doktor - 2

[bluemoon24]

* herkesin saygı duyduğu bir meslekken, şimdilerde paragözlükleri ve sağlık işini ticarete çevirmeye başlamaları nedeniyle insanların, hakkında bakış açılarını değiştirdikleri mesleği icra eden insan.







özürle gelen edit: sonradan anladım ki paragöz olanlar doktorlar değil hastane yöneticileridir. zaten bahsedilen kesim sadece bir grup insandan ibarettir. ayrıca



* karın kaslarını muayene ederken gıdıklayan ve bu yüzden şahsen hiç sevmediğim insan türü. ayrıca geneli gözlüklü ve inektir.



* atalarımız tarafından güneş girmeyen eve girdiği söylenen meslek grubu insanlar.



* insanları sevdiklerini sandığım kişiler, sevmeseler o kadar okumazlar, günlerini tanımadıkları insanlara dokunarak geçirmezler, onları iyileştirmeye çalışmazlar ve nihayet sağlıklı olduklarında gülümsemezler. hem de eğlenceli ve maceralı bir meslek kanımca.







* kelime anlamı öğretmen demektir...



* kendinizi bazen melek gibi bazense lanetlenmiş bir insan gibi hissettiğiniz meslek.. ama yine de vazgeçilemeyen.



* 6 yıl boyunca ders çalışan ve sıradan memur maaşı alan, insanlara sağlık hizmeti veren kişidir.



* yaşadığımız yüzyılda hak etmediği kadar para ve itibar kazanan meslek grubu.



* etiksiz davranmaya amiyane tabirle 'karı kız götürmeye' pek bir meraklıdır tıp doktoru oğlanların bir kısmı tabii pratisyen bir tanesinin bile asgari ücretin 5-6 katını kazanmasının etkisi de olsa gerek bu durumda... arkadaşlarımdan biliyorum...



* güneş girmeyen eve giren zât.



* Yanlış meslek seçtiğini bilmesine rağmen yaşam boyunca hep bir umutla herşeyin değişeceğini uman kimsedir. -örnek ben-



* çok büyük bir kısmısı kendisini dünyanın en mükemmel varlığı sanan insanlardan oluşan meslek grubunun adıdır. ağzınızdan çıkan her kelimeyi düzeltmezlerse ukte olarak kalacaktır,bir yerlerine batacaktır... **



* tıp fakültesine adım attıkları andan itibaren yakın eş-dost, kanka heyeti tarafından kimliğinde yazılı olan asıl ismi unutulan kimse. o vakitten sonra doktor aşağı, doktor yukarı.. ağızlarda da yavşak-gevrek bir sırıtışın ardına aşkedilmiş doktor civanım şarkısı. tey tey.



* intörn olmasına rağmen annenin yıllardır görüşmediği arkadaşları, mahalledeki adını dahi bilmediğiniz tanıdıklar, arkadaşlarınızın sadece yüzünü gördüğünüz tanıdıkları kısacası dış kapının mandalı için dahi olur olmadık saatlerde aranıp, sanki tüm hastane onunmuş ve tüm doktorlar birbirini tanıyormuş edasıyla mütemadiyen 'bizimle bir ilgileniversin' denilen kişidir doktor..







çoğu kişinin sadece işi düştüğü zaman aradığı 'arkadaş'



* tır doktor..







sinirleri bozulsa, sevgilisinden ayrılsa, hasta olsa, nöbet sonrası 36 saat aralıksız çalışmış, aç-susuz-uykusuz dahi olsa herkese her zaman iyi davranması beklenen kişdiri doktor..







yıllarca zar zor okuyan, neredeyse moruk olarak okuldan mezun olan buna rağmen uzmanlık için sınava giren, kazanamazsa zorunlu hizmetle adını dahi duymadığı bir yere tayini çıkan, gitmezse sınavda devlet hastanesi yazamayan memurdur doktor..







gecesi-gündüzü, hastalığı-sağlığı, bayramı-yılbaşısı olmayan mütemadiyen nöbet tutan, buna rağmen insanlara yaranamayan kişidir doktor..







