Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Sözlük

Uyarılar

Sözlük Nedir,Kimdir,İngilizcesi,Türkçesi,Nerededir,Hayatı,Anlamı,neden,sadece,anlamı,kullanımı,çeşitleri türkçe sözlük, sesli sözlük, ingilizce sözlük, türkce sözlük, almanca sözlük, moonstar sözlük, eng sözlük, fransızca sözlük, turkçe sözlük, tükçe sözlük, sözlük türkce, sözlük türkçe, hollandaca sözlük, pratik sözlük, türçe sözlük, rusça sözlük, redhouse sözlük, inglizce sözlük, sözlük almanca, turkce sözlük, rusca sözlük, ingilzce sözlük, babylon sözlük, bedava sözlük, sözlük sesli, mtu sözlük, sözlük indir, çeviri sözlük, teknik sözlük, italyanca sözlük ispanyolca sözlük, zargan sözlük, sözlük indirme, fransizca sözlük, dil sözlük, yunanca sözlük, japonca sözlük

lord of the words

Serbest Kürsü ve Sözlük lord of the words Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız gerçek anlamda bilgilendirici başlıklar açmasıyla dikkatimi çekmiş, hep yazmasını temenni ettiğim yazar. yazının sıkıcılığını dağıtması ve komik olması amacıyla verilmiş bakınız : öff bana bee.. bir girisini gördükten sonra mouse'un sizi hakkında herşey butonuna götürdüğü, bilen olduğu hemen her girisinden ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sözlük telkin cd indir izle İstanbul Sözlük nerededir kimdir Sözlük çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sözlük hipnoz Sözlük olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sözlük hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sözlük kuantum düşünce kitap haberi

lord of the words

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13-01-2009, 02:58 AM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart lord of the words

gerçek anlamda bilgilendirici başlıklar açmasıyla dikkatimi çekmiş, hep yazmasını temenni ettiğim yazar.



yazının sıkıcılığını dağıtması ve komik olması amacıyla verilmiş bakınız :





öff bana bee..





bir girisini gördükten sonra mouse'un sizi hakkında herşey butonuna götürdüğü, bilen olduğu hemen her girisinden belli olan, sinirli dördüncü nesil yazar. atraktiftir kendisi. ayrıca sözlükte ses getirecek eylemler planladığını düşünüyorum

sözlükte rastladığım siyasalcı nesildaş, yazar abimiz.

"bütün göktaşları odama düşüyor" deyip gazete sayfalarıyla kapadığı pencereye yöneldi. tavan arasının havasızlığından kurtuluşa erecekmiş gibi tırnaklarına yüklendi. işte gökyüzü... işte gece... işte yıldızların damıtılması...



"uçurtmamın kuyruğuna tutunacak misket gözlü cin alileri doğuracak bir bahar istiyorum. çok mu?" diye yazıyordu bir devinim anında elinde bulduğu kağıtta. hatırlayamadı kağıdı nereye koyduğunu. "zaten saçmalıktı!"



dolunayı görecek şekilde uzandı yatağa. serbest çağrışımdı yoklayan... engelleyemedi dur durak bilmeyen uçuşan düşünceleri. çekmeceyi açtı. anti-depresanlar gülümsüyordu... susuz yuttu birini. bir anlık da olsa rahatlamıştı. tavan tahtalarına daldı gözleri.



"okyanus gibi bak. mercanlar düşsün avuçlarıma..." sözcükleri eşlik etti düşen ve dönen her şeye.



ani uyanışları neye işarettir acaba. banyoya indi. musluğu olabildiğince açtı. şubatın ortasında soğuk duş...



ne kadar durduğu önemli değildi. bütün vücut kıllarını hissetti o an.



nefes nefese salona attı kendisini. halıdaki su damlaları ve ıslak ayak izleri... çıplak oturdu koltuğa. bir gömüdür aslında... kendi defnini yaptığı için gülümsedi.



lavabodaydı. aynaya yapışan kanlı gözleri alıp koydu yerlerine. ateşi yeni öğrenen bir çocuğun kibrit çöpüne duyduğu merak dolaştı iliklerinde. tıraş bıçağıyla işaret parmak izine bir rötuj attı. acımamıştı. daha derindi ikincisi. düşen kan damlalarına baktı. omuzlarından inen jölemsi sıvının bütün organlarını yıkadığını hissetti.



hava esintiliydi. ince giyinmiş ya da giyinmemiş çok da umurunda değildi. her zamanki gibi yol sadece kendisinindi. önüne çıkan bira kutusuna tekme attı çöp kutusunun az ötesinde. "neden içmezler ki hepsini?". kundurası ıslanmıştı. arabaların camlarından taranmamış saçlarına baktı ve "iyisin bugün!" dedi. durdu. bütün düşüncelerini gözüne kestirdiği bir arabanın sileceklerine iliştirdi. bir derviş gibi hafifti.



mutluydu. ne yapacağını biliyordu. kararlıydı. "son olan yok, neden sonra, neden şimdi değil" trafik levhası bile yapması gerekeni söylüyordu sanki yere doğru işaret ederken.



başka bir duygu durumuydu adımlarına yön veren. başka bir ezgiydi dakikalara hükmeden.



"zaman kıskaçlarından kurtulacağım



raptiyeliğin buraya kadar



nefes alacak göğüs uçlarım"



"topraktan kuşlarım vardı



kum kum bakan kafeslerinde



gün uçma günüdür"



"en yükseğe, en yükseğe!"

depreşiyor yine serfiraz deliliğim

nedenini bilmediğim seslerin etkisi altındayım

uslanmaz yüreğim coşmanın şahikalarında

bir tanyeri ağarması gibi canhıraş ve dingin!



umarsız umutların pençesinden bir uyanış bu

bir diriliş belki de

sahtekar mum alevi

biliyorum artık, güneş değilsin sen!



tırmalayan ve örseleyen uçsuz bucaksız insomniam

elbette ki aşağılara bakılır bakılacaksa

eğer dorukların ötesindeysen

küllerinden ötelere ötelenen bir anka misali..



var mısın el ele güneşle bitimsiz bir dansa?

yana yana, kavrula kavrula ve buharlaşırcasına

titreşirsin bilirim kaleydoskopun yansısında

renklerin nadide, ahenkli buluşmasında



kahkaham, ey eşsiz ironi

bilgeler çaresiz, dizleri üstünde irfanın karşısında

sözlerin uçurumdan boşluğa yuvarlandığı o an

gözlerin acınası bakışlarındaki o kutsal ve dehsetengiz yırtıcılık



son günahın semavi ayartmasına inat!

yıkanmayı sevmeyen afacanlar gibi

elinin en son terine bulanan ruhumdan arta kalan

her şeyin özündeki işte o gerçek, aslında koca bir yalan!

kalem kılıçlaşır bazen kıldan ince mevzuların üzerine yürür. öyledir kalemi.

bu başka bi dünya mümkündür önermesi her daim boğazıma bir koca yumruk gibi oturuyor. zaman makinasıyla zaman mefhumunun tuzla buz olduğu, zamansızlık fikrinin akla hücüm ettiği o filmleri izlediğimde de hep bu benzer hissiyatın pençesinde kıvranıyorum. cennet fikri de gündemime geldiğinde benzer şeyler tahayyül ederim hep. en nihayetinde kendi kurguladığım, kendimin kesip biçerek oluşturduğu bir dünyada, sınırlarını kendi çizdiğim bir zeminde, kadınları böyle görmek istiyorum, erkekler tespit ettiğim prospektüsteki gibi olsun öyyyle muum gibi, ben her ne düşünmüşsem, her neyi dilimle telaffuz etmişsemi yaptırayım, benim güllük gülistanlık, hata vermeyen standartlarıma uysun her şey demek boş, abes ve beyhudedir. çünkü sıkıcıdır. böyle bir şeyi sarahatle istediğim söylenemez. nisyanla malul insan olmaklığımız, belli bir istikametten bakıp belli bir yerde duralamaksa, koordinatlarını özenle ve muntazaman belirledikten sonra detayların hakkından gelmekse, bu husus böyle. ben bir tiran, bir buyurgan değilim. ama bir piyon mesabesindeki bir varoluşsal kümenin içinde de yer almak isteyen biri değilim. bundan mütevellit bu tarz hayaller kurmuyor. böyle tasavvurlarım yok benim. istemiyorum istediğim gibi olmasını herşeyin. şaşırtıcı olanın, beklenmeyenin, süprizin mucizesinin ayırdına varmış durumdayım.



ama daha alt tabakaların feryatları, figanları ve vaveylaları böyle belli belirsiz tahayyüller karşısında kelimenin tam anlamıyla ayyuka çıkıyor. o ezik, dış aleme kabugunu kırarak çıkamamış istidatlar, potansiyeller, kabiliyetler nereden nasıl bağıracaklarını, kendilerini ne şekilde ifade edeceklerini şaşırıyor. basitçe ve kaba bir biçimde hemen bir genellemeye gidiyorum. diyorum ki ümit mekanizması bu tür durumlar için. hem şok olmak, şaşırmak hem de değiştirmek, dönüştürmek, revize etmek isteyen insan için ümit ve ümit de bunlar için var. karıştı mı? karşılıklı etkileşim var aralarında.



