[bluemoon24]

manevi kavramları ve duygu yüklü başlıkları herkesin hissedeceği şekilde somutlaştırarak yazarların gözünün içine sokmak. muazzam bir özelliktir bu. hissedilen şey kişisel bile olsa herkesin hissedeceği şekilde açıklanır kavramlar. saygı duyulur. zaten böyle bir eylem mümkün değildir. bunu bir tek gülümsün yapar.



ukte dolduran notu: belki gülümsün başlığı altına yazılması daha doğru olurdu ama yazar umduğu ukteyi değil bulduğu ukteyi doldurur.*

unutulmuş, kıyıda köşede kalmış, üzeri tozlu anıları, hisleri bulup yazmak. okuyana ise aa hakkaten böyleydi demek düşüyor.

nadide bir örneği için



her insanın içinde zaten var olanları gözümüze sokmaya çalışan bi üsluptur.yapışkandır.sürekli insancıl olanı vurguladığını zannetmektir.ama bu arada su yüzüne çıkan optimist gazlamadır.aşkı anlatmaya çalışan ama genelleyen dandik piyasa kitapları gibidir.

samanyolu tv'nin iftar saati programı tadını ve acılarla yoğrulmuş hümanist kelebek etkisini bir arada verebilirseniz bu tarzı yakalarsınız. ezilenlerin yanında olurken, eksiltili cümleler kullanmak, belirsizlik deryasında soyut imgelere, benzetmelere başvurmak anahtar noktalar olabilir. en basit, en odun konuyu bile duygusallığa bağlayabilmektir, en alakasız konuyu bile gözyaşları içinde yazabilmektir.



ısrarla

bir de buna

hayır kimse yanlış anlamasın, kafatasında dendrit ve aksonlarla sarılı bir bezelyeyi beyin diye taşıyan bir çok insandan daha düşünceli bir kişi olduğunu başarılı yazıları ile ifade eden gülümsün kişisinden nefret eden olduğunu sanmıyorum aramızda. burada eleştirilen -yüksek affınıza sığınarak- yazarın üslubundaki inandırıcılıktır. kimse kimseyi birşeye inandırmak zorunda değil, bilincindeyiz * ama:

elimde çay kupam, bilgisayarın başında loş ışık altında, bir elim gripin kabındaki baş ağrısından müzdarip teyze gibi alnımda, yalnızım dostlarım+kederliyim+melankoliğim,

- asabiyim, altıncı nesil çaylağım...*

+ lan ?

- pardon abi, gaza geldim bi' an

*duygu birikimi açısından önce giden bir dişiyim, acemaşıran makamında ud taksimi dinlerken istanbul'un gün batımına karşı göz yaşlarıma hakim olamıyorum, günlerim ağlak...

diyerekten hayat geçer mi, insanın inanası gelmiyor.

- ne lan bu

yani. 24/7 olmaz arkadaşım, sümüklü biçimde her olaya, her duruma aynı hümanist&ampromantiklikle yaklaşılmaz. inandırıcılık kavramı işte burada: gerçekten kafasından geçenleri yazan bir kişi mi bu girilerin sahibi, yoksa bir şekilci mi? burada şekilci kavramını kullanmamın en büyük sebebi, yazarın bundan bir kaç ay evvel uçan hesabı eyvallah nicki ile yazdıklarıdır. bu nasıl bir evrimdir, bu ne yüce bir seviyeye, allah aşkına ulaşmadır ki insana yazdıklarını 100% değiştirtebilir, bismillah falan oldum yane.

- evrim var zaten.

+ ybsg



bir de jim carrey'nin sözleri kafamda, söylemeden duramayacağım: it was me!.

- arıların aslında demek istedikleri: ukteci bendim.

hatta hikayesi de var bu sözlerin: pek sevdiğim bir kardeşim -hayvan herif çiksikılap *- ile günlerden bir gün itü'nün bilgisayar lablarından iki adet bilgisayarı sözlük için işgal ettiğimiz sırada önümüze standart donanım bir gülümsün yazısı gelmişti.

- ya abi ööf, tiskiniyorum ya, midem kalkıyor bu plastik şirinliği gördüğümde. bu kadar da yapay olunmaz, romantik olma kaygısı var tüm girilerinde. utanmıyorum ve popülist şirin diyorum hatta.

başından sonuna kadar içerisinde yalnızca imho bulunan düşünce balonlarımla söylediğim bu sözlere arkadaşım da katılıyordu.

neyse, günler geçti, güneş ayı, mevsimler yaprakları kovaladı filan, ardından şu girisinde

*

chixculub düştüğü minik bir bakınız ile bombayı patlattı. hayvan herif sıfatını sonuna kadar hakettiği bu sözlerinin ardından uzun bir yazı yazacaktım aslında bu başlığı açıp, ancak bir kısım medyanın beni engellemesiyle sadece ukte vererek, mevzu bahis yazarın yazılarındaki sümsük üslubuna ygysgbçk damgasını vurmayı uygun buldum.

bu da böyle bir anımdı.

