Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| insan olmak insan, düşünen bir hayvandır.
insan, zevk için öldürendir.
insan, sağ gösterip sol vurandır. bu liste böyle uzayıp gidebilir. ancak bir nokta var ki, o da ister paleontolojik, ister metabolik, isterseniz de mental olarak bakınız insanın yolu hayvan familyasının bireyleri ile teker teker bir yerlerde kesişir ve de sonra bir noktadan da ayrılır gider.
bence insan olmak kavramını darwinci teorilerle ya da yaratılış düşüncesiyle açıklamak yetersiz olur.
insan olmak düşünmektir. her hareketi için şartlı reflekslere ya da genetiksel kodlamaya hayvanlar mahsustur. insan akıl yetisini salt öğrenmekten kullanmaya da geçtiği andan itibaren hareketlerini düşünerek yapan canlıdır. misal vermek gerekirse, karısının kendisini aldattığı dedikodusunu duyan koca cinnet geçirip, karısını 32 parçaya ayırdı haberi ancak insanlara mahsustur. ben tercihen ülkemizden örnekler vermeye devam edeceğim. insan olmak, apartmanda asansöre çöpünü atmamaktır. insan olmak, apartman boşluğuna tuvalet penceresinden banyo paspasını atmamaktır. insan olmak, arabayı garajda yanına insan park edecek diye düşünerek park etmektir. insan olmak, son model cipiyle giden bir zatın, yolda pencereyi açıp, kül tablasını boşaltmamasıdır. kısaca, insan olmak insanca yaşamaktır. ancak, günümüz dünyasında, gerek gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerdeki yukarıdakiler gibi sorunlar, gerekse gelişmiş ülkelerdeki başka türlü sorunlar günümüzde insanca yaşamamızı engellemektedir. bence günümüzde sadece birer insanımsı 'dan başka bir şey değiliz. çünkü insan olmak ne kadar bireysel bir sorunsal olsa da, insanca yaşamak da o kadar toplumsal bir sorundur.
kült bir film olan matrix'te ajan smith morpheus'a insanlar gibi bir de virüsler var demişti. bir yere yerleşirler, oranın bütün kaynaklarını kurutana kadar kullanırlar, sonra da yeni bir yere giderler. evet medeniyete geçişle beraber artık insan olmak 'ın aldığı form bu. gidiyoruz, yerleşiyoruz, kurutuyoruz ve işte sonucu: bizden ve virüslerden başka hiç bir canlıya fayda sağlamayan bir dünya.
insan olmak ne demektir sorusuna verilebilecek bir başka cevap ise belki de, sıkıntıdan ağlamaktır. bazı hayvanlarda da üzülme dolayısı ile ağlama görülebilir. ancak, bu kadar sık ağlayabilen bir başka canlı daha var mıdır?
sonuç olarak, insan olmak için, önce insanca yaşamayı öğrenmemiz lazım. bunu bizden daha iyi beceren bazı dört ayaklılara bakıp ders mi alırız, yoksa yavaş yavaş kendimiz mi öğreniriz o artık insanlığın seçeceği yoldur.
* *
bkz. insan)
fiziki görünüşünün altına sığınmak, daha doğrusu üstüne yatmak değildir.
apayrı bir sanattır insan olmak.düşünen bir hayvan olmakdan fazlasıdır.söylenmesi gereken çok şey vardır bahis konusu başlığın altında fakat bir anda kelimelerin kesildiği karmaşadır insan olmak.silgisiz bir şekilde karakalemle çizdiğimiz yaşamlarımızın birleştiğine inanabilmektir insan olmak.