gün içinde sürekli çalışmış ve hasta dinlemiş olmasına rağmen yarım saatlik bir yemek arasında dahi hastalar ve hasta yakınları tarafından rahat bırakılmayan, asansörde-bahçede-hatta helada dahi hastalık danışılan, dert dinleyen çözüm arayandır doktor..







sırf mezun olabilmek için gerekirse hemşirenin işi olan bez değiştirmek, kan almak, şeker bakmak işlerini yapan, gerekirse personelin işi olan hastayı ultrasona götürmek, kanları labaratuara götürmek işlerini yapan, ameledir doktor..



yaa..öle işte

**



* hastalara şifa vermek için bir vesiledir kendileri.







asıl şifayı veren yüce allah' tır.



* kutsal meslek. neden tercih edildiğini yıllardır bir türlü anlayamadığım meslek. tamam, insanlara yardım etmek istiyor olabilir. tamam, doktorlara elbette ihtiyaç var. tamam, güzel para kazandırıyor ve kişiye itibar kazandırıyor. fakat bütün hayatını korkunç ilaç kokusu ve yaralanmış, ölmekte olan, eli ayağı kopmuş insanlar arasında neden geçirmek ister ki insan? tek kelimeyle sinir bozucu.







içim karardı gene..



* sözleri bayram senpinar'a ait underground arabesk eser.



* reçeteye ne kadar ilaç yazarsa o kadar değer görecek kişi..









* tıp doktoru olanlar ufacık şeyleri bile daha önce hiç duymadığınız ve anlamadığınız latince kelimelerle büyütürler ve insanın aklını alırlar, sonrada insanın cebindeki parayı alırlar. ambulans sesi duyduklarında "aha müşteri" diyenlere rastlanabilir, telaş yapmadan kafasına sert bir cisimle vurarak etkisiz hale getiriniz.



* büyük sevaba girilen ve saygıyı en fazla hakeden meslek.



* Üniversiteye giriş sınavında yüzde bir e giren, okulu bitirmek için altı yıl boyunca günlük ortalama 200 sayfa kitap okuyan, okulu bitirdikten sonra hiç bilmediği bir dağ köyüne zorla gönderilen, dönemin rte leri tarafından hırsızlar ayyaşlar sahtekarlar ve vatan hainleri ile aynı kefeye konan, kurban bayramı öncesi arefe günü 24 saat+ bayramın 2. günü 24 saat nöbet tutacak olan, kendisinden silah



* zoru ile diazem isteyen kişilerle yüzyüze kalan, ayda 300 saat çalışan, kazandığı parayı harcayacak vakti olmayan insan müsveddesi...önünde uzmanlık sınavına hazırlık kitapları didişirken ağlamaklı olan ama hala acile dayanmış konversiyon hastasına şefkatle yaklaşmaya çalışan kişi, Sırf annesi geç farketti diye hastane geç getirilmiş bebeğin öldüğünü ağlamaklı aileye söylemek zorunda kalan, hala kabuslarında acılı annenin ölen çocuğuna sarıldığını gören daha kabusların etkisinden kurtulamadan ambulansta hiç doktor yüzü görmemiş üçüz gebeliği olan gebeyi doğurtulmasına tanık olan ve tek gayesi doğacak bebekleri yaşatmak olan ama kazandığı para ve edindiği itibar aslında kendisine fazla olan zavallı *



* Öldürülesi insanlar. * Meslektaşlarını katletme azmindeki katili yaşama döndürmeye çalışan insanlar



* bir genel cerrahi uzmanı ablamızın tabiri ile limon satan adamdan farksız meslek üyesi.



o adam limonunu satar, biz de doktorluk yaparız. olay bu kadar basittir.



küçük bir fark var tabii. limoncu işini iyi yapmama lüksüne biraz da olsa sahiptir. biz ise tek bir ilaç, iğne, hatta tek bir söz ile bir insanı katlayıp paket yapma imkanına sahip olduğumuz için bu lüksümüz pek yoktur. eşşek gibi çalışmamız bundandır.



espri anlayışımız ise pek anlaşılır değildir, kabul ediyorum. misal:







- sen kaçıncı sınıfsın?



