frankenstein

[bluemoon24]

bu isim birçok kişinin bildiğinin aksine yaratığın değil, yaratığı yaratan doktorun adıdır.

içiçe geçmiş ve merkeze doğru ilerleyen üç ayrı anlatıdan oluşmuş, şair percy bysshe shelley'nin karısı mary shelley tarafından yazılmış, insanın tanrıyı oynaması ve başarısızlığı konularına değinen, romantik dönemin en önemli eseridir.

kenneth branagh tarafından yapılmış başarılı bir sinema uyarlaması da vardır.

uyarlamada hırslı doktor frankenstein'ı kenneth branagh, acı çeken ve acı çektirmeye yemin eden canavarı da robert de niro oynamıştır.

en son van helsingde karşımıza çıkan hayali kahraman



a mastermind in the old watchtower

prying eyes must never find.

playing god in the final hour

ınsanity, such a fine line

overwhelmed by the mourning process

and the loss of his dearly loved

the doctor's work is now obsession

what is life? what's beyond?



he wants to know what it's like to be god

creating life with his own hands

to reanimate lifeless tissues

the devil's work, the doctors plan

a man of wealth and a genius mind

a slave to passion and his morbid side

robbing graves of the nearly dead

erratic tendencies, a troubled mind



ı will create in my own image

ıf god can then why can't ı?

no thought of the consequences

ı've got to know the meaning of life



lightning strikes, it's the witching hour

the monstrosity comes alive

a victim of man's vanity

born in delirium, a deranged child

he turns his back on his own creation

chaos ensues, the innocent die

who's the monster?

who's the victim?



crucify!!! crucify!!!





*

ingiliz romancı marry shelley nin 18. yüzyılın sonlarında yayınlanmış romanının ana kahramanı. romanın tam adı frankenstein, or the modern prometheus dur. roman, dönemin romantizm akımının etkisinde yazılmış olup, john locke un tabula rasa , rouesseau nun noble savage ve tabii ki galvanizm felsefelerinden esintiler bulmak mümkündür. yazıldığı dönemde, özellikle bir kadın romancının elinden çıktığını düşünürsek oldukça başarılı, cesur ve orjinal bir hikayedir. frankenstein, sanılanın aksine, o korkunç canavarın değil, onu oluşturan doktorun adıdır: victor frankenstein. zavallı canavarın adı yoktur bile!



birçok filmi bir kenara bırakırsak, orjinal hikaye özetle şöyledir: cenevizli, soylu bir ailenin oğlu olan victor frankenstein, çeşitli bilimsel araştırmalar ve denemelerle, ölülerin cesetlerinden bulduğu parçaları birleştirerek yeni bir yaratık oluşturur. ve bu yaratığın çeşitli yerlerine elektrik akımı vererek onu canlandırır. ancak, canlandırdığı bu yaratığın kısa bir süre sonra kaçmasının ardından, onu arama zahmetinde dahi bulunmayıp yüz üstü bırakan victor frankestein, yaratığın daha sonra bir canavar haline dönüşeceğini tahmin edemeyecektir. yaratık, ilk anda, yürümeyi, konuşmayı, yazmayı...vs bilmemektedir. toplumda edindiği deneyimler ve algılarıyla kendi kişiliğini oluşturur ve aynı zamanda birçok bilgiyle de donanır. ancak toplumdan aldığı reaksiyon çok vahimdir. fiziksel görünüşü nedeniyle sürekli şiddet ve dışlanma gören frankenstein, aslında başlarda gayet iyi niyetli olduğu halde, sonraları bir canavara dönüşür. hedefinde onun yaratıcısı victor frankenstein vardır. onun kardeşini, nişanlısını öldürür ve en sonunda yaratıcısının dikkatini çekmeye başlar. victor frankenstein, yarattığı canavarla yüzleşince yaptığı hatanın farkına varır. ancak, canavar, ondan, kendisini nasıl yarattıysa, kendisi için bir dişi de yaratmasını ister. ancak o zaman, bu şiddeti durduracak, kendi köşesine çekilecektir. victor frankenstein, önce bu fikri kabul etse de, bir dişi yaratık daha yaratırsa, bunların üreyeceğinden korktuğu için, ilk defa sorumlu davranarak dişi bir yaratık oluşturmaktan vazgeçer. daha sonra, victor frankenstein ile yaratığı arasındaki kovalamaca, kuzey kutbunda, ikisinin de ölümüyle sonlanır...



