dudak

[bluemoon24]

ağızın içindeki pembe renkli dış tabakanın dişlerin önüne doğru uzanan kısmı konuşmak, ruj sürmek ve öpüşmek için kullanılır

insanların en önemli silahlarından biridir, gözlerle birlikte kullanıldığında çok etkili olabilir.

kalınsa çok seksidir.

ayrıca zenciler sırf bu organdan oluşmuş gibi bişeydir.bkz. jay-z)

umut sarıkaya 'nın adının karikatür tarihine altın harflerle yazılmasını sağlayacak nitelikte çizdiği uzvumuz.







klitoristen sonra bir kadının en hisli yeri.

duyguların, düşüncelerin, ruhun, enerjinin vücuttan gerçeğe doğru geçiş yaptığı, fiziksel boyut kazandığı çıkış noktalarından biri.

devamlı yense dahi küçülmeyen, azalmayan, tüketen yüz detayı. küçükken dalga geçilme, büyükken rep alma sebebi.

değ'melerle alevlenen insan eti.

en sıkısı, en dirisi bazen, en arzulusu.

en kadını, en erkeği sonra..



gizemini çözemiyorum. geçen gün otobüs beklerken aklıma geldi, niye dudak?

oldukça genç ve güzel annesinin kucağında bir bebek, annesinin iman tahtasına ve altındaki silikonize yastık kıvamındaki destek noktalarına sırtını yaslamış yatıyordu. ablası veya teyzesi olduğunu tahmin ettiğim bir diğer dişi de bebeği mıncırıyor, mütemadiyen öpücüklere boğuyordu. ısırılası yanakları var veledin kabul ediyorum, ancak niye durup durup öpüyorsun bre kadın!? demek istedim. ellerini kullan, dokun, kulağını sürt, saçınla temas et, dirseklerini dokundurmayı denemedi, sadece öpüyor. elini uzatması ve mıncırması daha kolay ama yine de uzanarak dudaklarını aysun kayacı şekline sokup rezil olmak pahasına bebeği öpüyor. ördeksi uzantılar ile rezil olmayı geçtim, mikrop da saçıyor, ağız içi bakteri vs gırla. neyse soruma dönüyorum, niye dudak?



neden bu organ ile temas ediyor bir diğer insan, sevdiğine? sanırım fizyolojik olarak bunun açıklamasını bulabiliriz. vücudun içi ile dışı arasındaki birleşme noktalarından birisi. sinir uçlarının yüzeye yakınlığı ve ince deri yüzeyi hissiyatın artmasını sağlıyor. parmak ucunda da deri ince ve temas, hissetme yoğun benzer şekilde gergin ortam olan dirseklerde de, kıkırdaklı küçük organ kulakta da, ayak parmak aralarında da benzer ince deri var. ama fetiş organı hep dudak oluyor. sevgilisinin ayak parmak arasına kulak kepçesini sokmaya çalışan ve uyaran/uyarılan kaç insan var ortalıkta? pratik uygulama alanı sıfıra yakınsayan ve öüğ irançsın tepkilerine maruz kalan bu yaklaşımın en az dudakları boyunda gezdirmek kadar doğal olduğunu kabul etmeliyiz ne yazık ki. üzülerek açıklıyorum, kandırıldık!



bu özentiliktir.



ilk kim bulmuşsa, öpüşmeyi öyle ballandıra ballandıra anlatmışsa insanlar ona özenmiş ve toplumda genel kabul görmüş foreplay olarak literatüre girmiştir. şimdi kamasutrayı, efendim taocu seksi ve sair kaynakları absürt ve uçarı zevk sapkınlıkları olarak görüyorsak, bu, dudak lobisi yüzünden olmuştur. açıklıyorum, ruj imalatçıları yaptı bunu. devrinde oje üretenler çok zengin değildi ve parmaklara yeterince dikkat çekilemiyordu ama ruj, hep liderdi. adını kırmızı rengin en seksi hali olan rouge kelimesinden alan ruj imalatçıları işte bunların lobisi ile dudak popüler oldu, cinsel meta oldu. koskoca organ meta oldu, satılıyor piyasada!



sevgi ve özlem belirten nice hisleri, insanları öperek değil koklayarak bulabilirdik, burun da bu amaçla bir iletişim aracı, sevecenlik gösterisi olabilirdi. lakin parfüm endüstrisi de ruj imalatçıları tarafından bastırıldı. yolculuğa gidecek tanıdığımızı yanaklarından sağlı sollu öperek mi uğurluyoruz yoksa derin derin kokusunu içimize çekerek mi? düşünün biraz, kuru kuru yanakların sürtünmesi akılda ne bırakır? abimin terinin kokusunun yerini, onun birbirine geçen kirli sakalların teması tutar mı, öpüşmek de nesi? dudak hiç bir işe yaramıyor hatırlamada, evet, burun ve koklama çok daha etkin. düşünün dudakları kullanıp birisine temas etmek mantıklı mı?



dilim döndüğünce size dudağın gereğinden fazla popülerleşmiş ve maksadını aşmış bir organ olduğunu anlattım. şimdi sıra sizde, üzerimizde asırlardır oynanan kirli oyunu durdurun ve bu organa haddini bildirin.









Kaynak: İtüSözlük