küçük çocukların balonlarını patlatan cani herif

[bluemoon24]

sözlüğe hoş gelmiş güldürücü özelliği olan bir nicke sahip yazar.



hepimizin bilinç-altımızda yatan sapık ruhlu kişidir bu. çünkü herkesin küçük bir çocukken en az bir kere ailesine bir başka çocukta gördüğü balondan isteyipte aldıramadığı olmuştur, işte o anki duygularımızdır bu herif, o diğer çocuğun balonunu patlatma isteğidir, o balonu kırk yıl geçsede patlatmayı içinden geçiripte mahalle baskısıyla yapamamanın verdiği eziklik duygusunun dışa vurumudur bir yerde, küçükken o balonu patlatabilsek belkide hayatımızın değişecek yönüne bir veryansındır, o benimdir, o hepimizdir, o biziz, belkide değiliz ben sallıyorum.*

albert fish ile karşılaştırdığımda oldukça masum kalan, saplantılarına yenik düşmüş kişilik örneklemesidir.

bugün yalova kaymakamlığı statüsüne getirilmiş kişidir. buna sevinmiştir. en azından gözünü koyduğu karşıyaka valiliğine bir adım daha yaklaştırmıştır bu satatü onu. *
şener şen'in sonunda çıplak koştuğu filmi hatırlatan yazar.



ramak kaldı diyorum... *

aslında özlemce'nin aşkını şiirbaz yazardan duyup araştıran ve özlemce'nin bedeninde zuhur eden ercan saatçi aşkını çok iyi anlayan yazardır. ama ikimizinkiler farklı aşklar gibi gelmekte bana. bilmiyorum ya da aynıdır, ikiside ekran yüzü sonuçta. ama ben aşık olduğumda nazlı'ya lisedeydim nazlı'da 20'lik çocuktu, bir gün çok zengin olursam ulaşıcam kendisine inşallah.

@2204536 nolu girisinde bir arap adeti olan, yani dünya'nın en pis, kokuşmuş adi insanları olan arapların örtüyü bağlama şekillerini savunmak uğruna ibaresiyle açıkça ırkçılık suçu işlemiş yazardır. kendisine hatırlatmak gerekir ki insanların ırk seçimleri kendi ellerinde olan bir şey değildir. türkiye'de de hatırı sayılır oranda arap asıllı türk vatandaşı bulunmaktadır.



dünya bilim çevrelerinde saygıyla anılan edward said arap'tır, sartre fransız'dır, ali şeriati fars'tır, cemil meriç türk'tür. bunlar ırklarıyla değil sosyoloji'ye yaptıkları katkılarla anılarlar.

o meşhur girisinde geçen dünya'nın en pis, kokuşmuş adi insanları olan arapların [...] ifadesiyle bir insan en fazla ne kadar ırkçı olabilir? dalında nobeli söke söke alacak olan yazar.



insan ırkçı olur, tamam da, bunu içinde tutmayı becerir, el aleme rezil etmez kendini. nihal atsız forumlarında alenen ırkçıyım ulan var mı diye hönküren kafatasçılara benziyor.

tuhaf ve anlaşılması güç cümleler kurarak ayar verdiğini sanan ırkçı bir yazar. ırkçı olduğunu kendisi de beyan etmiştir ki üzerine tartışmaya lüzum yoktur, nasıl isterse düşünsündür, kimsenin düşüncesine saygısızlık ve hakaret etmek istemem zira.



bir müslüman olarak kendisinden görmediğim saygıyı ve dahi kendisinin bir türk olarak başka bir ırka göstermediği saygıyı kendisine göstermekten de gocunmam.



saygılar.



edit: kendisi editlemeden önce cümlesinden nickaltında ayar vermeye çalıştığını sandığımdan tuhaf ve anlaşılması güç cümleler kurarak ayar verdiğini sanan demiştim. ama öyle değilmiş, başka başlıklardaymış ayarı. düzelttim haberiniz olsun ltf pls tşk.

kendisi arap adeti olmayan müslüman adetlerini çok severmiş. başörtüsünü bir arap adeti zannediyor olmalı. müteaddit defalar, sözlükte çeşitli başlıklar altında, başörtüsünün kur'an'da açıkça emredildiği ayetler ışığında gösterilmiştir zaten. bahsede bahsede cıvıklaşmış, gına getirmiş bu konuyu bir daha açıklamaya gerek görmüyorum. kendisinin, başörtüsünün arap adeti olduğu iddiası derin bir cehaletle malul.



müslümanlar ırkmış bu arada, onu da öğrendik. pakistanlısı, amerikalısı, türkü, kürdü, malezyalısı bunların hepsinin buluştuğu ortak bir ırktan bahsediyor olmalı. emin değilim, kafam karışık.

kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür.



