PSİKİYATRİK İLAÇLARI KULLANMAYI NEDEN REDDEDİYORUZ Psikiyatrik ilaçları kullanmayı neden reddediyoruz?
Hayatın Anlamı Var mı?
Hayatın bir anlamı olup olmadığı gibi tuhaf bir soruyu ancak biz insanlar sorabiliriz.
Görüştüğüm insanlardan pek çoğu güçlü bir şekilde hayatın ne kadar anlamlı olduğunu bana hissettirmiştir.
Ama bazı insanlar da hayatı anlamsız, yaşamaya değmez bulduklarını söylemişlerdir.
Dünyaya filozof olarak gelmiyoruz.
Öyle ise bu soru bizi niye ilgilendiriyor?
Belki bu soruyu daha basit ve somut biçiminden başlayarak ele almam benim konumum açısından daha uygun olacak.
Görüştüğüm insanların içinde mutsuz, depresif, motivasyonsuz olan insanlar, hayatın saçma, anlamsız ve yaşanmaya değmez bir şey olduğunu bana anlatıyorlar.
Bir klinisyen olarak görüştüğüm insanlarda depresyon tablosunu oluşturan özellikler var mı diye araştırırım. Bu özelliklerin belli bir yoğunlukta var olması benim tanı koymam için yeterli olur.
Daha sonra depresyon tanısı koyduğum kişiye depresyonunun tipine ve kişinin özelliklerine bağlı olarak ilaç tedavisi öneririm.
Bu yaklaşım tıbbın klasik felsefesine uygundur. Hastaya da yararlı bir yaklaşımdır. Sonuçları hem istatiksel olarak hem gözlemsel olarak kanıtlanmıştır.
Aslında bedenimiz birçok durumda kendi kendini onaran bir sistemdir.
Bakteriler vücudumuza girebilir, ama bakterileri yok edecek veya etkisizleştirecek bir sürü silahımız vardır.
Bir dokumuz kesilebilir veya hasar görebilir. Ama ölen hücrelerin yerine yeni hücrelerin oluştuğu bir sistemimiz vardır.
Yani belirli sınırlar içinde kendi kendine yeten bir sistemimiz vardır.
Dışarıdan bize herhangi bir kişinin veya doktorun yardım etmesine ihtiyacımız yoktur.
Dolayısıyla bu kendi kendine yetme hali bizlerde bir yanılsama da yaratır.
“Hiç kimseye ihtiyacım yok”. “Ben kendi kendime yeterim”. Buna her şeye yeterli olma imgesi diyelim (omnipotans)
Çeşitli nedenlerle ilaç önerdiğim birçok kişi bana şu cevabı veriyorlar: “ilaç kullanarak bağımlı olmak istemiyorum”. Psikiyatrik ilaçlar örneğin on günlük bir antibiyotik tedavisinden farklı olarak, genellikle uzun süre alınması gereken ilaçlardır.
İlaç alan kişideki kendine yeterlilik algısını (imgesini) sarsıyor. Pek çok kişi bu yüzden ilaç kullanmak istemiyor.
Niye ilaç kullanmak istemiyorsunuz? Sorusuna aldığım yanıtlar içinde en sık tekrarlananı şudur.
“Dışarıdan ilaç alarak iyileşmek istemiyorum, kendim bu durumla başa çıkabilirim diye düşünüyorum”
“ilacın yan etkileri var, bilincimi, düşüncelerimi, duygularımı, değiştirecek.”
Yani dışarıdan gelen ve bizi biz olmaktan çıkaran bir müdahaleyi istemiyoruz.
Dışarıdan yapılan müdahalenin şekli bir ilaç verilmesi de olabilir, bir terapiste gitmek de olabilir.
İlacın kabul edilmesi daha zordur. İlaç doktorun kullandığı tek yanlı bir enstrümandır.
Terapist “hasta” tarafından nispeten daha çok kabul görür, çünkü her aşamada terapiste tepki verebilirsiniz, ilişki “iki taraflıdır”.
İlaç derin bilinçte tek yanlı, erişkinlik öncesi (çocukluk) dönemine göndermeleri olan bir enstrümandır . Çocukluk yaşantılarımızda aciz kaldığımız durumları ebeveynlerimiz bizim yerimize çözümler. İlaç da sanki biz çocukmuşuz ve bir büyüğümüz bizim yerimize sorunumuzu çözüyormuş gibi sembolik bir göndermeye neden olur. Bu durumun ortaya çıkmasını doktorun kerli ferli imajı da kolaylaştırır.
Büyüsel güçlerinin olduğuna inanan bir çift izlemiştim bir belgeselde. Karı koca büyüsel güçleri ile kanseri yenmeye çalışıyorlardı. Ama sonuçta adam öldü.
Yani bedenimiz, algımızın, düşüncemizin veya daha basit bir anlatımla kontrolümüzün dışında da çalışır. Bunu da bazen ölüm gibi basit ve korkunç bir gerçeklikle bize yaşatır.
Artık kendi kendine yeterli olma sınırları aşılmıştır.
Bu bizdeki bir başka imgeyi ortaya çıkarır kendine yetersizlik ve zavallı olma. Yetişkin kendine yeterli bir birey gibi hissedemeyiz kendimizi. Bir zamanlar çocukluk yaşantılarımızdaki gibi dış dünyada bizi koruyup kollayan bir ebeveyne muhtaç “aciz” bir durumda oluruz.
