madrid

[bluemoon24]

ispanya'nın başkenti.

avrupa'nın en ihtişamlı şehirlerinden biri. lago parkında yirmidört saat hayat kadınlarıyla içli dışlı yaşar insanlar.





bkz. almudena katedrali)





insanların hayatı sonuna kadar sömürmek istedikleri, olağanüstü yoğun ve dinamik bir yaşamın hüküm sürdüğü şehir. ayrıca avrupa başkentleri arasında türklere en çok sempati beslenen başkent olması mümkündür.

taksimde küçük tatlı bi mekandı, çalışanları seksen defa değişmişti. rahatça oturup tavla oynayıp içebileceğiniz bir yerdi. şimdi ismide cismide değişmiştir.sinerji olmuştur.

ispanyanın ve comunidad de madrid'in başkenti.şehrin sembolü oso y arbol denen dut ağacına tırmanan ayıdır.iç anadoluyu andıran çölümsü bir arazinin ortasında kuruludur.her taraf kırmızı tuğlalı bir örnek apartmanlarla doludur.madrid avrupanın en temiz, en yeni, en güvenli ve en kullanışlı metro ağına sahiptir.30 40 euroya bir aylık sınırsız binişli abonman kartı alınır şehir içinde hem otobüslerde hem metroda tepe tepe kulanılır.aslında yürüyerek de her köşesi kısa zamanda keşfedilebilir.ahım şahım bir tepe filan olmadığı gibi şehir merkezi küçük sayılabilir.yazın sıcağı çekilmez.baharda gidilmesi tavsiye edilir. şehirde siesta olayının resmen boku çıkmıştır.dükkanlar yaz kış farketmeksizin en işlek saatlerde kapalıdır.öyle ki güpegündüz hemde öğle tatili sayılamayacak saatlerde 10 11 yada 15 16 gibi açık dükkan bulamayabilirsiniz.hangi dükkanın ne zaman açık olacağı belli değildir herkes kendi kafasına göre açılış kapanış öğle arası saati koyar ama çoğu zaman ona dahi uymaz. işin esası siestanın bahane edilip gündüzleri ense yapılmasıdır akşam hava kararınca dükkanlar genelde açılır ve sorun ortadan kalkar.eczanelerin 24 saat açık oluşu vede reçetesiz ilaç yazmaları esnafın bu ibneliğini unutturan bir noktadır.madridde geceleri yaşanır desek yeridir.sokak lambaları adeta birer projektördür, geceleri ortalık hayvan gibi aydınlık olur.puerta del sol buluşma yeridir ve geceleri gündüzden daha kalabalıktır.şehirde flamenco barlardan irlanda publarına envai çeşit içkili mekan bulunur fakat en iyiler kuytu yerlerdedir. ispanyanın meşhur mahou birası gayet iyidir ama nedense herkes amstel içer durur.öte yandan madrid bir müzeler şehridir prado, reina sofia,thyssen, museo del exercito, museo naval görülesidir.bunların dışında nerdeyse her sokak arasında bir müze bulunur ve haftanın bir günü girişler ücretsizdir. plaza mayor, palacio real, almudena katedrali, san fransisco el grande katedrali, cibelesteki tarihi posta idaresi binası, retiro parkı,yontma taş döneminden kalma debod tapınağı, santiago bernabeu stadı ve müzesi mutlak surette görülmelidir.şehre çok yakın olan eski emperyal saray ve manastır el escoriali de unutmamak lazımdır.

hediyelik eşya dükkanları ki calle mayorda kümelenmişlerdir, adamı soyup soğana çevirir şal ve yelpaze başlıca kazık sokma aracıdır.granviada callaoda alcala tarafında tezgahta 3 te bir fiyata aynı ürünler bulunabilir.bu arada hürriyet gazetesi yalnızca puerta del solde gradas de san felipenin karşısındaki büfede satılır.

