Yaşamdan beklediklerimizi bize sunacak olan kim?dünyaya geldiğimiz anda bize yardım ediliyor.annemiz babamız yada bize bakan kimse yardımları sayesinde büyüyoruz gelişiyoruz.herşey büyümeyle başlıyor.acılar kayıplar mutluluklar hüzünler….bizler dünya denilen bu mekana belkide sadece ziyaret amaçlı geliyoruz.bir deneme evresi bir geçiş dönemi.başarılı olup olmadığımız izleniyor ve aldığımız puanlar asıl gideceğimiz yeri belirliyor.belkide cennet yada cehennem olgusu burada karşımıza çıkıyor.gideceğimiz adres bizim mutluluğumuzu yada mutsuzluğumuzu simgeliyor olabilir.ama unutmamalıki gidenlerin hiç biri bize adreslerini göndermiyor.
Bizler geçiş yerimizde neler yapıyoruz.dalaylamanın dediği gibi bizler sadece mutlu olmak için çabalıyoruz.hayatımızın ana besini mutluluk.çalışıyoruz kazanıyoruz harcıyoruz geziyoruz uyuyoruz sevişiyoruz yeni nesiller i dünyaya getiriyoruz kocaman bir çaba ağı içinde hep amaç mutlu olmak.acaba gerçek mutluluğu kaç kişi elde edebiliyor.ben mutluyum diyebilen kaç kişi var.
Bence insan her saniye her dakika mutlu olamaz.ancak mutlu olduğu anları hatırlayıp onları hafızasına kazıyıp gözlerinin önüne getirdikçe mutluluğuda her anına yayabilir.ölüm geldiği anda insanların hatırladıkları ilk şey en çok mutlu oldukları anlarmış.benimde anlatmak istediğim işte bu en mutlu olduğumuz bu anları en üzgün olduğumuz anlarda düşünebilmek.zor değimli.düşünsenize eşinizle annenizle veya kardeşinizle yaptığınız şiddetli bir tartışma anında onlarla yaşamış olduğunuz en mutlu anı gözlerinizin önüne getirebilmek oldukça zor olmalı.ancak denemeden de bilemeyiz.
İnsan bazen hiç söylememesi gereken sözleri karşısındakini kıracağını bile bile en önce sarfeder.birden aradaki köprüleri yıkar ve onarılmaz hale sokar.oysa köprüleri yapmak ne kadar zorlu bir çaba gerektirir.beyaz yalanlar söylemek karşımızdaki insanı üzmekten beklide daha iyidir.tartıştığımız kişi bizi ne kadar kırarsa kırsın ağzımızdan acı sözler çıkarmadan durabilmek çok önemli bence.ama yapmakta bir o kadar güç.
Bazı şeyleri nasıl yıllar içinde deneyerek öğreniyorsak bunlarıda öğreneceğiz.bizler bu geçiş yurdumuzda kimseyi inciltmeden kırmadan ve kendimizinde daha sonra pişmanlık duyacağı şeyler yapmadan geçip gidebilmeliyiz.
Hayat zor demiyeceğim çünkü çoğunlukla kendi hayatlarımızı zorlaştırmada çok başarılıyız.nedense kolaylaştırmadada pek marifetsisiz.her zaman yaşanan olaylara olumsuz pencereden bakıp olabilecek en kötü yorumları yapıp kalpleri kırıp geçiyoruz.insanları eleştirirken acımasızca eleştirip bizlere gelen eleştirilerde de bize haksızlık yapıldığını düşünüyoruz.
Gerçekten mutlumuyuz.yoksa oyunmu oynuyoruz.
Mutluluk bir kar topu olsaydı onu koruyabilmek için sibiryaya giderdik yada bir buzdolabı alır elektriğin kesilebileceğinide hesaba katıp jeneratöre bağlardık.ara sıra dolabı açar kar topuna bakar onu koruyabildiğimiz için sevinirdik.oysa yapılacak olan tek şey nedir biliyormusunuz… elimize aldığımız o kar topunun eriyene dek geçen her dakikasından zevk almak.yeni bir kar topunun bize tekrar geleceğini ve bu mutluluğu tekrar yaşacağımızı bilmek.hatta bundan emin olmak.kar topunun eriyişinin her anını beynimize kaydetmek ve üzüldüğümüz acılarla yoğrulduğumuz anlarda o görüntüleri albümden çıkarıp mutlu olduğumuz anları hatırlamak…
Hayat zor değil
Hayat güzel
Zorlaştıran bizleriz….
Gelin hep beraber her şeyi affedelim.ama unutmayalım.çünkü unutursak olaylardan ders alamayız.olayları yaşananları hatırlamalıyız ki tekrar aynı mutsuzlukları yaşamayalım…
Bizler sadece insanız.kendimizden ve çevremizdeki insanlardan çok fazla beklenti içinde olmayalım.bizim beklentilerimiz karşımızdakininde bizden beklentisidir.bizler veremiyeceğimiz şeyleri karşımızdaki kişiden beklersek ellerimiz boş kalır.oysa hiçbir beklenti duymadan sadece yaşamayı seçersek o zaman tüm insanlar bizim için bir şey verecektir.kendiliğnden gelecektir her şey.sevgi,güven,aşk,bağlılık,..herşey çevremizi saracaktır.bunların bir çoğunu farklı farklı kitaplardan okuyarak kendimde içimde yaşatarak yazdım.sürekli düşünür bir haldeyim ..herkezin mutlu olmasını acıların bitmesini istiyorum.her bir insanın eline bir kartopu verebilmeyi ve hep beraber kartoplarımızın nasıl eriğini izlemeyi sevinç içinde kar toplarını birbirimize atmayı ve her attığım kartopunda ben mutluyum SEN AL DAHA MUTLU OL diyebilmeyi istiyorum.
Benim aşmam gereken daha çok yol öğrenmem gereken çok şey var.ve ben öğrendikçe çevremdeki herkezinde gelişip değişeceğini mutluluğu almaya kartopunu elinde tutmaya hazır olacağını hissediyorum.şimdi benim için eğitim zamanı……