- miracles have value only when we make them happen...

+ ...stop dreamin' you jerk *



ne hoş bir duygudur gülümsün gibi yazmak baharda esen rüzgarın bilmediğin bir ağacın polenini gözüne sokması gibi bir şey ama öyle de değil hani bir aşık atar ya kolunu sevdiğinin omzuna sonra da yer şaplağı işte böyle bir şey olsa gerek

diyerek benim için gülümsün gibi yazmanın ne anlama geldiğini siz sevgili itü sözlük vatandaşlarına aktarmak istedim. ve yukarıda ki şiirimi ilham kaynağım gülümsün ve girilerine ithaf etmek istiyorum.



hiç kimse yanlış anlamasın ama ben bütün bunları gülümsün'ü kıskandığım için yaptım. evet suçluyum hiç bir zaman onun kadar güzel romantizm kokan , gözyaşları ile ıslanmış girerim olmadı. hep bunun ezikliğini çektim ben karanlık köşeler de ağladım hatta sızım sızım sızladım. o kadar eziktim ki azureel bile bana gülümsün'ün girilerini gösterip ezik ezik ezik diye bağırdı. ne yapıyim ben de afedersiniz bok attım yazı yazma sanatına uslübuna ve ya her ne derseniz.

diyerek te boşu boşuna bir kaç satır okumanızı sağladım ama gülümsün gibi yazmak o kadar da yani sanıldığı gibi kolay bir şey değil. ben aylarımı harcadım. size tavsiye ederim eğer insanları yazdığınız romantik-sadist girilerle insanlara yaşadıkları mutlu anları zehir edebilirsiniz. hadi size başarılar canım. arkadaşı sabır çatlatan aynı üslubla yazı yazma ısrarından dolayı tebrik ediyorum. allah sabır versin benim gibi düşünüp de okumakta ısrar edenlere. anlayacağınız gibi ben artık malum arkadaşın girilerini okumuyorum. benim için ne kadar üzücü bir bilseniz bir bireyin paylaştığı bilgileri hem de beleş sırf üslubu yüzünden alamıyorum.



1

itüsözlüğün yüzlerce ... gibi yazmak kavramından biridir.



evet gülümsün gibi yazmak diye birşey var tıpkı solti gibi yazmak, chixculub gibi yazmak, wondrous gibi yazmak, sarhos ejderha gibi yazmak, excalibur gibi yazmak, dragut gibi yazmak, hansvorelberg gibi yazmak, denizatı gibi yazmak, spyder gibi yazmak, azureel gibi yazmak, thorgrim gibi yazmak olduğu gibi.



her birimiz ayrı hayatlar yaşadığımız, ayrı deneyimler test ettiğimiz, apayrı duygular hissettimiz için beyinlerimiz ,doğal olarak, aynı olguya farklı farklı tepkiler verir, ve çok daha değişik şeyler düşünüp, bunu da sözlükte yazarak birbirimizle paylaşırız. zaten itüsözlüğü güzel kılan şeyde budur. farklılık.



ama tabi aramızda bazı ultra değerli yazarlar var. son kitabı 1 milyon satmış en az 5 milyon satacağı tahmin edilen yeni kitabını hazırlarken bulduğu azıcık zamanda itüsözlüğe teşrif edip biz zavallı, biz değersiz yazarları uyaran bazen azarlayan bazen abi/abla küstahlığıyla- üstten bakmacı- aşşağılayan bazı ultra değerli yazarlar var. galiba biz de onlar ne gibi yazmamızı istiyorlarsa öyle yazmalıyız ki, onların tepkilerini, hışımlarını çekipte, konsantrasyonlarını dağıtmayalım. değil mi?







*

aşağı yukarı şöyledir :



bir kısım yazarların neredeyse uzmanlaşacağı eylem.





aslında böyle bir şey yoktur, abartılmıştır. neyse tamam olabilir ama bilmiyorum.


aramızdaki megaloman, narsist, şovenist arkadaşları ve bunlara yardım, yataklık ve yaltaklık hatta yalakalık eden arkadaşları bi de hayran olanları, gibilere takılanları, yazma konusunda özentileri ve keşkeleri bol olanları düşünerekten benim gibi yazmak diye bir başlık açalım.



üslubunu anlatmak isteyen de buyursun, geniş bağlamlı metod üzerinden metinsel analiz yapacak arkadaşlar da buyursun, nasıl yazarım, aman onun gibi olsam, bunun gibi olmayayım diyecek arkadaşlar da buyursun.



şunun gibi yazmak başlıkları da açılmasın. en azından bundan sonra. bence



gülümsün yazıyor. iyi yazıyor. yüzünde güller açsın, goncasına çiğdem düşmesin.

Kaynak: İtüSözlük