[bluemoon24]

her ne kadar aynı dönemde aynı lisede okumuş olsak da itü de tanıştığım, bioenerji ve edebiyata ilgili, çabalarını takdir ettiğim**, kısa hikayelerini bir türlü okuma fırsatı bulamadığım ama sonundan göz atabildiğim,pek değerli fazlasıyla derin sözlük arısı**.

hakkımda yazdıklarından sonra benim de ona bişeyler yazmamın şart olduğu insan. normalde ilk kim yazdı'yi sorun yapcak bi insan olmasam da, ona yazmak için onun bana bişeyler yazmasını bekledim ve işte gün bugündür. nasıl başlayacağımı düşünürken kendisine yazdığım yıllık yazısından bir bölüm alarak giriyorum olaya: 'hayatta hiç bir şeyin tamamen kötü olamayacağının kanıtı olsa gerek lise2de herşey kötü giderken onunla tanışmam'. farklı sınıflarda olmamız sebebiyle arkadaşlığımızın dışardan bakılınca koridor arkadaşlığı şeklinde geliştiğini söyleyebilirim. içerden bakıldığında ise olay artık arkadaşlık değil dostluk'tur ve biz çoktan koridor sınırlarını aşmışızdır. ba of nasıl bir insandır derseniz söyleyeyim kendisi acayip bir insandır, kelimenin tam anlamıyla. değişiktir yani, huyu suyu ruhu. bi kere çok görür, gereğinden fazla hem de. görmek hissetmektir de onun altıncı hissi mi kuvvetlidir, kalp temizliği midir, yoksa aslında görmek zeka ile ilgilidir de o çok akıllı olduğundan mı böyledir bilemem ama, o , görür. sonra iyidir, bu da kelimenin tam anlamıyla ve benim olamadığım anlamıyla. melek olduğunu iddia etmiyorum, çünkü klasik melek anlayışında kandan kesikten hoşlanmanın yer aldığını sanmıyorum, ama ondan bahsederken sınırları aştığını ve acayip olduğunu söylemiştim. kendisi olaylara yaklaşım olarak pozitif olmasa da ruhen pozitif taraftadır, kalan hayatında cehennemlik bişeyler yapmazsa sonsuz hayatında cennetin seçili kullar tarafında ikamet edeceğini düşünüyorum. aksi bile olsa, iyi insanlar niye cehenneme gider bilir misiniz, kendilerini affedemedikleri için.!:şimdi adını hatırlayamadığım bi robin williams filminden!: öteki dünya yorumlarını bırakıp konumuz ba of'a geri dönersek, ba of çok okur, hikayeleri vardır, şiirleri vardır, lise arkadaşlarının deyimiyle 'entel feruk' tur. hatta bir şiiri bestelenmiştir de, potansiyel ünlülerdendir kendisi *



ayrıca ba of, can acıtmaz. kırıcı, yaralayıcı insanlardan değildir, yani şöyle, bazı insanlar kendilerini tutamayarak garip bi mazoşist duyguyla sevdiklerini kırarlar. benim tanıdığım ba of asla bu gruba girmedi, ve benim tanıdığım ba of bu gruptan olan bana hep sabırla yaklaştı.



ve sessizlik. ba of yanında susulabilcek insan grubundadır. ve 'çok mutsuzum ömer faruk'. ba of omzunda ağlanabilcek insan grubundandır. ve 'zrr veya dıt dıt dıt veya tel titremesi'. ba of gece yarısı ağlayarak aranabilcek insan grubundandır. ve 'çat çat çat' . ba of kalbi kırılabilcek ve herşeye rağmen sizin için orda olacağı bilinecek insan grubundandır.



ayrıca şimdi yazarken farkettim bizim arkadaşlığımızda ba of dinleyen ve yüklenen tarafmış, o beni yarılamış ben hala onun çeyreğindeyim, bunu onun benden daha kapalı olmasına ve benim ondan daha çıkarcı olmama bağlıyorum. ayrıca kendimden utanıyorum. *



ve konuşmak kolaydı, zira herkes konuşurdu ve insanlar susunca ya ortam gerilmişti ya da sıkılmış olurlardı, ama rahat rahat susabiliyosan, işte oydu önemli olan. ve sessizlik. bu 'oha' dedirtecek kadar güzel bi tespit işte. ne bileyim. öle.

sözlüğün kısır anlarından birinde bana gaz verici bir mesaj atarak giri ilhamı veren sözlük aşığı yazar.

yazdığı girilerden sıkı bir şebnem ferah dinleyicisi olduğu anlaşılan, lisedaş olduğumuzu sözlükte öğrendiğim arı

beni kafamın üstünde bir halkayla beklediğini söyleyip şaşırtan, tabuda karşı takımımda olup, pek konuşamadığım, ilk kez zirveye katılan imalat mühendisi arı..

tabu zirvesinde tanıştığım ilk kez zirve millisi olmuş zirve boyunca bana ince espirilerle takılan iyi insan.

sütçü imam'ın torunu olduğunu düşündüğüm her zirvede süt içen arı.**

dün insanlık için küçük, moda ve rahatlık kavramları için küçük, ama kendisi için devasa bir adım atmış olan şahsiyet ehueh. kişisel devriminde başarılarının devamını dileriz.*

sözlüğe benimle ilgili giri yaptığını yeni farkettiğim arkadaşım.*

yürümek

yürümeyenleri

arkanda boş sokaklar gibi bırakarak

havaları boydan boya yarıp ikiye

bir mavzer gözü gibi

karanlığın gözüne bakarak

yürümek!..

yürümek

dost omuzbaşlarını

omuzlarının yanında duyup,

kelleni orta yere

yüreğini yumruklarının içine koyup

yürümek!..

yürümek

yolunda pusuya yattıklarını,

arkandan çelme attıklarını

bilerek

yürümek!..

yürümek

yürekten

gülerekten

yürümek...



demiş nazım hikmet... ba of 'a ithaf edilir, geç de olsa ona güç olmaması dileğiyle nice yıllara..

şebnem ferah seveni,

herşeye rağmen en pozitif sensin belki de?

belki de en iyisi senin kadar olumlu negatif olmak? kim bilir...

gayet uzun bir aradan sonra tekrar itü sözlüke dönmüş kişi, ben. insanın öz vatanı.... ay pardon öz sözlüğü gibisi yok!

bir ay boyunca mercedesin toplantı odalarında beraberce uyuduğum, yemekhanesinde birlikte semirdiğim, kantininde pineklediğim, dahası seminerde olmamız gereken bi saatte çimlerin üzerinde sessiz film oynarken dellenmeme sebep olan filmleri bulan, akabinde acı dayanıklılık testlerine tabi tuttuğum, kimin başlattığı belli olmayan bir laf sokma yarışına giriştiğim muhabbet tellalı, ayrıyeten italyan aygırı.



bir de buralardaki varlığımdan haberi olsaymış itü sözlük'e daha erken geri dönermiş.*

ağustos´un sonuna kadar yurt dışında olacağı için mesajlara cevap veremeyecek yazardır. evet moderatörlere fena halde özenmiş yazardır da aynı zamanda)





Kaynak: İtüSözlük