İç dünyamızdaki imgeler birbirine bağlı olarak bulunur. Her imge karşımızdaki diğer insan ın imgesi ile birlikte vardır.
Yani kendimizi güçlü gördüğümüz bir imge ile en azından bazı insanları güçsüz gördüğümüz bir imge yan yana var olmak zorundadır. Dolayısıyla bilinç açısından bakarsak, kendimizi güçlü hissettiğimizde bile, karşımızdaki x şahsı gibi güçsüz duruma geçme olasılığımız da vardır.
Kendimizi yeterli, üstün ve başarılı bir imge içinde hissedebiliriz. Bu durumdaki karşımızdaki insan aciz, yetersiz, güçsüz bir imgeye sahiptir.
Kendimizi büyüklerimizin istediklerini yapan anlayışlı, işbirliği içinde, sevgi dolu bir imge içinde algılayabiliriz, bu durumda karşımızdaki insanı (çoğu zaman da anne veya babamızı) takdir eden, memnun, halinden hoşnut bir imge içinde görmek isteriz.
Acizlik imgesi ortaya çıktığı zaman bununla bağlantılı sadist ve şefkatli ebeveyn imgesi iç dünyamızda var olabilir.
Psikiyatrik ilaç kullanmak, sadece basit bir ilaç kullanmak anlamına gelmiyor. Karmaşık ruhumuz ilaçla ve onu veren psikiyatristle karmaşık bir ilişki kuruyor.
Psikiyatrist bu durumda şöyle bir açmazla karşı karşıya kalıyor. Ya karşı tarafın karmaşasını anlayıp psikoanaliz alanına daha çok girmek zorunda kalacak.
Ya da görüştüğü kişinin kendisine yüklediği imgeden yararlanarak, çoğu zaman otoriter bir şekilde, örneğin bir baba gibi ona ilaç kullanması için direktifte bulunacak.
Eğer psikiyatristle görüşen kişinin, psikiyatristi tasarımladığı imge ile köklü bir çatışması yoksa (diyelim psikiyatristi kendisine yakın x şahsına benzer bir şekilde algılıyor),
İlacın kişiye yarama olasılığı artıyor. Eğer ilaç alan kişinin psikiyatristi tasarımladığı imge çatışmalı olduğu bir imge ise (diyelim psikiyatristi kendisine yakın ama olumsuz duygular hissettiği y şahsına benzer bir şekilde algılıyor) başka sonuçlar olabiliyor. İlacı kullanmaya başladıktan sonra bırakma, hiç almama, kendi bildiği gibi alma, başka bir psikiyatriste veya doktora veya bir komşuya ilaç sorma gibi davranışlar olabiliyor.
Kişi için psikiyatristin şu veya bu kişi olması da çok önemli değil bu algılama sistemi içinde.
İlaçla tedavi doktor ve hasta arasında iki tarafın kendini iyi hissedeceği bir ilişki olarak kuruluyor.
Psikoterapi ise terapist ve terapi alan kişi arasında kurulmuş, iki tarafın da kendini iyi hissedebileceği bir ilişki.
İki ilişkide de tedavinin kişinin kendine iyi geleceğine dair bir inanç var.
Ama ilaç aracılığı ile kurulan doktor hasta ilişkisi psikiyatrik bir problemi kısa zamanda ve kısa süreli bir ilişki ile çözmeyi sağlıyor. Doktorla on beş dakika veya yarım saat görüşseniz, daha sonra da on beş dakikalık ara kontroller yapılsa, ortalama bir psikiyatrik tedavi süresi olarak yeterli olabilir.
Ama terapi için iki –beş yıl gibi süreler haftada en az bir saat belki üç saat gibi görüşme periyodu ve zamanı gerekir.
İki ilişkiyi ayıran en önemli nokta şudur. İlaçla kurulan ilişkide hedefimiz insan bedeninin işleyişini değiştirmektir. Beyinde olması gereken hormon dengesi bozulmuştur örneğin, onu tekrar eski haline getirmek için ilaç kullanırız.
Psikoterapide ise karşılıklı düşünce ve duygu aktarımını kullanarak değişmiş veya yerine oturmamış psikolojik dengemizi düzeltmeye çalışırız.
Yani iki yöntemin çalışma alanları farklıdır.
Ben kendi adıma görüştüğüm insanları üç grup içinde ele alıyorum.
İlaç alması gerekmeyen insanlar, bu insanlara terapi öneriyorum
İlaç alsa da almasa da olabilecek sınırda vakalar
İlaç alması gereken vakalar.
Birinci ve üçüncü grupla ilişki kurmak nispeten kolay.
İlaç alması gereken vakalarda karşımdaki kişi ilaç almak istemese bile sabırlı ve uzun bir konuşma sonrası ender olarak hayır ben ilaç kullanmak istemiyorum diyen olabiliyor.
İkinci grupta ise terapi ve ilaç tedavisi iç içe geçecektir. O yüzden karşımızdaki insanı da “sanki doktormuş ” gibi tedaviye katmanın yararlı olacağını düşünüyorum.
Eğer böyle yapmazsak daha sonra bu kişinin içinde birikim olup kızgınlık ve öfke şeklinde davranışlar gösterebilir. İlacı almayı unutabilir. Tedaviyi bırakmayı düşünebilir vb. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ http://media3.guzer.com/pictures/homers_brain.jpg |