depresyon hırkasını giyip oturma arzusunu bastırmış olan kişinin bunu engellemesi sonucu ortaya çıkan yeni istek.kendinden kaçamayacağını bilen ama yine de uzaklaşmak isteyen insanın açmazı.alıp başını gitme isteğine engel olmakla uğraşan insanlar haftasonları arkadaşları arayıp ne yapıyorsun dediklerinde duruyorum derler duruyorum öyle.iyi ama neden sorusuna verdikleri cevap sıradanlaştıkça içlerindeki hesap vermenin getirdiği gereksiz öfkenin de büyüdüğünü hissederler.
filmlerde çok bahsi geçen mevzudur.
şehrin köşesinde aşık bir genç, cengiz bir gün dellenir arkadaşlarla dertleşirken patlatır içindekini:
+ abi yok böyle gitmez.
- ya nolur
+ alıp başımı gideceğim
nereye gidersin naparsın diye sorarlar adama.
cevap verir:
+ kader beni nereye götürürse oraya.
fakat bu aşık cengaverin alıp başını gitme olayı biraz bombadır, taşağa alınır.
bir de bunun asılları var, lâkin yine filmlerde geçiyor. genelde sadri alışık'ı anımsatıyor bana.
bazen harbi kaptırıp kendimi imreniyorum böyle insanlara. böyle alıp başını gidip gezerken bir sahil köşesinde meyhaneye kendini atan adamlar geliyor aklıma. [deniz büyücüsü depreştirdi bu hissi ]
babam gelir oturur, garsondan bir ufak ve meze ister takılır. martı sesleri, kediyle paylaşılan balık kafaları, ufka derin göz süzmeler.
mekanın müdavimleri dertli görürler bu adamı otururlar yanına anlat kardeş diye. anlık bir samimiyetle dertler açılır, dostluk bağları kuvvetlenir. belki bir gece yatacak yer verirler, belki de sabah güneşine karşı kalkar gider.
şu an içimi kasup kavuran istektir.çok çeşitli sebebleri olabilir.en sevdiğin şehirde bulunman bile seni dizginlemeye yetmez.benim yapacağım gibi
ini uzun ama sadece aklındaki çıkmazların içinde geçecek bir yolculuğa hazırlamak suretiyle artık buralarda duramayacağının farkına varırsın tüm bedeninde,ruhunda.geride bırakacakların,seni yine makaraya alanlar hepsi boş gelir.ve artık en fazla bi kaç saat içinde yollar senindir.
güvenlik sibobudur.
tuzla buz misalidir.ruhunda açılan yırtıkların tam ortasından sızdırdığın anılar ve acılardır aslında.onlar biyere gitmez.onları da yanına alıp gidersin.sadece sana kalırlar.onlarla başbaşa olmak,kabullenmeni sağlar.bu da aslında tek çözümdür.ötesi yoktur.kabullenirsin.sonra yırtıkları dikmeye başlarsın.usul usul.aynı şehirde soluduğun havaya alışmıştır bünyen.iyileştirmez o yüzden.uyuşturucu gibidir.sadece uyuşursun.etkisi geçtiğinde tekrar nükseder başından defetmeye çalıştığın mikroplar.bambaşka bir şehrin havasını solumak gerekir işte o zmn.bütün zehrini atarsın.yaraların iyileşir.benolursun,aslını bulursun.
kente yalnızlık düşer,alıp başını gitmek istersin.sessiz,karanlık,kör ve dilsiz sokaklardan usul usul geçersin...
yüreğine deniz kokusu düşer,tenine tuz kokusu siner.alıp başını gidersin.
sadece senden gitmesin istersin,alıp başını gidersin...
sadece biraz huzur,biraz unutulmuşluk istersin alıp başını gidersin.
Kaynak: İtüSözlük