çok sevdiği ve her görüşünü benimsediği nietzsche'nin bu aforizmasıyla sözlerine başlayıp kendisi hakkında ufak açıklamalar yapmak isteyen yazar kişi.



yazdığı bir kaç sözden dolayı kendisi ırkçılıkla itham edilmiştir. edilsindir, pekde umrunda değildir bunlar, ama kendi ırkçılık anlayışıyla sizin anlayışınızın çok farklı olduğunu belirtmek istiyor bu yazar nedense.



evet sizin her hangi bir değerinizi benimsemiyorum. ırk anlayışım sizden farklı.



benim için ırk: aynı değerleri taşıyıp, benimseyen insanlar bütünüdür.



belkide marksist geçmişimden gelen dünya vatandaşı ve sınırları reddeden anlayışımla böyle bir tanım yapıyorum kendi değerlerim gereğince. bu ırk anlayışını örnekle açıklamak istiyorum.



arap değerlerini benimseyen insanların tamamı benim için araptır. yani sizin ırk anlayışınız gereğince bu insan türk olsada, amerikalı olsada, çinli olsada, rus olsada benim için araptır. ve arap değerlerinden açıkça nefret ediyorum. sadece arap değerlerinden mi?



hayır



amerikan değerlerini benimseyen tüm insanlar

ingiliz değerlerini benimseyen tüm insanlar

ve yahudilerin tamamı *

bu insanlardan nefret ediyorum. kafatasları sizin ırk anlayış gereğince farklı olsada misal bir arap değeri, olan türbanı takıp, arap değerleri gereğince yaşayan tüm kadınlar benim değerlerim gereğince araptır. ve evet araplardan nefret ediyorum.

çünkü insanlar eşit değildirler. gerçek budur. ve benim istediğim şeyi onlar istemezler eşitliği sevmiyorum.çünkü eşit değiliz, doğduğumuz andan itibaren hiç bir zaman eşit olmadık.



aslında bu ufak açıklamalardan sonra üç aforizmayla düşüncelerimi bitirmek istiyorum



"bu dünyada suç, haksızlık, çelişki, acı varmıdır? evet diye haykırır herakleitos, ama yanlızca dağınık bakan, lakin bütüne bakamayan insan için vardır.



ne denli yükselirsek, uçmak bilmeyenlere o denli küçük görünürüz.



insan,gelenegin bagli kıldıgı dokunulmaz verilere degil,kendi yaratimi olan degerlere yeniden sahip çikmalidir





simdi hafifim, simdi ucuyorum, simdi kendimi kendi altimda goruyorum, simdi bir tanri dansedip geciyor icimden..



sizin tanrı diye taptığınızı tanrıya benzer bulmuyorum ve nietzsche'yi çok seviyorum, eric cartman'ınıda öyle. ayrıca nazlı tolga'yıda seviyorum, aşığım ona. bunuda belirtmek istedim.*

aslında bir arkadaş günlerdir hakkımda yazdığı giri için cevap bekliyor ama söz yiğidin kamçısıdır. tabiki asla yazmıcam, o kadar düşemem ama şu iki giri ile o kişinin mantığını anlatmak istiyorum sadece

celal şengör'e yorumu: @2210067 dünyamızın sorunu, aptalların kendilerinden çok emin olması, akıllılarınsa şüphelerle dolu olması demiş. oha, celal şengör.*

hakkımdaki yorumunu buralarda bulabilirsiniz zaten*

celal şengör ile aynı nefret boyutlarında anılmak hoşuma gitmedi değil ayrıca.*

kendisine söyleyecek bir çift lafım var insanın nasıl anlaşıldıgı kendisini nasıl konumlandırdıgıyla alakalıdır. beni yanlış anlıyorlar demek, ben aslında ne oldugumu bilmiyorum demektir, kafam karışık demektir, kendi konumum kafamdaki ben ile örtüşmüyor demektir.

ve son olarak evet, ırkçı bir arkadaştır, hatta kafatasçıdır, aslında arkadaşımda değildir.

son olarakta bir tavsiye, madem dördüncü nesil, biraz ısınsın sözlüğe, sonra yazar yazacaklarını, öyle yırtık dondan çıkar gibi yapmasın.



kimin ne dediğini kafasına pek takmadan değerlendirmesini, saygı çerçevesinde kendisinden olmayanların kalplerini kırmayarak yazılarına her daim devam etmesini istediğim ve felsefenin yapı taşlarını toplayıp yeni ve akıllı bireyler yaratma özelliğini hiçbir zaman kaybetmemesini dilediğim böylece kendisini geliştirmekle hayata çok daha anlamlı bakışlar atmayı bildiğini umduğum, insan olma vasfının kendi ahlakından değil de toplum ahlakına uyumuyla kazanılamayacağını belirtmeme ihtiyaç duymayacağından da emin olduğum, günümüz itibariyle değil de bence eski geleneklerin özünden ilerleyerek tanrıtanımaz olduğunu kaygısız, tasasız, umarsız açıklamasını beklediğim 4. nesil yazardır. iyi bir okur olmakla birlikte ufak hataları gözünden kaçmış birinin yardımına koşmayı da bilen yazarımızdır.

