Trabzon'un güneyinde, Ziganalar'ın bir tepesinin yamacına yapışmış bir manastır harabesi vardır[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Meryem (Panaghia) adına kurulan bu manastırın, Grekçe Sumela adının esasını, kara, siyah, karanlık anlamlarına gelen Melas kelimesinden aldığı söylenir[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Sumela Manastırı'na ait siyah Meryem resminin hangi döneme ait nasıl bir şey olduğunu daha fazla araştırmaya imkan yoktur[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Siyah Meryem'ler bilhassa Avrupa doğusuna doğru çok sayıdadır, bilhassa ziyaret yerlerinde bulunmakta ve dağlarda, yüksek yerlerde, orman içlerinde kurulan ibadet yerlerinde muhafaza edilmektedir; ayrıca bu yerlerde şifalı bir de su bulunmaktadır, nihayet Fransa'daki bu tasvirlerin bulundukları yerlere mucizevi şekilde geldiklerine inanılmaktadır[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Kısacası Trabzon'un Sumela Manastırı, bu adı ile tarihte ancak Trabzon Komnenos'ları döneminde ortaya çıkmaktadır[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Dağlara, yüksekliklere ve mağaralara bir kült yeri olarak çok eskiden beri daima özel bir değer verildiği bilinir[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Atina'dan gelen iki keşişin, Barnabas ve Sophronios'un Theodosios döneminde IV[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Bilhassa komşu Türk beylikleri ile çok yakın ve girift temasları bulunan Trabzon Kommenosları'ndan III Alexios (1349-1390) bu manastırın esas kurucusu sayılabilir[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Fallmerayer'in 1840'ta yazdığına göre Sumela'nın gezgin keşişleri bütün Anadolu, Kafkasya, Balkanlar ve hatta Rusya'yı dolaşarak Meryem ikonasının kötü bir kopyasını satmak suretiyle iane topluyorlar, bu paraları müesseselerine getiriyorlardı[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Manastırdan en etraflı surette bahsedenlerden biri, G[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Trabzon'un 18 Nisan 1916'dan, 24 Şubat 1918'e kadar süren Rus işgali, burada bir Hıristiyan Pontus devletinin tekrar kurulacağı ümitlerini doğurmuştu[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Sahipsiz ve kontrolsüz kalan bu koca tesis, hızla harap olmaya başlamış, 1930'da bir yangın, ahşap kısımları silip süpürmüş, bu arada gizli defineleri aramak bahanesi ile lüzumsuz bazı büyük tahripler de yapılmış, kagir kısımlar yıkılmıştır[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Sumela Manastırı'na, ormanın içinde bir patikadan tırmanılır[img]/images/smilies/nokta.gif[/img]
Öyle Bir Geçer Zaman ki !