ASANSÖR..

[mor ve ötesi]

Asansöre basmak için geldimde asansörün ışığını yanık görüyorum belliki başkasıda basmış ve gelmekte asansör,ama göre göre tekrar basıyorum ve basıyoruz kimbilir günde kaç kez bunu yaşıyoruz hepimiz?
niye böyle davranıyoruz?Niye bu asansör tuzağına hepimiz düşüyoruz?çözmek anlamak isterdim...Bizden önce düğmeye basana mı güvenimiz yok?yada kendimize mi?ya da bir refleks mi?
Hıncal uluç......


neden böyle davranıyoruz..boşlukmu,refleksmi,şartlanmamı,,,ned en?

[hayatimdegisti]

Benzer bir konu trafik ışıklarında söz konusu...Başkası ışığa bassada yine basıyoruz.Birde otobüsler var...
Bunun nedeni ne olabilr?
Güzel bir fikir telakisi konusu olmuş

Tartışalım

[Merto]

Ya önceki basan iyi basamamışsa, ya sistem çalışmıyorsa dimi ama.....

Trafik ışıklarındaki durum şöyle benim tespitimce; Ne kadar fazla kişi basarsa yeşil ışık o kadar çabuk yanıyor, böyle bir düşünce var, halbuki yanlış; sistem basılma sayısıyla değil, ilk basılma süresiyle alakalı bir şekilde çalışıyor.

Bence asansör düğmesi yada otobüslerdeki, hepsi içimizdeki güvensizlik ve telaş yüzünden.

Bastıkça sistem hızlanıyor, daha çabuk oluyor istekler.

Belkide hayatta elde edilemeyen isteklerin izdüşümü.... Bu sefer elde edeceğim, istiyorum ve alacağım durumu.

[hayatimdegisti]

Kendi adıma şunu söyleyebilirim.Özellikle otobüslerden kalan bir alışkanlık bu...
Düğmeye bastığınız halde kapı açılmıyor.

Bu nedenle ışık yansa bile ya o ışık sürekli yanıyorsa diye bir şüphe oluşuyor..

Birde diyelim ki..
Hıncal Uluç'a uyup basmadık düğmeye kendimiz tuttuk..

-Kaptaaaaaan arka kapı !!!!!
Dediğimizde..

Şoför derse ..
-Kardeişim bastın mı düğmeye?

E ne diycez...
-Işık yanıyor du diye basmadım mı?


Bu durumda işi sağlama almakta fayda var...


Bence bu durumun altında güvensizlik aramamak lazim.Tek sorumlusu düğmeye bastığımız halde açılmayan kapılardır...

Alın yeni bir tartışma konusu...

Bu açılmayan kapılar gençlerin psikolojisini nasıl etkiliyor acaba

[hayatimdegisti]

Birde olayın detayına girip düğmeye bastığı halde kapı açılmayan birkişinin psikolojisini düşünün..

Heyecanla bekler kapının açılmasını..
Bir yandan da endişe vardır.
Ya açılmazsa kapı diye..

Beklenen olur ve kapı açılmaz..

O an ne düşünür..
-Acaba basmadım mı?

-Yooo bastım aslında yanıyor...






Ekşi sözlükten bir alıntı


belediye her ne kadar insan tasıyoruz biz diye reklam da yapsa, iett nin filosu malumunuz. yas ortalaması dogu bloku ülkeleri gibi degilse de, çok da genç bir filo degil. hele o şerefsiz körüklü kapılar. açılacak mı açılmayacak mı, muallakta bırakırlar tedirgin orta sınıf otobus yolcusunu. konu aslında körüklü kapılar degil. çok uzattım farkındayım, konu tıkım tıkış bir otobuste, düğmeye bastıgınız halde, kaptanın kapıyı açmayı unutması (muhtemelen üzerinde yeşil ışık yanan ön paneldeki gösterge bozuktur) ve sizin kaptan arka kapı diye bagırırken sesinizin titremesidir.

