diary

[bluemoon24]

bırakalım da kitap anlatsın kendini



her şey bir otoportre

her şey bir günce



bugün yılın en uzun günü – gerçi artık her gün öyle

bu sadece küçük bir hatırlatma dersi. adım adım

birazcık bilgi tazeleme. olur da kendini tanıyamazsın diye.

bunun ne olduğunu bilmiyormuşsun gibi yapma.

bu, senin yüzün.

şimdi gülümse- eğer hala becerebiliyorsan.

eğer kafan biraz karıştıysa rahatla. endişelenme. bilmen gereken tek şey bunun senin yüzün olduğu. bu, en iyi bildiğini sandığın şey.

eğer bunu okuyorsan, gerçekliğe yeniden hoş geldin. burası, gençliğinin bütün o muhteşem ve sınırsız potansiyelinin vardığı nokta. bütün o yerine getirilmemiş vaatler. hayatında geldiğin yer karşısında duruyor

adın peter wilmot.

anlaman gereken tek şey, pişman bir bok çuvalı olup çıktığındır



can çekişerek ölmeden ra teşebbüs etmenin bin bir yolu vardır.



kurşunkalemle yazılan yazı şöyle diyordu "kütüphaneden her hangi bir kitap seç "

birilerinin ev yapımı ölümsüzlüğü. onların kalıcı etkileri. bu onlar için öldükten sonra yaşamak gibi

sadece kayıtlarda bulunsun diye, bugün hava yer yer umutsuzluk ve öfke patlamaları sosuna batmış.



ileride birilerinin keşfetmesi için kendilerinden bir parça bırakırlar. belki bir düşünce.biz buradaydık. bunu biz yaptık. hatırlatıcı bir not.

bunu ister gelenek, ister batıl inanç, isterseniz de feng shui olarak adlandırın.

bu bir çeşit ev yapımı tatlı ölümsüzlük.



bugün hava yer yer şiddet saçıyor, kısmi öfke dolu

sadece kayıtlarda bulunması açısından, misty seni hala seviyor. sevmeseydi sana işkence etmekle uğraşmazdı.

seni orospu çocuğu.

bunu hissedebiliyor musun?



herhangi bir şeyi neden sevdiğini gerçekten bilen biri var mıydı bu dünyada?

herhangi bir şeyi neden yaptığını bilen?

sevdiğimiz şeyi neden sevdiğimizi kim bilebilir?



stanislavski, seçeneov, poe da dahil olmak üzere herkes arzuya göre mucize yaratmanın bilimsel yöntemlerini arıyordu, diyor. kazara olanı tekrarlamanın sonsuz yolu. rasgele olanı planlamak ve üretmek için bir montaj hattı.

mistik olan sanayi devrimiyle buluşuyor.



bir şeyi okumak suratınızda patlayan bir tokat olabilir.



sadece kayıtlarda bulunması açısından, bugün hava deneysel endişeyle karışık mide bulandırıcı.

sadece kayıtlarda bulunması açısından, bugün hava olası fiziksel ve duygusal çöküntüyle karışık, giderek artan karmaşayla dolu.

sadece kayıtlarda bulunması açısından, bugün gökyüzü sakin ve güneşli ama hava saçmalık dolu.



kendin olmaya mahkumsun.

bu da bize herhangi bir şeyi çizebilme özgürlüğünü verir, çünkü aslında sadece kendimizi çiziyoruzdur, derdi.

el yazın. yürüyüşün. seçtiğin porselenin deseni. bunların hepsi seni ele verir yaptiğin her şey elini açık hissetmene sebep olur

her şey bir otoportre

her şey bir günce



peter bir sanatçının vazifesi kaostan düzen yaratmak derdi. ayrıntıları toplarsın, model oluşturur, düzenlersin. anlamsız gerçeklerin anlamlı olmasını sağlarsın. her şeyden birer parça alarak bir araya getirirsin. karıştırıp tekrar düzenlersin. kolay. montaj. toplama.



çünkü peter haklı.

sen haklısın.

çünkü her şey önemlidir. her ayrıntı. sadece henüz sebebini bilmiyoruz, o kadar.

her şey bir otoportredir. bir günce. aldığın tüm hapların hikayesi tek bir saç telinden bile anlaşılabilir.tırnaklarından adli ayrıntılar. mide astarın bir delildir. elindeki nasırlar bütün sırlarını ortaya döker. dişlerin seni ele verir. aksanın. ağız ve göz çevresindeki kırışıklıklar.

yaptığın her şey seni ortaya koyar.

peter bir sanatçının görevi dikkat etmek, toplamak, düzenlemek, arşivlemek, korumak, sonra da rapor yazmaktır derdi. belgelemek. sunum yapmak. bir sanatçının görevi asla unutmamaktır.



gerçek şu ki, eğer mitsy şu anda kumsalda olsaydı, bu pencereye bakıp ressam olma hayalleri kuracaktı.

gerçek şu ki, nerede olmayı seçersen seç, seçimin hep yanlış olacaktır.



sadece kayıtlarda bulunması açısından, mitsynin seçtiği her renk, attığı her çizik kusursuz, çünkü artık umursamaktan vazgeçti.



tamamı kitaptan alıntıdır



Kaynak: İtüSözlük