- bir abi.



- ne işin var lan tıpta! manyak mısın oğlum sen?







anlamadınız değil mi? hehe.



* 6 senelik tıp eğitiminden sonra kazanılan ünvandır.



Sonrasında doğunun doğusuna, adına 'hizmet' denilen 'mecburi' bir eylemle gönderiliren insandır.



24saatlik nöbette ortalama 400 hasta bakan, olası ciddi bir hastalığı atlamamak ve atlamış olmamak için Allah'tan sürekli yardım isteyen



* insandır.



Arada aman buna bişey olmasın diye düşündüğünüz 'acil' lafını hakeden hastalarla ilgilenirken



* bekleyen diğer hastalarla 'ossuruktan tayyare ilaçlarını' karnelerine 5 dk geç yazdırdıkları için kavga etmek zorunda kalan insandır.



Bir cümleyi aynı insana aynı şekilde defalarca söylemekten usanmaya hakkı olmayan insandır.



iyilikleri için dahi olsa, hastayı yönlendirmesi sonucunda 'sen bize zorluk mu çıkarmaya çalışıyosun' sorusu karşısında içinden 'fesubahanallah' çeken, ama dışından 'hayır efendim, hastanızın iyiliği için konuşuyorum' diyerek nezaketini koruması gereken insandır.



Asistanlığında sabah 6'da hastaneye gelip, ertesi gece 10'da çıkmak suretiylen her 48 saatin 40 saatini hastanede geçiren insandır.



Sonrasında kalan 8 saatini değerlendirmek için de uyumak, sevgili ile vakit geçirmek, özel işlerini halletmek, aile ile görüşmek..vb gibi seçenekler arasında tercih yapmak zorunda kalan insandır.



Kazandığı paraya, dış dünya tarafından 'piyangodan çıkmış' edasıyla yaklaşılan insandır.



'Siz bunların daha iğrencini görmüyor musunuz?' sorusuyla herhangi bir nahoş manzara da mide bulantı yaşamaması gerektiği hatırlatılan insandır.



Her zaman borç vermesi gereken



* , hiç bir taksidi yada harcaması olmaması gereken



* , verdiği borcu geri isteyemeyen



* insandır.



Mesai saatinde gelen yakınına 'vip' bakmak, ve de 'vip' baktırmak zorunda olan insandır.



Nişanlı olduğu bilinmesine rağmen hemşire ve sekreter hanımlarca taciz edilen, 'gel beni .ik beni' denilen insandır..



Girdiği dost meclisinde, 'ama ben zaten hastane de hep bunlarla uğraşıyorum' deme hakkı olmayan 'sosyal ortamda muayene' kavramının baş rol oyuncusu olan insandır.



9 ay gebeliği boyunce hiç doktor yüzü görmeyen anneden kendi evinde doğan doğumunun 6. gününde 'ömrünün son 1 saatini hastanede geçirsin' fikri haricinde yorumu olmayan bir şekilde hastaneye getirilen getirilişinin 35. dakikasında hayata gözlerini yuman bebeğin ölümünden sorumlu tutularak anında hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulan, hali hazırda soruşturması devam eden insandır.



Soruşturma açıldığını söyleyen savcıya 'vakit ve nakit kaybı' diyerek odasına doğru ilerleyen ölen bebecik için gözyaşı döken insandır.



Bizzat tanıdığı galeri sahibi, otel sahibi insanların 'yeşil kart' kullanmasına içinden 'gelmiş geçmiş söven' insandır..



Velhasıl fakülteyi bitirdiği zamanki doktorluk sevgisini halen koruyan ama işlerin taşrada bilinenin aksine, siyaset ve enrikalarla, tabiri caizse '.oka bulanmış' olduğunu görerek, zamanı doldurmak için top çevirme eylemine girmiş ve yaptığı işi gerçekten hakkıyla yapana kadar sıfatını 'doktorculuk oynayan insan!' olarak değiştirmiş insandır...