şimdi niye titrer o ses? tiyatrocu degiliz, işinden evine dönen, büyükşehirde yasamanın en temel geregi olan toplu taşıma araçlarını kullanan maaşlı kesimiz. diyafram eğitimimiz yok. o kadar insanın içinde arka kapı diye yırtınmak hafif adrenalin salgılatır, sanki bütün millet sana bakıyor gibi gelir -bakar da aslında, acıyanları bile vardır- ses duygusallasır bu anlarda. çatallanır, gider gelir. en ondeki guzel kız "ah canım benim" bakısı atar. şöför duymadıysa?

o zaman biraz daha bagırırsınız, "kaptaaan arka kapı". bir allahın kulu da kaptana "arka kapı kaptan, inecek var" demez. ama ben öleyim artık orda, bu kadar rezillik olmaz diye düşünürken, önlerden bir amca imdadınıza yetişir "şöför bey, inecek var"

o amcalar için bu ülkede yaşıyoruz biz, o amcaların temiz pardesüleri, ak saçları, traşlı yuzleri için...

[mor ve ötesi]

Ben asansörün dügmesine basarsam hemen gelir.. sarı ışık yandıgında öndekine kornaya basmassam gitmez..posta kutumun önünden iki dakika önce gecmişimdir ama tekrar iki dakika sonra önünden gecsem yine bakarım..neden? şartlı reflekslerimden..reflekslerimize şartlanmak..beynımız 24 saat durmadan calışıyor.. oyuzden bazı şeyleri beynımıze fazla yuk bindirmemek için refleks olarak yapıyoruz..bütün bu yaptıklarımızın nedeni bumu acaba?yoksa başka bir cevabı varmı ? sizleri dinliyorum...

[hayatimdegisti]

Aslında asansör şartlanmışlığına bakmak için biraz daha geçmişe gidebiliriz.
Çocuk ilk kez asansörü görür ve asansörün düğmesine kendisi basmak ister.
Oysa anne baba asansörün düğmesine basmaya izin vermez...

Bu çocuk için önemlidir.Israrla mücadele eder.O düğmeye ben basacağım diye..Ancak olmaz bir türlü..
İşte bu çocuk büyüyünce bu güveni sağlayamadığı için asansör düğmesine başkası bastığında güvenmez.İlle kendisi düğmeye basmak ister:))

[hayatimdegisti]

Tarihte asansörden düşen ünlüleride hatırlayalım bu arada
Kırca kaza geçirdi

ATV Haber Dairesi Başkanı Ali Kırca, Kuruçeşme’deki evinin asansör boşluğundan 7 metre aşağıya düşerek yaralandı.

Kırca’nın sağ kolunda kırıklı omuz çıkığı, sol diz kapağında çatlak, sol ayak başparmağında çıkık, sol ayak topuk kemiğinde de çatlak bulunduğu ve 3 saat süren ameliyat geçirdiği bildirildi.

Florance Nightingale Hastanesi ortopedi ve travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Nejat Güney ile Uzm. Dr. Eyüp Bakmaz, Ali Kırca’nın sağlık durumu hakkında bilgi vermek amacıyla basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr. Güney, Kırca’nın sağlık durumunun çok iyi olduğunu ve ileriye yönelik endişe edilecek bir durum bulunmadığını belirterek, yapılan ameliyatla Kırca’nın sağ omuzundaki çıkığın yerine konulduğunu, vücuttaki yaygın kesiklerin de temizlenerek dikildiğini vurguladı. Ortopedi uzmanı Dr. Eyüp Bakmaz da, Kırca’nın birkaç gün sonra taburcu edilebileceğini, ancak “işine dönmek için birkaç aya ihtiyacı olacağını” vurguladı.