bu hikayede, adem ile havva hikayesine, şeytanın cezalandırılması gibi olaylara gönderme vardır. ancak hikayede, adem ile havva hikayesinin aksine bütün sorunların kaynağı bir erkektir. burda marry shelley nin feminizm duyguları kendini gösterse de, hikayedeki kadınların hepsinin bilimle hiç yüz göz olmayıp, aşkla börtü böcekle uğraşması da çok yaman bir çelişki gibi durmaktadır...

edgar winterin they only come out at night albümünde yer alan müzikal rock eseri.

1973 mayısında amerika müzik listelerinde 1 numaraya yükselmiştir.*



overkill'in horrorscope albümünde de yer alır. hatta bu yorumda gitardan at kişnemesine çok yakın bir çıkmakta.

yamulmuyorsam mary wollstonecraft shelley'nin aralarında percy shelley ve lord byron'un da olduğu güzide bir toplulukla geçirdiği bir gecenin ardından yatağa girmiş uyurken gördüğü bir kabustan esinlenerek yazdığı roman. ilk bilimkurgu romanı olarak kabul ediliyor olması itibariyle ayrıca önemli bir yapıttır.



dr. frankenstein: bir canavar yarattım!

canavar: beni neden yarattın!



içinde gotik unsurların bulunduğu roman.

shelley'in bizi canavarlık kavramı üzerinde yeniden düşünmeye davet ettiği ve sosyal düzen dışında kalan her şeyin gerçekten de canavar olup olmadığı konusunda mülahazaya ittiği trajik roman klasigidir. elbette ki bu eserin shelley'in içindeki acı çığlığın derinden yankısı oldugunu belirtmeye gerek bile yok.

iklim çıldırması sayesinde doğmuş bir eserdir,dolaylı olsa da.şöyle kiaşırı sert geçen kış yüzünden shelley avrupada bir dağ evinde mahsur kalması ve geceleri evdekilerin eğlence için birbirlerine korkunç hikayeler yazıp anlatması sonuçu frankenstein'ın kaba hali çıkar ortaya.daha sonra mary bunu geliştirip bildiğimiz frankenstein'i yaratır

mary- percy shelley, lord byron ve doktor ismiaklımagelmiyor un oluşturduğu circle'ın o gece aldığı hadi herkes bir hikaye yazsın kararına sadık kalan tek kişi mary shelley'nin yazdığı başyapıt ve aynı zamanda ilk bilim kurgu romanıdır.



kitabın en dikkat çeen figürü canavar arkadaşımız, yazıldığı dönem ilk defa ortaya çıkan rinoplasti tıp devriminden esinlenilmiştir.

aynı zamanda kitabın canavar- doktor ikilemi ve zıtlığı üzerine oluşturulan bir marksist analiz ve eleştiri literatürü de mevcuttur. buna göre the other olan canavar, ruhu ve dolayısıyla mülkiyeti olmayan, yabancılaşmış karakterimiz canavar arkadaşımız işçi sınıfının bir temsilidir. canavarın doktora baba demesi, aynı zamanda baba- oğul- kutsal ruh olarak okunmasını sağlamıştır. ayrıca bu baba- oğul meselesi, devlet - tebaa ilişkisi olarak da okunmaktadır.

vücut ölçüleri sebebiyle şu kişiye benzettiğim kahraman.





Kaynak: İtüSözlük