insanın körlüğünden cahilliğe , cahillikten bilgisizliğini ve yarı-körlüğünü farketmesi , insan olmaya atılan ilk adımdır.alim olup yıllarca , kılıçtan üstün denilen kalemin mürekkeplerinin omuzlarımızdaki izlerini çitileyerek çıkarmak , sosyal apoletlerimizi söküp bilgisizlik evreninde gerçeğe bakmaktır bu geçiş olgusu.hiçbir insan 18 yaşına gelinceye kadar edindiği tecrübe ve edinimleri kıramadan , insan olmak adına pek birşey yapmamıştır , ya da çok az yol katetmiştir düşüncesini idrak etmekle gerçeği , birbirimizde aramaya başlamaktır insan olmak.
gördüğümüz dünyanın gerçek olmadığını farketmektir insan zekası.beynimizi zincirleyen , gözlerimizi kör eden , bunları yapabilmek için egomuzu tatmin eden olguların reddedilmesi ile başlayan gönül sahibi olma durumudur insan olmak.
dünyadaki insan sayısı kadar farklı güneşlerin doğup battığını , farklı dünyaların varolduğunu bilebilmek , farklı gözleri beğenmektir insan olmak.birbirinden farklı olan bu gözlere hükmetmeden , zulmetmeden , sevgi ile bu gözlerin içerisine girmek , o yolculukta kendini aramak ve bulmaya çalışmaktır insan olmak.
kısaca zekamız ile vardığımız cehaleti , gönlümüz ile erdeme çevirebilme sanatıdır , aklın yolunun bir olduğu bu evrende insan olmak.
sevginin bir nesneye karşı olamayacağını anlayıp , dünyayı , çevreyi sevgiyle kucaklamaktır , sevgiyi dünyada bulup kendine aktarmaktır insan olmak.gönül hoşluğu naraları atmadan , gönülleri hoş tutabilmektir insan olmak.ezdiğimiz taşa bakıp , kendimize ders çıkarabilmektir , bazen taş kalpli insanlara altından bir ipek kumaş gibi çekici sözlerle yaklaşabilmektir insan olmak.
sonunda içindeki hoşluğu çevreye borçluolduğunu idrak etmektir insan olmak.
karşı tarafın öne sürdüğü fikirlerin üstünde düşünüyormuş gibi yapmak değil gerçekten onları düşünmek,tartmak ve kendi bakış açına göre hatalarını bulmaktırkendi fikrini karşı tarafa kabul ettirmeye çalışmak değil,sadece ona fikrini sunmak ve beklemektironaylanmadığında küfüre sarılmak değil olgunca ordan çekip gitmektir...belki de bu yazılanları daha yazılmadan düşünebilmektir....
gitmeyi bilmektir....
akıntıya karşı kürek çekmeye çalışan yığınlara bakıp yüzünde küçük bir tebessümle kendini azgın sulara bırakabilmektir.
her insanda default açık olarak gelen fakat dünya ortamındaki wormlar sebebiyle bir kısım kitlede disable oluveren özellik.
toz pembe gözlükler takıp, uzun cümlelerle insan olmanın güzelliklerinden bahsedebileceksem de, içten içe tiksindiğim bir duygudur insan olmak. çünkü farkındayım, insan olmaya dair olumlu cümleler kurduğumda çoğu gerçeği göz ardı etmek zorunda kalacağımın. kafamdaki bölük pörçük düşüncelerin, harika bir derlemesi olduğuna inandığım bir yazıyı buraya aktararak insan olmanın ne olduğunu anlatmaya çalışayım.
atalarımın kötülüğünü bilirim çünkü ben o insanlarım. bu denge son derece zevklidir. benim sözlerimi okuyanlarınız arasında ataları hakkında böyle düşünmüş olanların çok az olduğunu biliyorum. atalarınızın sağ kalmayı başarabilen kişiler olduğunu ve sağ kalmayı başarabilmenin bazen canavarca kararları, uygar insanoğlunun bastırmak için uğraştığı pervasızca bir vahşeti içerdiği aklınıza gelmemiştir. bunu bastırmak için nasıl bir bedel ödeyeceksiniz? yok olmayı kabul edebilecek misiniz?
ben sadece kendi kötülüklerimi bilirken bile dayanamıyorum insan olmanın ağırlığına. bilmem artık, sanat mıdır insan olmak ya da nasıl bir sanattır. yorum size kalmış.