ispanyol gazeteleri çarşaf çarşaf fahişe ilanlarıyla doludur .kendi evlerinde çalışan yüksek ücretli rus macar vs hatunlar mevcuttur.solden granviaya çıkan meşhur sokak ve de belgrad ormanını andıran içinde yok yok diyebileceğimiz park , casa de campo sokak fuhuşunun esas merkezidir.işin kötüsü hayat kadınları ekseriyetle zencidir geri kalanlar da 1.40 boyunda bitli aidsli şişko ekvadorlu ve kolombiyalı yerlilerdir.sokaklarda korsan cdnin kitabın allahı bulunur tek farkları fiyatlarının türkiyedekilere oranla az bir az fazla oluşudur.güvenlik sorunu çok abartılır evet geceleri latin amerikalı veletlerin kurduğu çetelerle zenciler ara sokaklarda kol gezer ama tüm bunlar istanbulun kapkaç çetelerinin yanında hiçbişeydir.metroda hep aynı şarkıyı çalan birbirinin aynı sayısız latin amerikalı yerli şarkıcı bulunur ama hiçbiri de ulan bu seferde değişik bişey çalayım demez.bi de metroda hemen hemen her istasyonda öten meşhur anons beyne kazınır

madrid el corte ingles denen boktan süpermarketler zincirinin ta kendisidir aslında.şehirde her yer bu abuk süpermarket tarafından işgal edilmiştir.içinde yok yoktur.walmartın ispanyol versiyonu da denebilir.şube sayısını biraz abartmıştır.

yemek konusuna gelince madrid vede ispanyol mutfağının temeli domuz ve domuz ürünleridir.domuzun kanı vede fetüsü dahil herşeyinden meşhur bi yemek çıkarmışlardır.chorizo denen sucuk ve onla yapılan yemekler, cocido çorbası,ve hiç şüphesiz jamon serrano madridde yemek denilince ilk akla gelen şeylerdir.tapa denen abidik gubidik mezeler karın doyurmadığı gibi epey pahalıya çıkar.her tapa barda kurdelalar vede süslü kağıtlarla bezenmiş çeşit çeşit leş gibi kokan kurutulmuş ama aslında acık da çürümüş domuz budlarından kesilen jambonlardan yani jamon serranodan bulunur.bunun dışında turistlerin çok rağbet ettiği tortilla yani bildiğimiz omlet doyurmaz bazen ekmek arası da satılır ve leblebitozu kadar boğucu olur.paella dedikleri kilolarca yağın boca edildiği bi çeşit safranlı pilavdır.siyahı daha iğrençtir mürekkep balığının mürekkebinden yapılır içinde bilimum kalamar cart curt deniz ürünü bulunur ve pis kokar.madridde sabah sabah turşu ve sarımsağa sarılmış hamsilerle ya da bizim halka tatlısının tuzlusu olan chorroyla kahve içenleri görebilirisiniz.marisco dedikleri deniz ürünleri domuz dan sonra 2.sırada gelir.içinde çakıl çukul midye istridye kabukları olan çorbalar yengeç kalamar ahtapot ta manyak tüketilir.hamur işlerinin alayında vede tatlılarda domuz iç yağı olan manteca de cerdo bulunur bu yüzden pastaneler leş kokar.börek diye satılan şeyler vardır içinden bal ceviz fındık fıstık reçel çıkar ki hayal kırıklığı yaratır.türk dönerciler epey artmıştır.uzun zaman afgan döner kürdistan döner vs nin tahakkümünde olan döner piyasası türk dönerci kuvvetlerinin almanyadan gelip yetişmesiyle türklerin eline geçmiştir. falafel denen arap yemeğini türk vejeteryan köftesi die satmaları ilginçtir.opera binasının 100 mt gerisinde nemrut die bi yer vardır dolma felan da bulunur.

madridde çat pat da olsa ispanyolca bilmeden yaşamak işkence olur.lakin ispanyolların alayı ingilizce özürlüdür ve en iyi konuşanı bile aslında bizim tatil yörelerindeki halıcı kilimci dondurmacı esnafından beterdir.ispanyolların bir kısmı türkleri arap sanırken diğer kısmı da türkiyeyi ab de sanırlar.polis memurları dahil)

şahane bir şehirdir evvela.her bir cm2'sinin buram buram sanat kokmasının yanısıra, gece hayatıda göz doldurur.

sokakları insanda beyoğlu hissi uyandırsada ,geniş plazaları ile farkını da farkettirir hani.

ucuz yollu hostelleri tam şehir göbeğindedir ve inanılmaz bir ulaşım kolaylığı sağlar.

acayip gelişmiş metro uzantısıyla ,şehri bir ucundan diğerine, içerden çıkmadan gidebilirsiniz.



madrid vision denilen turist otobüsleriyle tüm şehri 15 euroya dolaşarak,harita falan karıştırmaya hacet kalmadan hangi müzeye yada turistik mekana gitmek istediğinize karar verebilir, otobüse binerken verilen tanıtım kartları,haritalar ve hatta restorantlarda kullanabileceğiniz indirim kuponlarıyla paranızın hakkını alır, aynı zamanda içerde 5 ayrı dilde yapılan infolarla tarihi doku hakkında bilgi sahibi olarak mesut,mutlu ayrılırsınız.



madrid'e gidip de 1619 açılmış plaza del mayor'a uğramamak haksızlık olur ki muazzam bir yerdir.alabildiğine geniş bir alan etrafına dizilmiş kafe,restorant,turistik mağazalar ile ucsuz bucaksız gökyüzünün derin huzuru.ortada tüm ihtişamıyla kral 3.felipe.



plaza del mayor'un ortasında bulunan turist information da verilen hizmet bakımından olağanüstüdür.örnek alınmalıdır.şöyle kiiçeride 15 dk'lık internet erişimi sağlayan -ki sıra numarası alınarak vuku bulur ve hiç bir karışıklık yaşanmaz-plazma pc'lerin yanısıra ,sorduğunuz her türlü soruya cevap ver pek güzel ve yakışıklı genç insanlar vardır.her sorunuzu kayıt altına alırlar gerek harita üzerinde gerekse sözlü olarak anladığınızdan emin olana kadar anlatırlar* yani kaybolmak imkansızdır.

bunun yanısıra yine bu mekanda madrid'in kocaman kabartma bir haritası ve duvarlarında plazma ekranlarda dönen müze ve tarihi yerlerin tanıtımının olduğu muazzam infolar bulunur.



tabi bi de estadio santiago bernabeu var ki o da ayrıca takdire şayandır. şahsen orada izlediğim real madrid-bayern munchen maçından aldığım haz ile ancak 17 mayıs 2000 galatasaray-arsenal maçı yarışabilir.

tüm tarihi dokusu hede höde sinin yanısıra gündüz sokak arasında dolaşan fahişeleri,herşey 1 milyoncuları,piercingli çöpçüleri,sokak artistleri,çalgıcıları,çengicileri,kebapçıları -ki kebapçıda bile içki satılır*-ile yaşayan bir şehir.

imkan varsa şayet mutlak suretle gidiniz,görünüz efendim...

avishai cohen'in adama adlı albümünün 2. şarkısıdır. endülüsten girer modern madrid'ten çıkar bu şarkı. dinlemesi zevk veren nadide hoş bir şarkımızdır, albümün tamamı bu özeliği gösterir ama bu şarkı başkadır.

ispanyanın başkenti olan güzide şehir. içinden nehir geçmeyen az sayıdaki avrupa başkentinden birisi olan madrid, yolculuğumun ilk durağı olması bakımından önem taşır.*merkez bölgesinde çok yaşam alanı olmasa da tarihi ve turistik bakımdan çok zengin. plaza mayor denen meydan kesinlikle görülesi. çalgıcılar, sokak sanatçıları, değişik gösteriler günün her anı karşınıza çıkmakta. şehre indiğiniz gibi bir harita alın ve metro ağını iyice inceleyin, çünkü çok büyük bir metro hattı mevcut ve şehrin her noktasına rahatlıkla ulaşabilmektesiniz bu sayede. gezilesi görülesi bölgeler sol meydanı ve çevresine yayılmış durumda, daha dış bölgeler çoğunlukla yaşam alanları ve parklardan oluşmakta. 3 büyük müzesi mevcut, tarafımdan gezilen ve en meşhuru olan prada müzesi gerçekten görülesi. bu 3 müzenin yakınında bulunan park ise şehrin merkezinde olması sebebiyle gezinin ardından yayılmak için çok cazip ve yakınında bulunan botanik bahçeyi gezmeden önce dinlenmek için ideal. 2 adımda bir heykel gördüğünüz için birazcık baysa da, tarihten sıkıldığınız vakit şehrin kuzeyine doğru ilerleyip modern mimariyle karşılaşabilirsiniz. ayrıca santiago bernabeuda 10 euro vererek yapacağınız tur gerçekten değecek, çünkü stadın neredeyse her noktasına giriyorsunuz. madridten bu kadar, gezilesi görülesi fakat yaşama açısından ispanyada daha cazip şehirler mevcut.