kimilerinin dimağ, kimilerinin uydurukça cereyanına yenilerek anlak dedikleri zihin karışık, keşmekeş, sofistike kompleks ve evet boktan bir şey. onu yönetmeye kalkmak onun paradoksal bir biçimde kölesi yapıyor insanı. fazlasıyla hatta abartılı bir dozda estetik, zarif ve bıçak sırtı mesabesinde hassas bir ilişki kurmalısın onunla. ne onu baskı altına almalı, ne de kıstırmalısın kendini. aşkın doğası bile bu yöne doğru kayıyor ve bilince bir kıymık gibi batmıyor mu?. ve en yegane, en tekil şey neden o? neden onur için, gurur için, çocuklarımız için yaşamak mümkünken bi tek onun için ölmekliğimiz gündeme geliyormuş. bunlar hakkında fazlasıyla tatmin edici fikirler üretemediğimden mütevellit net ve şaffaf bir biçimde düşünemiyorum.



uzunca bir süredir istediğim gibi yazamıyorum zihnimle, gönlümle ne idiği belirsiz bir derdim var. kimi yerlerde çiziktirdiklerime baktığımda gaipten belirli bir işaret almışçasına seviniyorum. daha başka türlü kendi varlık alanında kaybolduğun vakit, hayır böyle değildi, kaybolduğum vakit, zihnimin hem saçmalamalarına, soytarılıklarına katlanıyorum, hem beni elinde soytarı ve pespaye etmesini izliyorum.



psikanalitik bir merakla rüyalara anlam verilmesi çabası ve şiirin muhtemel anlamları üzerinde düşünmeyi aşırıya kaçırmak gibi bazı eylemler insanın kodları, kaleme alınmamış kodifikasyonları üzerinde alışılmış olandan farklı ve daha fazla değerlendirme yapmasını bir alışkanlık haline getiriyor. nedense bunu daha evvel farketmemiştim. ta ki, iki arada bir derede kalıp kararsız ve mütereddit bir halet-i ruhiyenin içinde kendimi bulduğum zaman, bildik nedenlerle ve bildik biçimlerle gerçekleşen ölümlerin dışında ölümler falan gördüğüm bi evrede kalkıp kendi hikayemi yazmaya başlayana kadar. o zaman her şey öylesine bir bir anlam kazandı, öyle bir nitelik kazandı ki, kendi geleceğini kati bir surette aşikar bir biçimde gören ama bunu engelleyemeyen bir kahine döndüm. acı olan da bu biliyor musunuz? bilmek ama yapamamak. bu lanet olaasıca şey, hayatımın şuana kadar ki deveranında trajik bir biçimde tahakküm kurdu. ama durun bir dakika. hayır aslında olay tam olarak böyle değildi. ama bütün sebep sonuçları öylesine primitif, basit ve kaba bir şekilde bağlamıştım ki birbirine, artık bütün sebeplerin aynı sonuçlara gebe olacağına, ya da aynı sonuçlar olmazsa bunların tam aksine, ya da her iki olasılık da bilinirse işte şu üçüncü olasılığın çıkacağına kilitlendim.

güzel yazan, tarzı hoş sözlük yazarı.

bizi yazılarından mahrum bırkmaya gönlü el vermeyen, derya gibi insan, can dost.

kendisini takip ve takdir ettiğim on üç yazardan, kendisini takip ve takdir ettiğimi bilen iki yazardan biri.

oldukça iddialı ismi kendisine yakışacak kadar iyi yazan adıyla müsemma yazar.



...şeklinde devam eder

kendisiyle hafif tatsız bir tanışma yaşamama karşın fikirimi çok çabuk değiştirmiş.okuyup biriktirdiklerini sözlüğün bir ucundan akıtarak düşüncelerini havalandıran ayrıca çok yardım sever yazar insan.

bir şeyin adı biraz da kendisidir savını bir yazarın 'nik'i biraz kendisidire dönüştüren dost... okumanın keyifli olduğu anları yaşatır her daim. yüreğine sağlıktır.

yıllar önce yeraltına indi. iskeletlerle, cesetlerle, ufunetle, irinle semenderler misali çetin imtihanlar yaşadı. yer altı serencamlarında kimileyin göz bebeklerini en yoğun boğumlarından çatırt diye kopararak ninesinin dişlerini özenle muhafaze ettiği kutsal sıvıyla dolu bardağa bırakırdı. böylesi anlarda gözün idrak ve algısına ihtiyaç duyulmamasından başka gözler fazladan birer engel bile oluyordu. oralardan mukaddes bedenlere ait ceset örnekleri aldı. tahlil mi edecekti yoksa kendi tenine mi ulayacaktı onları bilmiyordu. yeni bir dönemin kavşağında olduğunun bilincindeydi. onu bu pratikten caydıracak daha güçlü bir irade henüz yoktu. her şey planlandığı minval üzerine bir saatin ritmik tik takları kadar düzenliydi. arada ufak tefek engeller de olmuyor değildi. kimileyin fareler kulaklarından içeri girerek dişleriyle bedeninin farklı bölgelerinden besin değeri yüksek et parçaları koparıyordu. bunları çok umursamıyordu ama ne zaman ki fareler beyne dadanırsa tarifi gayri kabil acı ve iniltilerin kucağına düşüyordu.