ırkçılıkla itham edilince, kuyruğuna basılmışçasına, bir anda geçmişini ve dünya görüşünü ortaya dökme ihtiyacı hissetmiş, ilginç.



girimde de belirttiğim dünya'nın en pis, kokuşmuş adi insanları olan arapların [...] ifadesinin geçtiği girisinin tam da bu kısmını rötuşlamış nedense. eski hali tam olarak dünya'nın en pis, kokuşmuş adi insanları olan arapların [...] şeklindeydi ve yeni, rötuşlanmış hali coğrafi koşullardan doğan sıcak nedeniyle olsada dünya'da pis, kokuşmuş insanlar olarak bilinen arap yarımadalıların [...] şeklinde yumuşatılmış. halbuki bu ırkçı tutumunu, yukarıda bakınız verdiğim girimde yüzüne ilk vurduğumda verdiği tepki ırkçı olduğunu kabul ederek, yazdıklarının arkasında olduğunu ifadeden ibaretti neredeyse. fakat bu hatırlatma kendisine çok dokunmuş olacak ki girisini editleme ve o iğrenç ifadeyi törpüleme teşebbüsünde bulunmuş.



ayrıca marksist öğreti kendisine böyle bir ırkçı bir tutum kazandırdıysa, okuma ve anlama noktasında sıkıntısı olmalı. amerikan, ingiliz veya arap değerlerini benimseyen insanlar üzerinden bir halkın tamamına olumsuz sıfatlar yakıştırmak akılla bağdaşmaz. türk solu dergisinin, kürt halkının tamamının terörist olduğunu ima eden alışverişimi türk'ten yapıyorum, param pkk'ya gitmiyor sloganı benzer bir mantığın örneğidir.



son olarak türban, başörtüsü arap adeti değildir islam dininin müslüman kadınlara farz kıldığı bir örtünme biçimidir. islam'da ırk ayrımı yapılmaz başörtüsü sadece araplara farz kılınmamıştır, dünyadaki tüm müslüman kadınlara farz kılınmıştır. dolayısıyla, başörtüsü araplara mahsus değildir mesela norveç'te yaşayan bir müslüman kadına da saç teli gözükmeyecek şekilde örtünmesi farz kılınmıştır. bu noktadan sonra hala türban ve başörtüsü farklı şeylerdir bik bik bik... dersen, cehalet beyanında bulunmuş olursun, benden söylemesi.



edit: evet, yanılmadım, hemen cehalet beyanında bulundu kendisi. bu konu hakkında her konuştuğunda, ağzından sapır sapır cehalet dökülmekte. bu işlerin kendisine ağır geleceğini hatırlatıyor ve din-diyanet meselelerinden vazgeçip biraz çiçekle, böcekle hemhal olmasını tavsiye ediyorum, zihni ferahlar hafiften.



ırkçı olduğu gerçeği kendisine iletilince ve kabul edince, tavırlarında meydana gelen ani değişiklik düşündürücü. nietzsche, marx gibi fikir adamlarına müracaat etmesi, bozulan imajını entelektüel bir makyaj yardımıyla düzeltme gayreti içinde olduğu intibaını vermekte. artık her girisinde marx'tan, nietzsche'den ve adını bildiği tüm entelektüel şahsiyetlerden, felsefecilerden, teorisyenlerden bahseder biz de hayranlıkla kendisinin entelektüel dansını seyrederiz. buna literatürde name dropping deniyor galiba. oldukça işe yarar bir yöntemdir, başlıktan gerekli bilgi elde edilebilir.



ayrıca birisi size aptal dediğinde, ona sensin aptal! höö! şeklinde karşılık vermek ilkokul yıllarında kaldı, zannediyorum 1.sınıfa giden kuzenlerim böyle davranıyordu en son. aynı şekilde, birisi sizi ırkçı olarak nitelendirdiğinde, ona sensin ırkçı! faşist herif! şeklinde hırçın karşılıklar veriyorsanız, ilkokul hatıralarınızı unutamadığınız ve aynı çocukça davranışları sergilemekten kendinizi alamadığınız sonucunu çıkarırım.

mahlasını becermek isteyen yazar.



itiraf ediyorum mahlasımı değiştirmesi için wondrous'a 1 milyon dalır + beyonce knovles'i teklif ettim ama kabul etmedi. böyle bir adam wondrous*



Kaynak: İtüSözlük