resmen,çoğu yönüyle ispanya'nın ankarası.



çok sade ve sıkıcı bir şehirdir. ama sıkıcılığı hiçbirşey olmamasından değil, tekdüzeliğindendir. görülebilecek yerleri kısıtlıdır. prada müzesi, plaza mayor, plaza oriente görülmeye değer olanlardır. gece yaşamı çok hareketli değildir ama eğlencelidir. potansiyel yerlerde sizi kazıklamak isteyen ispanyol dükkanları mevcuttur. plaza mayor denilen meydanda köşelere konuşlanmış sinsi dükkanlarda yelpaze, kastanyet gibi ürünler oldukça pahalıdır. avuç içine sığmayan bir hediyelik eşya 10€ dur. şahsen değmeyecektir.



bir de burada parque del buen retiro adı verilen büyük bir park vardır. çok yüzeysel benzetirsek ankaradaki gençlik parkı gibidir. ama buradası daha güvenlidir. ispanyol polisler atlarıyla doşaıp denetler. yapay gölü oldukça hoştur, kayıkla gezilebilir. ormanlık alanı düzenlidir. burada gençler uzanır kitap okur, yaşlı çiftler banklarda elele tutuşup oturur vs. prada müzesine doğru olan çıkışındaki bahçe çok sevimlidir. çeşiyli şekillerde biçilmiş ağaçlar ve çalılar vardır, gün batışında güneş tam buraya düşer ve hoş bir görüntü ortaya çıkar.



ayrıca,şehirden 1,5 saat uzaklıkta toledo adı verilen ispanyanın 150 sene önce terkettiği eski başkenti olan bir ortaçağ kasabası vardır. hiçbir bina deforme olmamıştır. dar sokaklarında yalnız yürürken sol köşeden bir şövalye çıkacak diye beklersiniz. ayrıca bu yer don kişot'un kasabasıdır.



şehircilik en üst seviyededir. yer altında 8 metro hattı bulunur. ve bu metro hatları o kadar karışık ve birbirne girmiştir ki elinize aldığınız zaman bu ne?!?! diye tepki vermeniz mümkün. şöyle bir örnek verirsek, bir noktaya 3 farklı metro yoluyla ulaşabilirsiniz. durak atlamanız bir faciadır,eğer tam kesişen bir noktada inmezseniz hedeften oldukça saparsınız.santiago bernabeuya gidin,değecektir. atletico madridin sahasına da gitmeniz pek ala mümkün metro hattıyla.



havaalanları olan madrid-barajas,şehirden çok uzaktadır ancak metro bağlantısı mevcut. fakat metro ile giderken eki eki eki havaalanına ne güzel 2€ ya gidiyorum dersiniz, fakat metrodan çıkıp havaalnına girerken bir turnike daha görür please pay supplement yazısını görür, paşa paşa parayı çıkarır supplement card alır basarsınız.

madrid'in en sevdiğim şeyi barcelona'ya dönüşüdür.

eşcinsel muhitinde takılmak eğlencelidir. her yer birbirine yakın olduğu için yürüyerek dolaşmak hem keyifli hem kolaydır. los amigos hosteli tavsiye ederim.

hayat şartları hayatımın akşını bozmazsa yakın zamanda 1 sene boyunca göreceğim şehir..bernabeu ne güzeldir kim bilir..



Kaynak: İtüSözlük