ortaçağdaki simyanın bir benzeri bir arayıştan farksızdı bu. ama o kadar da basit değildi. bir kere dokuların, kanın uyuşması gerekliydi. aradığı neydi? bir tohum kadar titrek ve bir umut mesabesinde güçlüydü. umuttan mürekkep varoluş biçimi bu ucu bucağı belirsiz yolculuğu için önemli bir teselli kaynağıydı. ne ki umut acıyı da alabildiğine artırıyordu. yer altında seyahatlerinin bazılarında derisinin en ücra köşelerine uzanan eliyle derinin arkasındakileri hoyratça yokladı. gün geldi iskeletine yapışmış kanı, etleri tek tek doğrarayak iskeletine ulaştı. bu esnada "deri, et ve kemik yığınından ibaret insan varlığının çekici kılınması, iticilikten uzaklaştırılması için öngörülmüş bir libastı" fikrininin doğrulandığını görünce tarif edilemez bir sevinç ama aynı zamanda aynı derecede hüzün sağanağına boğuldu. bunun böyle olduğunu önceden tahmin ediyor idiyse de aksi bir kanıta ulaşabileceği iyimser duruşunu da bir ümitle korumuştu. ayrıştırma işlemine kaldığı yerden devam etti. o esnada en çok salgı bezleri üzerinde durdu. onları ayrıştırmak bir ölümlü için fazlasıyla zor ve alabildiğine karışıktı. her birinin karıştırılmaması, özenle ve ihtimamla ayrı yerlere konulması muhtemel bir geri dönüş için kaçınılmaz bir zaruretti. aynada et yığınından özgürleşmiş iskeletini yokladı. en ziyade dikkatini celbeden kalıbın varlığından önce işlenmiş çeliğini eritti, ona ruhundan yeni bir usare üfledi. artık macerasının son demindeydi. ötesi yoktu. maurice blanchotun dediği gibi öteye adım yok ötesiydi bu. bundan sonra parçalarını bir süre daha birleştirmese artık yok olacaktı. biliyordu bunu. açıkçası bunu istemiyordu. henüz hazır değildi.



yeniden et yığınını bildik yerlerine düzenlice yerleştirdi. damarlar ve hele sinirler haddinden fazla uğraştırmıştı onu. lakin başarmıştı. yeraltındaki bu çabaların artık sonu gelmişti. esas niyeti yeraltının bütün gizemini, ihtişamını ve esrarını keşfetmekti. başarmıştı. ulaşabileceği son aşamaya da vasıl olmuştu nihayetinde. çünkü artık eskisinden daha farklı duyumsuyordu kendisini. böyle böyle yıllar geçti.



karar verdi yeraltında sakinlerinden biri olarak yer üstünde olanlardan intikamını alacaktı. yeraltını terk edecekti büsbütün artık. kendine benzeyenlerle arasında şekli benzerlikten öte bir benzerlikten bahsedilemiyordu. yıllardır doğum sancısının tatlı meyvesini sunacaktı yeryüzündekilere. bu konudaki en büyük tesellisi onlar gibi olan silüeti ama onlardan alabildiğine farklı olan yeni özüydü. bu açından her şey gayet de la tıkız gidecekti yolunda. gün gelecek kendisini yeraltında yalnız bırakan yeryüzü sakinlerinden intikamını alacaktı. yer altına inen intikamın kavurucu ateşiyle yeryüzüne çıktı umarsız yaşamlarının gölgesindeki yerüstündekilerden intikamını almak üzere. ondan beridir habis bir ruh, pimi çekilmiş bir bomba gibi yaşamını sürdürmektedir.



Kaynak: İtüSözlük

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


lord of the words

Serbest Kürsü ve Sözlük lord of the words Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız gerçek anlamda bilgilendirici başlıklar açmasıyla dikkatimi çekmiş, hep yazmasını temenni ettiğim yazar. yazının sıkıcılığını dağıtması ve komik olması amacıyla verilmiş bakınız : öff bana bee.. bir girisini gördükten sonra mouse'un sizi hakkında herşey butonuna götürdüğü, bilen olduğu hemen her girisinden ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sözlük telkin cd indir izle İstanbul Sözlük nerededir kimdir Sözlük çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sözlük hipnoz Sözlük olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sözlük hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sözlük kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:47 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.