarın gibi abuk bir yazı ekranlarımızı süslüyor ama gene de bu eskiden izleyip de diziyi sevmiş izleyicileri ekranlardan uzaklaştıramıyor.



önce kötü yönünden başlamak gerekirse, yayınlanmaya başlayalı 4 gün olmasına rağmen, daha hiçbir iki bölümün başlangıç saati aynı olmadı. hatta dün olayı iyice abartan atv, dizinin bitiş saati gelmiş olmasına rağmen hala diziyi yayına sokmamıştı. bunu bir kenara bırakırsak ortada kalan tüm diğer şeyler bence olumlu.



daha ilk bölüm itibariyle kendinizi zaman tüneline girmiş hissediyorsunuz. türkan şorayın elleri titriyor gene, ozan güvenın şimdiki haliyle alakası yok, nurgül yeşilçay son derece duru bir güzellikle ortalarda geziyor, özkan uğurun saçları daha tam dökülmemiş falan filan böyle birçok ayrıntının yanında bir de bakıyorsunuz ki, küçük rollerde oynayan kişilerin hepsi daha sonra büyük dizilerde iyi rollerle karşımıza çıkmışlar sonrada.



konusuna gelindiğinde ise, son dönemin vurdulu kırdılı veya olması imkansız şeyler içiren konak dizilerine benzemiyor. son derece mümkün bir hikaye. iki çocuğunu* * büyütmek zorunda olan trakyalı bir anne* bulaşıkçı olarak bir kebapçıda işe başlar. burdaki görevi ve maaşı arttıkça dükkan sahibiyle* arasında da bir yakınlaşma gözlenir. bu işten en çok rahatsız olansa, yıllardır adama ve üç kızına kendini sevdirmeye çalışan güven hoknadır.

ikinci baharında aşkı bulan bu insanların aşkına, çocuklarının ve çevrelerindekilerinin aşkları hayatları da eklendi mi, ortaya tam bir aile dizisi çıkıyor.

dizinin müzikleri de eskiden dikkatimi çekmemişti ama tekrar bölümlerinde en çok dikkatimi çekenlerden biri de dizinin müzikleri oldu. en uygun yerlerde en uygun müzikleri bulup çalıyorlar sanki. mesela ali haydar usta hanıma aşkını anladığı anda leman samın illası çalıyordu.



uzun lafın kısası daha önce izleyip beğenen veya izleme fırsatı bulamayan herkesin izlemesi gereken bir dizi. türk televizyon dizileri denince akla ilk gelen dizilerden biriydi ikinci bahar. bitişinde de kimse bir istanbul masalındaki gibi oh be kurtulduk dememişti. bence bu da dizinin içeriğiyle ilgili önemli bir ispat.

eskiden çok fazla beğenilen,şu anda yayınlanan birçok diziden kat kat daha iyi olan,unutulmaz dizi.şu anda önemli yerlerde olan oyuncuların yıldızlarının parladığı dizidir aynı zamanda.çok güzel,çok içten ama adamı kanser edecek derecede peşpeşe kötü olaylar gerçekleşiyo,gözyaşlarınızı tutmakta zorlanıyosunuz.dizide dendiği gibi ali haydar'ın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.bir de nurgül yeşilçay'ın karnındaki yastık arasıra eğriliğiyle komik duruyor.

yıllar sonra atv'nin tekrar yayınladığı beni tekrar tv başına yapıştıran efsane dizi.

herkesin ikinci bir bahara yetişmesi ya da yaşaması garantisi söz konusu değildir elbet. sevmek için zamanın gelmesini beklemek, ya da hayatta ideallerimizi gerçekleştirmek için sürekli ertelemek aslında insanın yaşamını ertelemesidir bence. çünkü hayat anlardan ibarettir. dolu dolu mutlu yaşanılan anlar hayatın bir bütününü oluşturur.



şener şen in türkan şoray la beraber bize bir oyunculuk ziyafeti yaşattığı dizidir. her ne kadar ağlayamamış olsam da bu kadar çok gözlerimin dolduğu, bu kadar merakla izlediğim çok az dizi vardır. ozan güven in serseri evlat olarak inanılmaz oyunculuğunun yanı sıra, bütün hayallerini tepip amerika yolculuğundan vazgeçip dükkana dönerken limanda bir yürüyüşü vardır ki, o anda dayanamış salmışımdır kendimi.. bu kadar güzel oynanır bir sahne...



Kaynak: İtüSözlük