Evini görmeye gitmişti

ATV Haber Koordinatörü Ayşenur Arslan da, gazetecilere, kazanın, Kırca’nın Kuruçeşme’de inşaat halindeki 3 katlı evine yaptığı ziyaret esnasında meydana geldiğini bildirdi. Arslan, inşaatın tamamlanmamasından doğan bir sorun yüzünden Kırca’nın asansör boşluğundan 2 kat aşağıdaki asansörün üzerine düştüğünü belirterek, “Kaza şanssızlık; ama sonucu büyük bir şans... Çok ciddi olabilecek bir kazayı ucuz atlattık.” dedi.

02.06.2001 GAZETE HABERİ

Düşmenin ne olduğunu bilirim

Gazete Haberi

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, İstanbul Kuruçeşme'deki evinin asansör boşluğuna düşerek yaralanan ATV Haber Dairesi Başkanı Ali Kırca'ya 'geçmiş olsun' ziyaretinde bulundu. Demirel ziyarette, 'Damdan düşen damdan düşenin halinden anlar' deyince, Ali Kırca kahkahalara boğuldu.

Süleyman Demirel, İMKB'nin merkezinde düzenlenen İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) 37. Olağan Genel Kurulu'na katıldıktan sonra, Metropolitan Florance Nightingale Hastanesi'nde yatan ATV Haber Dairesi Başkanı Kırca'yı ziyarete gitti. Oldukça kısa süren 'geçmiş olsun' ziyaretinde Süleyman Demirel, Kırca'ya, daha önce kendisinin de asansörden düştüğünü anlattı.

Damdan düşen halden anlar

Demirel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Ben de düştüğüm de başımı tutmuştum. Baş ve bel çok önemli. Damdan düşen damdan düşenin halinden anlar.'

Demirel'in sözleriyle birlikte morali yerine gelen Ali Kırca da, 'Ziyaretinizden dolayı çok mutlu oldum. Teşekkür ederim' diye konuştu. Süleyman Demirel, hastaneden ayrılarak Atatürk Havalimanı'ndan uçağa bindi ve Ankara'ya döndü.

Osman ÖRSAL


Bindiği asansör boşluğa düştü
Hilmi DUYAR / BALIKESİR Gazete Haberi

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Işılay Saygın'ın Balıkesir SSK Hastanesi'nde bindiği asansör boşluğa düştü. Emniyet frenleri sayesinde Saygın ve asansördekiler yara almadan kurtuldu.

Bakan Saygın dün sabah Vali Alaaddin Yüksel ve Belediye Başkanı Sami Gökdeniz'i ziyaret etti. Ardından, ANAP, DTP ve DSP il başkanlıklarını dolaştı. Saygın daha sonra geçen hafta trafik kazasında yaralanan, arkadaşı TRT İzmir Bölge Müdürlüğü'nde Alım Müdürü Mehmet Aydın'ın üniversiteli kızı Burcu Aydın'ı ziyaret için SSK Hastanesi'ne geldi. İkinci katta tedavi gören Burcu'nun yanına çıkmak isteyen Bakan Saygın, ANAP Balıkesir Milletvekili Hüsnü Sıvalıoğlu ve partililerle birlikte hasta taşınan asansöre bindi. Ancak asansör ikinci kata geldiği sırada makaralardan boşaldı ve hızla boşluğa düştü. Devreye giren emniyet frenleri, kabinin yere çakılmasını önledi. Asansör yere birkaç santim kala durdu, büyük tehlike, kimsenin burnu kanamadan atlatıldı. Soğukkanlılığını kaybetmeyen Bakan Saygın, olaydan sonra hiç birşey olmamış gibi, merdivenlerden çıkıp Burcu'nun odasına geldi, ‘Geçmiş olsun’ dileğinde bulundu. Bakan gazetecilere, ‘‘Kazayı ucuz atlattık. Az daha ziyaret için geldiğim hastanede benim ziyaretime gelecektiniz. Verilmiş sadakamız varmış hiç bir şey olmadı’’ dedi. Saygın, çıkışta da merdivenleri kullandı.

16 Mart 1998, Pazartesi