- ne kadar tanrı olmaya çalışırsan, tanrıdan o kadar uzaklaşırsın ve ne kadar insan olmaya çalışırsan tanrıya o kadar yaklaşırsın. titus camelicus, 2004, bir dağ evi)
bunca yıldır beceremediğim eylem. ot ile it arasında gidip geliyorum.
insan olmak
insanlığım yetmiyor olmak istediklerime…
bedenim dar geliyor, ruhum küçücük kalıyor …
ben dünya olmak istiyorum oysa,
doludizgin, başına buyruk, delicesine dönen bir dünya!
insanlığım az geliyor düşlediklerime!..
bir çağlayan gibi coşkun olmak istiyorum kimi zaman,
kimi zaman gölgesinde aşıklar dinlenen müşfik bir çınar…
yüksek dağların yalçın kayalarla bürülü sarp bir doruğu olmak istiyorum
kimi zaman,
kimi zaman kırda açmış,toprağa göbeğinden bağlı küçücük bir papatya…
insanlığım yetmiyor tutkularıma…
ben insan olmak istiyorum oysa
sadece iki günlük ömrümle değil fakat :
asırlardan beri süregelen macerasıyla!
doğanın telaşlı bir anne gibi sevgiyle saçlarımı okşadığı akşam vakitlerinde
kırlarda uzanmak kimi zaman,
ve kimi zaman bir kulübede yanan odunun sesinde karlarla kaplı memleketleri
izlemek istiyorum,pencereye dayadığım başımı hiç kaldırmadan…
savaşmak istiyorum oysa ben
öyle adam öldürmek için değil,
aksine,
içimde kanlı canlı, koskocaman bir adam doğurmak için
kendi kanımla savaşmak, hiç durmadan…
kimi zaman orta çağın bütün şehvetiyle aşık olmak,
işsiz güçsüz, romantik bir serseri gibi
gecelerce sevişmek istiyorum…
insan olmak istiyorum ben, insan!
ama öyle şatafatlı elbiselere tıkıştırdığımız
süslü püslü oyuncaklar gibi değil
çizgiler süslesin istiyorum yüzümü,
her biri bilgeliğime bir anlam daha katan…
heyecan içinde keşfetmek istiyorum mesela ateşi
ya da atomu, ilk elektriği, telefonu,
ve ilk barutu patlatmak istiyorum çinde,
ama kimsenin canına kıymadan…
destansı dizeler akıtmak istiyorum homeros ile,
ve mevlana gibi özü görebilmek istiyorum insanın adamlığına
bir değer katan…
asi türküler söylemek istiyorum dağlarda dadaloğluyla,
ve denizlere açılıp keşfetmek istiyorum kutupları,
ayak basmak istiyorum bakire bir kıtaya, daha kimse bulmadan…
dedim ya, insan olmak istiyorum ben
geçmişiyle, tarihiyle,
doludizgin ve alabildiğine heyecanlı,
insan olmak istiyorum durmadan…
acılar yaksın istiyorum yüreğimi,
ve bir ağıt alev gibi ipince tutuştursun dilimi…
bir külçe gibi pişmek,
ve taze bir soğanın tatlı yoldaşlığında
bölmek istiyorum dumanı üstünde taze ekmeğimi…
insan olmak istiyorum ben, insan!
bir şehrin tutsaklığında,
boynumu darağacındaki yağlı urgana uzatmadan!..
h.a.
ne gelir elimizden insan olmaktan başka derdi cansever.. keşke herkes yüreğinde sadece bu yetiyi taşısaydı da..
her neyse..
hayat böyle işte...
doğaya hakim olmak değil doğayla uyum içinde yaşayabilmek demektir.
bir engin geçtan kitabı
Kaynak: İtüSözlük Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |